8 Nisan 2018 Pazar

Macaristan Budapeşte'deki (Chain Bridge), Aslanlı Köprüsü'nün İlginç Hikayesi

Macaristan Budapeşte'deki (Chain Bridge), Aslanlı Köprüsü'nün İlginç Hikayesi 



Budapeşte'deki 16 metre genişliği ve 375 metre uzunluğundaki Zincir Köprüsü(Chain Bridge) diğer adıyla Aslanlı Köprüsü'nün ilginç bir hikayesi vardır. 
Hikayesi olan her şeyin insanların ilgisini çekiyor ve merak uyandırıyor. Bu merak uyandıkça insanlar ilgi duyuyor ve burayı ziyarete geliyorlar.
 Macar Hanedanı’nın armalarıyla süslü olan köprüde yer alan taş aslanlar her iki yakada yapıyı korumak için nöbet tutuyor.
Tuna Nehri’nin ikiye ayırdığı Macaristan’ın başkenti Budapeşte gösterişli köprülerle birbirine bağlıdır. Ancak bunlardan şüphesiz en çok dikkat çekeni aslan figürlerinin olduğu Zincir Köprüsü (Chain Bridge)… Şehrin sembolü haline gelen köprünün bir de ilginç hikayesi bulunuyor.

Macaristan’ın başkenti Budapeşte günümüzde önemli bir turizm merkezi haline geldi. Özellikle yaz dönemlerinde şehre akın akın turist gelir. Tabii ki Budapeşte gezilecek yerler açısından ziyaretçilerini fazlasıyla memnun eden bir şehir. Buda Kalesi, Parlamento Binası, Gellert Tepesi, tarihi hamamları gibi birçok yeri sayabiliriz. Ancak turistler özellikle şehrin güzelliğine katkı yapan Zincir Köprüsü’ne de çok fazla ilgi gösterir. Budapeşte’ye her gidenin fotoğraf galerisinde Zincir Köprüsü mutlaka yer alır. Özellikle akşam hava karardığında üzerinde yanan ışıklarla Tuna Nehri’nin üzerinde adeta parlar.



Ünlü Mimar Clark köprüyü hatasız yapacağını iddia eder
1839 yılında yapımına başlanan bu köprü Tuna nehri üzerindeki tüm köprüler gibi 2. Dünya Savaşı sonrasında yıkılmış ve 1849 yılında ünlü İngiliz mühendis William Tierney Clark tarafından eski görünümüne uygun bir şekilde tekrar yapılmış. Clark yaptığı bu eserle çok övünürmüş. Hatta köprü bittiğinde bir hata bulan olursa, kendini bu köprüden atacağını söylemiş. Bu sözünden dolayı da köprü çalışmasını çok itinalı ve titiz bir şekilde gerçekleştirmiş. Köprüyü bitirdiğinde ise hiçbir estetik ve mimari hatanın olmadığını iddia etmiş.


Küçük bir kız köprüdeki hatayı farkeder
Köprünün açılış günü geldiğinde herkes yakından köprüyü inceler ve Clark’ın dediği gibi hiçbir hata bulamaz. Taa ki, küçük bir kız çocuğu ağlayana kadar… Ağlama sesini duyan birçok kişi küçük kızın yanına koşar ve neden ağladığını sorarlar. Çocuk da aslanların dilinin olmadığını söyler. Herkes bir bakar ki küçük hız haklıdır. Aslanların gerçekten dili yoktur.

Bu sefer gözler iddialı bir söz veren Clark’a çevrilir. Herkes onun verdiği sözü yerine getirip getiremeyeceğini merak eder. Ünlü mühendis verdiği sözü tutar ve kendini Tuna Nehri’nin serin sularına bırakır. Tabii şöyle bir durum da var. Köprünün yüksekliği çok uzun olmadığı için Clark sıcak havada bir serinleyip sudan çıkar. Böylelikle sözünü de tutmuş olur.

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var