4 Şubat 2013 Pazartesi

Sokakta bir antika halı,kilim tamircisi var


Antika halı tamircisi İlhan
kentseldonusumhaberleri.com
Halının halinden anlayan adam.
Sultanahmet’te Klod Farer Caddesi ile Binbirdirek Meydanı Sokak köşesinde sokakta bir tezgah…  Halı tamir tezgahı…  Eski, antika halıları özenle onaran bir usta, özenli, hassas bir işçilikle kilim tamir ediyor.
Malatyalı İlhan. Aslında Pötürgeli.  İşi yine Malatyalı bir ustadan Mikhail Yavuz’dan, daha çocuk yaşta öğrenmeye başlamış. 12 yaşında çırak olarak Mikhail ustanın yanına girmiş, yıl 1989… O günden beri antik halı, kilim ve bez tamir işleri yapıyor. Bir ara işine olan sadakatinde tereddüde düşmüş başka işler de nafakasını aramışsa da kendini çabuk toparlamış. ‘yapamadım, edemedim. Tekrar bu işe döndüm. Bir kere bu işin tozunu yutmuşuz. Aslında bu işi ek iş olarak yapıyorum. İş çok ama ben yapamıyorum. Müşteri gelip seni bulur.  ’ Diyor.
’1989 yılında 12 yaşında iken Mikhail Ustanın yanında işe başladım. Denizli, İzmir,  Kuşadası, Nevşehir’i dolaştım  Turizm şirketlerinde çalıştım. Vakıflarda müze malları üzerine çalıştım.  Antik halılar, kilimler 100 yıllık ve daha eski olur. 700-800 yıllık olanlar var.
Ben antik halının, kilimin, bezin halinden anlarım. Nereli olduklarını; motiflerinden, dokumasından, boyasından, ipinden anlarım. Halı da kilimde esas olan bunlardır. Motif, desen, incelik, renk, kökboyası, dokuma, el ipi… Şimdiki ipler makine ipi, makine çekiyor.  Şimdiki iplerin içine naylon karıştırılıyor. Ben özel eğirtiyorum, Anadolu’dan, Malatya yörelerinden getirtiyorum.
Boya işini kendim yapıyorum. Kökboyası ile boyuyorum. İp bana eğrilmiş olarak geliyor. İşimi severek, zevkle, özenle yapıyorum.  Bu konuda uzmanlaştım.
Önce çözgüleri atıyorum. İğne ile kopuk,yıpranmış telin yerine tel atıyorum.  Bütün tellerin aynı özellikte olması lazım, yoksa pot yapar.
Dokuduktan sonra tefsiye ediyoruz, ütülüyoruz, yakıyoruz, sarartıyoruz, daha sonra eskitme yapıyoruz. 
Eskiden kazançlı bir iş idi, şimdi bitirdiler.  Kesiyorlar yama yapıyorlar. Oldu mu oldu. Benim yaptığım gibi olabilir mi? Aslına uygun olabilir mi?  İranlılar bu işin piyasasına girip öldürdüler. El emeği, tamir edilecek iş  Bin TL ise onlar 400-500 TL’ye yapıyor. Bizim iş öyle ki 1 ayda bitiririm dersin 2 ayda biter. Niye? Malzeme ezik, çürüktür, bir türlü yutmaz kopar, uğraşıp durursun. 
Antikayı nasıl korumalı dersen? Bir kere hava alacak, naftalinlenecek. Bir şey olmaz. Nemli yerde olmayacak, çürür. Kapalı yerde,havası kalmayacak.  Yıkarken iyi durulanacak. İçinde ilaç,deterjan kalırsa o da çürütür. Hele pamuk iplik hiç dayanmaz, hemen çürür. İşin zorluğu ne?  Bazen çürük çıkıyor. Tel atıyorsun, tel kopuyor.
Bu iş dükkanda olmaz.  Kurtarmaz, kirası, giderleri…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var