6 Şubat 2013 Çarşamba

Barajlara karşı fiili mücadele

  • DERİ İŞÇİLERİ BARAJA KARŞI MÜCADELE HATTINI BELİRLEDİ
  • Gökhan Durmuş
  • Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi yasasının çıkmasının ardından Ocak ayında açıklanan istatistiklerle birçok sendika barajı aşamadı. Tekstil işkolu ile birleşmesinin ardından barajı aşamayan sendikalardan birisi de Deri-İş Sendikası. Yıllardır yürüttükleri fiili mücadeleler ile tanıdığımız Deri-İş, bundan sonra da mücadelesini büyüterek sürdürecek.
    Mader Deri Deri-İş İşyeri Temsilcisi Zülfü Acar, yeni sendikalar yasasına karşı hem Ankara’da hem de İstanbul’da eylemler yaptıklarını, hükümetin kendisi gibi düşünmeyen sendikaları yok etmek için bu yasayı hazırladığını kaydetti. İki yıl daha yetkili olacaklarını ancak iki yıl sonra barajı aşamadıkları için yetkiyi kaybedeceklerini belirten Acar, artık tekstil işçilerini de örgütleyebildiklerini, bu iki yıl içinde fiili mücadele ile örgütlenme önündeki engelleri de aşarak barajı geçeceklerini ifade etti. Acar, sözleşmeleri de fiili olarak imzalayacaklarını kaydetti.
    KENDİ GELECEĞİMİZ İÇİN ÖRGÜTLENECEĞİZ
    Derimsan işçisi Aydın Canpolat da “Bundan sonra daha güçlü şekilde omuz omuza vererek bu antidemokratik barajları aşacağız. Bundan sonra her şeyi fiili olarak yapacağız” diye konuştu.
    Mücadeleye kaldıkları yerden devam edeceklerini belirten Karaca Deri işçisi Zeki Çetindal, öncelikle işyerlerindeki taşeron çalışmasına son vermeleri gerektiğini, kendilerinin iki aylık mücadele ile taşeronu işyerinden kovduklarını kaydetti. Çetindal, bütün işyerlerinden taşeronu atarak barajları da aşacaklarını söyledi.
    Al Deri Deri-İş İşyeri Temsilcisi Veli Araz, “Bundan sonra Deri-İş üyesi her bir işçi kendi geleceği için çalışmalı ve örgütlenme mücadelesine katılmalıdır. Bundan sonra hem işyerlerinde hem de sokaklarda yumruğumuzu daha sert vuracağız. Türk-İş başta olmak üzere bütün sendikaları bu antidemokratik yasalara karşı mücadele içine sokacağız” diye konuştu.
    YENİ BİR TAKTİK BELİRLEYECEĞİZ
    Prima Deri işçisi Hacı Köse de yetkilerini gasbeden anlayışa karşı mücadele edeceklerini söyledi. Köse, yeni örgütlenmeler yapacaklarını, fiili mücadele ile barajları aşacaklarını ifade etti.  
    Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi yasası gündeme geldiği zaman birçok sendikanın “Bu yasa çıkmaz” dediğini, bu yüzden de yasaya karşı ciddi bir eylem örgütlenmediğini hatırlatan Çede Deri İşyeri Temsilcisi Çiğdem Müldür, bu yasanın ardından bugüne kadar işçilere yüzünü dönmeyen sendikaların artık var olabilmek için tabanın içine gireceğini kaydetti. Deri-İş olarak her zaman örgütlenmenin önündeki engellere karşı fiili mücadele içerisinde olduklarını belirten Müldür, “Fiili mücadelemize aynen devam edeceğiz. Bundan sonra sorumluluklarımız daha da arttı. Yeni bir taktik belirleyip kölelik koşullarında çalışan tekstil işçilerini de örgütleyeceğiz” diye konuştu.

    YASALAR DERİ-İŞ’İ ENGELLEYEMEZ
    DERİ-İŞ Sendikası istatistiklerin açıklanmasının ardından baraj engeline takılmasını Tuzla’da üyeleriyle birlikte protesto etti. Tuzla Deri Organize Sanayi Bölgesindeki Der-İş üyesi işçiler fabrikalarından çıkarak Traktörler Durağına doğru yürüyüş yaptı. “Hükümet yasanı al başına çal”, “Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır” sloganlarıyla yürüyen işçilere, Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak, Tek Gıda-İş Genel Merkez Yöneticisi Recep Ali Çelik, Yol-İş Şube Başkanı Erdem Arcan, Basın-İş Şube Başkanı Levent Dinçer, TÜMTİS Şube Başkanı Ersin Türkmen, Belediye-İş Şube Başkanı Muhammed Ceylan, EMEP İl Yöneticisi Metin İlgün de destek verdi. Deri işçilerine seslenen Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi, mücadeleci sendikaları tasfiye etmeyi amaçlayan yasanın çıkmasının ardından 92 sendikanın yüzde 1 barajını geçemediğini ve toplusözleşme hakkının ellerinden alındığını ifade etti. Baraj sisteminin anti demokratik olduğunu, bunu yanı sıra yeni yasayla iş kollarının da birleştirilerek birçok sendikanın yetkisiz hale getirildiğine dikkat çeken Servi, Türk-İş bile kurulmadan önce kurulan bir sendikanın bu şekilde engellenemeyeceğini, 65 yıllık mücadele tarihi içinde her zaman fiili mücadele yürüten bir sendika olduklarını söyledi. Deri-İş’in 1990’lı yıllarda deri sanayinin Kazlıçeşme’den Tuzla’ya taşınırken de yok edilmek istendiğini hatırlatan Servi, “Ancak deri işçileri fiili ve meşru bir mücadele ortaya koyarak sendikasıyla bütünleşerek, mücadele ederek, direniş çadırları kurarak, barikatlar oluşturdu. Dün olduğu gibi bugün de fiili ve meşru zeminde diğer emek dostlarıyla mücadelemizi birleştireceğiz ve bundan sonra da mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu. Bu zamana kadar haklarını fiili mücadele ile elde ettiklerini söyleyen Servi, yasal engellere rağmen Deri-İş’in varlığını sürdüreceğini kaydetti. (İstanbul/EVRENSEL)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var