21 Ekim 2014 Salı

Don, kaç ya da savaş.

 



Ölümün Gözlerinin İçine Bakmak: Kaplan, Kafesine Düşen Öğrenciyi Öldürdü!

"Doğa Bir Savaş Alanıdır." Charles R. Darwin



Bu fotoğrafa iyi bakın ve kendinizi o öğrencinin yerine koyun. Sizi tek bir ısırıkla veya pençeyle parçalara ayıracak, hatta üzerinize doğru "Bö!" diye bir adım atarak korkudan kalbinizin durmasına neden olabilecek, besin zincirinin en tepesindeki avcılardan biri, gözlerinizin içine bakıyor. Tek yapabileceğiniz, tüm hayvanların sahip olduğu 3 temel içgüdüden birini uygulamak: don, kaç ya da savaş. Bunlardan birini tercih edemezsiniz, bilincimiz haricinde bu tepkiler içgüdüsel olarak uygulanır. Burada öğrencinin yapabildiği, donmaktır. Bu en ilkel dürtü, geyiklerin üzerlerine 150 kilometre hızla gelen bir arabanın altında kalarak ölmelerine neden olan dürtüyle aynı tepkidir. "Hareket etmezsem, avcı beni görmez." temel ilkesine dayanır. Ancak hızla üzerinize gelen bir araba için ne yazık ki geçerli değildir. Aynı şekilde, burnunuzun dibindeki üst düzey bir avcı için de geçerli değildir. Fakat dediğimiz gibi, tercih değildir. Beyin, elindeki opsiyonlardan en uygununu seçer. Bu durumda o, donakalmaktır.
Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de bulunan Ulusal Zooloji Parkı'nın yöneticisi Amitabh Agnihotri'nin söylediğine göre, kameralara yakalanan bu kareden birkaç saniye sonra, kaplan pençesini adamın üzerine indirerek 19 yaşındaki öğrenciyi öldürdü. Önce onu pençesiyle kendine ayrılan alanın köşesine sürükledi, sonrasında dişlerini boynuna geçirerek 10 saniye kadar bekleyerek öğrencinin tamamen ölmesini sağladı. Olaya an an tanıklık eden görgü tanıkları, bu kareyle kaplanın avına çullanması arasındaki sürenin sonsuzluk kadar uzun geldiğini ve Maqsood isimli öğrencinin bakışlarının merhamet dilediğini söylüyorlar. Bu kare, bunu gösteriyor gibi... Tanıklar kaplana taş ve sopalar atarak onu korkutmaya çalıştılar; ancak hiçbir işe yaramadı.
Maqsood'un oraya nasıl düştüğü bilinmiyor. Kayıp da mı düştü, yoksa bilerek mi girdi, tespit edilemedi. Ancak görgü tanıklarının dediğine göre, kaplan Maqsood'u kenara sıkıştırdıktan kısa bir süre sonra olay yerine gelen görevliler, herhangi bir kurtarma girişiminde bulunmak yerine, halkı oradan uzaklaştırmaya ve görmelerine engel olmaya çalıştılar.
Maqsood'un bedeninin otopsisi, bilim açısından da önem taşıyor. All Hindistan Tıbbi Bilimler Merkezi'nden (AIIMS) doktorlar otopsiyi gerçekleştirdi. Dr. Adarsh Kumar şöyle söylüyor:
"Vahşi kedi saldırılarının açtığı yaraları inceleyebileceğimiz çok az vücut bilim insanlarının eline ulaşabiliyor. Genç en az 27 farklı yara almış. Kaplan hayvanat bahçesinde doğdu ve büyüdü, aslında hiçbir av deneyimi yok. Bu açıdan, kaplanın saldırış biçimi ve açtığı yaraların incelenmesi, kedigilleri anlamamız açısından önemli. Polis tarafından bize gönderilen videoyu incelediğimizde, kaplanın çocukla oynayıp oynamadığını anlayamadık. Ancak insanlar taşlar ve sopalar atınca, kaplan korktu ve çocuğu güvenli bir yere sürükledi."
Konuyla ilgili bir diğer ilginç nokta da, Maqsood'un vücudunda "Tanrıça Durga'nın bir kaplan üzerine oturduğu" bir dövme bulunuyor. Doktor şöyle söylüyor:
"Gencin akli dengesinin yerinde olmadığı belirtildi. Ancak vücudunda bir kaplan dövmesi olması ilgi çekici. Olayla ilgili psikolojik bir boyut da olabilir."
Hazırlayan: ÇMB (Evrim Ağacı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var