29 Ağustos 2015 Cumartesi

Yeşil Yol hakkındaki iddialar




Yeşil Yol, Samsun Havaalanı’ndan başlayıp Sarp Sınır Kapısı’na kadar Ordu, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Trabzon, Rize, Artvin’in yaylaları ve turizm merkezlerini birbirine bağlayan, yaklaşık 2 bin 600 kilometre uzunluğunda bir bölgeyi kapsamaktadır.İyileştirme ve gerekli bölgelerde yeni yol yapımıyla yolcu ve araç güvenliğinin sağlanarak bölgenin turizme kazandırılması projesi iddiasıyla gündeme gelmiştir.

Bölge hidroelektrik santralleri(HES), denetimsiz yapılaşma, taş ocakları ve maden arama faaliyetleriyle talan ediliyor. Bu proje ile Karadeniz'in doğası kimi yerlerde geri dönülmez biçimde tahrip edilirken, su kaynaklarının hızla kuruması, dere debisi ve yatağının gayrı tabii biçimde değişmesi gibi felaketler, binlerce yaşam türünün, doğal bitki örtüsü ve hayvan nüfusunun varlığını da tehdit ediyor.
Rize ili Çamlıhemşin ilçesine bağlı Yukarı Kavrun-Samistal, Avusor-Huser yaylaları arasındaki bağlantı yolu ile Avusor’da ise çalışmaların yürek burkan katliam görüntüleriyle sürüyor.

‘Yeşil Yol’ projesine niçin karşı çıkılıyor?
Kültür Bakanlığı Turizm Danışmanı Yahya Saka:“Yeşil Yol ile doğa, çevre ve otantik doku katledilecek mi, yoksa bölge Avrupa standartlarında yol ve turizm merkezlerine mi kavuşacak?” Diye soruyor. Kendi sorusuna kendisi cevap veriyor.
“Uzungöl bunun örneği. Uzungöl mahvoldu. Betonlaşmayla birlikte doğal havuz haline geldi. Eski doğallığını kaybetti. En fazla yapılaşmanın görüldüğü yer Uzungöl vadisi. Sis Dağı, Kadırga, Karadağ, Zigana en fazla etkilenenler. Birçok beton bina var orada.”Dünyanın en değerli ekosistemlerinden bazılarını barındıran bu yeryüzü cenneti, cehenneme dönüşüyor.
Mahkeme Yeşil Yol Projesi için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Buna rağmen HES çalışmaları, SİT alanı ve Milli Park statüsündeki bölgelerde yapımı süren çalışmalar durmadı. İptal kararını veren hakimin bu yüzden sürüldüğü iddia ediliyor.
 Acaba gerçek hükümet yetkililerin,n iddia ettiği gibi miydi?
Bir de madolyonun öteki yüzü var! 'Görünen gerçek olsaydı, bilime gerek kalmazdı'Yeşil Yol'un amacının yaylalar olmadığı, dolayısıyla turizm olmadığı ileri sürülüyor. Peki amaç bu değilse nedir?
Bu konuda ileri sürülen iddialar nelerdir?
İddia: Yeşil Yol Araplara pazarlandı.
CHP’liler, “Turizm yapılanması” bahanesiyle yaylaların yağmalanacağına dikkat çekti.
CHP’li Haluk Pekşen, Turizm Master Planı haritasının önünde konuştu. Haritada sit alanları gizlenerek sahtecilik yapıldığını dile getirdi. Trabzon vekili Pekşen, “Senaryo başka. Vatandaşın evlerine el konuldu Çamlıhemşin, Araplara pazarlandı. Turizm adı altında bölge yağmalanacak” dedi
Karadeniz’de 8 ilin yaylalarını birleştirecek olan Yeşil Yol projesi, dikkatleri bu bölgeye çekti. Vatandaşların aylardır, “Yaylalarımızı betonlaştıracak, doğayı mahvedecek” diyerek karşı çıktığı Yeşil Yol için “Doğu Karadeniz Master Planı” adıyla yürütülen projenin arka planını ise CHP’li vekiller açıkladı.“Yeşil Yol”un arka planını anlattı. Pekşen üç ayrı Yeşil Yol planlaması yapıldığını belirterek “Bütün bu yeşil yol esasen aynı  yere çıkıyor. Karadeniz’de ‘turizm yapılanması’ adı altında bölgeyi yağmalamaya yönelik bir sonuca doğru gidiyor”
Pekşen, “Yeşil Yol’da yolsuzluk var. Gerçekler Türkiye’yi ayağa kaldıracak. Karadeniz sinsice parsellenmiş yağma hazırlığı tamamlanmış. Çamlıhemşin (Rize) yaylaları gizlice Hazine adına kaydedilip Körfez milyarderlerine pazarlanmış” ifadelerini kullandı.

İddia: Bölgede turzm gelişecek! Acaba böyle açıklandığı gibi mi?
Gelişen muhalefet karşısında işlerin düşündüğü kadar kolay ilerlemeyeceğini anlayan Rize Valisi: 3-5 çapulcu istemedi diye projenin durmayacağını, Yeşil Yol’un ulaşımı kolaylaştıracak (nereye? neden?) ve turizmi geliştirecek bir plan olduğunu savundu. Ardından Çamlıhemşin ilçesine bağlı köylerin muhtarlarıyla bir toplantı yapan Vali, yalanlarla dolu bir metnin altında çoğunun imzasını topladığı bu insanların varlığıyla daha da güçlü hissetmiş olacak ki; “Yol medeniyettir. Biz Yeşil Yol’la asla ve asla doğayı tahrip etmiyoruz. Doğaya asla zarar vermiyoruz. 2013 yılının yazından itibaren bölgenin 8 ilinde Yeşil Yol’la ilgili çalışma var, devam ediyor.Halkımız bu projeyi destekliyor” deyiverdi.
Devlete 2 verecek devletten 6 alacaklar!
İddia: Yeşil Yol, Rize Maden havzasına göre yapıldı.
Avukat Lütfullah Önder: Bunun için 'Köy kanunu, tapu kanunu ve hazineye ait arazilerin içindebulunan yaylaların satışı ile ilgili özellikle yabancı şirketlere Lozan Anlaşmasın'dan kaynaklanan engellerin kaldırıldığı,' madenler için verilmiş ruhsatların olduğu,
madenleri Yeşil Yol'dan taşınacağı, Prf. Dr Haydar Baş'ın'Gümüşhane'den Artvin'e kadar korkunç büyük bir altın rezervi var!' dediği,'Dünya'da en çok bir ton topraktan 100 gram altın çıkartılırken Gümüşhane Artvin arası bulunan altın madeni damarında 1 ton topraktan 1 kilonun üzerinde altın çıkartılıyor. Bunu yabancı firmalar bu işi üstlendi ruhsatı aldı. Her gün toprağıyla birlikte bu ülkeden altın alıp götürüyorlar. Değişen maden yasasıyla altın madeninde devletin payı beyan usulü ile % 2'ye düşürüldü.
 Daha vahim olanı yine çıkarılan bu maden yasasının 9. maddesi gereği madencilik faaliyetleri teşvikten yararlandırılır diyor.firma yurt dışına ihracat yaptığı için örneğin ihracat teşviklerinden yararlandırılacak.
Karadeniz'de yol maliyetli olduğu için çıkarılan madeni ulaştırmak için yolu dahi bu devlete yaptırıyorlar. Ama çıkıp bunu böyle ifade etseler burada altın çıkarılıyor, çıkarılan altının nakliyesi için yol yapılması lazım bu dağlara yapılacak yol da maliyetli bu firma bunu üstlenmiyor devlet olarak biz bunu yapıyoruz demiş olsalar o zaman halk çok daha büyük bir tepki gösterecek. Bir kılıf buldular dediler biz Karadeniz'de yayla turizmini geliştiriyoruz yayla turizmi geliştirmek için de Samsun'dan Artvin' kadar yayladan yaylaya yol yapacağız."
İddialar, endişeler bununla sınırlı değil:

-Yaban hayatı ve biyolojik çeşitlilik, flora, fauna zarar görecek
-Lüks otel ve kaçak yapılar yaylalarda artacak
-Ağaçların kesilmesiyle ekolojik sistem zarar görecek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var