1 Ağustos 2015 Cumartesi

Robert Koleji davayı kaybetti



[Haber görseli]
Robert Koleji’ne, puanı yetmeyen bir öğrenci, “okul ve idari personelin mahkeme kararının gereğini yerine getirmeme suçlaması ve bunun cezai yaptırımları ile karşılaşmaması için” kaydedildi. Okul iptal davası açmaya hazırlanıyor.
Robert Koleji 9. sınıfa, puanı yetmeyen bir öğrencinin “skandal kaydı” mahkeme kararıyla gerçekleşti. İşadamı Eyüp Mehmet Cemil Yükselen’in kızı, puanı yetmemesine ve okulun tüm itirazlarına rağmen açılan dava kazanılınca Robert Koleji’ne kaydedildi.
Okul, öğrencinin kaydının ancak hazırlık sınıfından başlayabileceğini bildirdi. Ancak, Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 20.07.2015 tarihli yazısı ile ilgili öğrencinin okulun 9. sınıfına kaydedilmesi “emredildi”! Okul yönetimi, “öğrencinin okulun 9. sınıfına kaydedilmesini emreden idari işlem için ivedilikle iptal davası açılacağını ve söz konusu kayıt işlemi ile ilgili tüm yasal yolların özenle takip edildiği” açıklamasını yaptı.
Skandal kayıt, mart ayında, geçen yıl Üsküdar Amerikan Lisesi’ne özel okul puanıyla giremeyen bir öğrencinin Milli Eğitim Bakanlığı talimatıyla TEOG’a göre kayıt yaptırması örnek alınarak gerçekleşmişti.
İkiz kız kardeşlerden biri 796.460 puanla Robert Lisesi’ne, biri de 789.4333 puanla Avusturya Lisesi’ne kayıt yaptırmış, aile, diğer kızlarını da Robert Lisesi’ne aldırmak için Üsküdar Amerikan Lisesi’ndeki TEOG puanlı öğrenci alımını emsal göstererek Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurmuş ve okula da çocuklarının TEOG puanıyla alınması için ihtarname çekmişti.
[Haber görseli]Dava nasıl kazanıldı?
Robert Lisesi’nin, “Aynı yıl içinde farklı sistemde öğrenci almak, eğitimde fırsat eşitliği ilkesine aykırıdır ve nakille alım yönetmeliğine uymuyor” itirazına rağmen Beşiktaş Milli Eğitim Müdürlüğü’nden gelen “Mevzuata göre hareket edin” yazısı üzerine öğrenci okula alınmış ancak tepkiler üzerine aile kızlarını okuldan almak zorunda kalmış ve dava açmıştı.
Ailenin açtığı davada “Yürütmeyi Durdurma Kararı” alınınca, okul bu öğrenciyi iki gün önce kaydetmek zorunda kaldı ve okul yönetimi de mezunlara, durumu anlatan bir yazı yolladı.
Okuldan mezunlara
Özel Amerikan Lisesi yönetiminden mezunlara yollanan yazı şöyle:
“Bir öğrencinin okulumuza kaydı hakkındaki soru ve tepkiler nedeniyle konu ile ilgili gelişmelerin özetinin paylaşılması gerekli görülmüştür.
Bildiğiniz gibi ilgili öğrencinin okulumuza kaydedilmesi bugüne kadar birçok kez talep edilmiş, bu talepler okulumuzca reddedilmiştir. Ancak konu ile ilgili olarak halen süren davada 27.05.2015 tarihinde verilen ve Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından 19.06.2015 tarihinde okulumuza tebliğ edilen yürütmeyi durdurma kararı uyarınca verilen yargı kararına uyma yükümlülüğümüz doğmuştur. Okulumuz ilgili öğrencinin kaydının ancak hazırlık sınıfından başlamak üzere mümkün olabileceğini bildiren gerekçelerini ilgili makamlara yazılı olarak bildirmiştir. Ancak bu açıklamalarımıza cevaben Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 20.07.2015 tarihli yazısı ile ilgili öğrencinin okulumuzun 9. sınıfına kaydedilmesi emredilmiştir. Bu emir üzerine okul ve idari personelimizin mahkeme kararının gereğini yerine getirmeme suçlaması ve bunun cezai yaptırımları ile karşılaşmaması için ilgili öğrenci 22.07.2015 tarihinde okulumuzun 9. sınıfına kaydedilmiştir.
Yürütmeyi durdurma kararı verilen davanın esası halen devam etmektedir. Ayrıca İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yürütmeyi durdurma kararı uyarınca ilgili öğrencinin kaydını talep eden yazısı için 14.07.2015 tarihinde okulumuz tarafından iptal davası açılmıştır. İlgili öğrencinin okulumuzun 9. sınıfına kaydedilmesini emreden idari işlem için de ivedilikle iptal davası açılacaktır. Özetle okulumuz söz konusu kayıt işylemi ile ilgili tüm yasal yolları özenle takip etmektedir.”



Figen Atalay Cumhuriyet


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var