Sayfalar
- Ana Sayfa
- Mortgage
- Konut Kredisi
- Refinansman Nedir?
- Kira Nedir?
- Sigorta
- Faiz Nedir?
- Fıkralar
- Kefillik Nedir?
- Arsa Payı Nedir, Nasıl Hesaplanır?
- Gayrimenkul Satış Vaadi Nedir?
- Tahliye Taahhütnamesi nedir?
- DEĞER ARTIŞ KAZANCI NEDİR?
- DOP (Düzenleme Ortaklık Payı) NEDİR?
- EMLAK-EMLAKÇILIK NEDİR?
- HACİZ YOLU İLE TAKİP NASIL YAPILIR?
- TAPU NEDİR ?
- Emlak Vergisi
- Sözleşme ve Şekil Şartı Nedir?
- ÖRNEK DANIŞMANLIK VE KOMİSYON SÖZLEŞMESİ
- Emlak Terimler Sözlüğü
Hakkımda
19 Ekim 2014 Pazar
Yaşasın çöp ihalesi!
Devlet erki şu sıralarda din ve ahlak dersinin zorunlu olmasının gerekçeleri olarak; toplumun ahlaklı, dürüst, faziletli, namuslu insan yetiştirmenin önemli olduğunu açıklamakla meşgul olsunlar…
Bunların kendileri için değil halk için gerekli olduğunu söyleyenlerle ilgili ibretlik bir öykü bu…
İkiyüzlülük örneği… Ellere verir talkını kendi yutar salkımı, örneği.
Dürüst, erdemli, ahlaklı bir ihale komisyonu başkanın başına neler geliyormuş bir görelim. Fazileti, dürüstlüğü göklere çıkaranlar dürüst ve erdemli insanların başına nasıl çorap örüyorlarmış bir bakalım.
Hayali bir kentte, varsayalım ki bu olay araştırmalarda hayat kalitesi en düşük ilçelerden birinde geçmiş olsun.
Çöp!
Çerçöp diyerek işi hafife almamak gerek.
Çöp ihalesi bu…
Biri çıkıp elinde bir proje ile belediyenin kapısını çalıyor ve çöp toplamayı sıfır maliyetle gerçekleştireceğini söylüyor.
Peşinen reddediliyor, inceleme gereği duyulmuyor bile.
Neden?
Rant büyük! Çöpün de rantı mı olurmuş, demeyin.
Nasıl?
Nasılı ise; ihale nasıl kazanılır da? Topluma ahlak dersi verenler söz konusu kendi çıkarları olduğunda neler yaparlar?
İhale nasıl kazanılır?
Konumuz çöp ya! İhalenin konusu da çöp toplama ihalesi olsun.
Rakamlar ve fiyatlar temsilidir, olay gerçektir.
İhalede çöpün ton başına 5,10,15,20 TL gibi fiyatlar verilmiş olsun. İhale kanunu gereğince ihale en düşük fiyat verene ihale ediliyor. Yani 5 TL verene… Peki 5 TL gerçekçi bir rakam mı? Hayır! 5 TL kurtarıyor mu? Zararın daniskası!
Kurtarmıyor! Kurtarmıyor da neden bu fiyat teklifi veriliyor?
İhaleyi kapmak için?
Yeter ki ihale alınsın! Sorun ihaleyi almakta. Sonrası?
Şimdi soralım? Peki 5 TL mi daha pahalıdır, yoksa 20 TL mi?
5 TL daha pahalıdır!
Bakın nasıl?
İhale yapılıyor, teklif dosyası veriliyor. 5 TL’lik dosya ihale komisyonu başkanı tarafından inceleniyor. Komisyon başkanı bir bakıyor ki mazot ve işçilik giderleri hesapta yok. Arada 12 milyonluk bir farkı gören ihale komisyonu başkanı soruyor.
-Bu giderler niye gözükmüyor?
-Başkanım siz onu geçin? Siz imzalamaya bakın!
-İmzalamam, 12 milyonluk bir açık var!
-Hocam 2 milyonu silelim?
-10 milyon ne olacak? İmzalamam!
Öğretim üyesi komisyon başkanı hemen görevden alınıp adliyede bir fotokopi makinesine memur olarak atanıyor.
Öğretim üyesinin bir öğrencisi de savcı olup adliyede görev yapmaktadır ve onu fotokopi makinesi başında görür. Hoca;
-Haram yemedik, böyle oldu, diyerek durumu özetler.
Savcı yardımcı olur, mahkeme sonucu hoca eski görevine iade edilir ama bu sefer tayinini başka yere ister.
Peki sonuç ne oldu?
5 TL’lik dosya ihaleyi kazandı.
Bu tonu 5 TL ile çöp toplayacağını söyleyen şirket tonu 20 TL teklif verenden daha çok para nasıl kazanır?
Formül şöyle: İhaleye çıkan çöpün aşağı yukarı ortalama miktarı bellidir. İhale bu ortalama üzerinden yapılır.
Çöp toplanırken denetleme ve kontrol mekanizması Türkiye şartlarına göre şekil aldığından;
Her gün masa başında ‘sevhen’ çöp fazlası diye yerine göre 10-15 ton günlük fatura kesilir. Parası da böyle tahsil edilir.
Böylece çöpün tonu 20 TL’nin üzerine çıkmış olur.
Din ve ahlak dersi güme gider.
İki güzellik bir arada
Ya üçüde olmasaydı
Mehmet Akif Ersoy'dan
Gezi Parkı
Ne Denilebilir!...
Gezi
Günün Fıkrası
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder