31 Ocak 2016 Pazar

7 bin nüfuslu Kaş'a 38 bin kişilik imar planı




Türkiye'nin önde gelen şehir plancılarından Prof. Dr. Mehmet Tunçer, 7 bin nüfuslu Kaş'a 38 bin nüfusun nasıl yerleştirildiğini aklının almadığını söyledi.

Büyükşehir Belediyesi'nin hazırladığı imar planıyla betonlaşma tehdidi altında bulunan Antalya'nın Kaş ilçesindeki sivil toplum örgütlerinin düzenlediği panelde, ilçedeki kimi korunan alanları turizm ve kentsel konut alanına dönüştüren plan çalışmaları tartışıldı.
Şehir ve Bölge Yük. Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer, WWF-Türkiye Doğa Koruma Sorumlusu Yaprak Arda ve gazeteci Yusuf Yavuz'un konuşmacı olarak yer aldığı panelde Kaş Belediye Başkanı Halil Kocaer'in yanısıra STK temsilcileri, turizmciler ve çok sayıda yurttaş katıldı.
Antalya Büyükşehir Belediyesi'nce Kaş için hazırlanan 1/25 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı, ilçedeki kimi korunan alanları turizm ve konut amaçlı yapılaşmaya açacağı endişesiyle ilçede yaşayan 30 yurttaş ve sivil toplum örgütleri tarafından geçtiğimiz aylarda yargıya taşındı. 3. derece doğal sit alanı olan Çukurbağ Yarımadası ve Limanağzı'nın yanısıra kimi mahallelerde yeni yapılaşma alanları öngören planla ilgili raporda yer verilen nüfus projeksiyonlarının gerçekçi olmadığını düşünen STK'lar, önemli bir turizm mermezi olan Kaş'ın geleceğini derinden etkişleyecek olan planla ilgili ayrıntıları ilçe halkıyla paylaşmak için bir panel düzenledi.
Kaş Sivil Toplum Platformunu oluşturan 6 STK ile planı yargıya taşıyan davacı yurttaşların organize ettiği panele, Ankara ve Gazi Üniversiteleri Öğretim Görevlisi Şehir ve Bölge Yüksek Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer, WWF-Türkiye Doğa Koruma Birimi Sorumlusu deniz biyoloğu Yaprak Arda ve Yusuf Yavuz konuşmacı olarak katıldı.
'KAŞ'A 38 BİN NÜFUS BİLİMSEL DEĞİL'
Geçmişte Kaş'ın Koruma Amaçlı İmar Planı'nı da hazırlayarak ilçenin kentsel ve tarihi çevresiyle sürdürdüğü turizmle kimliğini korumasında önemli katkıları bulunan Prof. Dr. Mehmet Tunçer, panelde yaptığı konuşmada, planlama ilkeleri açısından tarihi çevre, arazi kullanımı ve yapı nitelikleriyle ilgili bilgiler verdi. Kaş'la ilgili hazırlanan Çevre Düzeni Planı notlarında, 2025 yılına yönelik nüfus projeksiyonlarının düşük çıktığının belirtildiğini kaydeden Tunçer, "Bu ne demek? Beklentiniz neydi? Kaş'ı korumak mı yoksa büyütmek mi?" diye sorduğu konuşmasında, "Başta hedeflenen koruma ve sürdürülebilirlik ilkelerine aykırı bir varsayım. 38 bin nüfusun nereden bulunduğuna ilişkin hiç bir bilimsel temel yoktur" dedi.

Planlama alanı sınırları içerisinde Kaş'ın üçte bir oranında büyütüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Tunçer, mevcut kentsel alan içerisine 127.30 hektar 'kentsel gelişme alanı' önerildiğini belirterek, 7 bin nüfuslu ilçeye 38 bin nüfusu öngören çevre düzeni planının yargıya taşındığını anımsatarak, "Bu nüfus kabulüyle planlama yapılırsda Kaş, tarihi dokusundaki aşırı yoğunlaşma yanısıra kuzey ve kuzey doğusunda yeni bir ilçe yerleşimi oluşturması kaçınılmaz olacaktır" görüşünü dile getirdi.
KORUMA BÖLGESİ YETERİNCE BİLİNMİYOR
Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde denizel biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir turizm konusunda yıllardır kapsamlı koruma projeleri yürüten WWF-Türkiye Doğa Koruma Birimi Sorumlusu Deniz Biyoloğu Yaprak Arda ise bölgedeki çalışmalar hakkında bilgiler verdiği konuşmasında, "Burası bir özel çevre koruma bölgesi ancak bu yerel halk ve buraya gelen turistler tarafından bilinmiyor. Bizim amacımız bunu halka ve turistlere aktarabilmek" dedi.
'KAŞ- KEKOVA BÖLGESİ ÖNEMLİ TEHDİTLER ALTINDA'
Kaş-Kekova bölgesinin aynı zamanda deniz kıyı koruma alanı olduğunu dile getiren Arda, "Deniz kıyı koruma alanları, su altı, çevre-kıyı ve ilgili kara parçalarından oluşan sınırları tanımlanmış ve barındırdığı bişyolojik değerleri yasalarla koruma altına alınan bölgelerdir. Türkiye'de yaklaşık 8 bin 500 kilometrelik bir kıyı alanımız var. Bu alanın içerisinde 3 bin bitki ve canlı türü yaşıyor. Fakat bu kıyı alanımızın içerisinde yalnızca yüzde 4'ü koruma altında. Kaş-Kekova bölgesi ülkemizdeki 31 deniz kıyı koruma alanından biri ancak maalefef bu bölgemiz önemli tehditler altında" diye konuştu.

'KAMUYA AİT ALANLAR RANT ARACI HALİNE GETİRİLİYOR'
Bölgedeki kıyı yağması ve usulsüz imar uygulamaları konusunda bilgiler veren Yusuf Yavuz ise kamunun ortak malı olan kıyı ve ormanlık alanların kimi çıkar gruplarının çabasıyla halkın elinden alınarak rant aracı haline getirildiğini söyledi. Kamuoyunun da ortak çıkarını korumak için bir araya gelerek geleceğine sahip çıkması gerektiğini altını çizen Yavuz, "Planlama süreçlerine o alanda yaşayan halkın mutlaka doğrudan müdahil olması gerekiyor. Aksi halde hepimizin yaşam alanı olan coğrafyanın geleceği üzerinde söyleyecek bir sözümüz kalmayacak" görüşünü dile getirdi.
Kaş'taki imar planlarının hazırlanma süreciyle ilgili bilgiler aktaran Yavuz, mekansal planlamar yaparken doğanın binlerce yıldır ortaya koyduğu şaşmaz planların da mutlaka hesaba katılması gerektiğinin altını çizdiği konuşmasında, "Akdağ'a, Eşen Çayı'na sormadan Kaş'ı, Patara'yı Demre'yi planlarsanız bir gün o planlar suya düşer. Çünkü en büyük planlayıcı bizzat coğrafyanın kendisidir. Son sözü hep su söyler" dedi.

'NÜFUS KONUSUNU BİZ DE ANLAMADIK'
Çok sayıda katılımcının takip ettiği panelde bulunan Kaş Belediye Başkanı Halil Kocaer'de ilçenin betonlaşmasın yönelik endişelerle ilgili sorulara yanıt verdi. Kocaer, Kaş'ın korunması için ellerinden geleni yapacaklarını dile getirirken, tartışmalara konu olan çevre düzeni planındaki nüfus projeksiyonunun neye göre belirlendiğini kendisinin de anlayamadığını kaydetti.
habersol

29 Ocak 2016 Cuma

Kentsel dönüşümde 'emsalsiz sahtecilik'


Kentsel dönüşümde 'emsalsiz sahtecilik'

Kentsel dönüşüme tabi binalarda emsal sahteciliği yapıldığı ortaya çıktı. Kadıköy'de ortaya çıkarılan sahteciliğe göre bina sahibi ya da müteahhitlerin, yüzde 5 fazla inşaat yapabilmek için geçmişe dönük evraklar düzenleyerek milyonlarca liralık haksız kazanç elde ettikleri belirtiliyor. AKP'li meclis üyeleri ruhsatların incelenmesi için önerge verdi.
Olası büyük İstanbul depremine hazırlık için binalar kentsel dönüşüm yasası kapsamında dönüştürülürken emsal sahteciliği yapıldığı ortaya çıktı. Emsal sahteciliği yolu ile bazı ev sahibi ve müteahhitlerin milyonlarca lira kazandığı öne sürülüyor. Sahteciliğin temeli Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı yönetmelik değişikliğine dayanıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Haziran 2013’te  kentsel dönüşümle ilgili Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği çıkardı. Bu yönetmeliğe göre depreme dayanıksız binasını kentsel dönüşüme sokanlara mevcut imar haklarının yanında yüzde 25 emsal artışı hakkı da verildi. Böylece bin metrekare arsası olan bir kişi Kadıköy’de evini kentsel dönüşüme sokarsa 2 bin 70 metrekare inşaat yapabiliyordu. Bu yönetmelikle 250 metrekare daha inşaat hakkı elde etmiş oldular. Bakanlık, Eylül 2013 yılında aynı yönetmelikte bir değişiklik daha yaparak ekstradan verilen emsal artışını yüzde 25’ten yüzde 20’ye  düşürdü ve net alandan hesaplanması esası getirdi.
KAZANILMIŞ HAKLARI KORUNDU AMA...
Bakanlık 2014 yılında yönetmelikte bir düzenleme daha yaptı ve geçici 6. Maddede değişiklik yaptı. Daha önce işlemleri başlatanların mağdur olmaması için de yönetmelikte şöyle bir maddeye yer verdi: “2014 yılının mayıs ayından önce işlemlere başlayanlar, yıkım ruhsatı başvurusunda bulunulan veya binası yıkılan veya riskli yapı tespiti yaptırılan veya bakanlıkça lisanslandırılan kuruluşlarca yapı kimlik numarası alınarak riskli yapı tespit işlemlerine başlanılan veya inşaat sözleşmesi yapılan veya proje sözleşmesi yapılan veya inşaat yahut proje yapmak için noter tasdikli taahhütname veya vekâletname alınan veya yeni inşaat yapmak üzere; ifraz, tevhit, yola terk işlemi için başvurulan veya imar durum belgesi, yol kotu tutanağı, aplikasyon krokisi almak üzere başvurulan veya zemin ve temel etüt raporu hazırlanan parsellere eski hükümlerden yararlanabilir. Hak sahipleri istediği yönetmelikten faydalanabilir.”  
 SAHTE BELGELER DÜZENLENDİ
Yönetmelikteki değişiklik sonrası yüzde 5 daha fazla inşaat yapmak isteyen bazı ev sahibi ve müteahhitlerin sahtecilik yaptığı öne sürüldü. Kadıköy’de yönetmelik değişikliğinden önce işlem başlatmayan bazı müteahhit ve ev sahiplerinin geriye dönük belgeler düzenleyerek yüzde 20 yerine, yüzde 25 emsal artışından yararlandığı tespit edildi. Kadıköy Belediyesi ekipleri bazı evraklardan şüphelenmesi üzerine sahtecilik ortaya çıktı.
'6 KİŞİ HAKKINDA SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK'
 Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı Onur Temurlenk, emsal sahteciliğinin noter yevmiye numaraları ya da bazı imzalardaki farklılıklar görülünce ortaya çıkarıldığını belirterek, “Şu ana kadar 6 kişiyle ilgili sahtecilik nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Evrakları inceliyoruz. Bu yönde sahtecilik tespit ettiklerimizle ilgili hukuki süreci devam ettireceğiz” dedi.
 AKP’LİLER ÖNERGE VERDİ
Emsal sahteciliğinin ortaya çıkması üzerine AKP’li Meclis üyeleri konuyu Kadıköy Belediye Meclisi gündemine taşıdı. AK Grup Başkanvekili Ömer Şahan ve meclis üyelerinin imzasıyla verilen önergede 2013 yılında çıkarılan yönetmeliğe göre kaç ruhsatın verildiği sordular. AKP’li meclis üyeleri bu ruhsatlarda kullanılan evrakları incelmek için istediler.
SAHTE BELGEYLE MİLYONLUK RANT
AKP’li Ömer Şahan sahteciliğin ekonomik boyutunun da büyük olduğunu dile getirdi. Şahan “Kadıköy'de emsal 2.07 olarak uygulanıyor. Bunun yanında verilen ekstra imar hakkı var. Örneğin bin metrekarelik bir parselde sahte evrakla yaklaşık 1 ile 3 milyon lira arasında rant elde ediliyor. Bu dürüst vatandaşa haksızlık” dedi. 
BAŞKA İLÇELERDE DE VAR MI?
Kadıköy’de ortaya çıkan sahtecilik olayı İstanbul’un rantı yüksek diğer ilçelerinde de olup olmadığı merak konusu oldu. Uzmanlar belediyeleri bu konuda uyarıyor.
DANIŞTAY YÖNETMELİĞİN YÜRÜTMESİNİ DURDURDU 
Mayıs 2014'te yapılan değişiklik ile Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği Geçici 6. maddesiyle kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan binalara ek emsal ve uygulamada olan yönetmeliklerden birini tercih etme hakkı tanındı. Mimarlar odası tarafından açılan davada Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 2014 yılında yapılan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği Geçici 6. Maddesindeki değişikliğin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Karar daha belediyelere gönderilmedi. Karar sonrası sistemin nasıl işleyeceği bakanlık tarafından açıklanacak. Şimdi belediyeler bakanlıktan yazı bekliyor. 
RADİKAL

27 Ocak 2016 Çarşamba

İntihal suç olmaktan çıkarıldı!




Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, bilim hırsızlığı yapan öğretim üyelerinin üniversiteden atılmalarının yasal dayanaktan yoksun olduğuna hükmetti. Bir anlamda intihali serbestleştirdi.


Türkiye’de pek çok üniversitede, özellikle son yıllarda intihal vakaları artıyor. Danıştay ise bilim hırsızlığı yapan intihalcileri cesaretlendirecek bir karara imza attı. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, intihal nedeniyle üniversiteyle ilişiği kesilen öğretim üyesine veriyen cezayı haksız buldu.
Hemen harekete geçen YÖK, üniversitelere bir genelge göndererek, bundan sonra yapılacak işlemlerin Danıştay kararına uyularak gerçekleştirilmesi talimatı verdi.

YÖK Yasası’na dayanarak çıkarılan Öğretim Elemanları Disiplin Yönetmeliği’nin 11’inci maddesinin 3’üncü fıkrasında yapılan düzenlemeye göre, “bir başkasının bilimsel eserinin veya çalışmasının tümünü veya bir kısmını kaynak belirtmeden kendi eseri gibi göstermek”, üniversite öğretim mesleğinden veya kamu görevinden çıkarılma nedeni sayılıyordu ancak Danıştay’ın, 2012 yılında aldığı kararla bunu suç olmaktan çıkardığı ortaya çıktı.

Yasal dayanak yokmuş
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 15 ay önce aldığı bir karar, intihal suçunu tamamen yaptırımsız bıraktı. Kurul’un, Eylül 2012’de aldığı kararda “Öğretim Elemanları Disiplin Yönetmeliği’nde intihal suçunun yaptırımı olarak yer alan üniversite öğretim üyeliğinden çıkarılma cezasının, 2547 sayılı YÖK Yasası ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nda bu cezaya ilişkin bir düzenleme bulunmadığı” gerekçesiyle hukuka aykırı olduğuna karar verdiği ortaya çıktı.

Kurul, böylece bilim insanları için yüz kızartıcı bir suç olan intihal/bilimsel aşırmacılığın suç olmadığına hükmetti.

YÖK: Ceza vermeyin
Öğretim Üyeleri Disiplin Yönetmeliği 547 sayılı YÖK Yasası gereğince çıkarıldığından, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun cezanın kanuniliği ilkesi yönünden aldığı karar sonrasında, YÖK de yasal boşluğu gidermek amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı ve TBMM nezdinde herhangi bir girişimde bulunmadı. Üstelik, 15 Nisan 2013 tarihli bir yazıyla rektörlüklere bildirdi. YÖK’ün üniversitelere gönderdiği genelgede “intihal iddiası ile açılan soruşturmalarda yargı kararı doğrultusunda işlem yapılması” istendi. Bu genelge, intihal suçunu işleyen öğretim üyelerine herhangi bir işlem yapılmamasını istemek anlamına geliyor.

YÖK’ün genelgesi, 19 Kasım 2013 tarihinde İstanbul Üniversitesi Rektörü Yunus Söylet tarafından ilgili birimlere bildirildi.

Eski cezalar yok hükmünde
Diğer yandan, Kurul’un bu kararına göre, öğretim elemanlarına intihal suçu nedeniyle geçmişte verilmiş öğretim üyeliği mesleğinden çıkarma cezalarının tümü “hukuken yok hükmünde sayılma” durumuna geldi. Bugüne kadar bilimsel aşırmacılık nedeniyle üniversiteden atılan öğretim elamanlarına, görevlerine geri dönme ve atıldıkları tarihten bu güne kadar olan maaş ve her türlü maddi haklarını talep etme olanağı doğdu.

‘İntihalcileri cesaretlendirecek’
Ege Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Kayhan Kantarlı, bilimsel yolsuzluk yapmaya niyetlenenleri cesaretlendireceğini söyledi. Kantarlı, yaptığı açıklamada yetkilileri, görevini ihmal ederek üniversitelerdeki bilimsel ahlak anlayışının tamamen çökmesine neden olacak bu skandala yol açan YÖK Başkanı hakkında gereğini yapmaya davet etti. Kantarlı, yasama organının da gerekli düzenlemeyi acilen yapıp yasal boşluğu doldurması gerektiğine dikkat çekti.

‘Böyle bir ceza ve fiil yok’
Dava, 2005 yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde öğretim üyesiyken bir kitabında intihal tespit edilen Kamil Can Bulut tarafından açılmıştı. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, kararında “davacıya verilen üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası ve bu cezayı cezayı gerektiren fiil 2547 sayılı Yasa’da da böyle bir ceza ve fiile yer verilmemiştir. Bu durumda, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası ve bu cezayı gerektiren disiplin suçunun Yasal dayanağının bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu edilen düzenlemede ve bu düzenleneye dayanıarak tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir” dendi. Karar, Halide Ayfer Özdemir’in karşı oyuna rağmen başkanvekili ve 15 üyenin oyuyla alındı.
habersol

Kentsel Dönüşüm Müteahhidi Fikirtepe'de Büyük Bir Define Buldu


Vartaş ceza tebkiğatından.4
Müteahhit defineyi buldu!

Vartaş firması, imzalarını topladığı arsa sahiplerine noterden tebligat göndererekgünlük 1.000 TL ceza istedi. Eski para ile günde 1.000.000.000 TL.
Yıllardır bekletilen inşaatlar yapılacak.
Kişi başı Günlük 1.000 TL, eski para ile günde 1.000.000.000 TL. ödeyeceksiniz. Toplamda günlük yaklaşık 2.000.000.000.000. TL. Yanlış okumadınız iki trilyon..
Yılda yaklaşık 730.000.000.000.000 TL. Yeni para ile 730.000.000 TL
Gülermisiniz, ağlarmısınız!
Komik mi trajik mi!
Vatandaşı 5 yıldır oyalayıp inşaat yapamayan firma sonunda paranın kaynağını buldu!
Günlük 1.000.000.000 TL yi imza atan kişi sayısı ile çarparsanız günde yaklaşık 2.000.000.000.000. TL. Yanlış okumadınız iki trilyon.. Para kazanmak için inşaat yapmaya gerek var mı?  Yılda yaklaşık 730.000.000.000.000 TL. Yeni para ile 730.000.000 TL dile kolay denir. Ama hiç de kolay değil!
Sanki inşaatları yapamayan firma değil de arsa sahipleri. Sanki arsa sahipleri, yıllardır oyalama içindeler. Sanki evleri yıkılan mağdur edilen arsa sahipleri değil de firma.
Vatandaş şaşkın!
Vatandaş, oyalanmış, kandırılmış karşılığında tazminat haketmiş. Ama ceza ödeyecek!
Traji komik bir durum!
Arsa sahipleri arsalarının tamamını verseler bu tutarı ödeyemezler. Üstüne borçlu kalırlar.
Firma, arsaların tamamına göz dikmiş. Arsaları bedava ele geçirme planı yapmış.
Kurt kuzuyu yiyecek suyu bulandırma bahane.
Kentsel dönüşümü yöneten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı göreve çağırıyoruz. Vatandaşın mağdur edilmesine seyirci kalmamalı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, halkı içine zehirli ceza maddeleri doldurulmuş bu sözleşmeleri imzlamaya zorlamıştı. Şimdi seyirci kalırsa sorumluluğunun altında kalır. Yanlış anlamalara yol açar. Yapılanlara ortak olduğu izlenimini yaratır.
Konu ile ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz Fikirtepe Derneği Başkanı Sayın Sabır Karakoçoğlu, “kabul edilemez bu haksızlık karşısında komşularımızın yanındayız, gerekli hukuki danışmanlığı, desteği vermeye hazırız. “ dedi. Sayın Karakoçoğlu, “önümüzdeki günlerde buna benzer durumların herkesin başına gelebileceğine, bu uygulamaların yaygınlaşacağına ” dikkat çekti. Sayın Karakoçoğlu, “firmaların bunu yapacakları baştan belliydi. Çünkü  tek yanlı yazıp dayattıkları sözleşmelere yazdılar” dedi. Henüz tebligat almayanlar dahil herkesi komşularına destek olmaya çağırdı.
fikirtepem.com

22 Ocak 2016 Cuma

Karabağlar daki dönüşüm planlarıyla ilgili mahkeme kararını verdi



Karabağlar ilçesi Cennetçeşme ve Limontepe'de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 101 hektarlık alanda yürütülen ve krize yol açan kentsel dönüşüm projesi ile ilgili devam eden yargı sürecinde flaş bir gelişme yaşandı.

   
 Bakanlığın iptal ettiği bir önceki dönüşüm planlarıyla ilgili açılan davada bölgedeki vatandaşları haklı gören mahkeme yargılama giderleri olan 180 liranın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan tahsil edilmesine karar verdi. Ancak, bakanlığın yeni planları askıya çıkarması nedeniyle vatandaşların kentsel dönüşüme yönelik iptal talepleri ise havada kaldı.

FIKRA DEĞİL GERÇEK!
Karabağlar'da yaklaşık 4 yıl önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından riskli alan ilan edilerek kentsel dönüşüm kapsamına alınan 540 hektarlık bölgede yaşanan kentsel dönüşüm çilesi bitmek bilmiyor. Toplam 16 mahallede yaklaşık 60 bin kişiyi ilgilendiren kentsel dönüşüm çilesine isyan bayrağı açan halk yargı tarafından haklı görüldü ancak bu seferde mahkemeden geç gelen kararın azizliğine uğradı.



BAKANLIK YENİ İMAR PLANI YAPTI, DAVALAR HAVADA KALDI!
Haziran seçimleri öncesinde askıya çıkan ve 540 hektarlık alanın 1'inci etabını teşkil eden yaklaşık 101 hektarlık bölümü kapsayan kentsel dönüşüm planlarına itiraz eden bölgedeki hak sahipleri daha sonra süreci yargıya taşıyarak iptal davaları açtı. Yüzlerce vatandaşın açtığı davayla ilgili yargı süreci devam ederken, hazırlanan planları iptal eden ve yeni çalışma yapan bakanlık, aynı bölgeyi kapsayan yeni imar düzenlemesine gitti. Böylece yapılan itirazlar ve açılan davaların tamamı da havada kalmış oldu.

GEÇ GELEN ADALETİN AZİZLİĞNE UĞRADILAR
Aynı bölgeyi kapsayan yeni imar planlarına da itiraz eden yaklaşık üç yüz hak sahibi ve bölgede yaşayan vatandaşlar yeni planlama süreci ile ilgili taleplerine yanıt beklerken, yargıdan gelen trajikomik yanıtla adeta şoka uğradı. Bölge İdare Mahkemesi, askıya çıkan ilk imar planlarıyla ilgili olarak vatandaşları haklı görürken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yeni bir plan çalışması yaptığından ötürü dava konusu işlemle ilgili yeni bir karar almaya gerek görmedi ve itirazları zoraki olarak reddetti.

ZORLA DÖNÜŞÜMÜN FATURASI 180 LİRA!
Binlerce vatandaşı ilgilendiren kritik yargı kararı "Geç gelen adaletin hayrını göremedik" şeklinde yorumlanırken, kentsel dönüşüm mağduru vatandaşların tek kazanımları ise 180 liralık yargılama giderlerinin bakanlığa fatura edilmesi oldu.  



VATANDAŞLAR YENİDEN DAVA AÇACAK
Karar sonrasında gelişmelerle ilgili açıklamada bulunan Karabağlar Kentsel Dönüşüm Hak Arayanlar Derneği Başkanı Halil Ecevit, kazandıkları yargı zaferinin bölgede yaşayan vatandaşlar için bir kazanım olduğunu ancak bir anlam ifade etmediğini dile getirdi. 101 hektarlık alan için hazırlanan yeni imar planlarıyla ilgili itiraz sürecinin devam ettiğine dikkat çeken Dernek Başkanı Ecevit, mücadeleden vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi ve şunları söyledi: "Cennetçeşme ve Limontepe'de ne yazık ki değişen bir şey yok. Yine mağduruz, yine eziyet çekiyoruz. 4 yıl önce başlayan kentsel dönüşüm eziyeti ve belirsizlik aynen devam ediyor. Binlik ve beş binlik planlara bir kez daha itiraz ettik ve sonuç bekliyoruz. Ancak ne yazık ki, itirazlarımıza cevap dahi gelmedi.Örgütlü gücümüzden korktular ve mahkemeden çıkacak olası bir yürütmeyi durdurma kararından kaçmak için planları iptal edip aynısını yeniden askıya çıkardılar. Bu hukuk değil hukuksuzluktur, yargıyı kandırmaktır. İmar planları için itiraz süresi doldu. Bir kez daha iptal davası açacağız ve hakkımızı sonuna kadar arayacağız."



"BİZİ VATAN HAİNİ İLAN ETTİLER!"
Yapılan yeni imar planlarıyla ilgili olarak da iptal davası açmaya hazırlandıklarını açıklayan Dernek Başkanı Halil Ecevit, "İtirazlarımızın ardından bir kez daha plan çalışması yaptılar. Ama bir kez olsun gelip sizin derdiniz ne, neden itiraz ettiniz, talepleriniz nedir diye soran olmadı. Aksine görüştüğümüz il müdürlüğü yetkilileri bizi kentsel dönüşümü provoke etmekle, şov yapmakla suçladırlar ve bizlerle görüşecekleri bir şey olmadığını dile getirdiler. Bu mu adalet? İtiraz ettik diye adeta vatan haini ilan edildik. Biz vatandaşlık hakkımızı kullandık. Anayasal hakkımızı arıyoruz. 60 yıldır burada yaşıyoruz. Hak, hukuk, adalet nerede? İnsanları bezdirmek ve pes etmek için bir oyun oynanıyor. Hazırlanan ilk planlar neden iptal edilmiş? Hangi gerekçeden ötürü yeni düzenlemeye gidildi? Madem planlarınız doğruydu, neden iptal ettiniz? Bakanlığın özrü kabahatinden beter. Aslında bir yargı zaferi elde ettik. Biz bu eziyete dur demek için sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.

ERMAN ŞENTÜRK/egepostası

19 Ocak 2016 Salı

AKP'nin Sur'daki milyarlık rant projesi ortaya çıktı


 
[Haber görseli]


Çatışmaların yaşandığı Sur ilçesiyle ilgili kentsel dönüşüm plan ve projeleri, AKP'nin ilçeyle ilgili rant planlarını ortaya çıkardı. Çevre Bakanlığı'na ait planlar, ilçenin neden yıkılarak harabeye döndüğünü de ortaya koyuyor.
Diyarbakır'da, özellikle Sur ilçesinde yoğunlaşan çatışmaların ve yaşanan yıkımın ardından, AKP'nin kentsel dönüşüm kapsamındaki rant projeleri çıktı. 
Haberdar.com'un haberine göre; Plana göre; mevcut konut alanlarının yıkılarak yenileri yapılacak. Ayrıca oluşturulan yeni konut rezerv alanları ile ilçedeki tüm konutlar kadar yeni konut yapılması da planlanıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yayınladığı 2015 yılına ait çalışma planı, bu rezerv alanlarını net bir şekilde ortaya koyuyor.

[Haber görseli]

 OPERASYONLARDA İLK AŞAMAYI OLUŞTURAN 'YIKIM' AŞAMASI GERÇEKLEŞTİ
Başbakan Davutoğlu'nun da doğruladığı projenin ilk aşamasını oluşturan ve Çevre Bakanlığı'nın projesinde yer alan yıkım aşaması yaklaşık 2 aydır devam eden operasyonlarla gerçekleştirildi. Sur ilçesindeki tüm binalar ya tamamen yıkıldı ya da kullanılamaz hale geldi.

[Haber görseli]
 
 


Çevre Bakanlığı'nın hayata geçireceği projede yıkım aşaması ve sonrası anlatılıyor...

[Haber görseli]



[Haber görseli]



[Haber görseli]


[Haber görseli]


[Haber görseli]
 
 

 cumhuriyet.com.tr

15 Ocak 2016 Cuma

Yedikule Bostanları’nda yıkıma direnenlere saldırı

 


Yedikule Bostanları’nda yıkıma direnenlere saldırı

 
İstanbul surlarının dibinde yer alan, geçmişi 1500 yıl öncesine dayanan ve kentsel tarımın en eski örneklerinden olan tarihi Yedikule Bostanları’nda dün başlayan yıkım bugün de devam etti.
Zabıta ekipleri ve Çevik Kuvvet polisleri aralarında avukatların, basın emekçilerinin de olduğu pek çok kişiye tekme ve yumruklarla saldırdı. Zabıta saldırısı sırasında bir bostancı yaralandı.
Yıkımı değerlendiren Avukat Can Atalay, işlem dosyasının kendilerine gösterilmediğini ve hiçbir görevlinin kimliğini göstermediğini söyleyerek yıkım sırasındaki usulsüzlüklere dikkat çekti. Yıkım sırasında surlara bitişik yapılara balyoz vurulması ve UNESCO tarafından dünya mirası olarak tanınan sur dibine iş makinelerinin girmesi tepki çekti. Bostanlar içindeki barınak, sera ve hayvanların barındığı alanlar yıkılırken ürünler de zarar gördü.
Belediye ekiplerinin yıkıma yarın da devam edeceği öğrenildi.
Yedikule’de surların dibinde bulunan bostanlar bin 500 yıllık bir tarihe sahip. Şehir tarımcılığının ilk örneği olan bostanlar 2013 yılından bu yana yıkılma tehditdiyle karşı karşıya.
'VANDALLIK'
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ise yaptığı açıklamada bostanlarda uygulanan yıkımı “vandallık” olarak tanımladı. Açıklamada, “Yedikule Bostanları tarihi, kültürel mirasımızdır! Bostanları yok etmek vandallıktır. Rant projelerinin arka bahçesini toplama mantığı ile 1500 yıllık bostanların tüm uzman görüşlerine, koruma yaklaşımlarına rağmen yok edilme girişimi kabul edilemez.” ifadelerine yer verildi. (İstanbul/EVRENSEL)

13 Ocak 2016 Çarşamba

Kentsel Dönüşüm Avrupa’da Müzelik oldu



Mizah değil. Gerçek! Müze Roma’da.
Dünyada hayret uyandıran, kentsel dönüşüm sembolümüz şimdi de müzelerdeki yerini aldı.
Bu garabet 2014’te bütün dünya basında yer almıştı.
Üniversitelerde araştırmalara ve doktora tezlerine konu oldu.
Tarihte, ünlü yapıları ile iz bırakan Mimar Sinan gibi bir çok başarılı mimarlarımız da var.
Fakat bu gün akla ziyan bir başarıya imza atıldı!
Ülkemize yapılan bir hoyratlık, hukuk tanımazlık Avrupa’da müzeye girdi!
Ülkemizi Dünyaya tanıttığı için yapımında emeği geçen firmaya ve yönetiminde emeği geçen ilgili Bakanlığa bir ödül verilir herhalde!
Dünya çapında bu kadar büyük bir tanıtım Türkiye’nin kaç yıllık tanıtım bütçesi ile yapılabilir?
Müteahhitler emlak fuarlarında sadece bu fotoğrafları kullansalar çok daha akılda kalıcı olurlar. Bizden bedava tüyo.
Konuyu henüz mizah dergilerine göremedik! Acaba durumu çok mu vahim buluyorlar.
Türkiye’nin Kentsel Dönüşümü’ nü müzede görmek isteyen araştırmacı ve meraklılar için müzenin adresi:
A, Via Guido Reni, 4, 00196 Roma, İtalya

Roma, İtalya’da bir müze
MAXXI veya Ulusal 21. Yüzyıl Sanatları Müzesi
İtalyanca: ‘Museo nazionale delle arti del XXI secolo’,

fikirtepem.com

4 Ocak 2016 Pazartesi

Bilal’in ortağına kentsel dönüşüm piyangosu vurdu


[Haber görseli]


AKP’li Pendik Belediyesi, 17 Aralık yolsuzluk dosyasında en çok tartışılan ‘sıfırlama’ tapesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın ‘ortağımız’ dediği İşadamı Mehmet Gür’ün şirketine büyük kıyak geçti. AKP’li belediye aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın BMZ şirketiyle inşaat sektöründe ortaklık yapan Mehmet Gür’ün Sabiha Gökçen’in hemen yanında satın aldığı değerli arazi için ‘bodrum katı emsal dışı’ bıraktı. Sabiha Gökçen’e komşu 32 bin metrekarelik arsa için bölgedeki metrekare fiyatları baz alındığında 200 milyon TL’lik rant yaratılmış oldu. AKP’li üyelerin oylarıyla geçen yeni imar planına CHP’liler şerh koydu. Erdoğan ailesine yakınlığı tapelere konu olan İşadamı Gür’ün ortağı olduğu şirket Şubat 2015’te Kısıklı’da kuruldu. Gür arsayı bir ay sonra satın aldı.
[Haber görseli]

Rantın öyküsü...
Pendik’te Sabiha Gökçen Havalimanı’nın karşısında yer alan 31 bin 900 metrekarelik “idari tesis alanı” 2006 yılında Pendik Belediyesi tarafından borçlarına karşılık Maliye’ye devredildi. Maliye tarafından satışa çıkartılan arsayı aynı yıl ilk olarak Mehmet Ali Baldaner satın aldı. Bu sırada AKP’li Pendik Belediyesi burayı ticaret alanına çevirdi. CHP’li Meclis üyeleri dava açtı. Planlar iptal oldu. Pendik Belediyesi aynı arsayla ilgili değişikleri yeniden kabul etti. Tekrar dava açıldı.
Süreç devam ederken bu sırada arazi 3. kez el değiştirdi. Ancak bu kez alan tanıdık bir isimdi. Değerli arazi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın şirketi BMZ ile ortaklık kuran, 17-25 Aralık yolsuzluk dosyasında “sıfırlama tapesinde” ismi geçen İşadamı Mehmet Gür tarafından satın alındı. Gür’ün arsayı satın almasının ardından AKP’li Pendik Belediyesi geçtiğimiz aralık ayında bu arsa için çok önemli bir kıyak daha geçti.
Arsayı satın alan ÖZASR şirketi, Pendik Belediyesi’nden imar planlarına plan notu ekleyerek 2 bodrum katını emsal dışı bırakmasını talep etti. Belediye Meclisi’ne gelen isteğe CHP’li Meclis üyeleri karşı çıktı. Muhalefet şerhinin üzerine ‘1 bodrum kat emsal dışı’ bırakıldı. Böylece ortalama 20 bin metrekarelik ticaret alanı emsal dışı kalmış oldu. Böylece Sabiha Gökçen’in tam karşısında yer alan değerli araziden 200 milyon liralık rant elde edildi.
Görüşlerde bile itiraz var!
AKP’li Pendik Belediyesi’nin Planlama Müdürlüğü talebe ilişkin verdiği görüşte, “Bodrum katların emsal harici tutulup ticaret alanı olarak kullanılmasına yönelik bir plan kararı üretilmesini yürürlükteki mevzuata aykırılık teşkil ettiği” ifadesini bile kullandı. İstanbul Büşükşehir Belediyesi (İBB) Yeşil Alan ve Tesisler Müdürlüğü de ‘imar planlarında ticaret alanının kaldırılması şartıyla’ olumlu görüş bildirdi. Trafiğin yoğun olduğu arazi için İBB Ulaşım Müdürlüğü’nün görüşü dahi alınmadı.
Pendik Belediye Meclisi’nin CHP’li Meclis üyeleri plan tadilatının bu şekilde geçmesine karşı çıktı ve mecliste sert eleştirilerde bulundu. CHP’li Meclis üyeleri son imar planlarına eklenen plan notuna ve plan notunu uygulayan bu arsaya inşaat ruhsatı verecek belediye yetkililerine dava açacaklarını açıkladı.
Bir ay sonra aldı
Plan tadilatı için Pendik Belediyesi’ne başvuran ÖZASR Yapı İnşaat Anonim Şirketi 2015 yılının Şubat ayında kuruldu. Plan tadilatı istenen araziyi de bir ay sonra mart ayında aldı. Şirketin ortalarından Mehmet Gür, Ortadoğu Proje Geliştirme Anonim Şirketi’nde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın ortak olduğu BMZ ile birlikte ortak inşaat projeleri üretiyor. Bilal Erdoğan’ın amcası Mustafa Erdoğan ile Mehmet Gür ortak durumunda.
Ortadoğu Proje Geliştirme Anonim Şirketi’nde Bilal Erdoğan’ın amcası Mustafa Erdoğan ve Bilal Erdoğna’ın imam hatip lisesinden sınıf arkadaşı Aykut Emrah Polat ve Barış Aksüs’ün de hissesi bulunuyor. ÖZASR Yapı Anonim Şirket merkezi ile Bilal Aksüs’ün Aksüs Yapı Anonim Şirketi’nin Kısıklı’daki adresleri de aynı. İşadamı Mehmet Gür ayrıca Ortadoğu şirketinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızkardeşi Vesile Erdoğan’ın eşi Ziya İlgen’le birlikte Yönetim Kurulu üyeliği yapıyor.
İŞTE ORTAKLIĞI ORTAYA KOYAN BELGELER

[Haber görseli]
[Haber görseli]

[Haber görseli]
Mehmet Gür ile Bilal Erdoğan’ın ortak olduğu BMZ şirketinin birlikte kurduğu inşaat şirketinde Bilal Erdoğan’ın amcası Mustafa Erdoğan ve eniştesi Ziya İlgen’in de imza yetkisi bulunuyor. Bu şirket içinde yer alan ve Bilal Erdoğan’ın imam hatipten sınıf arkadaşı olan Barış Aksüs’ün bir başka inşaat şirketi ise Gür’ün arsayı aldığı şirketle Kısıklı’da aynı adresi paylaşıyor.
CHP’li Meclis Üyesi Aycan:  Yargıya taşıyacağız
Pendik Belediyesi’nin CHP’li Meclis Üyesi Cengiz Aycan çekilen imar kıyağını şöyle değerlendirdi:
“Plan tadilatı yapılırken yetkili kurumlardan Ulaşım Müdürlüğü’nden görüş alınmadı. Diğerleri de olumsuz görüş bildirdi. Pendik Belediyesi Planlama Müdürlüğü ise bu plan tadilatının yasalara teknik olarak uygun olmadığı yönünde görüş bildirdi. Onlar 2 bodrum katın emsale dahil olmamasını istedi. Bu taleple ortalama 400 ticaret alanı yani 40 bin metrekare açığa çıkıyor. CHP’nin muhalefetine karşın İmar Komisyonu’nda 1 bodrum kat emsal dışı bırakıldı. Bu vesilileyle de ortalama 20 bin metrekare alan haksız bir şekilde bu insanlara verildi. 100 metreden hesaplanırsa ortalama 200 ticaret alanı elde edildi. Ortalama 200 milyon lira peşkeş çekildi. O bölgede bu şekilde bir ayrıcalık hiçbir parsele tanınmamıştır. Bütün yasal yollara başvuracağız. AKP’li Meclis üyeleri de plan notundan rahatsız oldu.”
Siyasiler var
Pendik Belediyesi’nin CHP’li Meclis üyesi İsa Öztürk de süreçle ilgili, “2006 yılından davalar açıyoruz, kazanıyoruz. Gene aynı değişiklik getiriliyor. Çok açık bir şekilde peşkeş çekiliyor. Arkasında siyasiler var” diye konuştu.
‘SIFIRLAMA’ TAPESİ
İnternete sızdığında kamuoyunda büyük tartışma yaratan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile oğlu Bilal arasında 17 Aralık 2013 tarihinde gerçekleşen görüşmenin bir bölümü şöyleydi:
Bilal Erdoğan: Baba Hasan Abi ile filan bir araya geldik, abim Berat Berat, amcam beraber, bir şeyler düşünüyoruz, bu arada bir fikir daha geldi Berat’a, bir kısmını diyor Faruk’a diğer işler ilgili hemen vereyim diyor, öbür paraları işlediği gibi işlesin zaten konuşmuşsunuz önceden, onu yapalım mı ciddi bir miktarı o şekilde halledebiliriz.
R. Tayyip Erdoğan: Olabilir.
Bilal Erdoğan: Tamam, öbür bir kısmını da Mehmet Gür ile ortak işe başladığımız için, bir kısmını al sende dursun, projeler geldikçe oradan kullanırsın diye verelim mi diyoruz, böylelikle azaltıp geri kalanı da başka bir yere taşıyacağız.
R. Tayyip Erdoğan: Tamam işte onları şey yapın da.
Bilal Erdoğan: Tamam.
R. Tayyip Erdoğan: Sümeyye geldi mi? Bilal Erdoğan: Sümeyye eve gelmiş, şimdi buraya gelecek, yanımıza gelecek, tamam babacım,hallediyoruz bugün inşallah, başka bir şey var mı?
R. Tayyip Erdoğan: Şey yapmanızda fayda var, (parayı) tamamiyle sıfırlamanızda fayda var.
Bilal Erdoğan: Evet, tamamiyle sıfırlayacağız inşallah.

 
 
Hazal Ocak / Cumhuriyet

2 Ocak 2016 Cumartesi

Kentsel Dönüşümün Pendik Batı Mahallesine Girişine Yargı Engeli



Kentsel Dönüşümün Pendik Batı Mahallesine Giriş Yargı Engeli

Pendik Belediyesi teklifiyle 13/08/2013 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararıyla riskli alan ilan edilmişti. Danıştay Ondördüncü dairesi yürütmenin durdurulmasına ve itiraz yolunun kapalı olduğuna karar verdi.

Batı Mahallesi Riskli Alanı
'İlçeyi depreme dayanaklı ve daha yaşanabilir hale getirmek amacı' ileri sürülerek Pendik Belediyesi tarafından kentsel dönüşüm uygulamasına maruz kalan Pendik Batı Mahallesi'nde 12.02.2015 onay tarihli İmar Planlarına ve 12.03.2015 onay tarihli Orta ve Dumlupınar Mahalleleri Riskli Alanı İmar Planlarına askı süresi içerisinde yapılan itirazlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından değerlendirilerek dün(16.11.2015) itibari ile yeniden onaylanmıştı.

İmar planları, yeni haliyle Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından bugün (17.11.2015) itibariyle 1 ay (30 gün) süreyle askıya çıkarılarak ilan edilmişti.

Pendik Batı Mahallesi’nin Sabri Taşkın Caddesi’nin batısında kalan, 10.000 kişinin yaşadığı, 465 yapını bulunduğu 54 hektar büyüklüğündeki alan; 13/08/2013 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile 6306 sayılı ‘’Afet Riski altındaki Alanların dönüştürülmesi hakkında kanun ‘’ kapsamında ‘AFET RİSKLİ ALAN’’ ilan edilmiş ve karar 06.09.2013 tarihli resmi gazete ile yayınlanarak yürürlüğe girmişti. İmar Planı değişikliği 16/02/2015 – 7/03/2015 tarihleri arasında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğünde askıya çıkarılması üzerine yürütmenin durdurulması ve iptali talebiyle dava açılmıştı.
Danıştay Ondördüncü Dairesi 13/08/2013 tarih ve 2013/5280 saylı Bakanlar Kurulu Kararının Yürütmesinin Durdurulmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunun (İYUK) 20/A maddesi uyarınca Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna itiraz yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına 14.10.2015 tarihinde karar vermiştir.

1 Ocak 2016 Cuma

Ben gönlümdeki Leyla'ya aşığım!



Harun Reşid Leyla'nın nasıl bir kadın olduğunu görmek istemiş ve buldurup getirtmiş 'Leyl' Arapça 'gece' demek Leyla'da gece gibi kara kuru bir kız..
Bakmış ve tutun Mecnun'u getirin bana demiş..
Mecnun'a dönüp bu mu demiş uğruna çöllere düştüğün kadın, benim haremimde bundan güzel binlerce cariye var al hangisini istersen senin olsun,
Mecnun'da yanıt vermiş " sen kadehe takılıyorsun ben içindeki şarabın meftunuyum"

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var