5 Şubat 2013 Salı

'Bir inek ver kızı al' diyen babaya tedavi!

Bir inek karşılığında kızını evlenmeye zorlayan baba için mahkemeden örnek karar çıktı: Hem kızından uzak duracak hem de tedavi olacak.
MESUT HASAN BENLİ / Arşivi
Ankara 11. Aile Mahkemesi, kızını bir inek karşılığı evlenmeye zorlayan babanın bir sağlık kuruluşunda tedavi edilmesine hükmetti. Mahkeme, sürekli baskı yapan babanın, kızının bulunduğu eve yaklaşmaması ve telefonla rahatsız etmemesine de karar verdi. 
Amasya ’nın Korkut Köyü’nde yaşayan Ali O., kızı Güller O.’yu isteyen damat adayına, kendisine bir inek vermesi halinde bu evliliğe izin vereceğini söyledi. Damat adayı da kıza karşılık inek vermeyi kabul edince söz kesildi. 

Söz verdim, ineği de aldım 

Bir inek karşılığında evlendirileceğini öğrenen Güller O., karşı çıktı. Evde bu yüzden kavgalar yaşandı. Baba Ali O., kızını bu evliliğe ikna etmek için baskı ve şiddete başvurmaktan çekinmedi. Güller O. bunun üzerine çareyi Ankara’da yaşayan halasının evine sığınmakta buldu. Ancak hem kızını hem de kız kardeşini sık sık telefonla arayan ve “Söz verdim, ineği de aldım. Evlenmek zorundasın” diyen baba baskılarını sürdürdü. 
Baskının artması üzerine Güller O., Ankara 11. Aile Mahkemesi’ne başvurarak koruma talebinde bulundu. Ankara 11. Aile Mahkemesi hâkimi Mustafa Karadağ da genç kızın koruma tedbirine ilişkin örnek bir karara imza attı. Mahkeme, ‘Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ hükümleri uyarınca altı ay süreyle koruma tedbirlerine hükmetti. Hâkim Mustafa Karadağ, babanın, “Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına, kızına ve yaşadığı Ankara’daki konuta yaklaşmamasına” karar verdi. 
Mahkeme, baba Ali O.’nun bir sağlık kuruluşunda tedavi edilmesine de karar verdi. 

Doğru sağlık kuruluşuna 

Kararda şöyle denildi: 
“Süreklilik arz eder şekilde kendi kızını inek karşılığında evlendirmeye zorladığı iddia edildiğinden, Ali O.’nun bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanmasına karar verildi.”
Telefonla araması da yasak
Ankara 11. Aile Mahkemesi’nin kararında ayrıca, korunan kişinin şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına yaklaşmamasına, şiddet mağdurunun şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesine, şiddet mağdurunu iletişim araçlarıyla veya başka yollarla rahatsız etmemesine de hükmetti. 
Baba, mahkemenin hükmettiği koruma tedbir kararına uymazsa 3-10 gün arasında hapis yatacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var