31 Mart 2012 Cumartesi

Evinizin kaderi 7 kişinin elinde...


Meclis Genel Kurulu’nda çarşamba günü görüşülmeye başlanan ‘Afet Riski Altındaki AlanlarınDönüştürülmesine İlişkin Yasa Tasarısı’, ülkenin geleceği açısından büyük önem taşırken yoğun tartışmaları da beraberinde getirecek gibi görünüyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar bu yasayla ilgili daha önce yaptığı açıklamalarda, “Bu işi yasalara, bilime dayalı olarak belediyelerle birlikte yapacağız ve vatandaşlarımızı incitmemek birinci görevimiz” demişti. Bakan Bayraktar’ın bu sözleri kamuoyunda destek bulmuştu. Ancak sivil toplum örgütleri hazırlanan yasa taslağının birçok açıdan sakıncalı olduğu görüşünde.
İşte o yasa taslağı ve eleştiriler...
5 soruda Afet Yasası
Meclis’te görüşülen yasa tasarısı binlerce bina sahibini ilgilendiriyor ancak kamuoyunun henüz bu konuda yeteri kadar bilgisi yok. Radikal, tasarının can alıcı bölümlerini 5 başlık altında topladı.
1- Hangi binalar yıkılacak? 
Deprem açısından riskli bölgeleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile belediyeler belirleyecek, Bakanlar Kurulu onaylayacak. Hem belirlenen risk alanları içindeki binalar hem de riskli alanlar dışında olup ‘ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıyan’ binalar yıkılacak. Proje gereği riskli alanlardaki sağlam binalar da bakanlık kararıyla yıkılabilecek.
2- Riskli yapılar nasıl belirlenecek? 
Halk riskli yapıları bedelini kendi karşılayarak tespit ettirecek. Verilen süre içinde yapılmayan tespitleri bakanlık veya belediyeler yapacak, masrafları yine vatandaş karşılayacak. Tespite itiraz yedi kişilik bir heyet tarafından karara bağlanacak: Bunlardan üçü bakanlıkta görevli kişiler, dördü ise üniversitelerden öğretim üyeleri olacak. Bu heyet de kararını verdikten sonra yıkım kararı değiştirilemeyecek. Zira yasada açılan davalarda yürütmeyi durdurma kararı verilmesi engelleniyor. Bu yüzden mahkeme yıkımın iptali yönünde karar verse de yürütmeyi durdurma kararı engellendiği için dava sonuçlanana kadar yıkım zaten gerçekleşmiş olacak.
Binalarını yıktırmayanları ise yasal işlem bekliyor. Tasarıda bu konuda “Riskli yapıların tespiti, tahliyesi ve yıktırma i? ve i?lemleri ile de?erleme i?lemlerini engelleyenler hakkynda, i?lenen fiil ve halin durumuna göre 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (kamu düzeni) ilgili hükümleri uyarynca başsavcılığa suç duyurusunda bulunulur” deniliyor.
3- Riskli yapılar nasıl yıkılacak? 
Öncelikle mülk sahipleri ile anlaşma yoluna gidilecek. Yalnızca ‘anlaşma ile tahliye edilen’ yapılarda oturanlara geçici konut/işyeri tahsisi veya kira yardımı yapılabilecek. Şayet mülk sahipleri verilen süre içinde riskli binayı yıkmazsa, yıkım bakanlık tarafından gerçekleştirilecek, masrafı yine yapı sahibi karşılayacak. Bu süreçte bakanlık, TOKİ veya belediye tarafından talep edilmesi halinde, riskli binaların elektrik, su, doğalgazı kesilecek, satışı ve kiralanması yasaklanacak. Enkaz bedeli ödenmesinin usul ve esasları Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek.
4- Bina yıkıldı... Sonra ne olacak? 
Yıkımdan sonra o binanın ilgilileri kat maliki değil, arsanın hissedarı haline gelecek. 
Yapılacak projeyle ilgili karar verilirken hissedarların 3’te 2’sinin onayı yeterli olacak. Karara katılmayanların arsa payları açık arttırmayla diğer hissedarlar arasında satışa çıkarılacak. Diğer paydaşlar almazsa bakanlık tarafından rayiç bedel ödenecek. TOKİ, ihale edilecek arsanın bedelini SPK’ya bağlı ekspertizlerle belirleyecek. 

Eğer bir ay içinde ortak anlaşma sağlanıp karar verilemezse acele kamulaştırma yoluna gidilecek. 
Anlaşmayla tahliye edilen, yıktırılan veya kamulaştırılan yapılardaki hak sahiplerine bakanlık tarafından işyeri, arsa veya konut sertifikası verilebilecek. 

Bunlardan konutunu ve işyerini kendi imkânlarıyla yapmak veya edinmek isteyenlere de kredi verilebilecek. 775 sayılı Gecekondu Kanunu’na göre yoksul veya dar gelirli olarak kabul edilenlere verilecek olan konut veya işyerleri, borçlandırma suretiyle de verilebilecek. Afet Yasası çerçevesinde yıkılacak ve yapılacak binaların değerlemeleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ veya belediye tarafından yapılacak.
5- Yeni binalar nereye yapılacak? 
‘Afete maruz bölge’ olarak ilan edilen yerlerdeki mesken ve işyerleri afet tehlikesi olmayan bölgelere taşınacak. İhtiyaca göre Hazine’nin ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının taşınmazlarından tahsis ve devir yapılabilecek.
Uzmanlar ne diyor?
Tarlabaşı Derneği Av. Barış Kaşka: Tarlabaşı’nda uygulanan yasa ile bu tasarı arasında büyük benzerlikler var. Eğer bu yasa öyle uygulanacak ise Tarlabaşı’nda vatandaşın yaşadıkları tüm Türkiye’nin sorunu haline gelecek. Tarlabaşı’nda insanlar mülklerini piyasa değerinin onda birine özel bir firmaya satmak zorunda kaldı; katlı binalar, hanlar, oteller bir daire fiyatına idarenin ve özel şirketin oldu. Satmayanlara çok küçük yerler verildi ve büyük bir borç altına girdiler.
TMMOB Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu: Yasayla imar ve çevre alanında yürürlükte bulunan tüm yasalar ‘uygulanmayacak mevzuat’ kılınacak, kentlerin tümü ‘riskli alan’ ilan edilebilecek. Bakanlık gerekli gördüğünde yıkabilecek, kamulaştırabilecek, kamulaştırma değerleri de reel değerler üzerinden değil, emlak vergisi bedelleri üzerinden yapılacak. Yapınızı yıktırmamak için direnemeyeceksiniz, aksi halde hakkınızda suç duyurusunda bulunulacak.
Sulukule Dereği Av. Hilal Küey: Bu tasarıya getirilecek en temel eleştiri ‘asla mahkemede yürütmeyi durdurma verilemez’ maddesi. Yürütmeyi durdurma kararının hangi koşullarda verileceği İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 27’nci maddesinde düzenlenmiştir ve her olayın özelliğine göre hâkim tarafından karar verilir. Bu konuda idarenin önceden bir yasa maddesi düzenlemesi, yargının yetki alanına müdahale anlamını taşır, bu da anayasaya aykırıdır.
Yasada mimarlar ve şehir plancılarının eleştirdiği noktalar şöyle:
Yıkım kararına itirazların bağımsız heyetler tarafından değerlendirilmesi için gerekli koşullar sağlanmamış. Heyet, bakanlık görevlileri ve bakanlığın seçtiği öğretim üyelerinden oluşuyor. 
Tasarının 3’üncü maddesinin 7’nci fıkrasında yer verilen düzenlemeyle riskli yapıların yanı sıra risk taşımayan yapılar, bakanlığın belirleyeceği sınırların içinde kalmaları durumunda yıkılabilecek.
Risk alanlardaki yapıların tümünün elektrik, su ve doğalgazının kesilmesi yoksul kesimler ve kiracıları mağdur edecek.
Tasarının 6. maddesine göre vatandaşın projeye karşı açacağı idari davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilemez. Bu düzenleme, yasal hakları kısıtlar, ciddi mağduriyetler yaratabilir. 
Riskli denilen yapıların tespit, tahliye ve yıkımını engelleyenler hakkında Türk Ceza Kanunu uyarınca işlem yapılması öngörülmüştür. Suç tipi tanımlanmamış ve bir yaptırım öngörülmemiştir. Suç ve ceza tanımlanmalı.
‘Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya kiracılarına geçici konut veya işyeri tahsisi veya kira yardımı yapılabilir’ ifadesi, ‘yapılabilir’ gibi muğlak tanımlamalar içeriyor. Anlaşma yapan bireylere yapılacak yardımlar bakanlığın ucu açık takdir yetkisine terk edilmekte, yardım ve enkaz bedeli ödenmesi konusu tasarı dışında bırakılmakta. Diğer yandan düzenleme, anlaşmayı kabul etmeyecek geniş kesimlerin barınma hakkını engelleyebilir.
Tasarı ile tüm kıyıları, ormanları, meraları, tarım alanlarını, zeytinlik alanları ve hatta sit alanlarını koruma altına alan yasalardan sınırsız biçimde vazgeçilmekte. Bu uygulanırsa doğal, kentsel ve arkeolojik sit alanlarında inşaatın önü açılacak demektir.
Belediyeler, eğer Bakanlar Kurulu kararı edinemezse Kentsel Dönüşüm Projesi uygulayamayacak. Bu, farklı siyasi partilere mensup belediyeler arasında ayrımcılık doğurabilir. 2B arazilerinin satışından elde edilen gelirlerin en fazla yüzde 90’ı dönüşüme aktarılacak. Bu alanların yapılaşma tehdidinden korunması gerekirken bu yönde bir düzenleme orman alanlarının daralmasına yol açacak.
Elif İnce / Radikal

Ev yenilemeye doğuda erkek, batıda kadın karar veriyor

Koç Holding Turizm Gıda ve Perakende Grubu Başkanı Tamer Haşimoğlu, ev yenilemede doğuda erkeklerin, batı bölgelerinde ise kadınların son kararı verdiğini söyledi.

                                            
Müşteri portföylerinde kadın erkek oranlarının yüzde 50-50 olduğunu belirten Haşimoğlu, "Batı bölgelerine gelince kadınların oranı artıyor. Batıda karar vericiler bayanlar oluyor." dedi. Koçtaş, 1996 yılında ilk mağazasını açtığı İzmir'de dördüncü şubeyi açtı. Gaziemir Optimum AVM'deki şube açılışına Tamer Haşimoğlu ve Koçtaş Genel Müdürü Alp Önder Özpamukçu katıldı. Açılıştan önce gazetecilerin soruların cevaplayan Tamer Haşimoğlu, sektörde 2012'deki büyüme hedeflerinin yüzde 20 olduğunu, İzmir'den başladıkları mağazalaşma sürecinde 19 ilde 37 mağazaya ulaştıklarını ifade etti. Haşimoğlu, sektörde açık ara lider olduklarını, bu farkı koruyacaklarını dile getirdi. Türkiye'de mağazalaşmış perakendenin düşük olduğunu vurgulayan Haşimoğlu, "Birçok yabancı yatırımcı bu alana yatırım yapıyor. Demek ki doğru yoldayız. İstihdamda 3 bin kişiyi geçtik. Bu yıl 400-500 kişiyi daha istihdam edeceğiz." dedi.
ALİ RIZA KARASU İZMİR   -   31.03.2012

Günde 8 saatten fazla oturmak, erken öldürüyor


Sidney Üniversitesi bilim adamları, ne kadar fazla oturulursa, o kadar çok sağlık sorunlarına maruz kalınabileceğini ortaya çıkardı.
Araştırma kapsamında 200 bin kişi günde kaç saat oturduklarına ilişkin anket doldurdu. 45 yaşın üzerinde ve günde 11 saat ya da daha fazla oturan kişilerin 3 sene içinde ölme riskiyle karşı karşıya kaldıkları, bunun da sadece günde 4 saatini oturarak geçirenlerin ölme riskinden yüzde 40 fazla olduğu vurgulandı. Düzenli spora rağmen uzun süre oturarak kalmak kolesterol yükselmesine ve kalp-damar rahatsızlıklarına yol açabiliyor.
Ankara AA

Puşkin'in büyük dedesinin konağından hazine çıktı


Rusya'da restorasyon yapan bir şirket, yazar ve yazar Puşkin'in büyük dedesi Abram Ganibal Petroviç'e ait konakta hazine buldu. 40 adet çuval içindeki değerli eşyalar, şehir müzesinde sergilenecek.
Rusya'nın kültür başkenti St. Petersburg'da ünlü yazar Puşkin'in büyük dedesi Abram Ganibal Petroviç'in konağının restorasyonu sırasında 18. yüzyıla ait hazine bulundu. Konağın gizli mahzeninde ortaya çıkan hazineler sergilenmesi için şehir müzesine teslim edilecek. Üzerlerinde Çarlık Rusya'sının soylularından "Narışkin" ailesine ait armalar bulunan hazinede, çatal, tabak, kaşık gibi mutfak eşyaları, özel işlemeli semaverler, cep saatleri ve vazo gibi değerli eşyalar bulunuyor. Restorasyon yapan şirket; gümüş koleksiyonun, 40 adet çuval içinde ve 1917 yılına ait gazete kâğıtlarına sarılı olarak bulunduğunu açıkladı. Gümüş koleksiyonun bulunduğu tarihi konakta, St. Petersburg Anıt ve Tarihi Eserleri Koruma Komitesi yetkilileri ve uzmanlar incelemelerini sürdürüyor. 1780 yılında yaptırılan iki katlı konak, Puşkin'in anne tarafından büyük dedesi olan Abram Ganibal Petroviç'e ait. Siyahi olduğundan dolayı Büyük Petro'nun Arap'ı olarak da ünlenen Abram Ganibal, aynı zamanda Rus Çarı Büyük Petro'nun sekreterliğini ve emir erliğini de yapmış olan ordu komutanı ve devlet adamı olarak biliniyor.
Faruk Akkan Moskova, Cihan   -   31.03.2012

Emlakçının Başına Gelenler Film Sahnelerini aratmadı


Başkent’te alıcı rolü üstlenen bir kadın tarafından eve çağrılan ve yatak odasında sözde kadının kocası tarafından basılan emlakçının başına gelenler film sahnelerini aratmadı.
Başkent’te alıcı rolü üstlenen bir kadın tarafından eve çağrılan ve yatak odasında sözde kadının kocası tarafından basılan emlakçının başına gelenler film sahnelerini aratmadı. “Ben senin için askerden firar ettim, sen beni aldattın” diyen koca, iki arkadaşıyla bastığı evde mutfağa götürdüğü kadının üzerine boya sürüp ölü süsü verdi. Genç kadının öldüğünü sanan emlakçı 6 boş senede imza attı. Yaşanan olay, polisin yaptığı araştırma sonucu ortaya çıktı. 
Ankara’nın Keçiören ilçesinde, A.A. ismindeki emlakçıya gelerek Ahsen ismini veren bir kadın, “Kocam askerde, ev almak istiyorum.' dedi. Emlakçı, genç kadına 5 ayrı ev gösterdi ve kadın bir evi 150 bin TL karşılığında almaya karar verdi. Kadın, daha sonra emlakçıyı Keçiören’deki evine çağırıp satış işlemlerini yapmak istedi. Evrakları almak için eve gelen A.A’yı kadın içeri davet etti. Kadın, daha sonra tahrik ettiği A.A’yı yatak odasına götürdü. Bu sırada kocası olduğunu söyleyen bir kişi, iki arkadaşıyla birlikte yatak odasına girdi. Emlakçı ve kadını uygunsuz halde yakalayan sözde koca, “Ben senin için askerden firar ettim, sen beni aldattın.' dedi. Ellerindeki silah ve bıçakla A.A.'yı tehdit eden kişiler, kadınla birlikte evin mutfağına geçti. Bu sırada yere yatırdıkları kadının boynuna ve kollarına kırmızı boya süren şebeke cinayet işlenmiş süsü verdi. Kadını yerde kanlar içinde yatan A.A. şoka girerken, şebeke elemanları, 'Senin yüzünden katil olduk, hayatımızı kararttın.' diye sözde tepki gösterdiler. A.A.'nın iki adet cep telefonunu alan şebeke üyeleri, 6 adet boş senedi de imzalattı. Şebeke elemanları, daha sonra polise gitmemesi konusunda uyardıkları A.A.'yı serbest bıraktı. Korku içindeki emlakçı evden çıktıktan sonra durumu polise bildirdi.
    Olay yerine gelen polis ekipleri, verilen adrese gittikleri herhangi bir ceset ile karşılaşmadı. Yapılan incelemede, yerdeki kan sanılan sıvının boya olduğu belirlendi. Ankara Emniyet Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekipleri olayla ilgili bir çalışma başlattı. 
Yapılan çalışma sonucu, şebekenin elebaşı Fahri G. ile aldatılan koca rolünü oynayan asker firarisi Levent K. ile kendisine yardım eden Bülent B. ile Sinan D. olayda kullanılan silahla birlikte yakalandı. Askerdeki kocasını aldatan kadın rolünü oynayan kimliği tespit edilen zanlının ise yakalanması için çalışmanın sürdüğü bildirildi. Zanlılardan asker firarisi olan Levent K. ise Merkez Komutanlığı'na teslim edildiği belirtildi. Polis sorgusu tamamlanan 3 zanlı ise adliyeye sevk edildi. 

CİHAN 

10 Soruda Afet Yasası Öteki adıyla Kentsel Dönüşüm Yasası



İşte “Kentsel Dönüşüm” gerçeği ve bilmeniz gerekenler!

Türkiye’de gerçekleştirilmeye başlanan Kentsel Dönüşüm çalışmaları çerçevesinde ev sahiplerini neler bekliyor, kentsel dönüşüm yasası, kentsel dönüşüm yasası nasıl uygulanacak, yasa neleri kapsıyor gibi soruların cevabını alacağınız bir haber hazırladık.
Henüz kentsel dönüşüm yasası çıkmdı ama etkileri oldukça büyük ve bilinmeyen birçok konu var. Son zamanlarda emlakpencerem.com okuyucuları kentsel dönüşüm hakkında oldukça fazla soruyu bizlere ilettiler. Emlak Pencerem ekibi olarak uzman ekibimizle Türkiye’nin kentsel dönüşümüne ışık tutacak 10 başlığı belirledik ve bu soruların cevaplarını sizler için yazdık.
Kentsel Dönüşüm yasası şüphesiz ki özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşayanların dikkatle takip ettikleri bir konu.
Türkiye’de  yaklaşık 10 milyon konutu ilgilendiren yasa sonrası ev sahiplerini nelerin beklediğini ve kentsel dönüşüm yasasının nasıl uygulanacağını Gayrimenkul Uzmanı Hatice Kolçak‘aEmlakPencerem.com okuyucuları için 10 başlık altında sorduk.

10 Soruda Kentsel Dönüşüm

1- Halk arasında ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’ olarak bilinen ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi’ hakkındaki Kanun Taslağı yasalaştığında öncelikli hangi binalar yıkılacak?
Çıkartılacak kanun, âfet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, standartlara uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere, iyileştirme, tasfiye ve yenilemede bulunulmasına dair her türlü iş ve işlemi ve bunlara ilişkin usûl ve esasları belirliyecek.
Yani amaç depreme dayanıksız, içinde oturulamayacak durumda olan riskli binaları yıkmak sağlıklı kentler yaratmak olacak.
Öncelikli yıkımı yapılacak alanlar kentin çöküntü alanları diye tabir edilen depreme dayanıksız, sağlıksız binaların oldugu, sosyo kulturel açıdan önem tasıyan ve olası depremde maddı manevı kayıpların olacağı yerler olacak.
Bir alanın kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilân edilebilmesi için belediyenin talebi doğrultusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu’nca karar alınması gerekli.
Bu yasa çıktığında öncelikli olarak kentsel dönüşüm yapılacak bölgeler ve semtler belirlenecek. Bunun için belediyelerle el ele bir çalışma yapan devlet yıkılması öncelikli bölge ve semtleri bu şekilde saptayacak.
Riskli binaların tespitinde uzman bir ekip çalışacak. Uzman ekip tespit çalışmalarında özel cihazlar da kullanarak binanızın depreme karşı dayanıklı mı dayanıksız mı olduğunu rapor edecek ve uzmanlar tarafından hazırlanacak bu rapor risk analizinizi oluşturacak. Yasa ile beraber dönüştürülecek alanların tespitinin yanında belediyelerde yıkılması gereken binaları tespit edecek.
2- Binaların yıkımı nasıl gerçekleştirilecek?
Riskli yapılar, Belediye ve İl Özel İdareleri tarafından tesbit edilerek bakanlığa bildirilecek. Bu tespit büyükşehirlerde, büyükşehir belediyesince bizzat veya ilçe belediyeleri aracılığıyla yapılacak veya yaptırılacak.
Bakanlık, belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini süre vererek TOKİ’den ve yerel idarelerden isteyebilecek. Verilen süre içinde bu tespitler yapılamadığı takdirde, bakanlık tarafından yapılacak veya yaptırılacak.
Riskli yapıların yıktırılmasında öncelikle oradaki ev sahipleri ile anlaşma yoluna gidilmesi esas alınacak. Yıkım başlamadan önce riskli yapıların yıktırılması için bu yapıların sahiplerine 30 günden az olmamak üzere süre verilecek. Bu sürenin ise uygulamada 3 ay olarak verileceği konuşuluyor.
Verilecek süre içerisinde ev sahibi tarafından yıktırma gerçekleşmezse ikinci bir ek süre verilecek. Bu ek süre için ise 1 ay olacağı konuşuluyor. Verilen tüm sürelere rağmen yapı sahibi yıktırma işlemini yapmamışsa, bu işlem TOKİ ve Belediyeler aracılığı ile yapılacak.
Yıkım konusu tasarı da oldukça açık. Basında çıkan açıklamalara bakıldığında da vatandaşa bu konuda insiyatif verilmeyeceğini söyleyebiliriz.
3- Binasının yıkılmasını istemeyen mal sahiplerinin durumu ne olacak?
Tasarıya göre yapılan devir işlemleri ile kamulaştırmaya dair ihtilâflar hakkındaki dava ve takipler sadece bedele ilişkin olarak, riskli alan ve riskli yapı tespitleri ile yıktırma iş ve işlemleri hakkındakiler ise sadece bina ve enkaz bedeline ilişkin olarak yürütülecek ve sonuçlandırılacak.
Riskli yapıların tespiti, tahliyesi ve yıktırma iş ve işlemleri ile değerleme işlemlerini engelleyenler hakkında işlenen fiil ve hâlin durumuna göre 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulabilecek.
Riskli yapıların tespiti, bu yapıların tahliyesi ve yıktırılması iş ve işlemlerine dair görevlerinin gereklerini yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında ise tâbi oldukları ceza ve disiplin hükümleri uygulanacak.
Yasaya göre vatandaşa mahkeme yolu açık görünüyor.. Ancak bu davalar sadece yapının değeri ile ilgili olabilecek ve yürütmeyi durdurma kararı verilemeyecek .
4- Binanın yıkılmasında çoğunluk aranacak mı?
Tasarıya göre üzerindeki bina yıkılarak arsa hâline gelen taşınmazlarda daha önce kurulmuş olan kat irtifakı veya kat mülkiyeti, ilgililerin muvafakatleri aranmaksızın ilgili bakanlığın talebi üzerine ilgili tapu müdürlüğünce re’sen terkin edilerek, önceki vasfı ile değerlemede bulunulacak veya ev sahipleri ile yapılan anlaşmanın şartları tapu kütüğünde belirtilerek ev sahiplerinin adına payları oranında tescil edilecek.
Bu taşınmazların sicilinde bulunan aynî ve şahsî haklar ile temlik hakkını kısıtlayan veya yasaklayan her türlü şerh hisseler üzerinde devam edecek. Bu şekilde belirlenen uygulama alanında cins değişikliği, tevhit ve ifraz işlemleri Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından re’sen yapılacak veya yaptırılacak.
Yeniden bina yaptırılmasına, payların satışına, kat karşılığı veya hâsılat paylaşımı ve diğer usûller ile yeniden değerlendirilmesine paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilecek
Bu karara katılmayanların bağımsız bölümlerine ilişkin arsa payları, bakanlık tarafından rayiç değeri tespit ettirilerek bu değerden az olmamak üzere anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usûlü ile satılabilecek.
Bu suretle paydaşlara satış gerçekleştirilemediği takdirde, bu paylar, Bakanlığın talebi üzerine, tespit edilerek, rayiç bedeli de bakanlık tarafından ödenmek kaydı ile tapuda Hazine adına re’sen tescil edilecek ve yapılan anlaşma çerçevesinde değerlendirilmek üzere bakanlığa tahsis edilmiş sayılacak. Bakanlık tarafından uygun görülenler ise TOKİ’ye veya İdare’ye devredilebilecek. Bu durumda, paydaşların kararı ile yapılan anlaşmaya uyularak işlem yapılacak.

5- 2/3 Çoğunluk oluşmaz ise ne olacak?
Tasarıyı okuduğumuzda arsa hissedarları aralarında çoğunluğu sağlayamazlarsa acil kamulaştırma yapılabileceğini görmekteyiz. Bu durumda Bakanlık ya da TOKİ acil kamulaştırma yapılabilecek.
Tasarıya göre üzerindeki bina yıkılmış olan arsanın sahiplerine yapılan tebligatı takip eden otuz gün içinde en az üçte iki çoğunluk ile anlaşma sağlanamaması hâlinde, gerçek kişilerin veya özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetindeki taşınmazlar için Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından acele kamulaştırma yoluna da gidilebilecek.
Bu kanun uyarınca yapılacak olan kamulaştırmalar, 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 3.üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılacak. Tapuda mülkiyet hânesi açık olan taşınmazlar ile mirasçısı belirli olmayan, kayyum tâyin edilmiş, ihtilâflı ve üzerinde her türlü mülkiyet ve sınırlı aynî hak tesis edilmiş olan taşınmazların kamulaştırılma işlemleri aynı madde hükümlerine tâbi olacak.
Bakanlık, TOKİ veya İdare; kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi için mirasçılık belgesi çıkartmaya, kayyum tayin ettirmeye veya tapuda kayıtlı son sahibe göre işlem yapmaya yetkili olacak. Tapuda kayıtlı mâlikin ölü olması hâlinde, Bakanlık, TOKİ ve İdare, kamulaştırma işlemi için mirasçılık belgesi çıkartabileceği gibi, gerekiyor ise tapu sicilinde idarî müracaat veya dava yolu ile kayıt düzeltme de isteyebilecek. Kamulaştırma için anlaşma sağlanması hâlinde, Bakanlık, TOKİ veya İdare ile ilgililer arasında taşınmazın tescil veya terkinine ilişkin ferağ ve muvafakati de ihtiva eden sözleşme ve uzlaşma tutanağı tanzim edilecek ve tapu müdürlüğüne gönderilerek kamulaştırmanın re’sen tapu siciline işlenmesi sağlanacak.
6- Hisseli arsa tapusuna dönen hissedarların yerlerinin değer tespit çalışmaları nasıl yapılacak?
Anlaşmaya yanaşmayan hisse sahiplerinin yerlerinin satışı için öncelikle diğer hissedarlara satılması yönünde açık artırma yapılacak. Açık artırmada satılmadığında ise rayiç bedel üzerinden söz konusu hisseler hazine adına tescil edilecek. Değer tespit çalışmalarında Sermaye Piyasası Kurulu tarafından lisanslı değerleme uzmanlarınca belirlenecek değer esas alınacak.
7- Tapu Tahsis Belgeli yerlerin durumu ne olacak?
Kentsel dönüşüm alanlarının büyük kısmı hazine ya da vakıf arazisi. Tapusu kamuya ait yerler olan buralara 1984 yılında çıkarılan imar affı kanunu ile Tapu Tahsis Belgesi verilmişti. Tapu tahsis belgesi tapu yerine geçmiyor ancak mevcut gecekonduyu ya da binayı koruyor. Bugüne kadar yıkılamayan ve tapusu olmayan bu gibi yerler şehrin göbeğinde oldukça fazla. Bu yasa ile beraber tapu tahsis belgeli olan yerlerde çözüme kavuşmuş olacak.
8- Binası yıkılacak vatandaşa devlet nasıl yardım yapacak?
Tasarıda anlaşma ile tahliye edilen yapıların mâliklerine veya mâlik olmasalar bile kiracı veya sınırlı aynî hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere veya bu yapılarda işyeri bulunanlara geçici konut veya işyeri tahsisi veya kira yardımı yapılabilecek.
Anlaşma ile tahliye edilen, yıktırılan veya kamulaştırılan yapıların mâliklerine ve mâlik olmasalar bile bu yapılarda kiracı veya sınırlı aynî hak sahibi olarak en az bir yıldır ikamet ettiği veya bu yapılarda işyeri bulunduğu tespit edilenlere konut, işyeri, arsa, veya dönüşüm gelirlerinden kredi veya mülkiyet ile sınırlı aynî hak sağlayan, usûl ve esasları Bakanlık tarafından belirlenen konut sertifikası verilebilecek.
Yoksul veya dar gelirli olarak kabûl edilenlere verilecek olan konut veya işyerleri; Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından, 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumî Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunda belirtilen usûl ve esaslar uyarınca borçlandırma suretiyle de verilebilecek.
Riskli alan ve rezerv yapı alanı dışında olup da bu kanunun öngördüğü amaçlar bakımından güçlendirilebileceği teknik olarak tespit edilen yapılar için, Bakanlar Kurulu’nca belirlenen usûl ve esaslar çerçevesinde bakanlık tarafından dönüşüm gelirlerinden güçlendirme kredisi verilecek.
9- Dönüşümü yapılan alanda imar uygulaması nasıl olacak?
Tasarıya göre “Kamu hizmeti için ayrılan alanlar hariç olmak üzere, yenileme alanı sınırları içerisinde toplu yapı olarak sınırları imar ve parselasyon plânlarında belirlenmek kaydıyla, yapılı veya yapısız imar parsellerine belediye veya il özel idaresi ve diğer ilgili kurullar tarafından tasdik edilen mimarî projelere uygun olarak 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun toplu yapıya ilişkin hükümlerine göre toplu yapı olarak tek bir kat mülkiyeti tesis edilebilecek
Belediyeler ve il özel idareleri; bu alanlar içerisindeki parsel sahiplerinin sosyal altyapı ve tesisleri, ortak kullanım yerleri, sosyal tesis ve hizmetlere ilişkin alanları kullanma ve yararlanma şartları ile masraflarına katılma usûllerine ilişkin işletme projeleri hazırlayarak tapu sicilinin beyanlar hanesinde belirtilmesini isteyebileceği gibi, hazırlanmış olan restorasyon ve restitüsyon projelerine uygun olarak irtifak hakkı tesis veya parselâsyon plânları yapılmak suretiyle Kat Mülkiyeti 634 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinde belirtilen belgeleri toplu yapı ilişkisini gösterir şekilde hazırlayıp 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca ilân edilmesinden ve kesinleşmesinden sonra kat mülkiyeti ve kat irtifakını re’sen tapu siciline tescil ettirmeye yetkili olacak.
10- Kentsel dönüşümde hayata geçirilmek istenen asıl amaç…
‘ Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi’ hakkındaki Kanun Taslağı yasalaştığında öncelik belirlenecek alanlardaki arsaların birleştirilmesi olacak. Sadece riskli binaların yıkılması değil, binaların yıkımından sonra elde edilecek arsaların yoğrularak yeni ve sağlıklı kentlerin yaratılmasıdır. Sağlıklı kentler ise parkların, otoparkların, okul ulaşım v.s. gibi olmazsa olmazlar ile mümkün olacak.

Emek’i devralan şirketin toplantısında eylem




Emek Sineması ve Serkildoryan (Cercle D'orient) binası ile ilgili hazırlanan projeyi yürüten Kamer İnşaat, basın mensuplarına yaptığı bilgilendirme toplantısı tepkilere neden oldu. Toplantı, “Emek bizim, İstanbul bizim” pankartı açılarak protesto edildi.

Beyoğlu’nda tartışmalara neden olan tarihi yapıların yıkılması, yenilenmesi projeleri ile birlikte Emek Sineması ve Serkildoryan tarihi bina için hazırlanan projeyi yürüten Kamer İnşaat, proje hakkında basın mensuplarını bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi.
SİYAD: Emek Sineması’nı istiyoruzKamer İnşaat’ın kamuoyuna Grand Pera projesi ile ilgili bilgi vermek ve Emek sineması ile ilgili iddiaları yanıtlamak için SİYAD üyesi sinema yazarları ile Elmadağ Divan Otel’de buluşma gerçekleştirileceği yönünde yaptığı duyuru hakkında SİYAD açıklama yaptı. Açıklamada, “Bir haftada içerik değişikliğine uğrayan ve şaşırtıcı biçimde ‘SİYAD’a özel’ hale getirilen toplantıdan haberdar olmadığımızı ve SİYAD’ın bu toplantının taraflarından biri olmayacağını kamuoyuna duyuruyoruz. Biz, Kamer İnşaat’ın kamuoyunu ikna turlarının özel bir parçası olmak değil, Emek Sineması’nı istiyoruz” denildi.
emekfoto4.jpg
Emek, yaşamaya böyle mi devam edecek?SİYAD’ın açıklamasına karşın gerçekleştirilen toplantıda basın mensuplarının video çekimi yapmasına izin verilmedi. Kamer İnşaat’ın Grand Pera projesi olarak değiştirilen ancak içerik olarak değişiklik barındırmadığı gözlemlenen proje için hazırladığı filmin gösterimi yapıldı. “Emek yıkılmayacak, yıkılmaktan kurtulacak” şeklinde ifadelerin yer aldığı filmde, proje sonrası dönüştürülen Serkildoryan binasının ve Emek sinemasının nasıl dönüştürüleceği görüntülendi. Filmde, artık sinemaların biçim değiştirdiği de söylenerek AVM’ler içinde de sinemalar açıldığı ve Emek’in rekabet pazarı içinde tek başına ayakta kalamayacağı, sinemanın bina içerisinde 4. kata yerleştirileceği ve 10 sinema salonunun daha olacağı dile getirildi. Ayrıca binanın sergi satış alanı, pasaj alanı, yeme içme katı, sinema katları ve Emek Sineması olarak hazırlanacağı ifade edilen filmde, Emek’in tahrip edilen görüntüleri gösterilerek, “Tarihi dokusu bozulmayan, teknoloji donanmış on sinemayla Emek, yaşamaya devam edecek” sözleri yer aldı.
Anlaşma gereği ortaklık yapısı değişemezdiKamer İnşaat CEO’su Levent Eyüboğlu’nun basın mensupları ile yaptığı toplantı protesto görüntülerine de sahne oldu. Eyüboğlu, “Bu kadar değerli bir projenin kazandırılması için birlik olduk. Projemizi Anıtlar Kurulu da onayladı” diyerek Kamer İnşaat’ın kim olduğu anlatılan ancak yeterli bilgi içermeyen konuşması tepkilere neden oldu. Eyüboğlu’na, Akbalık Grubu ile ortaklığı bulunduğu bilinen Kamer İnşaat’ın anlaşma gereği ortaklık yapısının değişemeyeceğinin hatırlatıldı. Eyüboğlu ise anlaşmanın onaylandığını söyledi.
Pankart açtılar: Emek bizim, İstanbul bizimAVM müteahhiti olarak bilinen Eyüboğlu’nun Emek Sineması’nın pasaj içerisinde bir yere konulacağı yönünde ifadeleri salonda, “Pasaj adını verdiğiniz şey, AVM” şeklinde tepkilere neden oldu. Salonda bir grup, SİYAD’ın da katılmadığı toplantının meşru olmadığını söyleyerek, “Emek Bizim, İstanbul Bizim” pankartı açtılar. Grup, toplantının devam etmesine izin vermeyeceklerini, aynı projeyi daha kaç kere dinleyeceklerini ve yalanlar dinlediklerini ifade ettiler. Eyüboğlu, protesto eylemi karşısında, “Henüz kesinleşmemiş projeyi anlatıp kamuoyuna bilgi vermek istemedik, biz sadece kamuoyunu bilgilendiriyoruz” diyerek binanın aynı biçimini koruyacağını defalarca yineleme ihtiyacı duydu. Salonda pankartla süren tepkileri dindiremeyen Eyüboğlu, sinevizyon gösterimi eşliğinde konuşmasına devam etti.
emekfoto2.jpg
“Devlet bu parayı verebilecek mi?”Eyüboğlu yaptığı konuşmada, Emek’in elden geçirilme sürecinde devletin katkısı olmadığı için kendilerinin sorumluluk üstlendiğini ifade ederek, “Devlet bu parayı verebilecek mi? Biz Emek’in bağımsız, kendi halinde devam etmesini istiyoruz” demesi salonda, “Hayır kurumu musunuz?” şeklinde bağrışmalara neden oldu.
"Vakıf da kurarız, müze de açarız"Öte yandan Emek için şahsi mülki gibi tanımlarını ortaya koyan Eyüboğlu, sözlerinin üstüne bir de vakıf kuracaklarını ve hatta müze açacaklarını da ekledi. “Sinema firmalarıyla da görüştük, Emek’i sinema merkezi yapmak istiyoruz” diye konuşan Eyüboğlu’nun sözlerini kesmek isteyen salondaki kalabalığın tepkisi toplantı bitimine kadar dinmedi.
“İnşaat şirketi olup da kültürlü olamaz mıyız?”Eyüboğlu, sinema merkezi ve müze yapımı konusunda beyan ettiği görüşleri hakkında gelen eleştirilere de, “İnşaat şirketi olup da insan kültürlü olamaz mı?” diyerek kendisinin Galatasaray Lisesi mezunu olduğundan, Cihangir’de oturduğundan bahsetmesi salonda gülüşmelere neden oldu. Toplantı, proje hakkında “kamuoyunu bilgilendirme” adı altında yapılacak etkinliklerin devam edeceğinin bildirilmesiyle sona erdi.

Pencereden girdiği kafede salam yiyip gazoz içen çocuğa 9 yıl hapis istemi

Adana'da, geçen ocak ayında evden kaçıp gece yarısı penceresi açık kafeye ısınmak için giren ve burada kaşar peyniri ile salam yedikten sonra gazoz içen 17 yaşındaki B.A. hakkında 'nitelikli hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını ihlal etme' suçundan 9 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Mehmet KAYMAK   30.03.2012

ADANA - Reşatbey Mahallesi’nde 23 Ocak günü meydana gelen olayda, iddiaya göre ailesiyle tartışan B.A. evi terk etti. Gece 02.00’a kadar sokaklarda dolaşan B.A., üşüyünce daha önce çalıştığı kafenin açık bırakılan penceresinden ısınmak için girdi. B.A. içerde acıktığı için de işyerinin buzdolabında bulunan yiyecekleri yedi. Karnını doyuran B.A.’yı sabah kafeyi açan işyeri sahibinin oğlu 16 yaşındaki M.T. uyurken yakaladı. B.A. önceden tanıdığı M.T.’ye "Kimseye bir şey söyleme" diyerek kafeden ayrıldı.

Olayı oğlundan öğrenen kafe işletmecisi 52 yaşındaki Hasan T., ambalajını henüz açmadığı kaşar peyniri ve salamın yendiğini, 5 kutu gazozun içildiğini belirleyip 20 liralık zararı olduğu iddiasıyla B.A. hakkında polise şikayetçi oldu.

‘EVDEN KAÇMIŞTIM’
Polis tarafından evinde yakalanıp ifadesine alınan ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan B.A. hırsızlık suçlamasını kabul etmedi. B.A. ifadesinde, "Evden kaçmıştım. Üşüyüp karnım acıkınca, daha önceden çalıştığım ve penceresi sürekli açık bırakılan kafeye girdim. Birkaç dilim kaşar peyniri ve salam yiyip bir kutu da gazoz içtim. Hırsızlık yapmadım" diye kendini savundu.

‘NİTELİKLİ HIRSIZLIK SUÇLAMASI’
Soruşturmasını tamamlayan Cumhuriyet Savcısı, olayla ilgili iddianame hazırladı. Adana 2’nci Çocuk Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, B.A. hakkında ’nitelikli hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını ihlal etmek’ suçundan 9 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede ceza verilirken yaşı küçük olduğundan dolayı indirim yapılması da istenen B.A.’nın yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.(dha)

30 Mart 2012 Cuma

Kentsel dönüşüm Bakanı Bayraktar'a ayakkabı



Okan Üniversitesinde konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar konuşma yaptığı sırada ayakkabı atılarak protesto edildi. Gençlik Muhalefetinden 4 öğrenci gözaltında.

 Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve işadamı Ali Ağaoğlu'nun katıldığı Okan Üniversitesi'nde düzenlenen "Kentsel Dönüşüm ve Alternatif Model Arayışları" panelinde Gençlik Muhalefeti üyeleri Erdoğan Bayraktar kürsüde iken ayakkabı fırlatarak protesto etti. Gençlik Muhalefetinden 4 öğrenci yaka paça gözaltına alındı.

Gençlik Muhalefeti: "Yaptık yine yaparız!"

Gençlik Muhalefeti'nin eylemle ilgili yaptığı açıklama şöyle;

"Bu ülkenin bütün sokaklarında, amfilerinde, lise koridorlarında mücadeleyi büyütenler olarak bir kez daha dikildik karşılarına. Sürdürülebilir kentsel kalkınma, kentsel refah, depreme önlem gibi gerekçelerle üzerini örtemeye çalıştıkları rantsal dönüşüm heveslerini ifşa ettik bir kez daha. Ülkemize ve yaşam alanlarına sahip çıkmanın, halkımızla birlikte olmanın gereğini yerine getirdik.

Bugün Okan Üniversitesi’nde gerçekleştirilen KENTSEL DÖNÜŞÜM: ’’ALTERNATİF MODEL ARAYIŞLARI’’ etkinliğinde kimler yoktu ki. AKP’li Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar’dan tutun da, İBB başkanı Kadir Topbaş’a, Ali Ağaoğlu’na kadar herkes oradaydı. Yani kentsel dönüşüm adı altında halkı barınma hakkından etmeye çalışanlar, rant dağıtanlar, rant yiyenler oradaydı. Ve tabii ki ülkesine, yaşam alanlarına çıkan Gençlik Muhalefeti de oradaydı. IMF başkanına, Burhan Kuzu’ya kabus olan ayakkabı, bu sefer Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar’ı buldu. Ülkemizi karanlık dehlizine sürüklemeye devam ettikleri, kamusal alanlarımızı piyasalaştırdıkları ve emperyalizme taşeronluk yaptıkları sürece ayakkabılar onları bulmaya devam edecek. AKP-Cemaat iktidarına karşı ülkenin her yanını mücadele alanlarına çevirmeye devam edeceğiz."

Yatağan Termik Santrali ölüm saçmış

'Gizli' ibareli rapordaki ürperten ölümler...

Cavit YILDIRIM / YATAĞAN(Muğla), (DHA)
SAĞLIK Bakanlığı’nın talebi üzerine Muğla İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan araştırma, Yatağan Termik Santrali’nin insan sağlığına verdiği zararları ortaya koydu. Araştırma sonucu son 2 yılda sadece Muğla’daki hastanelerde 35 kişinin akciğer kanserinden yaşamını yitirdiği, 60 kişinin de aynı rahatsızlık nedeniyle tedavi gördüğü belirtildi. Muğla Tabib Odası Başkanı Naki Bulut, bu rakamın Yatağan için alarm verici bir durum olduğunu söylerken, Yatağan Belediye Başkanı CHP’li Haşmet Işık ise, devletin bu konuda gerekli sağlık taramalarını yapıp, gerekli önlemi almasını istedi.
Yatağan’da 30 yıl önce faaliyete geçen termik santral, 2006 yılına kadar baca gazı arıtma tesisi olmadan çalıştırıldı. Santral, çevreye ve insan sağlığına verdiği zararla yıllarca ülke gündeminde kalırken, çevreciler bir çok kez eylem yaptı. Sağlık Bakanlığı, geçen 31 Ocak’ta Muğla İl Sağlık Müdürlüğü’ne konuyla ilgili bir yazı göndererek, araştırma yapılmasını istedi. Yazıda, bakanlık bünyesindeki Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı’nca yürütülen epidemiyolojik araştırmalar kapsamında, Yatağan Termik Santrali’nin çevreye ve insan sağlığı üzerine olan etkilerine ilişkin bilgilere ihtiyaç duyulduğu belirtilerek, bu kapsamda 2011 yılı içerisinde termik santrali ile ilgili yürütülen çalışmaların (denetim, ölçüm, vb.) bilgilerinde eklenerek rapor hazırlanması istendi. Yazıda ayrıca, ilçedeki kanser vakalarının tespitine yönelik de tanı tarihi, tanıyı koyan sağlık kuruluşu bilgileri ve diğer istenen bilgilerin eksiksiz bir şekilde bildirilmesi talep edildi.
’GİZLİ’ İBARELİ RAPOR
Muğla İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hazırlanıp, ’Gizli’ ibaresi ile gönderilen raporda, Muğla’daki hastanelerde 2010 ve 2011 yıllarında 35 kişinin akciğer kanserinden yaşamını yitirdiği, 60 kişinin de aynı rahatsızlık nedeniyle tedavi gördüğü belirtildi. Yazıda ölen ve tedavi gören kişilerin isimleri de tek tek belirtildi. Çeşitli tarihlerdeki kükürtdioksit oranının ölçümlerine de yer verildiği yazıda, baca gazı arıtma tesisİ takıldıktan sonra yapılan ölçüm sonuçlarının normal değer olan 400 mikrogram / metreküpün altında olduğu görüldü.
RAPORUMUZ DİKKATE ALINMADI İDDİASI
DHA muhabirinin konuyla ilgili görüşüne başvurduğu Muğla Tabip Odası Başkanı Naki Bulut, satralle ilgili tehlikelere dikkat çekmek için 2000 yılında hazırladıkları raporun dikkate alınmadığını söyledi. "Yatağan için alarm çok önceden verilmeliydi" diyen Bulut, şunları söyledi:
"Türk Tabipleri Birliği’nin, bölgedeki hava kirlliği ile ilgili 2000 yılındaki araştırma raporu var. Daha sonra Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nin araştırmasıyla, bölgedeki koyunların kanında ciddi oranda toksit maddelere rastlandı ve karaciğer enzimleri yüksek bulundu. Bu da hayvanlarda ciddi bir zehirlenmenin olduğunu göstermekte. 2004 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nin yaptığı çalışmada ise 240 çocuktan 228’inin kanında kurşun düzeylerinin yüksek olduğu tespit edildi. Bölgedeki hekimlerin klinik gözlemleri de Yatağan’da kanser hastası sıklığının yüksek olduğu yönünde. Kanser vakalarının çok erken yaşta görüldüğünü, çok ender kanser türlerinin Yatağan bölgesinde daha sık gerçekleştiğini fark etmiş durumdayız. Tüm bunlar bizi 2006 yılında da bir çalışma yapma yoluna götürdü. Ege Üniversitesi ile birlikte bir proje hazırladık, Yatağan ile çevre ilçelerdeki kanser vakalarının tespitine yönelik bir çalışmaydı. Ne yazık ki kaynak bulamadığımız için bunu hayata geçiremedik. Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda attığı adımı çok önemli buluyorum. Elimizdeki her türlü belge ve bilgiyi, deneyimlerimizi Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğüyle paylaşmaya hazırız."
’TESPİTLER DOĞRU İSE ALARM VERİCİ BİR DURUM’
Yatağan’da bir sağlık felaketi olduğunu bildiklerini ifade eden Bulut açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Ancak bu felaketin boyutlarının ortaya çıkartılması gerekiyor. Ortaya çıkacak duruma göre ilçede bir Onkoloji Hastanesi kurulması, çocukların sağlık taramasından geçirilmesi gündeme gelebilecek. Buradaki vatandaşların periyodik olarak kanser ve solunum sistemi hastalıkları açısından taramaları yapılabilecek. Bu nedenle bu çalışmanın bir an evvel kamuoyuyla paylaşılması ve Muğla’nın aydınlatılması gerektiğinin önemli olduğunu düşünüyorum."
NÜFUSA ORANLA CİDDİ BOYUTTA’
Muğla İl Sağlık Müdürlüğü’nün raporundaki akciğer kanserinden ölen kişi ve hasta sayısı rakamının, ilçenin nüfusu gözönüne alındığında çok ciddi olduğunu belirten Muğla Tabip Odası Başkanı Naki Bulut şunları kaydett:
"Eğer tespitler doğru yapılmış ise alarm verici bir durum. Üstelik bu rakamlar sadece Muğla’daki hastanelerden ibaret. Muğla dışındakilerin de dikkate alınması durumunda rakamın daha da artacağı kesin. Ama öncelikle bilimsel bir araştırmanın yapılarak son 5 yıllık verilerin ele alınması ve bu ölümlerin ne kadarının kansere bağlı olduğunun tespit edilmesi gerekir. Bu halk sağlığı sorununun, bu afetin sonuçlarının ortaya konulması gerekir. Ancak bu sayılar bile alarm verici bir durumun olduğunu ortaya koymakta."
KANSER VAKALARI SAKLANIYOR İDDİASI
CHP’li Yatağan Belediye Başkanı Hasan Haşmet Işık ise kendilerinin yaptığı araştırmada da aynı sonuçlara ulaştıklarına dikkati çekerek şöyle konuştu:
"Geçmişte de santralin neden olduğu kirlilik nedeniyle insanların kanser olduğunu söylemiştik. Ancak, bu hastalıklar hep saklandı. Yatağan’daki bir köyden gidip, İzmir’deki bir hastanede kanser tedavisi gören hasta öldüğünde, hastaneden çıkartılırken teşhisi kalp krizi veya kolay bir teşhis konularak gönderiliyordu. Aslında Yatağan’da gerçekten kanserin gelişmesi santralle birlikte gerçekleşti. Bu çalışma gösterecektir ki, Yatağan’da üst solunum yolu hastalıklarına yakalanan vatandaşımızın sayısı çok fazla. Özellikle astım ve bronşit. Devletimizden bu konuda gerekli sağlık taramalarını yapıp, gerekli tedbiri almasını istiyoruz."
20 bin nüfuslu Yatağan’da, baca gazı arıtma tesisi takılmadan önceki yıllarda kükürtdioksit oranı 2 bin 500 mikrogram / metrekübe kadar çıkarken, satrale Çevre İl Müdürlüğü tarafından bir çok kez para cezası kesilmişti.

Beşiktaş'ta satan, Şişli'de kiralayan kazanıyor

Türkiye'nin lider emlak portalı hurriyetemlak.com'un geçtiğimiz dönemlerde hayata geçirdiği emlak endeksi raporları, gayrimenkulde yatırımyapmak isteyen yatırımcılara yön vermeye devam ediyor.

hurriyetemlak.com

30.03.2012
Hurriyetemlak.com'un Emlak Endeksi analizlerine göre, Sarıyer ve  Beşiktaş bölgeleri yatırımcılara göz kırpıyor. Kirada ise Şişli ve Beşiktaş listenin zirvesinde yer alıyor. Anadolu Yakası'nın gözdesi Kartal da son dönemlerde kira açısından değerlenen bölgelerden biri oldu. Hurriyetemlak.com Genel Koordinatörü Ahmet Kurşunlu'ya göre, "Kira endeksi analiz raporu"nda ortaya çıkan manzarada, İstanbul'da üç ilçenin kira artışları son bir yılda metrekare bazında yüzde 40'ın üzerinde seyrediyor.

Beşiktaş Sporcular Parkı


Beşiktaş lider
Avrupa yakasının son dönemde konut projeleri ile dikkat çeken ilçesi Şişli'de, kira fiyatlarında yüzde 49'luk artış yaşandı. Komşu ilçelerden Beşiktaş'ta ise durum  farklı değil. Yıllık ortalama yüzde 47'lik artış gösteren Beşiktaş'ı Anadolu yakasının dönüşümünü tamamlamak üzere olan favori bölgelerinden Kartal takip ediyor. Bir yıl içerisinde yüzde 40 kira artışı yaşayan bölgedeki primin, inşası devam eden projelerin bitiminin ardından yükselişini sürdüreceği öngörülüyor. İstanbul'un Finans Merkezi olarak ilan edilen ilçesi  Ataşehir'de ise değerlenme oranlan diğer bölgelere göre daha düşük seviyelerde seyrediyor. Bir yılda konut kiralarında metrekare fiyatlarında yüzde 22'lik artışla Tuzla yüzde 7'lik artış yaşanan Ataşehir'i gölgesinde bırakıyor. Emlak Endeksi verilerinin konut satış bölümündeki veriler değerlendirildiğinde ise  İstanbul'da metrekare bazında Beşiktaş listenin başında yer alıyor. Geçtiğimiz ay ise bu rakam 6 bin TLye kadar yükseldi. lider  Beşiktaş'ın ardından ikinci sırayı Sarıyer alıyor. ilçede 2011 yılında satılık  konutların metrekaresi 5 bin 283 TL'den alıcı bulmuştu.

Şişli Otel
ŞİŞLİ RİXOS
ŞİŞLİ Antill

ŞİŞLİ Bomonti Apartman

ŞİŞLİ İçdaş-Hilton

Kiralar ne durumda?
Ortalama metrekare fiyatıyla 4.589 TL'den satışa çıkan konut fiyatları, Ocak 2012'de 5 bin 200 TL'ye ulaştı. Hürriyetemlak.com'un derlediği Emlak Endeksi verilerine göre; 2011 yılının Şubat ayında eklenen 13 bin 735 ilanın ortalama metrekare fiyatı 1.630 TL oldu. 2012'nin ikinci çeyreğinde bu rakamlar yerini 1.733 TL ve 21 bin 156 ilana bıraktı. Yılın son çeyreğine yaklaşıldığında ise İstanbul'da satılık konut bazında metrekare fiyatları 1.882 TL'yi görürken, evini satmak isteyenler de ilan sayısını 29 bin 309'a yükseltti. Ocak 2012'ye yine hızlı bir giriş yapan İstanbul'da, ortalama metrekare fiyatı 1.909 TL, ilan sayısı ise 29 bin 427 olarak belirlendi. 2011 yılında satılık konutlardaki ortalama metrekare fiyatı ise 1.775 TL olarak tabloya yansıdı.




Evren KOTOĞLU
ekotoglu@hurriyetemlak.com

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var