2 Haziran 2014 Pazartesi

Özelleştirme Gözünü Sarıyer'deki Tarlaya Dikti

İstanbul'un kent içinde tarım yapılan son topraklarından biri olan Tarım Bakanlığı'nın "sulu özel ürün arazisi" olarak kabul ettiği Sarıyer ilçesine bağlı Gümüşdere köyü tarım arazisi özelleştirilmek isteniyor.
Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 8 Mayıs tarihli kararıyla Gümüşdere Köyü'nün tek tarım arazisi 590.343 metrekare yüzölçümlü taşınmaz özelleştirme kapsamında satışa çıkarıldı.
İstanbul'un sebze meyve ihtiyacını karşılayan Gümüşdereliler tek geçim kaynaklarının yok olmasına tepkili, Ziraat Mühendisleri Odası özelleştirme kararının iptali için dava açacak.
Gümüşdere Köyü Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği'nden Beyhan Uzunçarşılı, bu tarım arazinde Türkiye'nin ilk sürdürülebilir kent tarım projesini yapmayı planlarken özelleştirme kararı ile şaşkınlığa uğradıklarını söyledi.

Mübadeleyle geldiler, köyü ıslah ettiler


Gümüşdere sırtını Belgrat ormanlarına dayamış, Karadenize kıyısı olan eski bir Rum yerleşim yeriydi.
1924'te mübadele sonucu Rumlar köyü terk etmek zorunda kalınca Selanik Karacaova mevki Fuştan köyünden gelen Pomaklar köye yerleştirildi. Hala dillerini koruyan halk Selanik'te yaptıkları bahçeciliği Gümüşdere'ye taşıdı.
Araziyi kendi imkanlarıyla ıslah ederek tarım alanına çevirdi. Şu anda büyük bölümünde açık tarım, 90 bin hektarında da seracılık yapılıyor. Her çeşit sebze meyve, süs bitkisi yetiştirilen ve hayvancılık da yapılan topraklardan 632 kişi geçimini sağlıyor.
Hazine arazisi olan tarım alanlarında köylüler 1994'te köyün statüsünü kaybetmesiyle çok yüksek ecrimisil (işgaliye) bedeli ödemeye başladı.

Bakanlık "sulu tarım arazisi" dedi


Gümüşdereliler daha önce köyün bir bölümüne İSKİ'ye tahsis edilerek yapılmak istenen "biyolojik arıtma tesisi" ne karşı mücadele etmişti. Ziraat Mühendisleri Odası'nın açtığı dava sonucu Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, bu alanın "sulu özel ürün arazisi" olduğuna belirtmiş ve Kasım 2013'te proje iptal olmuştu.
Köylüler tam mücadeleyi kazanmışken şimdi özelleştirilme tehdidi yaşıyor.

"Bakanlık tarım projemizi desteklemeli"

Ziraat mühendisi olan Beyhan Uzunçarşılı, buranın statüsünü Bakanlığın yükselttiğini hatırlatarak kentte kalan bu son tarım arazisinin korunması ve geliştirilmesi için yazdıkları projeyi bakanlığa sunacaklarını söyledi.
"İstanbul'un gıdasını sağlayan son tarım arazisi için üniversite, sivil toplum örgütleri halk ve bakanlığın ortaklığında Türkiye'nin ilk sürdürülebilir kent tarım projesini yapmak istiyoruz. Bakanlıktan randevu talebinde bulunduk. Burada çiftçiler bakanlıktan destek almadan modern yöntemlerle üretim yapıyor. Özellikle kadınlar çalışıyor. Buranın korunması, geliştirilmesi gerekirken özelleştirilmek isteniyor. Bu sadece Gümüşderelilerin değil, buradaki gıdayı tüketen İstanbul'un meselesi."

"Toprak işleyenin olmalı"

Özelleştirmeye karşı dava açan Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık da "toprak işleyenin olmalı, rant için gökdelen dikmek isteyenlerin değil" diyor.
"Bu kadar verimli toprakları korumak, teknik ve üretimi daha rantıbıl üretim projesine dönüştürmek yerine satmak istiyorlar. Maliyenin hazine adına kayıtlı taşınmazı toprağı işleyen köylülere makul bir fiyatta uygun taksitlerle satmasına karşı değiliz. Toprak işleyenin olmalı." (NV)
 Bianet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var