Sözleşme hukukunun temel ilkesini oluşturan sözleşmeye bağlılık ilkesi; hukuki güvenlik, doğruluk ve dürüstlük gereğidir.
Sözleşmenin yapıldığı esnada taraflar arasındaki karşılıklı kazanımlar, sonradan koşulların olağanüstü değişmesi sonucunda taraflardan birinin aleyhine olumsuz, katlanılmayacak bir durum ortaya çıkabilir. Yeni ortaya çıkan koşullarda şu iki ilke; sözleşmeye bağlılık ve sözleşme adaleti arasında bir çelişki meydana gelir.
Değişen koşulların olağanüstü ve objektif olması gerekir. Tarafların kendi kusurları sebep olmamalıdır. Denge aşırı ölçüde ve aşırı ölçüde bozulmuş olması, bunun öngörülebilir ama o kadar da yakın bir tahmin olmaması gerekir.
Bu durumda sözleşmeye bağlı kalmak MK md.2’ye göre; adalet, hakkaniyet, nesnellik kaidelerine bir zıtlık ve aykırılık arz eder.
Peki bu zıtlık nasıl ortadan kaldırılabilir?
Hukukta bu zıtlığı ortadan kaldıran ilkenin adı Beklenmeyen Hal yani sözleşmenin değişen koşullara uydurulması ilkesidir.
Bir adaletsizlik ortaya çıktığında tarafların o sözleşmeye bağlı kalamazlar. Çünkü taraflardan biri aleyhine denge olağanüstü hallerde bozulmuştur. Buna örnek olarak ekonomik kriz, savaş, enflasyon, şok devalüasyon, parada aşırıdeğerlenme ve düşüşler durumunda sözleşmeye bağlılık beklenemez. Sözleşme ile karşılıklı kazanımlar arasında bu koşullarda olağanüstü bir dengesizlik yüzünden bir alt üst oluş, borcun ifasını da güçleştirmiş olur. Bunaİşlem Temelinin Çökmesi denir. Bu halde sözleşme koşullar gözden geçirilerek yenilenir.
Hakim bu durumda ne yapar?
Somut olaya bakar. Ya alacaklı yararına borçlunun edimini yükseltir ya da borçlu yararına yamamen veya kısmen edim yükümlülğünden kurtulmasını sağlar. Kısaca hakim sözleşmeyi günün koşullarına göre yeniden uyarlar.
Peki bu durumda neye bakılır?
Ya sözleşmede bu koşullar öngörülmüş ve uyum, intibak hükmü konmuş ise?
Bir kere böyle bir hüküm yoksa hakim inceler ve bunun sonucunda değişen koşullara göre sözleşmenin yenilenip yenilenmeyeceğine karar verir.
İntibak kaydı varsa; bu kayda ve MK.md 2/2ye göre sözleşmenin aynen uygulanmasını sağlamak hakkın ihlali, kötüye kullanılması sonucunu doğurabilir. aşırı orantısızlık varsa bu durum sözleşme adaletini bozuyorsa, bu bir boşluk meydana getiriyorsa yeni bir düzenlemeye gidilebilir.Uzun ve sürekli borç ilişkisinde MK. md.1’e göre bunun yorum yoluyla düzeltilmesi hal ve şartlara uyarlanması denir.
Eğer bu durum düzeltilemeyecek olursa: Sözleşme serbestisi, irade özgürlüğü,sözleşmeye bağlılık ilkelerinden sapma olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder