16 Şubat 2016 Salı

'İktidara yaslanıp şehirleri yağmalayanlar bizi durduramaz'

'İktidara yaslanıp şehirleri yağmalayanlar bizi durduramaz'
HASAN RAHVALI, MİMARLAR ODASI'NI YAPILAN HER PLANA KARŞI ÇIKMAKLA SUÇLADI. MUHÇU İSE RAHVALI'NIN KENDİLERİNİ SAVCI VE HAKİMLERE HEDEF GÖSTERDİĞİNİ SÖYLEDİ.


Danıştay'ın Mimarlar Odası'nın başvurusu üzerine kentsel dönüşüm alanlarında yüzde 25 ek emsal uygulamasını iptal etmesi sektörde tartışmalara yol açtı. Ağaoğlu Şirketler Grubu yöneticisi Hasan Rahvalı'nın, Mimarlar Odası için, “Sen meslek örgütü müsün, terörist misin?” ifadelerini kullanmasına oda başkanı Eyüp Muhçu tepki gösterdi.

Ağaoğlu Şirketler Grubu üst yöneticisi Hasan Rahvalı, kentsel dönüşümde yüzde 25 ek emsal uygulamasını Danıştay'dan iptal ettirenMimarlar Odası'nı hedef aldı. Dün Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği'nin (KONUTDER) toplantısında konuşan Rahvalı, Mimarlar Odası'nın sektörün arsa geliştirme ve master plan yapma çabalarını engellediğini iddia etti. Rahvalı, “Açın mimarlar odasının internet sayfasını isyandayız yazıyor, sen meslek örgütü müsün, terörist misin?” ifadelerini kullandı.
Aynı zamanda KONUTDER İcra Kurulu Üyesi olan Rahvalı, “Terörist deyince illa eli silahlı olması gerekmiyor. Terörizmin tanımı siyasal, dinsel veya ekonomik hedefe ulaşmak için sivillere resmi yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımına terörizm denir. Yani bunu yapanlara da terörist denir.” diye konuştu. Mimarlar Odası'nın bir meslek örgütü olduğunu belirten Rahvalı, “Ama bir kesim orayı ele geçirmiş, çöreklenmiş, finansal kaynağı da aidatlardan sağlıyor. Mimarlar Odası'na da bir operasyon yapılması lazım. Bu hesabın sorulması lazım. Savcılara suç duyurusunda bulunmak istiyorum. Mimarlara da meslek odalarına sahip çıkmalarını rica ediyorum. Çünkü bugüne kadar kaynakları kıt bu ülkenin gecekondulara harcadığı kaynağa seyirci kalmış, planlı şeylere İtiraz ediyor. Ne kadar şehir planı, master planı, devletin ne kadar stratejik hedefi varsa buna karşı çıkan bir örgüt.” ifadelerini kullandı. Rahvalı'nın sözleri üzerine KONUTDER Başkanı Ömer Faruk Çelik, “Bu biraz ağır oldu.” dedi.
MAFYATİK YÖNTEMLERLE KENTSEL DÖNÜŞÜM YAPILIYOR
Rahvalı'nın ithamlarını telefonda sorduğumuz Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhçu ise açıklamaları ‘mesnetsiz ve deli saçması' diye niteledi. Muhçu şöyle devam etti: “İktidara sırtını yaslayarak şehirleri yağmalayan anlayış bizi engel görüyor. Yağma çevreleri toplumun kardeşçe yaşaması için gösterdiğimiz çabaları durduramaz.” Muhçu, “Grubun, hukuksuz ve şehircilik ilkelerine aykırı şekilde aldığı yatırım kararları ve iktidarın ayrıcalıklı imar hakları tanıması üzerine açtığımız davalar nedeniyle suçlanıyoruz. İktidara sırtını yaslayarak şehirleri yağmalayan anlayış Mimarlar Odası'nı engel görüyor.” dedi. Kentsel dönüşümün deprem ve afet riski altında olan alanlarda değil, şehrin en yüksek ranta sahip alanlarında yapılmaya çalışıldığına dikkat çeken Muhçu, “Kanuna hiç bakmadan mafyatik yöntemlerle bu süreç yürütülüyor. Son dönemde sıkça gördüğümüz gibi savcı ve yargıçlara talimat veriliyor, hedef gösteriliyor. Savcı ve yargıçlar infaz memuru olarak kullanılmak isteniyor.” diye konuştu.

Bakanlık tekrar ek emsal hakkı verdi

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2013'te geçici bir madde ile kentsel dönüşüm projelerinde yüzde 25 ek emsal hakkı getirdi. Son yararlanma süresini ise 1 Ocak 2016 olarak belirledi. Mimarlar Odası, bu yönetmeliğe dava açarak uygulamanın imar düzeninde çok hukuklu bir sistem getirdiği ve bunun Anayasa ve İmar Kanunu'na aykırı olduğu gerekçesiyle iptalini istedi. Danıştay Mimarlar Odası'nı haklı bularak geçici maddenin yürütmesini durdurdu. Bakanlık Danıştay'ın kararının hemen ardından küçük değişikliklerle ek emsal hakkını tekrar getirdi. 1 Ocak 2017'ye kadar ruhsat alan inşaat firmaları ek emsal hakkından yararlanabilecek.
ZAMAN-ALİ DEMİRHİSAR - İSTANBUL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var