Gezi leke tutmaz!
Yarın Gezi’nin yıldönümü…
Gezi belki dünyada bir örneği olmayan, adından dünyanın
bahsettiği büyük, kitlesel bir eylem…
Gezi sarstı, silkeledi, korkuttu, etkisi muazzam oldu. Uyku
bu kadar ağır olunca uyanmak da Gezi gibi oluyor!
Uykusu ağır olan Gezi gibi uyanır! Uykusu ağır olanın Gezi’si
büyük olur! Diyebiliriz.
Yaptıkları hukuksuz, haksızlıklarla toplumda öfke
biriktirenler, sandıktan çıktık istediğimiz yaparız, diyenler(Bu arada Sisi’de
sandıktan çıktı. Duyurulur!), Gezi’nin meydana gelmesine neden olanlar, kısaca
korkuya kapılanların Gezi’nin büyüklüğüne gölge düşürmeleri,
itibarsızlaştırmaları, küçük düşürmeleri için ellerinden gelen ne varsa
yaptılar, yapmaya devam ediyorlar.
Akşam sabah yatıp kalkıp Gezi’nin iktidar dan şu yada bu
şekilde nasiplenenler ‘Darbe’ sözcüğünü dillerinden düşürmüyorlar.
Darbe!
Bunlar bir 28 Şubat gördükleri için sanıyorlar ki
kendilerine yönelik her eylem her gösteri
‘darbe’dir.
Kendi yaptıklarından biliyor olmalılar. Ergenekon’da gerçek
suçlular ellerini kollarını sallayarak gezerken, düzmece,uydurma delillerle
yapılan yargılamaya kendileri ‘kumpas!’ dediler.
Bunu 1980 Darbesinden biliyoruz. Her darbenin büyüklüğü
böyle olmayabilir ama mantığı aynı. Sizin darbelere karşı tavrınız iyi bilinir.
Yeterki darbe kendinize karşı olmasın! O zaman hep 28 Şubat’tan bahsedersiniz!
Darbenin unsurları vardır:
Darbenin bir planı olur.
Darbenin organize silahlı güçleri olur.
Darbenin kurmayı olur.
Darbenin örgütü olur. V.s… V.s… Öyle eliniz kolunuzu
sallayarak, düğüne, çarşıya, pazara gider gibi darbe yapmaya gidemezsiniz.
Gezi’ye darbe diyerek bütün dünyanın aklıyla dalga geçiyorlar.
Polis kaynaklarına göre 3,5 milyon, kimi kaynaklara göre de
7 milyon ‘darbec(!)’ insan Taksim Gezi’ye giriş çıkış yaptı. Kendiliğinden
sokağa dökülmüş, birbirleriyle yolları kesişmeyenler bir araya gelmiş, sağcısı
solcusu, dindarı… Siz bundan bir darbe çıkaracaksınız! Soros’un milyonlarca
dolar akıttığı Ukrayna’yı anlarız!
Gezi oldu: Darbe! 17 Aralık, 25 Aralık: Darbe!
Darbeler geçer yolsuzluklar baki mi kalır? Darbe, diyerek haksızlık, hukuksuzluk, yolsuzluk perdelenemez!
Televizyonlarda izledim. Köşe yazarları yakılan yıkılanları
darbeye örnek veriyorlar!
Bu anayasal bir gösteri hakkıydı ve bu anayasal hakkını
barışçıl yoldan kullanan insanlar dünya kamuoyunun takdirini kazandılar.
Anayasal, barışçıl gösteri hakkını kullananların üzerine
tomalarla tonlarca zehirli su püskürtüldü. Tonlarca zehirli gaz atıldı.8 kişi
öldü. Onlarca insanın gözü çıkarıldı. Binlerce insan yaralandı…
Kitabi olarak hemen hemen her dinde şu var: Biri size bir
tokat attığında öteki yanağınızı çevirin!
Kitlelerden böyle kölece bir itaat bekleyemezsiniz. Siz bu
ahlakın savunucuları olarak hayatın pratiğinde bunu başkaları için ister ama
söz konusu kendiniz olduğunda kıyameti koparırsınız. Biri gözünüzü çıkardığında
aslında öteki de fazla geliyor, onu da çıkarın diyemezsiniz.
Onlara herkesin bildiğini sormak gerekir. Siz hiç Madımak
Oteli cayır cayır, üstelik içinde insanlar varken yakıldığında siz çıkıp bu
vandallar oteli yaktılar, dediniz mi? O günkü koalisyon hükümeti bu bir
darbedir, dedi mi? O gün bu vandallığı yapanların 12 avukatının iktidar partisi
milletvekili olduğunu biliyorsunuzdur.
Çorum’da, Malatya’da, Maraş’ta yakılan yıkılanların haddi
hesabı yoktu. Öldürülmek sizin için zaten bir anlam ifade etmiyor.
Gezi darbe ise; bu darbenin ilişkleri nerede? Örgütü nerede?
Arkasındakiler nerede? Belgeleri nerede?
Sonuç! Gerçekler er geç açığa çıkar, yalanlar yakayı ele
verir!
Gezi leke tutmaz! Zırva tevil götürmez!
Hayber Gürsoy