Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
1 Ağustos 2016 Pazartesi
19 lirayı ödemeyen tüketici ile inatlaşmada banka 12 bin lira zarar etti!
Banka, müşterisine konut kredisi kullandırdı. Kredi ödendi; ancak ipotek kaldırılmadı. Banka, ipoteğin kaldırılması için, müşteriden 19 lira daha ödenmesini istedi. Müşteri, tutar küçük olsa da, bu parayı ödemedi; açtığı davayı ise kazandı. İpoteğin kaldırılması için 19 lira daha isteyen banka ise 12 bin lira zarara girmekten kurtulamadı.
Bankaların önemli gelir kalemleri arasında, çeşitli gerçeklerle aldıkları ücretler yer alıyor. Bu ücretlerden biri de, ipoteğin kaldırılması için alınıyor. Sibel'Bilinçli tüketici' 19 lirayı ödemedi bankayı 12 bin lira zarara soktu!
Özçakıcı, 6 yıl önce özel bir bankadan 140 bin liralık konut kredisi kullandı. Özçakıcı taksit ödemlerini 8 Mart 2014’te tamamladı. Banka, kredi ile birlikte evin üzerine ipotek de koymuştu.
ÖDEME BİTTİ İPOTEK KALKMADI
Özçakıcı, kredi ödemesinin tamamlandığını hatırlatarak, şube görevlilerine ipoteği kaldırmalarını söyledi. Bu talep, sözlü olarak bir kaç kez tekrarlandı. Ancak ipotek kaldırılmadı. Özçakıcı bu kez, evin üzerinde duran banka ipoteğinin kaldırılmasını noter yolu ile gönderdiği ihtarname ile istedi. 3 Haziran 2015 tarihli ihtarname ilgili şubeye ulaştı.
19 LİRA DAHA ÖDEYİN
Özçakıcı, bankadan ipoteğin kaldırıldığı yanıtını beklerken, eline dikkat çekici bir yazı ulaştı. Bankadan gelen 12 Haziran tarihli yazıda, Özçakıcı’nın 19,20 TL daha yatırması halinde ipoteğin kaldırılacağı bildirildi.
SON ÇARE DAVA AÇMAK OLDU
Özçakıcı, bankadan gelen yazıdan 5 gün sonra dava açma yoluna gitti. Dava İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldı. Ancak bu mahkeme, görevsizlik kararı vererek dosyayı tüketici mahkemesine gönderdi. Davaya, İstanbul 10. Tüketici Mahkemesi baktı. Özçakıcı anılan davada, kredi ödemesini yaptığı halde bankanın ipoteği kaldırmadığını kaydetti.
DAVAYI AÇILMAMIŞ SAYIN!
Davalı banka adına yapılan savunmada ise özetle "İhtarname bize 3 Haziran’da tebliğ edildi. 26 Ekim’de ipoteğin kaldırılması yazısını tapuya gönderdik. İlgili tapu müdürlüğü de 2 Kasım’da ipoteği kaldırdı. Böylece dava konusuz kalmış oluyor. Davanın açılmamış sayılması gerekir. Harçtan ve dava masraflarından sorumlu tutulmamamız gerekir" denildi.
KATBE KAT ZARARA GİRDİ
Tüketici mahkemesi yaptığı yargılama sonrası kararını geçtiğimiz günlerde verdi. Mahkeme, davanın açılması yönünde karar verdi. Mahkeme, 3 bin 187 liralık harcın bankadan alınarak Hazine’ye yatırılmasına, 52 liralık yargılama gideri ve 6 bin 975 liralık vekâlet ücretinin de bankanın üzerine bırakılmasına hükmetti. Böylece, ipoteğin kaldırılması için 19 lira daha isteyen banka yüklü bir zarara girdi. Özçakıcı’nın avukatı ise, vekalet ücretinin ödenme için banka aleyhine icra takibi başlattı.
TUTAR KÜÇÜK DE OLSA ÖDEMEYİN
Avukat Şenol Özçakıcı, kararı icraya koyduklarını belirterek, bu işlem için yatırılacak bin 225 liranın da bankandan çıkacağını hatırlatarak “Böylece, banka 11 bin 500 liraya yakın zarara girmiş olacak. 19 lira gibi küçük bir tutar olsa da, bu haksız talebi ödeyip, 'işimizi çözdürmek' yerine, yasal yollara başvurmayı doğru bulduk. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun, tüketicilere sağladığı haklara, bankaların gösterdiği direncin kırılması için, küçük de olsa, bu tarz haksız talepler karşısında yasal yollardan hak aranması gerekiyor. İki yıl gecikmeyle olsa da istediğimiz sonucu almak önemli” dedi.
Dinçer GÖKÇE
Hürriyet
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder