21 Kasım 2014 Cuma

Çevrecileri ve Talancıları Memnun Eden Formül

Çevrecileri ve Talancıları Memnun Eden Formül
Maden şirketleri, kentsel dönüşümcüler,, HES, RES ve Taş Ocakları bir virüs gibi dört koldan ülkeye yayılmaya çalışıyorlar.
Bunun karşısında yaşam alanları savunucuları, doğa korumacıları,halk ise bir anti-virüs gibi,doğasına, yeşiline,  dağına,suyuna, toprağına sahip çıkarak canını dişine takarak mücadele ediyorlar. Ediyor ve dava açarak mahkemelerde kazanıyorlar.
Fakat  bu çok başlı canavar gibi, kolları kesildikçe yeniden üreyen yaratıklar gibi her seferinde yeni bir oyunla karşılarına çıkıyorlar. Hukuk karşısında ‘Osmanlı’da oyun çok’ sözüne taş çıkartarak, şeytanın bile aklına gelmeyecek oyunlar oynuyorlar. Yerel yöneticilerle, hükümetle, devletle  işbirliği içinde, bu gücü arkalarına alarak pervasızca dağı taşı, doğaya ait ne varsa saldırıp yok edip, talan ediyorlar.
Formüle gelince;
İki tarafta kazanıyor. İki tarafta memnun!
Çevreciler, yaşam alanları savunucuları hukuken ; mücadele ederek, barışçıl her yolu deneyerek kazanıyor... Bunlar her açtıkları davayı kazanıp halaya duruyor ve haklı olarak bundan gurur duyuyorlar, moral buluyorlar.
 Maden şirketleri, kentsel dönüşümcüler ise hukuksuz bildikleri yöntemleri deneyerek, hukuksuzluklarıyla talan ederek rant ve kar sağlıyorlar. Onlar da önlerine çıkan her engeli yıkarak, hukukun önünden arkasından dolanarak plan ve projelerini hayata geçirerek mutlu oluyorlar.
Böylece hukuk yoluyla öfkeli, kızgın doğa ve çevre savunucularının öfkesi yatıştırılmış oluyor, maden şirketleri de türlü ayak oyunları ve hileleriyle ‘üstün cesaret madalyası’na layık oyun tamamlanıyor. Hukuk bir tarafta, hukuka uymayanlar bir tarafta, ikisi de sonuçten memnun!
Sonuçta hukuk var!
Kendilerine henüz sıra gelmemiş olan sokaktaki bazı insanlar ise bu yapılanları ülke ekonomisine bir katkı, kalkınma ve gelişme görerek alkış tutuyorlar. Ama; Yırca’da, Fatsa’da,V.s... Bir çok yerde işsizliğe önce çare gördükleri bu ‘kalkınma’nın sonucu olarak doğup büyüdükleri yerlerin yaşanmaz hale geldiğini görünce harekete geçiyorlar.
Dünyanın en büyük altın üretici ve satıcısı, dünyanın en büyük siyanür üreticisi Almanya olduğu halde, bu şirketlere karşı çıkan Bergama köylülerini Alman ajanı ve onlardan para almakla suçlayıp itibarsızlaştırarak, hatta kitap yazdırarak suçladılar. Tıpkı Ergenekon’a karşı çıkan, daha sonra Ergenekonculukla suçlanan Ahmet Şık ve Nedim Şener gibi...
Bu şirketler organizeler, örgütlüler, devletin gücünü arkalarına alıyorlar. Korkusuzlar, yılmıyorlar. Rant ve talan o kadar gözlerini karartmış ki  adına ‘gelişme ve kalkınma’ koydukları bu rant sistemini hayata geçirmek için ellerinden geleni arkalarına koymuyorlar. Köylülerin çocuklarını güvenlik görevlisi olarak işe alıp, kendi ana-baba ve kardeşlerini dövdürüyorlar. Sonra Yırca’da olduğu gibi işten atıp uüzüstü bırakıyorlar.
Bu bir Ali Cengiz Oyunu
İyi polis kötü polisi oynuyorlar.

Her gün televizyonlarda dönen kamu spotu ile tarım arazilerini inşaata açmama yönünde ‘bilinç ‘ vermeye çalışan Tarım Bakanlığı, çevreyi koruma sözü verirken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 27 milyon 573 bin 64 dekar tarım alanını imara açıp, betonlaştırıyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var