30 Mayıs 2014 Cuma

Ataköy tapeleri: Çuvalla para aldık önlerini kesmeyelim

 

Ataköy tapeleri: Çuvalla para aldık önlerini kesmeyelim

17 Aralık rüşvet operasyonunun ardından hakkında fezleke hazırlanan eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar dosyasından 'Ataköy tapeleri' çıktı
 İstanbul Ataköy’de sahil şeridindeki 80 dönümlük arazide yer alan ve büyük tartışma yaratan “Yalı Ataköy Projesi”, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Yüzgeç’in Bayraktar’la ilgili Adalet Bakanlığı’na gönderdiği fezlekeye, “Ataköy sahil kenarına Özyazıcı İnşaat tarafından imar planlarına aykırı olarak yapılan projeye izin verilmesi” iddiasıyla girdi. Savcı Yüzgeç, “Arsanın otel alanı olarak ihaleye çıkmasına rağmen, ihale şartlarına aykırı olarak şirket tarafından konut olarak satıldığını” tespit etti.
Cumhuriyet'ten Aykut Küçükkaya'nın haberine göre fezlekeye dönemin bakanı Bayraktar ile bakanlık bürokratları arasındaki yasal dinleme kayıtları da girdi. Kayıtlarda, “Planın da şöyle bi sıkıntısı var şimdi. O 5000’likte orda apart ünite gibi bir ifade var ama binliklere yansımamış o. İlerde çözmek lazım, yapı ruhsatı aldıktan sonra hemen planı değiştirecez bütün o parsellerde, o zaman belki çözeriz onu ama aslında şu anki durumuyla binlikte pek apart ünite yapamaz gibi görülüyor”, “Neyse onu bakın adama yardımcı olalım artık”, “Pek apart ünite yapamaz gibi görülüyor”, “Kamuoyunda tartışılır, önlem alınması lazım”, “Çuvalla para aldık önlerini kesmeyelim” diyalogları dinlemeye takıldı.
‘Çuvalla para aldık, önlerini kesmeyelim’
Tarih: 16 Aralık 2013. Saat: 18.19..

Erdoğan Bayraktar: Ben telefonda şu anda Abdullah Bey’le görüşüyorum. Abdullah he telefonla görüşüyorum şimdi, bu Ataköy’deki uzuyor hâlâ daha yani oradaki iş. Mehmet Ali Kahraman: Onlar şeyi kabul etmediler, biz biliyorsunuz bu planı yaparken 10 metre de sahildeki yolun terki meselesi vardı bir de 40 metrelik ... oluşturma durumu vardı. O 40 metrelik... terk olmayacak ama arazi içinde yeşil alan gibi olacak, bi çekme mesafesi gibi olacak, onlar o kısmı kabul etmediler yani.

E.B.: Yarın o zaman gelsin, sen de gel bi toplantı yapalım çözelim onu ya. Çünkü orada sattık çuvalla da para aldık onlardan. Şimdi sanki önlerini biz kesiyormuş gibi sıkıntı oluyor ya.
M.A.K.: Tamam bakanım tamam...
Kamuoyunda tartışılır, önlem alınması lazım
lTarih: 18 Aralık 2012. Saat: 16.33..

Aliseydi Karaoğlu (TOKİ İstanbul Emlak Dairesi Başkanı): ...Bakan Beyi göndereceğim, bugün Denizli’ye gidiyor. Biraz önce beni aradı, belki sana
da söylemiştir, bu Özyazıcı’nın en son konuştuğumuz hususlar neyse ona göre şey yapalım, adam da bize projeyi getirdi. Yine plan notlarına apart mapart bir şeyler koymuş falan diye. Şimdi orda kesinlikle olmaz diye bir kararınız var mıydı? Ya şöyle turizm tesisi olarak getirecekti bize. Mehmet Ali Kahraman: O sanki biraz bana söyledi ya bi sıkıntı yoksa çözelim falan gibiydi ama hani daha doğrusu şöyle dedi, üzerinde konuştuğumuz şeyi sen biliyor musun dedi, anlaştığımız, ben de efendim yoktum dedim. Yani onda Haluk Bey vardı işte Ali Bey, Aliseydi Bey vardı falan filan AyşeHanım, o yüzden herhalde bi size şey yaptı o.

A.K.: Ya turizm tesisi abi, turizm tesisinin dışında başka bi şey yok, turizm tesisi olacak. Apart da turizm tesisi sayılabilir. Bağımsız olarak tescil edilebilir mi apart. M.A.K.: Edilemez...
A.K.: ...O konuda gerekirse Turizm Bakanlığı’ndan görüş sorulabilir. Çünkü bu yapıldıktan sonra mutlaka bi kamuoyunda tartışma olacaktır. Onları bertaraf edecek önlemlerin alınması lazım...
‘Pek apart ünite yapamaz gibi görülüyor’
Tarih: 29 Kasım 2012. Saat: 21.43...

Erdoğan Bayraktar: Bu Ahmet Özyazıcı geldi de. Şimdi o ...sini tasdikini istiyor.

Mehmet Ali Kahraman (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürü): Tabii şey oldu bakanım, şimdi o zaten TOKİ üzerinden gelmişti bize. Fakat biz incelememizi daha tam şey yapamadık, bitiremedik yani orada şöyle bi durum var. Biz daha önce, geçen sene, merkez komisyon kararı aldık. Tabiat Varlıkları Merkez Komisyon, orada işte yüksekliğin indirilmesi, işte blokların 5’e indirilmesi falan, bu tip hususları şey yapmıştık belki bi. Yani yine bi merkez komisyon kararıyla onu düzeltsek belki daha iyi olur diyoruz, ama yine de ben tabii size danışacaktım o konuyu.
E.B.: Yani biz bunu yani öyle üst yazıyla bize gelmesi konu değil. ...biz orada ne konuştuk, ne söz verdiysek onu yapacağız. Biz ona ne söz verdik ona onu tabii ama bu verdiğimiz söz de orada TOKİ’deki elemanlarda Haluk Bey’de Haluk Bey’in yardımcıları da oradaydı. Onları şimdi bizim çizmemiz, atlamamız olmaz onlar bize diyecek ki ihale şartnamesine uygun burada işte konut ve ihale şartnamesinde varsa burada oradaki imar planına, imar durumuna uygun buraya işte konut yaptı veya otel yaptı. Buna göre de şartnameye de uygun olarak yapılmıştır, bunu bakanlık tarafından da onaylanmasını arz ederiz demesi lazım bize, onun oradaki bir rapora dayanmadan veya ama Haluk Bey kendisi yazıyorsa öyle yazsın. Biz de ona göre tabii yani TOKİ’nin uygunluğu olsun orada ne konuştuk, onlar anlaşırken orada Haluk Bey de okey dedi, hepsi okey dediler. Dediğimiz okeye istinaden onlar bize desinler ki okey biz de bunu onaylayacağız. Ahmet’in de Ahmet’in de işi kolaylaşır yani. İmar ... uygundur gereğini arz ederiz diye bize diyecek şey yönünden plan yönünden kıyı kenar şeridi yönünden ve bir de Tabiat Varlıkları yönünden bize gönderecek onu, biz onaylayacağız bitecek gidecek iş.
M.A.K.: İşte planın da şöyle bi sıkıntısı var bakanım; şimdi o 5000’likte orada apart ünite gibi bi ifade var ama 1000’liklere yansımamış o, 1000’liklerde yok. Onu da tabii şey yapmak lazım, ilerde çözmek lazım. Biz zaten orada bu şeyler yapı ruhsatı aldıktan sonra hemen payını değiştireceğiz. Bütün o parsellerde o zaman belki çözeriz onu. Ama aslında şu anki durumuyla 1000’likte pek apart ünite yapamaz gibi görülüyor.
E.B.: Neyse onu bakın ayrıca adama yardımcı olalım artık.

 BETONLAŞMAYA DURDURMA

Kamuoyunun gündeminden düşmeyen Ataköy sahilindeki betonlaşma yaklaşık bir hafta önce bir mahkeme kararıyla gündeme gelmişti. Ataköy sahildeki inşaatların yapımına izin veren 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planları için İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nde açılan davada mahkeme TOKİ ortaklı projelerle ilgili yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Bilirkişiler kıyı kullanımının kamuya kapatıldığından ve 70 metre yüksekliğin sakıncalarından
söz ederek planların “kamu yararına uygun olmadığı” sonucuna ulaşmıştı.

 İstanbul Ataköy’de sahil şeridindeki 80 dönümlük arazide yer alan ve büyük tartışma yaratan “Yalı Ataköy Projesi”, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Yüzgeç’in Bayraktar’la ilgili Adalet Bakanlığı’na gönderdiği fezlekeye, “Ataköy sahil kenarına Özyazıcı İnşaat tarafından imar planlarına aykırı olarak yapılan projeye izin verilmesi” iddiasıyla girdi. Savcı Yüzgeç, “Arsanın otel alanı olarak ihaleye çıkmasına rağmen, ihale şartlarına aykırı olarak şirket tarafından konut olarak satıldığını” tespit etti.
APART DEDİLER KONUT YAPTILAR
Erdoğan Bayraktar hakkında düzenlediği fezlekeyi Adalet Bakanlığı’na gönderen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Yüzgeç’in “Ataköy” tespiti şöyle: “İlimiz Bakırköy ilçesi Ataköy 1. Kısım Mahallesi’ndeki TOKİ arsasına Özyazıcı İnşaat tarafından yapılan Yalı Ataköy projesi ile ilgili suç örgütünün illegal faaliyetlerde bulunduğu anlaşılmıştır. Şüphelilerin turizm alanına konut yapılması ile ilgili sorunu çözebilmek için plan değişikliği yaptıkları ve plan notlarına ‘apart konaklama’ ibaresi ekleyerek bağımsız bölüm oluşturdukları ve bunların konut gibi satılmasını sağladıkları anlaşılmıştır. Ayrıca söz konusu ‘Apart konaklama yapılabilir’ ibaresinin sadece 1/5000’lik planda bulunduğu, 1/1000 ölçekli planda yer almadığı, söz konusu değişikliğin desuç örgütü tarafından, proje ile ilgili yapı ruhsatı aldıktan sonra yapılacağı anlaşılmıştır. Konu ile ilgili Çevre ve ŞehircilikBakanı Erdoğan Bayraktar’ın ... söz konusu projenin usulsüzlüklerini bildiği ve bunun Ahmet Özyazıcı’nın lehine olacak şekilde halledilmesi için Mehmet Ali Kahraman’a talimat verdiği görülmüştür. Yapılan açık kaynak araştırmalarında; Özyazıcı İnşaat’ın söz konusu arsaya yapacağı ‘Yalı Ataköy Evleri’ projesinin satışına 23 Nisan 2013 tarihinde başladığı, satışın 2+1 140 metrekare daireler şeklinde olduğu görülmüştür. Bu durum arsanın otel alanı olarak ihaleye çıkmasına rağmen, ihale şartlarına aykırı olarak konut olarak satıldığını göstermektedir.”
Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar’ın da bulunduğu 60 şüpheli hakkında takipsizlik kararı vererek “kovuşturmaya gerek olmadığına” hükmeden Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner ise “Ataköy” projesiyle ilgili “İmar ve şehircilik açısından eleştirilebilecek yanlar var” tespitini yaptıktan sonra iddiaların “varsayıma” dayandığını savundu.

Radikal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var