31 Ekim 2012 Çarşamba

"Facebook şimdiye kadar icat edilmiş en dehşet verici casusluk makinesi"

Çek yazılımcı Bogomil Shopov kişisel web sitesinde bir internet sitesinden 5 dolara 1 milyon Facebook kullanıcısının kişisel bilgilerini satın aldığını açıkladı.
Çek yazılımcı Bogomil Shopov kişisel web sitesinde internet üzerinden 1 milyon Facebook kullanıcısının bilgilerini satın aldığını iddia etti. Facebook kullanıcılarının bilgilerini satmak isteyen kişinin, bu bilgileri geliştirdiği bir Facebook uygulaması sayesinde edindiğini söyleyen Shopov, sitesinde satın aldığı kullanıcı profillerini sansürleyerek yayınladı. Shopov, ayrıca satıcının yaptığı teklifte Facebook dışında Twitter ve diğer sosyal paylaşım sitelerine ait kullanıcıların da bilgilerini temin edebileceğini söylediğini ekledi. "Siz hâlâ kendinizi güvende mi hissediyorsunuz" sorusuyla bu olayı sitesine taşıyan Çek yazılımcı 1 milyon kullanıcının bilgisini yalnızca 5 dolara satın aldığını vurguladı.
Shopov: "Uyarı! Facebook'a göre bu gönderiyi okumanız yasak. O yüzden dikkatli olun"
Shopov bu durumu sitesinde yayınladıktan sonra Facebook’ta görevli bir kişinin kendisiyle görüşmeyi teklif ettiğini ileri sürdü. Facebook’taki yetkililerle görüşmeyi kabul eden Shopov, yetkililerin kendisine bu görüşmeyi hiçbir şekilde paylaşmaması ve sitesinde yayınlamaması gerektiğini söylediklerini iddia etti. Çek yazılımcı Facebook yetkililerinin kendisine bu görüşmeyi servis kalitesini artırmak için yaptıklarını söylediğini de ekledi. Bu görüşmeyi paylatığı gönderinin başına "Uyarı! Facebook'a göre bu gönderiyi okumanız yasak. O yüzden dikkatli olun" yazan Shopov Facebook’la yaptığı görüşmeyi sitesinde şu cümlelerle yayınladı:
"Sizden bu dosyayı bize göndermenizi, ardından silmenizi ve eğer kopyasını birilerine verdiyseniz bize bildirmenizi istiyoruz. Ayrıca bize bu dosyayı hangi siteden satın aldığınızı, satın alma işlemlerinizi ve ödeme sisteminizi bize bildirmenizi ve bazı içerikleri blogunuzdan kaldırmanızı istiyoruz. Bu arada bu konuşmanın herhangi bir bölümünü kimseyle paylaşmanız yasaktır. Sizinle yaptığımız bu görüşme gizlidir."
Shopov Facebook yetkililerine dosyayı ve satın aldığı sitenin adını vermeyi kabul ettiğini ve ardından yetkililere bu konu ile ilgili ne yapacaklarını sorduğunu iletti. Yetkililerin cevabının bir soruşturma başlatacakları yönünde olduğunu belirten Çek yazılımcı, "soruşturmanın ardından kullanıcılar kendilerini koruyabilmeleri için bilgilendirilecekler mi?" sorusuna ise yanıt alamadığının altını çizdi.
Facebook'ta skandallar bitmiyor
Facebook’ta kullanıcıların kişisel gizliliklerinin tehdit altında olduğu daha önce de birçok kez gündeme gelmişti. Shopov’un aktardığı duruma benzer bir vaka The Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin bir haberine konu olmuştu. Haberde Facebook’ta yer alan bazı uygulamaların yöneticilerinin uygulamaya üye olan kullanıcıların bilgilerini para karşılığında sattıkları aktarılmaktaydı. Haberin ardından Facebook WSJ’nin iddiasını kabul etmiş ve bilgileri satan 10'a yakın programlama şirketinin sözleşmelerini 6 aylığına askıya aldığını duyurmuştu.
Facebook’un adının karıştığı bir diğer skandal ise birkaç ay önce bir teşhis edici ağ yazılımı ile yapılan testlerde ortaya çıktı. Bu yazılım ile gerçekleştirilen testlerin sonucunda Facebook’un kendi kullanıcılarının internet aktivitelerini izleyen 200’den fazla casus yazılım içerdiği tespit edildi.
Julian Assange:"Facebook şimdiye kadar icat edilmiş en dehşet verici casusluk makinesi"
Wikileaks’in kurucusu Julian Assange, bir röportajında Facebook’un kişiler tarafından gönüllü olarak kullanılsa da, ABD istihbaratının kullanımı için geliştirildiğini iddia etmişti. Assange Facebook’u "şimdiye kadar icat edilmiş en dehşet verici casusluk makinesi" olarak tanımlarken "Herkes şunu anlamalı ki, arkadaşlarını Facebook’a ekleyerek ABD istihbarat servisleri için bedavaya çalışıyorlar ve onlar için bu veri tabanını oluşturuyorlar" şeklinde konuşmuştu.
(soL - Bilim)

1.1 milyon metrekare satıldı

Yabancıya mülk satışının 183 ülkeye açılması Türkiye’ye ilgiyi artırdı. Mütekabiliyetin kalktığı ağustostan bu yana 2 bin 819 yabancı ülke vatandaşı gayrimenkul satın aldı. Yabancılara satılan mülkün toplam alanı 1 milyon 162 bin metrekareyi buldu.
BİRGÜN
Hürriyet'ten Meltem Kara'nın haberine göre, yabancıların Türkiye’den gayrimenkul alımının önünü açan mütekabiliyet (karşılıklılık) ilkesinin kaldırılması ve mülk satışının 183 ülkeye açılmasının ardından, toplam alanı 1 milyon 162 bin metrekareyi bulan 2 bin 578 taşınmaz satıldı. Mütekabiliyetin kalktığı ağustos ayından bu yana toplam 2 bin 819 yabancı ülke vatandaşı gayrimenkul satın alırken, listede en çok alım yapanlar Almanya, Rusya ve İngiltere vatandaşları olarak sıralandı. Gayrimenkul alımına yeni izin veren ülkelerden ise şu ana kadar Afganistan, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak ve Kuveyt’ten talep geldi. Ancak, şu anda yabancılardan gelen birçok talep Genelkurmay’da izin için bekliyor. Genelkurmay’ın ise kasım ayına kadar bekleyen taleplere yanıt vermesi bekleniyor. Bekleyen satışlar için Genelkurmay’dan izin çıktığında, yasağın kalktığı ülkelerden gelen asıl talep ortaya çıkacak ve satılan mülk sayısı daha da yükselecek.

ALMANLAR ARSAYA YÖNELİYOR

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, 183 ülkeye açılan gayrimenkul satışına iki aylık sürede en çok Alman vatandaşları ilgi gösterdi. Almanya’dan 561 kişi, 789 bin metrekareye karşılık gelen 775 taşınmaz satın aldı. Bunların 335 adedini daire, 439 adedini ise arsalar oluşturdu. İkinci sırada ise Rusya yer aldı. Ruslar, 35 bin metrekarelik 416 taşınmaz satın alırken, bunların 409’unu daireler oluşturdu. Mülk alımında üçüncü sıraya ise İngiltere yerleşti. 521 İngiliz vatandaşı, 83 bin metrekarelik 365 taşınmazın sahibi oldu. Bunlardan 316’sını ise daireler oluşturdu. Norveç’ten 280, Hollanda’dan 123, İsveç’ten de 106 kişi mülk edindi.

5 YENİ ÜLKE GELDİ
Mütekabiliyet şartı arandığı için daha önce konut alamayıp, yasanın değiştirilmesiyle izin verilen ülke konumuna geçen ülkelerden şu ana kadar Afganistan, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak ve Kuveyt vatandaşları mülk edindi. Afganistan’dan 1 kişi, 169 metrekarelik bir taşınmaz satın alırken, Azerbaycan’dan da 3 kişi, toplam 2 bin 630 metrekarelik mülk satın aldı. Birleşik Arap Emirlikleri’nden ise 4 kişi 3 daire satın aldı. Irak’tan bir kişi bir dairenin sahibi olurken, Kuveyt’ten de 3 kişi 3 daire aldı.

ASKERDEN İZİN SIRASINDA
Yabancılara gayrimenkul satışına ilişkin bu veriler, ağustos ayından bu yana gerçekleşen satışları yansıtıyor. Yasanın hayata geçmesiyle birlikte, bekleyen başvurulara yönelik işlemler tamamlandı. Mülk alımına yeni izin verilen ülkelerden gelen talep şu anda sınırlı kalsa da, Genelkurmay Başkanlığı’nda izin için bekleyen bir çok mülk bulunuyor. İzinlerin verilmesi ve satışların kayıtlara geçmesiyle rakamlar daha da yükselecek. Öte yandan, Tapu ve Kadastro Müdürlüğü ile Genelkurmay Başkanlığı izin süresinin kısaltılması için çalışmalar da yapıyor.

3. Havalimanının Yeri Belli Oldu

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş, 3. havalimanının Terkos Gölü'nün yakınına yapılacağını açıkladı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, 3. Havaalanı ile ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Topbaş yaptığı açıklamada 'Sayın başbakanımızın talimatıyla kuzeyde gelecekte yılda 150 milyon yolcu kapsiteli 5 yada 6 pistli ilk etapta 100 milyon yolcu taşıyacak havaalanının startı veriliyor. Zannediyorum bu yıl içinde ihalesi yapılabilir. Çünkü artık yetşmiyor. Atatürk havalimanıkapasitesi çok zorlanarak hizmet vermekte. Hele lodos olduğu zaman bekleme süresi artıyor" diye konuştu.
Topbaş 3. havaalanının yeri konusundaki bir soruya ise " Yeri kuzeyde, Terkos gölüne yakın alanlar içerisinde düşünülüyor" diye yanıt verdi.

Milliyet

Vergi kaçırana değil ortaya çıkarana dava!

Ekonomik krizdeki Yunanistan’da bir gazeteci, İsviçre’de banka hesapları bulunan 2 bin Yunan vatandaşının listesini yayımlayınca kendisini yargıç karşısında buldu. Listenin iki yıl önce Yunan yetkililere verildiği ancak hükümetin sümenaltı ettiği öne sürülüyor

Beş yıldır ekonomik krizle boğuşan Yunanistan’da ‘Lagarde listesi’ skandalı yaşanıyor. ‘Hot Doc’ adlı haber dergisi ekim sayısında, İsviçre bankalarında hesabı olan 2 bin 59 Yunan vatandaşının isminin yer aldığı listeyi yayımlamıştı. Aralarında ünlü siyasetçi ve işadamlarının da yer aldığı liste, 2010 yılında dönemin Fransa Ekonomi Bakanı, şimdiki IMF Başkanı Christine Lagarde tarafından Yunan mevkidaşı Yorgo Papakonstantinu’ya verilmişti. Ancak derginin iddiasına göre Yunan yetkililer listede yer alan isimleri ‘vergi kaçırma’ suçlamasıyla incelemeye alacaklarına listeyi o günden beri sümenaltı etti.

3 yıl hapis alabilir

Asıl kıyamet ise haftasonu derginin yöneticisi Kostas Vaksevanis hakkında dava açılmasıyla koptu. Gözaltına alınan ve 1.5 saat sorgulanan gazeteci, dün yapılacağı açıklanan ancak daha sonra yarına ertelenen duruşmada bulunması şartıyla serbest bırakıldı. Vaksevanis, “özel bilgileri ifşa etmekle” suçlanıyor. Suçlu bulunursa 3 yıl hapis cezası alabilecek. Duruşma salonu önünde milletvekilleri ve gazeteciler, Vaksevanis’e destek gösterisi yaptı .

2 milyar euro

1990-2007 dönemini kapsayan ‘Lagarde listesi’nde, İsviçre bankalarındaki paraların miktarlarıyla ilgili detaya yer verilmiyor. Ancak bu miktarın 2 milyar euroya yaklaştığı iddia ediliyor. İsviçreli yetkililer, ilk olarak bir banka çalışanı tarafından sızdırılan listenin varlığıyla ilgili bir açıklamada bulunmadı.

Olay liste kayıp!

Listenin orijinalinin nerede olduğu ise bilinmiyor. Listenin ilk olarak teslim edildiği Papakonstantinu, CD’yi bir asistanına verdiğini ancak nerede olduğunu bilmediğini söyledi. Papakonstantinu’nun halefi Evangelos Venizelos ise bir kopyanın eline ulaştığını hatırladığını, kendisinin kopyayı Başbakan’a ilettiğini öne sürdü. Ancak Başbakanlık bunu yalanladı.

Devlet kanalı grevde

Öte yandan Yunan devlet televizyonu NET TV’de Kamu Düzeni Bakanı Nikos Dendias’ı eleştiren ve istifaya çağıran iki sunucunun görevden alınması üzerine çalışanlar greve gitti.

Ben görevimi yaptım!

Vaksevanis, serbest bırakılmasının ardından “Vergi kaçıranları ve listeyi saklayanları değil, basın özgürlüğünü tutuklamaya çalışıyorlar. Saklanan bir gerçeği açığa çıkardım. Ben işimi yaptım” dedi.

Papandreu’ya yemek yedirmediler

Yunanistan’da krizin sorumluları arasında görülen eski başbakan Yorgo Papandreu, Almanya ziyareti sırasında beklemediği bir eylemle karşılaştı. Eşiyle birlikte Berlin’de bir restorana giden Papandreu’yu burada, Almanya’da eğitim gören Yunan öğrenciler bekliyordu. Oldukça sert bir protestoyla karşı karşıya kalan eski Başbakan, çareyi restoranı terk etmekte buldu.
VATAN

Sit alanları konusunda iki bakan el sıkıştı

Hem tarih hem tabiat açısından önemli 'sit'lerde yetki karmaşasına karşı iki bakan 'centilmenlik anlaşması' imzaladı. Tarihi Likör Fabrikası bu karmaşa sayesinde 1 ay içinde yıkılmıştı.
Radikal
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, sit alanları ile ilgili centilmenlik protokolü imzaladı. Tabiat varlıkları ile kültür varlıklarının çakıştığı sit alanlarında hangi koruma kurulunun karar vereceği tartışma konusuydu. Bu protokole göre kültür ve tabiat varlıklarının çakıştığı alanlarda kültür varlığı açısından bölge koruma kurullarının görüşü alındıktan sonra son söz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda kaldı. 
Kültür varlığının restorasyon , restitüsyon, rölövesi ile ilgili kararlar ise Koruma Kurulu’nca alınacak. İki bakan arasındaki 11 maddeden oluşan sözleşme tüm koruma kurulu üyeleri ile bölge komisyon üyelerine gönderildi. 

Topkapı Sarayı’nda son söz kimin? 
Yaklaşık 1 yıl önce kültür ve tabiat varlıkları koruma kurulları ikiye ayrıldı. Doğal sit alanları ile tescilli tabiat varlıklarının bulunduğu alanlarda imar, çevre düzenlemesi, yenileme gibi değişikliklere bakmak üzere tabiat varlıklarını koruma bölge komisyonları kuruldu. Kültür varlıkları, arkeolojik, tarihsel ve kentsel sitlere bakmak üzere ise kültür varlıkları bölge koruma kurulları oluşturuldu. Ancak hem doğal hem arkeolojik sit alanlarında kararı kimin vereceği belirlenmemişti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca hazırlanan bir genelge ile sit alanlarının çakıştığı noktalarda kararı tabiat varlıkları komisyonunun vereceği ilan edildi. 
Bunun anlamı şuydu; Topkapı Sarayı’nda bir restorasyon yapılacak olsa bahçesinde anıt ağaçlar bulunduğundan kararı kültür varlıkları değil tabiat varlıkları kurulu verecekti. Bunun en somut örneği Şişli Likör Fabrikası’nda yaşandı. Bina tarihiydi ama bahçesinde de anıt ağaçlar vardı. 2. No’lu Kültür Varlıkları Koruma Kurulu tarihi binanın yıkılmasına izin vermiyordu. Yıllarca kurul direnmişti ama iki sit alanı çakıştığı için yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı İstanbul Tabiat Varlıkları Komisyonu’na geçince tarihi fabrikanın yıkımına izin veren karar 1 ay içinde çıkmıştı.
Protokol deklare edildi
Çiftbaşlılık yaşanması, kültür varlıkları koruma kurullarının pek çok alanda sıkıntı yaşaması üzerine Kültür ve Turizm Bakanı Günay ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar bir araya geldi ve ortak protokol imzaladı. 11 maddeli protokol iki bakanlıkça kurul üyelerine deklare edildi.
Protokolde neler yapılacağı adım adım sayıldı 
İşte o protokol: 
Çakışan alanlara ilişkin başvurular öncelikle kültürel değerler yönünden ilgili koruma bölge kurulunca değerlendirilir. Kültürel açıdan alınan karar ile birlikte doğal değerler açısından da değerlendirme yapılarak koruma bölge komisyonunca nihai karar alınır.
Doğal sit alanında veya tabiat varlığı parselinde bulunan tescilli kültür varlığının rölöve, restitüsyon, restorasyon, rekonstrüksiyon projeleri, onarımı, tescil, tescil kaydının irdelenmesi vb. gibi doğal değerleri etkilemeyecek şekilde yapının kültür varlığı niteliğinden kaynaklanan müdahalelere yönelik işlemler için nihai karar ilgili koruma bölge kurulunca alınır.
Çakışan alanlarda kazı, sondaj ve temizlik çalışmalarına yönelik ilgili koruma kurulunca alınacak karar, Kültür ve Turizm Bakanlığı ’nca verilecek izin doğrultusunda gerçekleştirilir.
Ören yerleri hariç çakışan alanlarda 2863 sayılı kanunun 13. ve 14. maddeleri kapsamında satış, kiralama, tahsis, devir, intifa hakkı gibi konularda görüş; kültürel değerler açısından Kültür ve Turizm, doğal değerler açısından Çevre Bakanlığı’nca mülkiyet sahibi kuruma iletilir.

30 Ekim 2012 Salı

UBS 10 bin kişiyi işten çıkarıyor

Bankacılık yatırımlarını azaltmayı amaçlayan İsviçre Bankası UBS, dünya çapında 10 bin kişiy işten çıkaracağını açıkladı
Radikal
BBC ’nin haberine göre İsviçre Bankası UBS’nin tenkisatı 3 yıla yayılacak ve mevcut 64 bin çalışanının yüzde 16’sının işine son verilmiş olacak. 
42 MİLYAR DOLAR ZARAR ETTİ 
İsviçre otoritelerine göre UBS finansal kriz boyunca 42 milyar dolar kaybetti. Bu kaybın bankayı küçülmeye ittiği belirtiliyor. Tenkisatla 4 milyar dolara yakın tasarruf edilmesi planlanıyor. 
UBS Genel direktörü Sergio Ermotti, ‘Zor kararlardan biriydi. Özellikle de bizim gibi işi insanlarla ilgili olan bir kurum için’ dedi. 
Zürih merkezli UBS, kayıplarına neden olduğunu düşündüğü ve daha riskli olan büyük yatırımları bırakarak, kişisel bankacılığa ve küçük yatırımlara yönelecek. 
UBS daha küçük ve odaklı bir banka olmayı planlıyor 

Taksim'e ilk kazma vuruldu

Taksim'i 'yayalaştıracak' olan altgeçit projesi için ilk kazma vuruldu.

Radikal .com.tr - Taksim’de Tarlabaşı Caddesi'ne çıkan Zambak Sokak ve Cumhuriyet Caddesi'ndeki Divan Otel'in önü kapatıldı, altyapı çalışması için kazılmaya başlandı. 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Taksim'e yapılacak tünel için ilk kazmayı dün vurdu. Çalışmalar tünelin yeraltına gireceği iki noktada başlatıldı: 

Tarlabaşı Caddesi'ne bağlanan Zambak Sokak'ta taşlar sökülerek sokağın altından geçen elektrik, gaz ve kanalizasyon borularının yerleri değiştiriliyor. Tünelin yeraltına dalacağı ikinci nokta ise Cumhuriyet Caddesi'nde Divan Otel'in önü. Burası da şu an İBB tarafından bariyerlerle kapatılarak kazı çalışmasına hazırlanıyor. 

10 GÜN İÇİNDE TARLABAŞI TÜNEL KAZASI BAŞLAYACAK Sokakta çalışan işçiler en geç 10 gün içinde altyapı çalışmasının tamamlanacağını ve Tarlabaşı Caddesi'nde tünel kazısına başlanacağını söyledi. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi 'nden daha önce alınan bilgilere göre tünel, Tarlabaşı-Harbiye yönünde 400 metre, Harbiye-Tarlabaşı yönünde 320 metre uzunluğunda olacak. Yeraltı tünelini ihaleyi 51 milyon 555 bin 370 TL'lik teklifle alan Kalyon İnşaat yapacak, proje kapsamında Taksim'e toplam 14 bin 315 fore kazık çakılacak. En geç bir yıl içinde tamamlanması planlanan inşaat sırasında Taksim Meydanı kısmen trafiğe kapatılacak. 

23 Ekim 2012 Salı

Kentsel dönüşümde kısmi iptal devrede

CHP'nin kentsel dönüşümde iptal istemine Anayasa Mahkemesi'nden onay Resmi Gazete'de yayınlandı. Böylelikle kanunun 'belediye izni olmayan inşaatları durdurma süreleri' ve 'ek personel istihdamı'na ilişkin maddelerinde durdurma kararı uygulamaya girdi.
ANKARA - Belediyelerin, konut, sanayi ve ticaret alanlarında, kentsel dönüşüm projeleri uygulayabilmesini öngören 5998 sayılı Belediye Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un bazı hükümlerinin yürürlüğünün durdurulması kararı Resmi Gazete'de yayımlandı. 
CHP , kanunun iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açmıştı. 
Anayasa Mahkemesi heyeti, 5393 sayılı kanunun 5998 sayılı kanunun 1. maddesiyle değiştirilen 73. maddesinin 11. fıkrasındaki, kentsel dönüşüm alanlarında devam eden inşaatlardan belediye izni olmayanların 5 yıl süreyle durdurulması, durdurmanın sürüp sürmeyeceğine belediyenin karar vermesi ve durdurma süresinin 10 yılı geçemeyeceğine ilişkin 2, 3 ve 4. cümlelerini anayasaya aykırı bulmuştu. 
Heyet, kanunun, boş kadro ve pozisyon bulunması ve bütçe imkanlarının yeterli olması kaydıyla 1 Ocak 2005 tarihinde mevcut personel sayısının yüzde 10'unu geçmemek üzere İçişleri Bakanlığı tarafından zorunlu hallerde verilecek iznin dışında ek personel istihdam edilemeyeceğine ilişkin geçici 1. maddesini de iptal etmişti. İki hükmün de yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmişti. (aa)

Çatalhöyük'ün yıldızı yeniden parlıyor

UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınmasının ardından ziyaretçi sayısında yoğun artış beklenen Çatalhöyük'e, 9 bin yıl önceki yaşamı anlatacak 4 ayrı deneysel ev yapılacak.
KONYA - Çatalhöyük Kazı Başkan Yardımcısı ve Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serap Özdöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Konya'nın Çumra ilçesinde bulunan 9 bin yıl önce 8 bin kişinin bir arada yaşadığı Çatalhöyük'ün, dünyada insanoğlunun ilk yerleşim yerlerinden biri olduğunu söyledi. 
Stanford Üniversitesi'nden Arkeoloji Profesörü Ian Hodder başkanlığında 20 yıldır kazı çalışmaları yapılan Çatalhüyük'te 5 yıl daha kazı çalışmalarının devam edeceğini anlatan Özdöl, “Çatalhöyük, bu yıl yaz aylarında UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınmasıyla dünyada yeniden merak uyandırmaya, yeniden yıldızı parlamaya başladı” dedi. 
DÖNEMİN YAŞAM TARZINI ANLATAN DENEYSEL EVLER 
Halen yaklaşık 15 bin kişinin ziyaret ettiği Çatölhöyük'ün ziyaretçi sayısında UNESCO'nun bu kararıyla birlikte hızlı bir artış beklediklerini ifade eden Özdöl, şunları kaydetti: 
“Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan yerleri gezen özel turist gruplarının da bu yıldan itibaren Çatalhöyük'e geleceğini öngörüyoruz. Tabii, artan ziyaretçi sayısıyla birlikte kazı alanını yeniden düzenlemek, turizme daha uygun hale getirmek gerekiyor. Bunun için, buraya gelecek turistlerin Çatalhöyük'ü daha iyi anlamalarını sağlayacak deneysel evlerin yapılmasına karar verildi. 4 adet yapılması planlanan bu deneysel evlerde, o dönemde Anadolu'da yaşayan insanların dünyasında büyük yer kaplayan leoparlar ve akbabalar gibi unsurlar ön plana çıkartılacak. Çünkü, burada ortaya çıkan, dünyanın ilk sanat eserleri arasında kabul edilen duvar resimlerinde, leopar derileri insanların üzerinde görülüyor. Aynı resimlerde akbaba figürleri, güçlü boğalar da yoğun şekilde kullanılmış. Belli ki leoparlar, boğalar ve akbabalara Tanrısal güç ya da özellikler atfediliyordu.” 
Özdöl, yine Çatalhöyük kazı alanına, buradaki araştırmaların kesintisiz şekilde sürdürülmesi için bir araştırma enstitüsü veya araştırma merkezi kurulacağını sözlerine ekledi. 
ÇATALHÖYÜK 
1960'lı yıllarda İngiliz Arkeolog James Mellaart ve ekibi tarafından keşfedilen Çatalhöyük'te, 1993 yılında yine İngiliz Arkeolog Prof. Dr. Ian Hodder başkanlığında kazılar yapılmaya başlandı. 
Neolitik dönemde yaklaşık 8 bin kişinin yerleşik hayata geçerek bir kent kurduğu tespit edilen Çatalhöyük'te 9 bin yıl önce; üstten girilen, birbirlerine bitişik kerpiç evlerde yaşayan insanların sosyal yapısı, beslenme ve giyim şekilleri gibi çeşitli konular araştırılıyor. 

aa

Avcılar,İspartakule'de Arkeoparklı bir TOKİ rüyası

Avcılar'da, Ispartakule evlerinin arkasında yeni TOKİ konutları yapımı amacıyla başlatılan kazılar İstanbul'un en eski geçmişine ışık tuttu! Bölgenin arkeopark yapılması öneriliyor.
TOKİ’nin konut yapmak düşüncesiyle Spradon antik kentinde İstanbulArkeoloji Müzesi uzmanlarına başlattığı kazılardan çıkan buluntular, arkeoloji dünyasında sevinçle karşılandı. TOKİ’nin bundan sonra da kazıları devam ettirmesi isteniyor. TOKİ, kazılara maddi desteğini sürdürürse hem ‘tarihi binalara zarar verdiği gerekçesiyle’ kamuoyu nezdinde bozulan imajını düzeltebilecek hem de İstanbul kent bilincini geliştiren bir arkeoparka kavuşacak. 
Uzun yıllardır definecilerin uğrak yeri olan Ispartakule’deki Spradon antik kentinde, 3. derece sit alanı içinde kalan nekropol alanında geç Roma dönemi 58 mezar buluntusu, sur duvarları, mimari yapılar bulundu. Henüz 1. derece arkeolojik sit alanında sondaj yapılmadı. Arazide çalışan uzmanlar asıl buluntuların buradan geleceğini belirtiyor. 

İkinci Yenikapı mı? 
Marmaray için başlatılan Yenikapı kazılarında da önce liman batıkları bulunmuş daha sonra alt katmanlara inildikçe İstanbul’un şehir belleğini oluşturan yeni bilimsel verilere ulaşılmıştı. Uzmanlar Spradon antik kentinde de neolitik dönem buluntularının çıkacağından neredeyse eminler. Hatta Prof. Dr. Mehmet Özdoğan alanda paleolitik dönem bile gelme ihtimalinden söz etti. 

Kazılar durursa defineciler yeniden işbaşı yapar 
İstanbul 1 No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun bölgede konut yapımına izin vermeyeceği kesin. Arkeoloji Müzesi tarafından devam eden kazıların da maddi destekçisi TOKİ. Bu durumda kazılar duracak mı sorusu akıllara geliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı pek çok kazıya destek verdiği için burada sürdürülen kazılara bütçe ayırması zor görünüyor. Ancak müze kazıları kapatırsa bu kez de defineci tehlikesi yeniden hortlayacak. Çünkü oldukça geniş bir arazi ve burayı bir bekçinin koruması ya da etrafının koruma altına alınması oldukça zor. 

İstanbul’da tarih bol ama kazılar çok az 
Prof.Dr. Mehmet Özdoğan (Arkeolog): İstanbul’un kültür tarihindeki önemini biliyoruz. Ancak toprak üstü bulgular ve yazılı kaynaklardan öğrendiklerimiz kadar bilgi sahibiyiz. Arkeolojik kazılar yetersiz. Avrupa’nın pek çok şehrinde kent geçmişine yönelik arkeolojik kazılar yapılmıştır. Yenikapı kazıları İstanbul ile ilgili ne kadar az şey bildiğimizi ortaya koydu. İstanbul’un geçmişi sadece sur içinden ibaret sanılmamalı. Yeni buluntular bir fırsattır. Kent arkeolojisi kentin orta yerinde bir yeri kazıp öylece bırakmak değildir. Bulunan alanlar arkeolojik park yapılarak kentin zenginleşmesine fırsat tanınmalıdır. Yeni buluntular heyecan verici. Yarımburgaz bölgenin çok yakınında. Neolitik dönem de paleolitik dönem bulgularına da rastlanması muhtemel. 

TOKİ içinde bir arkeopark olabilir Nezİh Başgelen (Arkeolog): Ispartakule’deki kurtarma kazılarını yerinde görme ve vadiyi inceleme imkânım oldu. Bulgular (M.Ö. 4- M.S. 11. yüzyıl) 1500 yıllık bir yerleşim tarihini ortaya koymakta. Özellikle pınar çevresi ve vadi tabanında yapılacak kazılarda daha eskiye giden tabakalara da rastlanabilir. Şu anda bulunanlarla bile İstanbul’un yakın çevresinin arkeolojisi açısından önemli bir yerleşim yeri olduğu anlaşılıyor. Buranın bir arkeopark olarak yapılması düşünülen TOKİ yerleşimi içine entegre edilmesi, örnek olması açısından üzerinde durulması gereken bir husus. İstanbul’la her açıdan yakından ilgilenen Sayın Başbakanımızın TOKİ’yi bu yönde bir uygulama için görevlendirmesini dilerim. 


Radikal

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var