6 Ağustos 2014 Çarşamba

AKP, gelmiş, geçmiş, tehdit, yolsuzluk ve rakamlar



AKP, gelmiş, geçmiş, tehdit, yolsuzluk ve rakamlar



Suçladığı rakipleri ne yaptıtıysa o fazlasını yaptı.

Bana şunu dediler bunu dediler. Biz siyasilerin dengiyle olan seviyesine bakarız. Yoksa herkes herkese bir şeyler söyler.



Attan düştü, İstiklal Marşı'nı prompter'dan okuyamadı.

Tekirdağ mitinginde dili sürçen Kılıçdaroğlunu eleştirirken Esekişehir mitinginde dili sürçtü;

“Evlatlarıma helal lokma yedirmedim.” dedi.

Beni 2001'den sonrası için eleştirin, dedi.

Kendisi 90 yıllık CHP tarihinde eleştirmediği bir şey kalmadı.

Şimdi, ben gidersem, diye kendi tabanını tehdit ediyor.



Artık siyaset üretmiyor, kendini tekrar ediyor!

'İktidar için papaz elbisesi giyerim' diyerek ahlak ölçüsü koydu. İktidar için her şey yapabileceğini kastetti, yaptı da.

Siyasette seviye o kadar düştü ki vatandaşın mutfağındaki yangın, yolsuzluklar, baskılar tartışılmıyor.

Biz de bir bal tutan parmağını yalar zihniyeti var. Evlere şenlik!

Çalıyor ama çalışıyorlar!

Vatandaşta böyle düşünüyor. Peki öncekilerin ne suçu vardı?

Müslümanın ahlakı bu mu?



Sürekli 12 yıl öncesi ile bir kıyaslama var!

Özelleştirme ile sattığınız fabrikaları yapanlar 10 yıl önce Osmanlı’da fabrika mı vardı? Diye sormazlar mı? Bundan 10 yıl önce baraj mı vardı? Diye sormazlar mı?

Çözüm Süreci, Açılım var!

Doğru… Kürt sorununda önce: Devleti olmayanın dili olmaz, dediler.

Artık gelinen noktada mızrak çuvala sığmadı. AKP iktidara geldiğinde Çözüm Süreci, Alevi Açılımı projesi var mıydı? Vardı da 12 yılın sonunda mı aklına geldi, yoksa konjonktürel, gelinen noktada şartların dayatması mıydı?

Peki Çözüm Süreci, Açılım Projesi ne getirdi?

‘Kılıçdaroğlu Alevi olduğunu söyle, bak ben sünni olduğumu söylüyorum’ Siyasete seviyesizlik hakim oldu.





İktidara gelince 3Y'yi kaldıracağız, dediler. Ama neredeyse kurumsallaştı.

Yolsuzluklar ayyuka çıktı. 17 ve 25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonlarının üzeri örtülmeye çalışılıyor.

Yasaklar 12 Eylül'e rahmet okuttu.Yasakları 'özgürlük' olarak sundular.

Yoksulluk tam gaz! Oy için, kömür, altın, beyaz eşya, ayakkabı v.s. dağıttı.



Eğitimde,sağlıkta, ulaşımda kazaların, skandalların önü arkası kesilmedi.

Üniversite, KPPS sınav skandalları örtbas edildi.



Rakamlarla oynamayı çok sevdiler. Sanki rakamların yerinde sayması gerekiyormuş, hiç ilerleme olmayacakmış gibi düşündüler.

Biraz da biz rakam verelim.

Vatandaş Ağustos 2014 itibariyle 337 milyar borçlu!

Vatandaşın yüxde 80'ni bankaların ipoteği altında!



Yolsuzluk olsa milli gelir bu kadar artar mıydı? Dediler.

ANAP Hükümeti döneminde; Milli gelir 200 milyar dolara yükselmişti ama

yolsuzluktan yüce divanda yargılanan İsmail Özdağlar vardı.

Yolsuzluk  yatırımlardan kaynaklanıyor. Ne kadar büyük yatırım o kadar büyük yolsuzluk demek.



Cemaat

Kıblesi aynı olanlarla birlikteyiz, dediler. Birlikte baskı, şantaj, montaj, dublaj yaptılar. Sonra  okun ucu kendilerine yönelince ‘paralel devlet’  dediler. Bu sefer kendileri şantaj,montaj, dublaj dediler. Yalnız bir fark vardı. Tapelerin hiç birinin sahte olduğu uluslar arası uzman kuruluşlardan teyit edilmedi. Aksine gerçek olduğu raporları var.



Milli gelir

1983 Yılında 81 milyar Dolar iken 1990 yılınada 200 milyar dolar oldu.

AKP Hükümeti döneminde 230 milyar dolar iken 786 milyar dolar oldu.

Ekonomi iç taleple büyümüştür.



İhracat-İthalatta değişen bir şey yok!

2002 yılında 36 milyar dolar, ithalat ise 53 milyar dolar idi.

AKP hükümetinde ihracat 152 milyar dolar iken ithalat 252 milyar dolar oldu.



Borç yüzdesi değişmemiş!

1993-2002 arasında güncellendiğinde dolar 1.4 TL'den 1.64 TL olmuş;

ihracat 15 milyar dolardan  36 milyar dolara çıkmış

AKP döneminde dolar 2.1 TL; ihracat 152 milyar olmuş

2002 de 221 milyar dolar olan borç stoku 2012'de 533 milyar dolar olmuş.

2012 sonunda iç-dış borç toplamı 596 milyar dolar (420 iç-176 dış)

2013'te vadesi gelen borç ödemesi olan 128 milyara karşılığında 141 milyar borçlanmış


Örtülü ödenekten AKP'nin 12 yıllık harcaması: 4 milyar TL 


Yatırım oranı ekside
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2003 yılından bugüne kadar 61, 2 milyar dolarlık (136 milyar lira) özelleştirme uygulaması gerçekleştirdikleri açıkladı. 

61,2 milyar dolarlık özelleştirme, Toplam yatırımlar içindeki kamu yatırım payı yüzde 16 gibi düşük bir rakam.

127 milyar dolarlık yatırım içinde kamu payı yüzde 16. Yani 39 milyarlık özelleştirme yapmışsın 21 milyarlık yatırım!

Gerisi nerede?

Toplam yatırımların milli gelire oranı 1980-2002 arasında yüzde 22 iken, tasarruf oranı yüzde 21 idi,

AKP döneminde yatırım oranı yüzde 20, tasarruf oranı ise yüzde 14.8'e düşmüştür.

2011'de cari açığın milli gelire oranı yüzde 9.7 ile rekor kırdı.



Büyüme

Sıcak para akışına dayalı bir büyüme olmuştur.



İşsizlik-Enflasyon yüzde 10

1980-2002 arasında yıllık ortalama 7.8 iken AKP döneminde 10.8 olmuş.

2014: 5 milyon 473 bin kişi işsiz!

Benzin 5 TL, Bilet 2 TL, Ekmek 1 TL, Kuru fasulye 8-9 TL

Kira ve aylık ücretler birbirine eşit.

Reel ücretlerde sürekli gerileme; enflasyon 9.38



Rekor Cari Açık
Resesyon riski: Bugün iktidar ekonomide  'ani durma' denilen bir durumu yaratacak olan borcunu sıcak para ile finanse eden kronikleşmiş cari açık sorunuyla başbaşa... 

1980-2002 arasında cari açığın milli gelire oranı yüzde 1 iken, AKP döneminde 5.2'ye çıkmış;

2002'de 626 milyon dolar olan açık 2012'de rekor kırarak 75 milyar dolara çıkmış.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var