10 Haziran 2017 Cumartesi

İstanbul'un en ünlü perakende caddeleri boşaldı.





Caddelerdeki boş dükkan sayısı artıyor

JLL Türkiye’nin ‘Perakende Caddeleri’ Raporu’na göre, bu yılın ilk çeyreğinde İstiklal Caddesi’ndeki boş dükkanların sayısı 32 oldu. Bu rakam Bağdat Caddesi’nde 51, Nişantaşı’nda ise 25 olarak hesaplandı. İstanbul’un bu üç ana akım perakende caddelerindeki sirkülasyonda kentsel dönüşümün ve turist sayısındaki dalgalanmanın büyük etkisi var. JLL’ye göre bu etkiyi en aza indirmenin yolu ‘AVM gibi yönetilen caddeler’den geçiyor.





Caddelerdeki boş dükkan sayısı artıyor


Ticari gayrimenkulde profesyonel ve finansal hizmetler sunan JLL Türkiye’nin İstanbul’daki ana akım perakende caddeleri için referans niteliği taşıyan raporu yayınlandı. Bağdat Caddesi, İstiklal Caddesi ve Nişantaşı’nın mercek altına alındığı raporda, bu yılın ilk çeyreğindeki doluluk-boşluk oranları, marka yapısı ve kentsel dönüşüm süreçleri irdelendi.

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN MERKEZİ BAĞDAT CADDESİ

JLL’nin raporunda Bağdat Caddesi’ndeki dolu olan perakende mağazası 2017’nin ilk çeyreğinde 350 olarak hesaplandı. Bu rakam bir yıl öncesinde 427 olarak belirlenmişti. Anadolu yakasının ana akım perakende caddesinde boş dükkan sayısı 51. 2016’nın ilk çeyreğinde ise bu rakam 8 olarak hesaplanmıştı. Bağdat Caddesi’nde son bir yılda boş dükkan sayısındaki keskin artışta kentsel dönüşüm sürecinin büyük etkisi var. İnşaat halindeki yapıların sayısı ilk çeyrekte 43 olarak belirlendi. Bu rakam, bir yıl öncesinde 9 olarak karşımıza çıkıyor. Söz konusu bölgede 2017’nin ilk çeyreği itibariyle kozmetik sektörü yabancı markalar arasında en fazla pay alan sektör olurken; yerli markalarda ise hazır giyim, kadın giyim ve deri ürünleri, ayakkabı ve çanta sektörlerinde 2016 yılının aynı çeyreğine kıyasla önemli bir düşüş görüldü.

GÖRÜNTÜ VE GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ İSTİKLAL’İ OLUMSUZ ETKİLEDİ


İstanbul’un yabancı ziyaretçiler tarafından en çok ziyaret edilen perakende caddesi olarak bilinen İstiklal Caddesi eski günlerini arıyor. Bu yılın ilk çeyreğinde dolu olan mağaza sayısı 234 olarak belirlendi. Bu rakam bir yıl öncesinde 263 olarak hesaplanmıştı. Kozmopolit bir yapıya sahip olan caddede boş dükkan sayısı bir yıl önce 3 iken, bu yılın ilk çeyreğinde 32 oldu. İnşaat halindeki yapıların sayısı ise bir yıl içinde değişiklik göstermedi ve 13 olarak hesaplandı. JLL Türkiye uzmanlarına göre İstiklal’deki mevcut durumun başlıca nedenleri turist sayısındaki keskin düşüş ve caddede uzun zamandır devam eden altyapı çalışmaları. Bankalar, restoranlar, pastaneler ve kuruyemişçilerin yanı sıra hazır giyim, deri, ayakkabı ve çanta sektörlerinde faaliyet gösteren markalar İstiklal Caddesi'ndeki arzda en yüksek paya sahip perakende grupları.

NİŞANTAŞI’NI YEME-İÇME VE LÜKS TÜKETİM TAŞIYOR

Küresel ve yerli lüks markaların İstanbul’daki merkezi olarak kabul edilen Nişantaşı’ndaki durum, İstanbul’un diğer iki ana akım perakende caddesinde kıyasla görece daha iyi. Nişantaşı’nda boş dükkan ve mağaza sayısı 2016’nın ilk çeyreğinde 19 iken; bu yılın ilk çeyreğinde 25 olarak belirlendi. Geçtiğimiz yıl 519 dolu olan mağaza varken, bu yıl bu rakam 498 olarak hesaplandı. Nişantaşı’nda inşaat halinde olan yapı sayısı ise 13’ten 28’e çıktı. Kadın giyim markaları Nişantaşı'ndaki toplam ünitelerin yüzde 19'u ile bölgedeki en yüksek orana sahip perakendeciler. Deri ürünleri, ayakkabı, çanta ve hazır giyim gibi diğer tekstil perakendecileri ve gastronomi mekanları da bölgedeki varlığı en yüksek diğer sektörler olarak öne çıkıyor.



CADDELER DE AVM’LER GİBİ YÖNETİLMELİ

JLL’ye göre perakendeciler ve mülk sahipleri gittikçe zorlaşan cadde perakende ekosisteminin izlerini görmeye başladı. Ekonomik ve politik koşulların etkisiyle caddelerdeki yaya trafiği ve ciro rakamları azalırken, boşluk oranlarında artış görülüyor. Geldiğimiz noktada cadde perakendenin sadece perakende merkezi olarak değil; ekonomik konuların ötesinde pek çok faktöre dayanan yaşayan ekosistemler olarak değerlendirilmesi gerekiyor.

JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş, “Cadde perakendeciliği yeniden ele alınmalıdır. Finansal iklim ve tüketici davranışındaki değişimlere uyum sağlamak için çok merkezli bir yaklaşım benimsenmelidir. Bu yaklaşım ayrıca perakende caddelerine yerel ve küresel ölçekte rekabet gücü sağlayacaktır. Alışveriş merkezi gibi profesyonel bir anlayışla yönetilen perakende caddeleri İstanbul’un gündeminin en üst sıralarında kendine yer bulmalıdır. Yerel yönetimlerin planlama ve koordinasyon yeteneği, mal sahiplerinin ortak vizyonu ve profesyonel danışmanlık şirketlerinin teknik bilgi birikimi ile caddeler eski günlerine geri dönecektir” dedi.
Hürriyet 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var