26 Ocak 2015 Pazartesi

Kentsel dönüşümde ortak akıl



“Şehrin Geleceği, Geleceğin Şehri Kentsel Dönüşüm Zirvesi'nde "Kentsel Dönüşüm ve İnsan" konusunda konuşma yapan Esenler Belediye Başkanı M.T. Göksu çok önemli bir konunun altını çizdi. ' kentsel dönüşümde ortak aklın önemine dikkat çekerek, "Kentsel dönüşümde sonuca ulaşmak istiyorsak 3 temel aklın; devlet aklının, siyasal aklın ve toplumsal aklın ortak hareket etmesi gerekir" dedi.
Bu üçlü Ortak Akıl birleşip 6306 sayılı Afet-Kentsel Dönüşüm Yasasını  çıkardı. 1.Devlet,2.Siyaset,3.Sermaye...
Kentsel dönüşüm uygulamasına  muhatap olan vatandaş ise tek başına! Onlar bu Ortak Akıl dışındalar!  
Bir tarafta devlet, siyaset, sermaye... Bir tarafta ise tek tek hak sahibi kentsel dönüşüm mağduru vatandaşlar...
Kentsel dönüşüm yasası; vatandaşı hukuktan mahrum bırakan, elini kolunu bağlayan, acele kamulaştırma ile el koyan, elektrik, su ve doğalgazını kesilmesine izin veren, zor yoluyla mülksüzleştirme operasyonudur.  Kentsel dönüşüm uygulamasına maruz kalan çaresiz vatandaşın kendi Ortak Aklı'nı yaratması gerekir.
M. T. Göksu bununla yetinmiyor. "Toplumsal aklın inşasında 3 şey çok önemli. Yerel yönetimler, medya ve halk. Bir yerde yerel yönetimler bu işi sahiplenmiyorsa, medya bu konuda önemli görev üstlenmiyorsa, halk razı değilse dönüşümün sonuçlanması çok zor. İşte bu toplumsal algının inşasında da en önemli görev medyamıza düşüyor.' Diyor.
Haklı. Çünkü kentsel dönüşüm sonuçlarının kendisini ne kadar zora soktuğunu Havaalanı Mahallesi Kentsel Dönüşüm olaylarında gördü.  Henüz hak sahipleri ikna olmuş değil. Hak sahiplerini bu akıl almaz sonuçlara ikna etmek için medyanın gücü gerekli.
 Peki M. T. Göksu ne diyor?
Göksu'ya göre; kentsel dönüşüm yasası doğrudur, mükemmeldir, uygulamalarıyla vatandaş memnundur, çünkü memnun olmasa Göksu, ORC ve Andy-Ar anketlerinde üst sıralarda yer almaz, yerel seçimlerde yüzde 70 oy almaz. Fakat buna rağmen ters giden bir şey olmalı?  Toplumsal algıya vurgu yapması bir sorun olduğunu gösteriyor. Göksu’ya göre; kentsel dönüşüm o kadar iyi ki  halk anlamıyor, bunun halka anlatılması gerekir,mahallesinin, komşusunun yok olmasına,  'kümese', barınma hakkının, mülkiyet hakkının elinden alınmasına halkın razı edilmesi gerekir.
Bir sorun var?
Bir şeyin başlıca bir nedeni , ama birden çok nedeni vardır.
Oy verme ve memnuniyet yanıltıcıdır. Yanıltıcıdır ama sonuçtur. Göksu, en yüksek oy oranı; yüzde 70 ile Havaalanı Mahallesi'nde, yani kentsel dönüşüm uygulamasının olduğu mahalleden almıştır.  Evlerinden, yerlerinden, yurtlarından olan buradaki hak sahipleri evlerinin yapılıp yapılmayacağından bile emin değillerdi. 'Bunu Göksu aldı, o yapsın. Başkası gelirse yapmaz!' korkusuyla oy verdiler. Eğer vatandaşlar gerçekten memnun iseler Göksu neden şikayet etsin? Vatandaş memnun değilse anketler Göksu'yu üst sıralarda gösteriyor? Bir bit yeniği var!

Can güvenliği?
Göksu "Bizim birincil derecede kentsel dönüşüm yapma sebebimiz, can güvenliği. Bundan dolayı bizim yaptığımız kentsel dönüşüm bazı fantaziler yapmamızı engelliyor. Bunun için biz deprem riskini bi'nevi fırsata dönüştürerek şehirlerimizi yeniden insan yüzlü olarak nasıl inşa edebiliriz bunun üzerine yoğunlaşmalıyız" dedi.
Hükümet dahil, kentsel dönüşüm taraftarı herkes, belediye başkanları 'deprem' korkusu yayıyor.
Bu vatandaş da haklı olarak yankısını buluyor.
Sanki kentsel dönüşüm uygulaması olduğunda bu vatandaşlar bu evlerde oturacaklar. Sulukule, Tarlabaşı, Balat- Ayvansaray örneğinde olduğu gibi... Fiyatlar daha kentsel dönüşüm uygulaması olmadan uçtu. Emlak çoktan el değiştirdi. Asıl sahipleri bölgeyi terk ediyorlar, ettiler.
Kiraya çıkanlar yine eski konutlarda oturmuyorlar mı?
Peki  bu deprem korkusu çekenler sadece riskli alan ilan edilen yerlerdekiler mi?  Riskli yapılar niye kentsel dönüşüm diye yutturulan, ama binanın yenilenmesiyle sonuçlanan, mahalle müteahhitlerine terk edilmiş? Bu niteliksiz 'yenileme' işi kentsel dönüşüm riskli alanlarında neden amaçlanmadı?  Orada rant büyük!
Muhafazakar bir iktidar, kentsel dönüşüm altında aileleri, komşulukları, mahalleyi, nüfus dokusunu bozup darmadağın etti?
Havaalanı Mahallesi kentsel  dönüşüm uygulamasında kayıpları olan haksahipleri  'Deprem dediniz, evimizden ettiniz!'  dediler. Bu boşuna değildi.
Huzur, güven, zenginlik.
Göksu, "Kentsel dönüşümün ... belli medeniyet algısı olan insanlar olarak bu tasavvurda bulunurken bizim şehirlerimizi 3 temel kavram açıklar: Huzur, güven ve zenginlik"
Göksu, Esenler Belediyesi Başkanı olduktan sonra çalışmalarıyla Esenler'de emlak fiyatlarının değer kazandığını, pahalılaştığını ileri sürdü. Zenginlikten kastı bu olsa gerek.
Sadece Esenler'de değil İstanbul genelinde emlak fiyatları  yüzde  yıllık yüzde 12.41, bir önceki yıla göre de yüzde 20 artış gösterdi.  Yoksa Göksu'nun çalışmalarından dolayı değil.
Bu ne demek oluyor?
Esenler’dekendilerinin depreme dayanıksız, oturulmayacağını söyledikleri  2+1, 80 m2 evlerin kirsı 500-600 TL, yeni binalardaki konut kiraları da 800-1000TL arasında değişmektedir.
Satılık olarak da Esenler’deki fiyat İstanbul genel fiyat artışına parelel bir seviyededir.
Esenler’de yaşayan 525 bin nüfusun çoğunluğu emekli, asgari ücretli, işçi, memur olarak göz önüne alındığında durumun ne kadar vahim boyutlarda olduğu görülmektedir. Kiralar asgari ücretin üzerinde seyretmektedir.
Yerinden yurdundan zorla edildiği gibi, fiyat artışlarıyla da bu insanları yaşayamayacakları hale getirilmekte, bir de Başkan Göksu bununla övünmektedir.
Kısaca Esenler'i dar gelirliye dar etmişlerdir.

Hayber Gürsoy
Gayrimenkul Danışmanı-Mortgage Broker
Konut Değerleme Uzmanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var