24 Nisan 2014 Perşembe

Boğaz'da son durum: 'Mahvettin Köşkü'

Yıkılarak yeniden yapılmasına karar verilen Vahdettin Köşkü'nde yaşanan değişimler, kare kare görüntülendi. Mimar Ömer Kanıpak'ın derlediği görüntülerde bölgedeki yeşil dokunun giderek azaldığı ve yerini betona bıraktığı görülüyor. Önce Başbakan Erdoğan'ın 'çalışma ofisi' olacak denilen sonra Devlet Konukevi yapılacağı söylenen bölgede ağaçlar kesildi. Kesilen ağaçların yerine yenilerinin dikileceği belirtiliyor.
 
Çengelköy’deki sırtlarındaki Vahdettin Korusu, Boğaz’ın yeni beton bloklarından biri oldu. Önce Başbakan Erdoğan ’ın çalışma ofisi olacağı iddia edilen sonra Devlet Konukevi yapılacağı söylenen Vahdettin Köşkü ve korusunda inşaat çalışmaları nedeniyle yeşil doku giderek yok oldu. Orhan Veli’nin “ İstanbul ’u dinliyorum gözlerim kapalı” adlı şiirini yazdığı belirtilen koruya 18. ve 19. yüzyıllar boyunca birçok köşk yaptırıldı. Bu köşkler arasında yer alan Sultan Vahdettin köşkü ise 1984 yılında korunması gereken taşınmaz kültür varlığı olarak tescillendi. Arkitera.com’un haberine göre ilk olarak Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından restore edilen köşklerin, betonarme olarak yenilendikten sonra ahşap ile kaplandığı İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tespit edildi. Bunun üzerine 2011 yılında Tarihi Vahdettin Köşkü’nün yıkılarak yeniden yapılması kararı alındı.


2 Temmuz 2013’te Resmi Gazete’de yayınlanan kararla, Boğaziçi Sahil Şeridi ve Öngörünüm Bölgesi Uygulama İmar Planı ve Vahdettin Köşkü ve Çevresi Yol Düzenlemesi Projesi kapsamında acele kamulaştırma kararı alındı. 2013’te inşaatına başlandı. Vahdettin Köşkü ,Başbakan Erdoğan’ın çalışma ofisi olarak kullanılacağı iddiasıyla gündeme gelmişti.”
Çengelköy Vahdettin Korusu’nda devam eden inşaat çalışmaları nedeniyle birçok ağacın kesildiği, yeni inşa edilen yapıların ise köşkün orijinal mimarisiyle uyumlu olmadığı, Vahdettin Köşkü’nün önemli mimari niteliklerinden biri olan soğan başlı kubbenin tasarımda yer almadığı görülüyor.

Hürriyet’ten Fatma Aksu’nun haberine göre önce ‘Başbakan Erdoğan’ın çalışma ofisi’ olacağı belirtilen 50 dönümlük alan ve köşk Devlet Konukevi oluyor. Boğaz’ı tepeden gören arazi içinde Vahdettin Köşkü, Köçeoğlu Köşkü, Kadın Efendi Köşkü ve Ağalar Dairesi yıkılıp orijinaline uygun olarak yeniden inşa edildi. Daha önce bu araziden ayrılan ve 3’üncü şahıslara satılan bölümler de yeniden geri satın alınıp, proje alanına dahil edildi. Toplam 70 dönümlük alanda helikopter pisti de olacak. Haberde şu bilgiler yer aldı:

ÖNCE ÖZAL İLGİLENDİ

İlk başlarda Başbakan Tayyip Erdoğan ’ın çalışma ofisi olarak düşündüğü Vahdettin Köşkü için 1988’de dönemin Başbakanı Turgut Özal, ‘Başbakanlık Dinlenme Evi’ yapılması için talimat vermiş, restorasyon başlamış fakat Özal’ın ölümü sonrası çalışma durdurulmuştu. Restorasyon işini alan Vakıf İnşaat, ‘ödeneksizlik’ dolayısıyla 1998 yılında köşkleri kaderine terk etmişti. Çengelköy’ün tepesinde bulunan ve Vahdettin’in tahta geçmeden önce kaldığı Köşk, soğan biçimindeki kubbesiyle tanınıyor. Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde birçok devlet adamının kaldığı, yabancı devlet adamlarının ağırlandığı köşkler, Orhan Veli’nin sık sık gelerek şehri izlediği bir mekan. Köşkler, Orhan Veli’nin “İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı” adlı şiirini yazdığı koru içinde yer alıyor.

2007’DE VAKIFLAR’A GEÇTİ Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları İstanbul Bölge Kurulu’nun 14 Haziran 1985 tarih ve 1457 sayılı kararı ile uygun bulunan ve Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nce 16 Aralık 1985 tarihinde onaylanarak inşaatına başlanan yapılar, 1990 yılına kadar kaba yapı olarak tamamlanıp, dış cepheleri ahşap kaplanarak, doğramaları takıldı. Vahdettin Köşkü’nün Erkan Mumcu’nun Kültür Bakanlığı döneminde otel yapılmak üzere 49 yıllığına bir yabancı ortakla birlikte Alp Delimollaoğlu’na turizm amaçlı olarak kiralandığı ancak Başbakan Erdoğan’ın bundan haberi olmadığı ileri sürüldü. Otel yapımı için ruhsat çıkmayan Vahdettin Köşkü, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın döneminde Kültür Bakanlığı’na tahsisi iptal edilip, Vakıflar’a devredildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü, tarihi Köşk’ü Başbakanlığın kullanımına verdi.
Toplam inşaat alanı 12 bin metrekare olan Vahdeddin Koru ve Köşkleri’nin yanı sıra söz konusu alandaki sosyal tesisler, tesisat mekanları ve kapalı otopark alanı toplamı ise 4 bin metrekare. Projenin mimarlığını Sinan Genim üstlendi. Kadın Efendi Köşkü’nün bulunduğu bahçenin Kuzey duvarına bitişik olan ‘Limonluk’un daha büyük örnekleri Dolmabahçe ve Yıldız Sarayı ile Şale Köşkü’nde bulunuyor. Oturmak ve misafir ağırlamak için de kullanılan, demir konstrüksiyonlu, tek katlı bu yapı aynı zamanda çiçek ve bitki serası olarak inşa ediliyor. 

 
AKASYA VE DEFNELER KESİLDİ, YERİNE YENİ AĞAÇLAR DİKİLECEK

Yıkılarak yeniden yapılan köşklerin yanı sıra eskiden de korunun içindeki Köçeoğlu Köşkü önünde yer alan büyük havuz ise içinde hem nilüfer çiçeklerinin yetiştirildiği bir süs havuzu, hem de küçük teknelerle gezinti yapılan bir su havuzu olarak korunacak. 90 santimetre derinliğinde, çevresi 45 santimetre koruma duvarları bulunan ve zaman içinde çeşitli tamirler gören ve üst bölümü tamamen tahrip olan havuzun bir benzeri Beylerbeyi Sarayı’nın üst bahçesinde bulunuyor. Koruda, 10 fıstıkçamı, 10 at kestanesi ve 25 ıhlamur ağacıyla birlikte meşe, Lübnan sediri, defne, erguvan ve sakız gibi toplam 300 ağaç da korumaya alındı. Akasya, defne aylangoz gibi bahçeyi ve fıstıkçamlarını saran ağaçlar ise kesildi. Bu ağaçların yerine Boğaz’ın florasına uygun ıhlamur, at kestanesi, fıstıkçamı, çitlenbik, erguvan gibi ağaçlar dikilecek.

CARİYESİNE BAĞIŞLAMIŞTI

Padişah Vahdettin, yurtdışına kaçarken şahsi mülkü olan bu araziyi Zehra isimli bir cariyesine bağışladı. Daha sonraları bazı bölümleri ifraz edilerek satılan ve günümüzde 50 bin 614 metrekare büyüklüğünde olan alan içindeki yapılar hakkında Sedad Hakkı Eldem tarafından yayınlanan Köçeoğlu Köşkü’ne ait üst kat planı, cephesi ve bazı fotoğraflar ile Vahdettin Köşkü’nün yıkımı sırasında çekilen, 2 Mart 1955 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan fotoğraf dışında pek fazla belge yok. Zaman içinde giderek köhneleşen yapılar 1950-60 tarihleri arasında peşi sıra yıkılır. Vahdettin’in adını taşıyan köşk, 2’nci Abdülhamit’in padişahlığı döneminde Fransız-Türk levanten Mimar Alexandre Vallaury’ye yaptırıldı. Orijinaline bağlı kalınarak inşa edilen soğan başlı kubbesiyle, mimari açıdan nadir yapılar arasında gösterilen Köşk’ün bulunduğu korudaki köşkler, 1984 yılında, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiş, Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde korudaki köşkler Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından restore ettirilmişti.

BÖLGEYE ÖZEL TRAFİK DÜZENLEMESİÇengelkö sırtlarındaki Vahdettin Köşkü ve korudaki çalışmalar sürerken Çengelköy trafiğine soluk aldırmak amacıyla geçen yıl kamulaştırma yoluyla yeni düzenlemeye gidildi. Bakanlar Kurulu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin talebi üzerine toplam 4 bin metrekarelik arazinin ‘acele kamulaştırılmasına’ karar verdi. 18 Haziran 2013 tarihli Bakanlar Kurulu kararı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onaylamasından sonra 2 Temmuz tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı. Hazırlanan palana göre, Boğaziçi Sahil Şeridi ve Öngörünüm Bölgesi Uygulama İmar Planı ve Vahdettin Köşkü ve Çevresi Yol Düzenlemesi Projesi kapsamında vatandaşların tapulu arazilerinden 61 parselde, 2 metrekareden 197 metrekareye varan istimlak yapılması öngörüldü. Proje kapsamında Çengelköy’deki ışıklar kaldırılıp, Çengelköy’den Boğaziçi Köprüsü yönüne olan trafik tek yönlü olacak. İBB tarafından daha önce kamulaştırılan ve halen otopark olarak kullanılan 28 dönümlük araziye de 2 katlı yeraltı otoparkı yapılacak.

KIRIM HARBİ’NDE HASTANE OLMUŞTU
Kırım Harbi sırasında İtalyan yaralılarına hastane olarak tahsis edilen yapı daha sonra 37 bin altına Sultan Abdülmecid tarafından satın alınarak, oğlu Burhaneddin (1849-76) Efendi’ye tahsis edilir. Burhaneddin Efendi’nin ölümü sonrası ise yapı ve bahçesi Sultan 2’nci Abdülhamid tarafından kardeşi Vahideddin Efendi’ye verilir. Daha sonra Sultan 6’ncı Mehmed Vahideddin ismiyle tahta geçecek olan Vahideddin Efendi eski köşkü elden geçirir ve kuzeye doğru bir kanat ilave ederek büyütür. Mehmed Vahideddin Efendi’nin annesi küçük yaşta vefat ettiği için şehzadeyi Sultan Abdülmecid’in Kadın Efendileri’nden Şayeste Hanım büyütmüştür. Anneliği olan bu hanım için de 2 katlı bir köşk yaptırır ve ona tahsis eder.”

Radikal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var