Sayfalar

10 Ağustos 2012 Cuma

Başbakanı eleştiren bir gazeteci daha işinden oldu

Medyada Başbakan tarafından hedef gösterilmesinden sonra işine son verilen gazetecilere bir yenisi daha eklendi.
Gazeteci Serdar Akinan'ın işine Akşam gazetesi tarafından son verildi. Akinan son olarak Suriye’nin Kürt bölgesine giderek izlenimlerini kaleme almış, Başbakan Erdoğan katıldığı bir televizyon programında “yapılanları not ediyoruz” sözleriyle isim vermeden Akinan’ı hedef göstermişti. Twitter hesabından işine son verildiğini açıklayan Akinan;
İsmail Küçükkaya'nın Akşam gazetesi yönetimi adına kendisini arayarak yazılarına son verildiğini bildirdiğini kaydetti. Akinan, twitter hesabında ‘Mesleğimi icra edebileceğim bundan başka bir mecra kalmadı’ dedi. Medyada, Suriye ve Şemdinli izlenimleri ‘fitne fesat’ olarak değerlendirilen Akinan köşesinde ‘Haber neredeyse, hayatım pahasına giderim. Beni mesleki olarak eleştirecek insanlarla ilgili tek kriterim var. Aynı meslekten miyiz? Buyrun haber orada... Sahada... Bana beni atlatarak ders verin. Gidin, risk alın ve gerçeğin iddia edildiği gibi olmadığını ispatlayın. Devlet politikasını kollamak, resmi açıklamalar çerçevesine sadık kalmak biz gazetecilerin görevi değildir. Biz gerçeğin peşindeyiz. İcazet alarak, belli odakların çıkarlarını gözeterek yapılana gazetecilik faaliyeti denmiyor’ diye cevap vermişti. (evrensel HABER MERKEZİ)

Serdar Akınan'ın Akşam gazetesindeki son yazısı:
Hakkari ne tarafta?
Egemen bir devleti yıkmak için isyancılara her türlü yardımı alenen yapacaksın. Silah vereceksin, kamp vereceksin, para vereceksin ve üstüne üstlük bunu alenen yapacaksın. Binlerce sivil biraz da bu yardımlarından ötürü ölecek. O devletin jeo stratejik pozisyonu, küresel sistemin dengeleri açısından hayati önemde olacak. Orta ve hatta uzun vadede sen bu dengeyi değiştirecek bir adım atma kudretinden yoksun olacaksın. Altüst ettiğin o dengeler kurulu sistemin ayarını bozduğundan etnik meseleler, otonom yapılar ortaya çıkmaya başlayacak. Bu yapının tarihsel, kültürel, ekonomik, etnik ve sosyolojik arka planından bihaber olacaksın. Bölgenin en iyi donanmış ve büyük ordusu elinde olmasına rağmen, kendi sınırların içinde bir coğrafyada 14 gün savaşacak ama kontrolü ele geçiremeyeceksin. Aynı anda karakolların basılacak ve şehitler vereceksin. İspatlanamayan, ispatlanması da üretilen delillere dayandığı için mümkün olmayan davalarla onlarca generalini hapse atacaksın. Hapse attığın generalleri emekli edeceksin. Şamar oğlanına dönmüş o askerden performans bekleyeceksin. 3 milyon Kürt'ün statü talebine kulak tıkayacaksın. Sonra kalkıp sustalı maymuna çevirdiğin medyanın olan biteni yazamamasından, tartışamamasından aldığın güçle, 'Terör er ya da geç kaybetmeye mahkumdur' diyeceksin. Oldu. Allah muvaffak etsin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder