3 Haziran 2014 Salı

Okmeydanı, 'riskli alan' ilan edildi



Okmeydanı'nın Fetihtepe, Kaptanpaşa, Keçecipiri, Piripaşa ve Piyalepaşa mahallerini kapsayan yaklaşık 1 milyon 600 bin metrekarelik bölgeyi ‘riskli alan’ ilan eden karar, Beyoğlu Belediyesi Meclis’inden oyçokluğu ile geçti. Yaklaşık 82 bin nüfusun barındığı Okmeydanı’nda 18 bin 800 konut ile 5 bin 500 ticaret alanı bulunuyor. Okmeydanı zemininin olası bir İstanbul depreminde risk oluşturduğu anlamına gelen ve kentsel dönüşümün önünü açan ‘riskli alan’ kararı ile 5 bin 600 binanın bulunduğu bölgenin yıkılarak yeniden yapılanması planlanıyor. Kentsel dönüşüme itiraz eden Okmeydanı Çevre Koruma Derneği "Hisseli tapu değil, bağımsız tapu verin" uyarısında bulunuyor.     
KONUT STOĞU BEKLENEN İSTANBUL DEPREMİ KARŞISINDA RİSK TEŞKİL EDİYOR

Beyoğlu Belediyesi imar komisyonu raporunda yer alan ifadeler şöyle:

"Plansız bir şekilde, mühendislik bilimi ve kontrolünden uzak, etap etap kat artışı ve eklentiler şeklinde yapılaşan bölgede konut stoğu oldukça sağlıksız durumdadır. Günümüz şartlarına göre ekonomik ömrünü yitirmiş ve beklenen İstanbul depremi karşısında risk teşkil eden yapılar niteliğindedir. Bu durum bölge yaşayanları için büyük yaşam riski oluşturmaktadır."

CHP: KENTSEL DÖNÜŞÜMLE KENDİ KURALLARINA UYMAYA ZORLUYORLAR
İlçe Belediye Meclisi’nde görüşülen karara CHP, riskli alan kararı verilmeden önce "gerekli tespitlerin yapılması ve konuya ilişkin raporların hazırlanması gerekir" diyerek itiraz etti. CHP’li meclis üyesi Ertuğrul Gülsever "Riskli alan ilan edilmesi için bilimsel veriye dayalı bir bilgi yok. Sizin yeriniz tapulu bile olsa, riskli alan ilan edildiğinden itibaren imar faaliyetinde bulunamazsınız, bankadan kredi bile alamazsınız. Burayı boşaltmanız gerekiyor, kentsel dönüşümle kendi kurallarına uymaya zorluyorlar" diye konuştu.

TAPU İŞLEMLERİ BİTMEDEN BAŞLAYACAK KENTSEL DÖNÜŞÜME İTİRAZ
30 Mart yerel seçimleri öncesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle Okmeydanı’nda 176 kişi tapularına kavuşmuştu. Ancak 1960'lı yıllarda göçlerle kurulan ve arsa tapusu bulunmayan mahallede yaşayanlar mülkiyet sorunu çözülmeden verilen ‘riskli alan’ ilanının hak kaybına neden olacağı görüşünde. Okmeydanı Çevre Koruma Derneği yöneticisi Eraslan Alkılıç bu süreçte tapu fiyatlarında ciddi bir artış yaşandığına dikkat çekerek şunları söyledi:

"Biz burayı işgal etmedik, bedava almadık. Memleketten göç ederken barınma hakkını devlet düşünmedi, vatandaş kendi imkanları ile buraları yaptı, satın aldı. 2009 yılında belediye buradaki emlak değerlerini yüzde 450 attırdı. Metrekaresini 51 liradan 180 liraya çıkardı. Türkiye’nin hiçbir yerinde böyle bir artış olmamıştır" diye konuştu. Hak sahiplerine 4706 sayılı kanunla tapu satışına başlandığını belirten Alkılıç, "12 bin insan müracaat etti ama tapu alan 300 kişi ya var ya yok. Çoğu eski tapusunu yenileyenler. İnsanların tapu alacak güçleri yok" dedi.

'HİSSELİ TAPU DEĞİL, BAĞIMSIZ TAPU İSTİYORUZ'
Tapuların ada ölçeğinde değil, parsel bazında verilmesi gerektiğini savunan Alkılıç, " 'Hisseli tapu değil, bağımsız tapu verin’ diyoruz. Biz ‘güle oynaya buraları size teslim edelim’ diyoruz. Belediye kesinlikle buna yanaşmıyor. Belediye parkları, bahçeleri birleştirerek arsa stoğu yapıyor" şeklinde konuştu.

Kentsel dönüşüme karşı olmadıklarını vurgulayan Alkılıç, "Kentsel dönüşüme karşı değiliz ama yerinde dönüşüm istiyoruz. Her yerde yapılıyor, neden bu 5 mahalle seçildi? Burayı boşaltmak niyetindeler. Okçular Tekkesi’ni sit alanı ilan etmek ve insanları yerinden yurdundan etmek istiyorlar. Biz rant peşinde değiliz. Bir yerin değeri binayla ölçülmez, içindeki ile değer taşır" dedi.

Okmeydanı Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği Okmeydanı'na ilişkin 1/5 bin ve 1/binlik imar planlarına ve 3194/18 sayılı uygulamaya karşı idare mahkemesine dava açtı. 

www.evrensel.net

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var