Sayfalar

7 Kasım 2012 Çarşamba

İshak Paşa Sarayı

Umut YEĞİN
İSHAK Paşa Sarayı’na yaklaşık beş yıl önce gitmiştik. Gittiğimizde restorasyon çalışması nedeniyle içeri girememiş, yalnızca kapısından bakabilmiştik. Geçtiğimiz günlerde yeniden düştü yolumuz saraya, bu kez girebildik neyse ki. Fakat restorasyon hâlâ bitmemiş. İlk kez gördüğümüz saray bizi büyüledi. Fakat Doğubeyazıtlılar tepkili:“Sarayın doğal yapısını bozdular, modern bir yapıya dönüştürdüler.”
Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinin 5 km güneydoğusunda, eski Bayazıt şehrinde yükselen İshak Paşa Sarayı, şehrin birçok yerinden seçilir. Rivayete göre; İshak Paşa’nın kızı, Ağrı dağı eteklerinde koyun otlatan bir çobana aşık olur. Her gün dağa bakarak çobanı düşünür. Bu duruma sinirlenen İshak Paşa, ‘Bana öyle bir saray yapın ki, hiçbir yerinden dağ görünmesin’ der. Çeşitli kaynaklara göre 1685’te Doğubeyazıt Sancak Beyi Çolak Abdi Paşa sarayın yapımına başlar. Oğlu Çıldır Valisi İshak Paşa ve torunu Mehmet Paşa tarafından 1784’te tamamlanır saray. Gerçekten de hikayede söylendiği gibi sarayın neresinden bakarsanız bakın koskoca Ağrı Dağı’nı göremezsiniz.
BİTMEYEN RESTORASYON
“Restorasyondan sonra sarayın hali ahvali nedir, öğrenelim” diye yeniden gittiğimizde, büyük kısmı tamamlanan restorasyonun devam ettiğini görüyoruz. Eski halini bilmediğimizden 116 odası bulunan saray büyülüyor bizi. Restorasyonda çalışan işçiler, ambarların, cami işlemelerinin, avlu yer döşemelerinin restore işlemlerinin tamamlandığını, aynı zamanda elektrik tesisatının yenilendiğini ve koruma amaçlı çatı yapıldığını söylüyor. Zindanlar, bekleme salonu ve mutfak bölümlerinin restorasyonu ise devam ediyor.
‘DOĞAL YAPI KORUNMALIYDI’
Her odada taştan yapılmış ocaklar görüyoruz. Bu ocaklar, yapının merkezi bir ısıtma sistemine sahip olduğunu gösteriyor. Saray avlusunda bulunan çeşmedeki ‘Su ve süt çeşmesi’ yazısı dikkatimizi çekiyor. Söylenceye göre; sarayın birkaç kilometre uzağında bir çiftlik varmış ve çiftlik ile saray arasında bulunan borulardan günün belirli saatlerinde süt akıtılırmış. Dedik ya sarayın bizi büyülemesi biraz da eski halini bilmememizden. Burada doğup büyüyenler ise restorasyona tepkili. Saray gezimizi sonlandırmak üzereyken karşılaştığımız Ahmet Metin Şahin, “Çocukluğumdan beri gidip gelirim buraya. Tamam, eskiden bakımsızdı ama doğal yapısını bozmuşlar. Modern bir yapı haline getirmişler. Doğal yapısı korunmalıydı. Nesiller boyu sürdü sarayın inşaatı. Dedelerimiz çalışmış sarayın inşaatında” diyor. (Ağrı/EVRENSEL)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder