30 Ocak 2013 Çarşamba

Yangına zehirle gitmişler

  • BAKAN’DAN KAZ DAĞLARI YANGINI İTİRAFI
  • Sinem Uğurlu
  • Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Kaz Dağları’nda geçen yılın eylül ayında çıkan yangını söndürmek için, maden göletinden alınan zehirli suyun kullanıldığını kabul etti.
    CHP Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova, Bakanın yanıtlaması talebiyle verdiği soru önergesinde Kaz Dağları’nda çıkan yangının söndürülmesi esnasında bakır ve molibden madeninin çökertme havuzundaki suyun kullanılıp kullanılmadığını sormuştu.
    Bakan Eroğlu, soru önergesini yanıtladı. Yanıtta, “Havran yangınında aşırı rüzgar sebebiyle Tepeoba, Kalabak ve Fazlıca köyleri yangın tehlikesine düşmüştür. Mülki amirce, köylerin boşaltılması için hazırlık yapılması talimatı verilmiştir. Köylerde yaşayan vatandaşlar açısından hayati tehlike bulunması sebebiyle can ve mal kaybını önlemek için zamanla yarışılmıştır. En yakın su kaynağı 6.3 kilometre uzaklıkta bulunduğundan; yangın söndürmek maksadıyla yangın alanına bitişik maden göletinden bir miktar su, zorunlu olarak kullanılmıştır” dedi.
    YANGINDAN BETER!
    Gazetemize konuşan Eski Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı ve Kaz Dağları Madra Dağları Belediyeler Birliği Danışmanı Salih Sönmezışık ise, Bakanın “zorunda kaldık” açıklamasının inandırıcı olmadığını ifade etti. İşte Sönmezışık’ın itiraz ettiği noktalar:
    - Kimyasal suların yangın söndürüldükten sonra yaratacağı etki yangından çok daha büyük.
    - Yangında kullanılan ağır metal içeren sular, yanık alandaki toprağı zehirledi. Daha sonra oluşacak bitki örtüsü etkilendi ve pek çok endemik bitki türü artık geri gelmeyecek.
    - Yangın alanı ile yan yana bulunan alanlardaki canlılar da atık sudan zehirlendiler.
    -  sağlığı da tehlikede. Toprağa karışan zehirli su, yer altı sularına da karışacak ve bölgedeki insan sağlığı olumsuz yönde etkilenecek.
    - Yangın alanına en yakın su alanı 6.3 kilometre. Maden alanının havuzu ise 2 kilometre. Su taşıyan bir helikopter için aradaki 4 kilometrelik mesafenin bir farkı yok. Burada kolaya kaçılmış.
    - Kaz Dağları gibi zengin bitki örtüsüne sahip bir bölgede hazır sular bulundurmak gerekirdi. İhmal var.
    - Orman yangınlarını söndürmek kadar önlemek de önemlidir. Yangın çıkmadan önce gerekli önlemler alınmalı.

    ‘BU BİR KABULDÜR’
    CHP Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova da, Orman ve Su işleri Bakanlığının verdiği cevap ile Kaz Dağları’nın zehirlendiğini kabul ettiğini söyledi. “Bölgede daha büyük felaketler” olabilirdi diyen Akova, “İnsan sağlığı da tehlike altında. Biz bölgede balık ve hayvan ölümleri olduğunu da biliyoruz. Kaz Dağları bizim milli servetimiz” diye konuştu.

    ‘ZEHİRİN ETKİSİ ZAMANLA GÖRÜLECEK’
    ORMAN ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu Havza Çayı’nda yaşanan balık ölümlerinin arkasında maden işletmesinin zehirli sularının kullanılmasının bulunup bulunmadığı yönündeki soruya, “Sadece 7 balık öldü” yanıtı verdi. Ancak Çanakkale Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Hicri Nalbant, rakamın daha fazla olduğunu ifade ederek, bakanın olayı küçümsediği uyarısı yaptı. Nalbant, “Balık ölümleri anında olmuştur. Ancak ağır metallerin insan ve doğa sağlığına vereceği zarar aniden gerçekleşmez, süreç içinde gerçekleşir” dedi. Nalbant, ağır metallerin bölgeye vereceği zararın, yangından daha fazla olduğuna da dikkat çekti. (İstanbul/EVRENSEL)
    (Fotoğraf, Salih Sönmezışık’tan alınmıştır)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var