17 Nisan 2014 Perşembe

Danıştay'dan bir ilk: Altın madeni ÇED'siz olmaz



İzmir Karşıyaka’da kent merkezine 5-6 km uzaklıkta bulunan Yamanlar  Arapdağı’nda işletilmek istenen altın madenine Danıştay’dan ‘dur’ kararı çıktı. Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu olmadan madenin aldığı izinlerin geçerli olamayacağına karar verdi. Böylece İzmir 2. İdare Mahkemesinin aynı yöndeki kararını onayladı. Karar, ÇED düzenlemelerinin madencilik mevzuatından üstün tutulması anlamında bir ilk.
KENTİN GÖBEĞİNE ALTIN MADENİ

Doğançay Mahallesine 2 kilometre, Sancaklı köyüne 1 kilometre uzaklıkta olan, Karşıyaka’nın en önemli toplu konut alanlarının ise tam karşısındaki tepede bulunan altın madeni, neredeyse kentin göbeğinde yer alıyordu. Metro A.Ş şirketi tarafından işletilmek istenen altın madenine işletme ruhsatı ve izni veren Enerji Bakanlığı'na karşı Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) dava açmıştı. İzmir 2. İdare Mahkemesi işletme ruhsatı ve izninin iptaline karar vermiş; kararda ÇED raporu düzenlenmeden verilen işletme ruhsatı ve işletme izninin hukuka aykırı olduğu tespit edilmişti. Enerji Bakanlığı’nın bu kararı temyiz etmesinin ardından dosyayı inceleyen Danıştay 8. Dairesi; İzmir 2. İdare Mahkemesi'nin kararının usul ve kanunu uygun olduğunu belirterek, Bakanlığın temyiz talebini reddetti. Danıştay, izinlerin iptalinin yanı sıra, altın madenleri ve ÇED süreçleriyle ilgili önemli bir karara imza atmış oldu.
BU KARAR BİR İLK

EGEÇEP adına davayı yürüten hukukçulardan Av. Arif Ali Cangı, mahkemenin kararında; ÇED düzenlemelerini madencilik mevzuatından üstün tuttuğunu belirterek, “Karar bu yönüyle ilktir. Kazdağları, Kozak Yaylası ve diğer yörelerdeki ‘altın’ için yapılan saldırılar bu kararla baştan engellenebilir” dedi. Bakanlığın sadece karar düzeltme talep edeceğini, oradan da sonuç alamayacağını düşünen Cangı, bu süreçten sonra kararın kesinleşmesi halinde maden işletme ruhsatından önce ÇED zorunluluğu yönünde  mevzuat değişikliğine gidilebileceğini belirtti.
KARŞIYAKALI SAHİP ÇIKARSA

Cangı, “Termik Santrallere ilişkin lisans yönetmeliğini de böyle değiştirtmiştik” diye konuştu. Maden yönetmeliğine göre ÇED süreci ve ruhsat sürecinin ayrı yürüdüğünü aktaran Cangı, “Bakanlığın vermiş olduğu ruhsat ve işletme iznini ÇED'e bağlayan bir karar bu. Hiçbir mahkemeden almamıştık böyle bir kararı. O yüzden önemli bir karar bu. Karşıyakalılar sahip çıkarsa Arapdağı’nda altın madeni işi bitmiş demektir” diye konuştu.
ÇEVRE BİR İNSAN HAKKIDIR

METRO Turizm'in de sahibi olan Metro A.Ş'nin Karşıyaka'da işletmek istediği altın madeni ruhsat süreci ile ilgili gelişmeler olayın ilginç bağlantılara uzandığını ortaya koymuştu. Şirketin sahibi Galip Öztürk hakkında açılan davada ortaya çıkan ses kayıtları İzmir’deki altın madeni konusunda, İçişleri eski Bakanı Mehmet Ağar'ın devreye girdiğine işaret etmişti. Maden ruhsatı için Ağar'a ricada bulunan Galip Öztürk'e Ağar'ın “İzmir Valisi ile konuşurum” demesinden 1 ay sonra 3 Aralık 2010’da madene ruhsat verilmişti.
EGEÇEP, İzmir 2. İdare Mahkemesinin kararından  sonra yaptığı açıklamada, madenlerin kazanılmış hakkının, halkın katılımı ve bilgi edinme hakkı ile vücut bulan çevre hakkı karşısında hükümsüz kaldığını belirterek, "Böylece sermayenin tüm seferberliğine rağmen çevre hakkının bir insan hakkı olarak her şeyden üstün tutulması gerekliliği mahkeme kararıyla bir kez daha tescillenmiştir. Karşıyaka’nın yanı başındaki Arapdağı altın madeni sahası, kent ormanı yapılsın!” demişti.
Özer AKDEMİR
İzmir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var