10 Ocak 2013 Perşembe

İstanbul'un en eski köyü bulundu

İstanbul'un en eski köyü Pendik'te. Tren yolu inşaatında ortaya çıkan 8 bin 500 yıllık köyün sakinleri, evlerin altına geçirgenlik için midye kabuğu döşemiş, çöp çukurlarına bakılırsa bolca deniz mahsulü tüketmiş.
Haber: ÖMERERBİL omer.erbil@radikal.com.tr / Arşivi  
Ölülerin ana rahmindeki gibi ayakları büzülmüş pozisyonda (hocker) gömüldüğü mezarlarda çok sayıda kullanım eşyası da bulundu. El baltaları, kemik kaşık, deri dikmeye yarayan kemik iğne, arpa ve buğday dövmek için havan, öğütme taşı, çakmak taşları, obsidyen kesici aletler, Bizans dönemi çanak çömlek tespit edildi. 
Pendik yerleşmesi, Pendik ilçe merkezinin 1.5 km. doğusunda, Kaynarca Tren İstasyonu’nun 500-600 metre batısında, denizden 50 metre uzaklıkta yer alan küçük bir koyun kuzeybatısında, Temenye mevkiinde bulunuyor. İlk olarak 1908 yılında şu an sökülmüş durumdaki rayların inşası esnasında Miliopulos adında bir demiryolu işçisi tarafından bilim dünyasına tanıtılan yerleşmedeki ilk bilimsel kazı Prof. Dr. Şevket Aziz Kansu’nun 1961’de, 4 küçük sondaj yapması ile başladı. Bu çalışmada yerleşimle ilgili kısıtlı bilgi edinildi. 
Prof. Kansu’nun açtığı sondajların ardından yerleşmede uzun süre çalışma yapılmadı. 1981 Nisan ayında ise höyük üzerinde yapılaşma nedeni ile yoğun bir tahribat olduğu görülünce kısa süreli bir kurtarma kazısı daha düzenlendi. Bu çalışmayı İstanbul Arkeoloji Müzeleri ve İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Prehistorya Kürsüsü öğretim elemanları ortaklaşa yürüttü. Kurtarma kazısından 10 yıl sonra, yerleşim alanınında yeniden inşaatların başlaması üzerine, 1992’de müze ikinci bir kurtarma kazısı daha gerçekleştirdi. Alanda üç tabaka saptandı: En üstte klasik çağlara ait bol miktarda çanak çömlek parçası bulunan yüzey tabakası, altında erozyonla tahrip edildiği için bozuk durumda mimari kalıntılar ve mezarlar, en altta 3-6 evreli bir neolitik çağ tabakası bulunuyor.
Tren yolunda arkeopark
Kazı alanında yüzlerce işçi, 3 arkeolog gözetiminde çalışıyor. En ufak bir ayrıntı dahi not ediliyor. Bazı mezarlar ise üst üste gömülmüş, kemikler birbirine karışmış. Tren yolunu ayıran duvarın dibinde adeta sıraya dizilmiş neolitik dönem mezarlarının devamının karayolunun altında olduğu tahmin ediliyor. Arkeologlar Green Park Otel’in hemen arkasında kalan karayolunda da kazıların sürmesi gerektiğine dikkat çekiyor. İstanbul İl Kültür Turizm Müdürü Prof. Bilgili de yeni bir müzeden söz ederken aslında yerinde yapılacak bir koruma biçimiyle hem arkeolojik park hem de bir müze Pendik’te farklı bir uygulamayı turizme kazandırabilir. Çünkü tren yolunun üst tarafına doğru höyük devam ediyor ve buradan da çok sayıda mezar ve köy yapısının olduğu tahmin ediliyor. 
Marmara bölgesinde Fikirtepe ve Yenikapı kazılarından sonra sadece Pendik’te neolitik dönem izlerine rastlanıldı. Anadolu ’da Çatalhöyük, Göbeklitepe, Amik Ovası’nda Tell Cudeyde, Tarsus - Gözlükule, Mersin Yumuktepe gibi kısıtlı yerlerde neolitik dönem izlerini görüyoruz.
İstanbul Arkeoloji Müzesi’nden arkeolog Sırrı Çömlekçi:
Yenikapı’daki (Neolitik/Taş Devri) dönemi mezar buluntuları ile karşılaştırıyoruz. Aralarında akrabalık bağı var mı, karşılaştılar ya da birbirlerine ziyarete gittiler mi inceliyoruz. Evlerin temelleri, çöp çukurları neolitik dönem için oldukça önemli veriler. İstanbul için önemli bir gelişme.
Marmaray Projesi Gebze-Haydarpaşa hattı Pendik mevkiinde İstanbul Arkeoloji Müzesi denetiminde kazılar sürüyor. İl Kültür Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, ‘İstanbul’un tarihinin binlerce yıl geriye gitmesinin büyük bir sevince neden olduğunu, neolitik dönem için yeni bir müze ihtiyacı doğduğunu’ söyledi. 
İstanbul’un tarihi her yeni kazıyla biraz daha geriye gidiyor. Marmaray Pendik – Gebze hattında tren yolunun genişlemesi çalışmaları sırasında arkeologlar neolitik dönemden bir köye rastladı. Günümüzden 8 bin 500 yıl öncesinin evlerinin temelleri, yanında çöp çukuru ile mezarlar birlikte ortaya çıkarıldı. 
Evlerin altına geçirgenliği sağlaması için midye kabukları yerleştirildiği görüldü. Çöp çukurunda da çok sayıda deniz mahsulleri tükettikleri belirlendi. Pendik’te daha önce Yenikapı’da benzer örneklerine rastlanan 32 neolitik dönem mezarı da ortaya çıkarıldı.
İğneler, havanlar, baltalar
Yenikapı’dan sonra Pendik’te de 8 bin 500 yıllık neolitik dönem (Taş Devri) insanının izleri bulundu.İstanbul ’un bu en eski yerlileri Pendik’de köy kurmuş. Kazı alanında evlerin temelleri, çöp kuyuları, mezarlar, kemik kaşık, iğne, balta gibi aletler ortaya çıkarıldı. Arkeologlar şimdi Yenikapı sakinleri ile Pendik’te oturanlar arasında akrabalık olup olmadığını araştırıyor. Mezarları ve arkeolojik alanı Radikalve CNNTürk ilk defa görüntüledi.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var