7 Ekim 2018 Pazar

Gayrimenkulde Entnocentric Tuzak



BİR DÜKKANDA 3 FARKLI EMLAKÇI, BİR DE SAHİBİNDEN AFİŞİ


Bu bir pazarlama kavramı: Entnocentric Tuzak!

Peki Entnocentric Tuzak ne demek? 

Eğer bir ürünün yaratıcısı, üreticisi siz değilseniz, bu ürünün patenti size ait değilse bunu know -how olarak satın alıp kullanmak zorunda kalırsınız.
Sorunda tam da bu aşamada başlamaktadır. Konumuz Gayrimenkul olduğu için bizi bu yanıyla ilgilendiriyor. Bizde Gayrimenkul Pazarına yüzde 90 ağırlıkla yabancı kökenli kurumsal firmalar egemendir. 
Yerli olan marka kurumsal firmalar içerik olarak göz dolduramamaktadır. Bu başka bir yazı konusu. 

Önce şu know -how ne demek kısaca buna değinelim. Know-how kısaca; bir şey yapabilme, bir şeyin nasıl yapılacağına ait sırlar, püf noktaları, teknoloji ve bunu kullandırma bilgisi, tecrübesi ile bu yöntemden en kolay, en verimli olarak nasıl yararlanacağını içeren sırlar demektir.

İşte bu bilgi 100 yıllık gayrimenkul geçmişi, yasal altyapısı, üniversitesi, kurumsallaşmış, gayrimenkul kültürü, gelenekleri yerleşmiş, yasal süreçleri netleşmiş, denenmiş, yaşanmış, tecrübesi ile oluşan bu 'ticari sır'ra sahip kurumsal firmaların hepsi Amerika kökenlidir.

Ülkemizde ise kurumsallarla başlayan süreç çok yenidir ve bu da ithal markalarla başlamıştır. Ürün hizmet sektöründe elle tutulur bir özelliğe sahip, yani bu ürün bir makine olmadığı, sosyal boyutuyla öne çıktığı için bu yüzden de sorunludur ve sorunlu olarak yürümektedir.

Neden sorunludur?

Bir kere ülkemizde bir yasal altyapısı yoktur.
İkincisi akademik düzeyde konu ele alınma şansına sahip değildir. Bu ne anlama geliyor derseniz? Bir kere alaylı yerel emlakçının yanında kurumsalların yarı alaylı bir akıbete maruz kalması demektir. Kısmi, hızlandırılmış haftalık bir eğitim ile, parça bölük işlevselliği tartışılır toplantı, seminer, sempozyum v.s. kurumsalları yarı alaylı tanımlama hakkı vermektedir. Yine çok çok önemli olan bir konu ise bu konuda yerel birikimlerin, tecrübenin, kültürün, akademik düzeyde ele alınarak teorik anlam kazandıracak çalışmalardan yoksun kalmasıdır. Siz gayrimenkulde uluslararası düzeyde ilgi görecek bir teori üretemiyorsanız eğitim seviyenizi akademik düzeye çıkaramıyorsunuz demektir. Tez konu yapamıyorsunuz, araştırma(ar-ge) ve araştırma bütçeleri oluşturamıyorsunuz, bu sefer size hazır verilenle, kopyala yapıştır ithal ve yerelle doku uyuşmazlığı yaşayan bilgilerle pazarda boy göstereceksiniz demektir.

Peki bu durumda ne olur? Entnocentric Tuzak ile karşı karşıya kalırsınız.  Yani kaynağında üretilen ürün know -how'nun dünya ülkelerine hiç bir değişime uğramadan pazarlanmasıdır. Sorun bu. Yerel pazar ile uyumsuzluk yaşarsanız ya silinir ya da el değiştirirsiniz. Pazarlamada buna Entnocentric Tuzak denmektedir. 

Yerelleşmeyi gözardı etmek! Yerel alışkanlıkları, kültürü, inancı, siyasetini, iktisadını gözardı etmek!

Sorun gayrimenkul ithal know -how'nun yerel pazar ile uyumlulaştırılmaksızın birebir uygulanmasında yatmaktadır. Hiçbir değişiklik yapılmadan başka bir ülkede de, dünyanın her tarafında aynı sonuçları vereceği düşünülerek hareket edilmesidir. Yerelleşebildiğiniz sürece ulusal olur, uluslararası düzeyde anlam kazanırsınız.
Yerelleşme sürecini tamamlamadan gayrisafi milli hasılanın yüzde 10'unundan(inşaat) fazla bir büyüklüğe sahip bir alanda Gayrimenkul ile ilgili başta itibar kaybı olmak üzere her sorunla boğuşmaya devam edecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var