30 Kasım 2012 Cuma

CHP, TOKİ yolsuzluğu dosyasını açıyor

YURT/ANKARA- CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, TBMM KİT Komisyonu'nun CHP'li üyeleriyle parlamentoda düzenlediği basın toplantısında Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ı, TOKİ'deki yolsuzluk iddiaları nedeniyle istifaya çağırdı.CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, TBMM KİT Komisyonu'nun CHP'li üyeleriyle parlamentoda düzenlediği basın toplantısında Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ı, TOKİ'deki yolsuzluk iddiaları nedeniyle istifaya çağırdı.
Erdoğdu ''KC Grup adlı şirketin, TOKİ'yi dolandırdığına yönelik'' iddiaların, Bayraktar tarafından kabul edildiğini de hatırlattı.
CHP'li Aykut Erdoğdu, sözlerinde şunları kaydetti:
“OPERASYONU BAYRAKTAR YÜRÜTTÜ”"KC Grup adlı Şirketin TOKİ'yi dolandırmasıyla ilgili iddialarımız Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar tarafından kabul edilmiştir.
Ancak bu 'kabul' KC Grup Şirketi'nin 2003 yılından itibaren Erdoğan Bayraktar tarafından korunup kollandığını ve bütün operasyonun Sayın Bayraktar tarafından yönetildiği gerçeğini değiştirmemektedir.
“5 ŞİRKET ÜZERİNDEN YAPILDI”Bu operasyon 5 ayrı Şirket üzerinden yürütülmüştür. Bunlar Kontaş, Canberk, Doğancan, Demer ve Yeni Sarp şirketleridir.
Öncelikle Kontaş ve Canberk Şirketleri KC Grubu kurmuş, KC Şirketine TOKİ'den 444 Milyon TL'lik 3 ihale verilmiştir. KC Grup bu ihalelerin yapımı sırasında TOKİ yönetiminin göz yummasıyla ihale konusu gayrimenkulleri Doğancan ve Demer Şirketleri üzerine almıştır.
Doğancan ve Demer Şirketleri Denizbank'tan kullandığı krediye karşılık bu gayrimenkulleri teminat olarak vermiştir. Kredinin batması sonucunda Denizbank kamuya ait bu gayrimenkullere el koymuştur.
Denizbank el koyduğu gayrimenkulleri yine kendi kurduğu Pupa Gayrimenkul Şirketine devretmiştir. Özetle Erdoğan Bayraktar ve ekibi sayesinde KC Grup TOKİ'ye ait gayrimenkulleri zimmetine geçirmiştir.
Bu işlemler sonucunda hem kamu, hem de konut sahibi olmak için para ödeyen binlerce insan dolandırılmıştır.
Hal böyleyken KC Grup ortakları ve yakınlarına ait Yeni Sarp isimli Şirkete TOKİ tarafından yaklaşık 450 Milyon TL tutarında yeni ihaleler verilmiştir. Bu nedenledir ki Yeni Sarp şirketi KC Grup şirketiyle birlikte TOKİ alacaklarına karşılık kefalet vermiştir.
Yeni Sarp Şirketi'ne verilen ihaleler, bu Şirketin ortakları ve verdiği kefalet, Yeni Sarp Şirketi'nin KC Grup Şirketi'nin devamı olduğunu ortaya koymaktadır.
Yeni Sarp Şirketine verilen bu ihaleler sayesinde TOKİ alacağının kapatılmak istendiği de açıktır. Bu durum TOKİ'nin ikinci defa aynı şebeke tarafından dolandırıldığını ve bu dolandırıcılığın Erdoğan Bayraktar'ın koordinasyonunda gerçekleştiğini göstermektedir.
Bütün bu bilgi ve belgelerin ışığında Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan Bayraktar'ı sözünü tutmaya ve istifa etmeye çağırıyoruz" dedi
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın gelecek perşembeye kadar istifa etmemesi durumunda perşembe günü yeni bir yolsuzluk dosyası daha açıklayacaklarını söyledi. 

29 Kasım 2012 Perşembe

Hakim, polisten korumak için tutuklattı

Antalya Adliyesinde görev yapan ve kamuoyunda özgürlük hakimi olarak bilenen hakim önüne gelen bir soruşturmada hakim, şüphelileri "ifade sahipleri baskı altına alınabilir" gerekçesiyle tutuklattı.
Radikal Haber: MESUT HASAN BENLİ / ArşiviANKARA –
Antalya’da bulunan yasal Özgürlükler Derneği üyeleri 20 Kasım 2012 tarihinde, yasadışı bir sol bir örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle gözaltına alındı. Soruşturma dosyasına göre, dernek üyelerine yöneltilen örgüt üyeliği suçlamasına gerekçe olarak “İstanbul’da düzenlenen 1 Mayıs törenlerin ve derneğin pikniğine katılmak, ünlü müzik grubu Grup Yorum’un konser biletlerini satmak ve çeşitli tarihlerde yapılan mezar anmalarına katılmak” gösterildi. 

AĞABEY SORGUDA 
Dernek üyeleri Emniyette susma hakkını kullandı. Bunun üzerine Antalya Emniyeti, şüphelilerin aileleriyle bağlantı kurarak, gençlerin ifade vermelerini sağlamaya çalıştı. Şüphelilerden N.İ’nin ağabeyi, Emniyete geldi. N.İ’nin ağabeyine kardeşinin ifade vermemesi halinde tutuklanacağı iletildi. Bunun üzerine “ağabey” kardeşinin ifade vermesini sağladı. Ancak diğer şüpheliler ısrarlara rağmen Emniyette susma hakkını kullandı. TUTUKLANMALARI İSTENİLDİ 
Şüpheliler 4 günlük gözaltı süresinin dolmasının üzerine savcılık sorguları için 13 şüpheliden 8’i Adliye’ye sevk edildi. Bütün şüpheliler Savcılık sorgusunda ifade verdi. Savcılık sorgusunun ardından şüphelilerden 8’i tutuklanma istemiyle kamuoyunda özgürlük hakimi olarak bilinen TMK 10. madde ile görevli Antalya 1 Nolu Hakimliğine sevk edildi. Şüpheliler, savunmalarında örgüt üyeliği suçlamasını reddetti. 

‘PSİKOLOJİK BASKI YAPILDI’ 
Şüpheliler gözaltında bulunduğu süre içerisinde Emniyette hukuksuzca sorguladıklarını, alileri aracılığıyla duygusal baskı yöntemi kullanıldığını öne sürdü. Şüphelilerden N.İ de hakimlik sorgusunda “Kollukta verdiğim ifadeyi kabul etmiyorum. O ifadeyi 7 saatlik bir sorgu sonrasında verdim. Ağabeyim ve yanında getirilen bir avukat huzurunda ifade verdim. Hatta avukat ifade başlangıcında yanımızda yoktu” dedi. 

SAMİMİ İFADE SAYILDI 
Şüphelilerin sorgularının ardından hakim kararını açıkladı. Hakim, Emniyette psikolojik baskı yöntemiyle ifadesi alınan N.İ’ yi serbest bırakırken 7 şüphelinin tutuklanmasına karar verdi. Hakim verdiği kararın gerekçesinde ilginç değerlendirmelerde bulundu. Özgürlük hakimi psikolojik baskı yöntemiyle ifadesi alındığı iddia edilen N.İ için, “Şüpheli N.İ’nin kollukta verdiği samimi ifadeleri dikkate alınarak şüphelinin tutuklanma talebinin reddine karar verildi” dedi. 
KORUMAK İÇİN TUTUKLADIM 
Özgürlük Hakimi, diğer 7 şüpheli için verdiği tutuklama kararın gerekçesi ise şaşkınlık yarattı. Hakim kararında N.İ’ye yönelik baskıya dikkat çekerek şöyle dedi: “Şüphelilerden N.İ’te olduğu gibi ifade sahiplerinin baskı altına alınma ihtimalleri, delilerin tam olarak toplanmamış olması nedeniyle adli kontrolün tutuklamadan beklenen amacı sağlamayacağı anlaşılma şüphelilerin tutuklanmalarına karar verildi.” 

BASKI YAPANI TUTUKLAMASI GEREKİR 
Şüphelilerin avukatı Evrim Deniz Karatana Radikal’e yaptığı açıklamada, müvekkillerinin gözaltında tutulduğu 4 gün boyunca psikolojik baskıya maruz kaldığını iddia ederek “Müvekkiller aileleri üzerinde tehdit edildi. Ayrıca hakimin tutuklama gerekçesinden çıkarabildiğimiz tek sonuç; hakimin, müvekkilleri polisin baskısından korumak için tutukladığıdır. Ancak bu gerekçe mantığımızın sınırlarını zorluyor. Polisin baskı yapmasını engellemenin tek yolu, hakimin suç duyurusunda bulunarak görevini kötüye kullanan ve psikolojik işkence uygulayan polisin yargılanmasını sağlamak olmalıdır. Sanıyoruz hakim CMK’da yer alan ‘tanık , mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma’ maddesini yanlış anlamış, bu yüzden baskı yapanı değil baskıya maruz kalanı tutuklamaya karar vermiştir” diye konuştu.

Nilüfer çayındaki koku mevsimselmiş

Saklı cennet' taş ocağına kurban ediliyor

TCDD’nin hızlı tren projesine destek için yapılan taş ocakları, Kocaeli’nin en güzel yeşil alanlarının tehdit ediyor. Projeye karşı çıkanlar belediye başkanının hakaretini ugruyor. AKP’li yöneticiler kendi vekillerinin karşı çıkmasına rağmen Maşukiye’nin yeşilini yok etmekte karırlı.
Asena Akarsu
Daha önce Sapanca’daki Yanıkköy’e kurulması planlanan taş ocağından sonra şimdi de saklı cennet olarak adlandırılar Kartepe İlçesinin Maşukiye Beldesine Hızlı Tren projesine mıcır temin etmek için taş ocağı kurulması planlanıyor. Kocaeli’nde ki ağır sanayileşmeden dolayı doğal güzellikler ve yeşil alanlar oldukça azalmış durumda. Kalan yeşil alanların bir çoğu ilin kuzeyinde toplanmış durumda. Yapılan araştırmalar, bölgeye daha fazla sanayi yapılmaması ve temiz havanın azaldığına dikkat çekiliyor. Şimdi de kalan yeşil alanlarda TCDD’nin hızlı tren projesine kurban gitmek üzere.
Yerel yöneticilerin kurulmasında kararlı olduğu taş ocağının Maşukiye ye vereceği zararların ise çok fazla olacağı ifade ediliyor.Soğuksu Mahalle Muhtarı Zülküf Aybadan, “Burada 1961 yılında yapılan taşocağının tahribatı hâlâ duruyor. Şimdi de aynı şey yapılacak. Burada yaşayan 200 ailenin meyve bahçeleri yok olacak. 500 dönüm alanda binlerce ağaç koparılacak” diye konuştu.
BEN YOSMA ÇEVRECİ DEĞİLİM
Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde yer alan Maşukiye Beldesine hızlı tren projesine mıcır temin etmesi için kurulması planlanan taş ocağı, hem Kocaelilelir hem de Maşukiye halkını tedirgin etmiş durumda. Maşukiye halkı, taş ocağının tarım alanlarını ve geçim kaynaklarının yok edeceğini söylüyor. Halk, aynı zamanda doğal çevrenin de tahrip edileceğine dikkat çekiyor. Eleştirilerin yoğunlaştığı kurumların başında ise Kocaeli Büyükşehir Belediyesi geliyor. Yapılan eleştirilere karşı konuşan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ise çevreyi korumak isteyenlere hakaret içeren cümleler kurdu. “Taş ocağı açmazsak malzeme Bilecik’ten gelecek. 1 liralık iş 5 liraya çıkacak. Müteahhitte bizim insanımız. İstemeyerek de olsa kararı imzalayacağım” diyen Karaosmanoğlu, “Ben tatlı suda yetişen yosma çevreci değilim” diyerek  çevreci olduğunu iddia etti.

AKP’Lİ VEKİL KARŞI ÇIKIYOR
AKP Kocaeli İl Başkanı, AKP Kartepe İlçe Başkanı, Büyükşehir Belediye Başkanı Karaosmanoğlu taş ocağının kurulacağını belirtirken, AKP Kocaeli Milletvekili Azize Sibel Yalçın ise Maşukiye’ye taş ocağı kurulamayacağını belirtti.
 Geçtiğimiz hafta il örgütünü ziyaret eden ve burada bir açıklama yapan milletvekili Yalçın, “Maşukiye’ye taş ocağı yapılması kabul edilemez.
Ben Vali Ercan Topaca ile de konuşmuştum ve bana konuyla ilgileneceğini söylemişti fakat tablo ortada. Ciğerimize hançer saplanmasın” diye konuştu.

İMZALAMAYAN MÜDÜRE TATİL
AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’nun açıklamalarının yanı sıra yaşanan diğer gelişmeler ise yetkili kurumların taş ocağının kurulmasında ne kadar kararlı olduklarını gözler önüne seriyor.
Taş ocağı ile ilgili olarak hazırlanan ÇED raporunu imzalamayı kabul etmeyen Tarım Gıda ve Hayvancılık İl Müdürü bu kararının ardından tatile çıkartıldı.
Kocaeli’deki yerel gazete ve televizyonlar müdürün tatile gönderilmesini ‘verdiği karardan dolayı görevine dönmeyecek’ diye yorumluyor. Kocaeli’nin gündeminde bu ara bu konu bulunuyor.  (Kocaeli/EVRENSEL)

28 Kasım 2012 Çarşamba

Dikkat! Eviniz satışa çıkmış olabilir

Dolandırıcılar herhangi bir evin fotoğrafını çekip internette satışa sunuyor ve kapora alıp ortadan kayboluyor. İlanda kendi evinin fotoğrafını görenler ve ilandaki fotoğrafın tam tersi bir ev ile karşılaşanlar uyardı.

İnternetteki her ilana inanmayın internet dolandırıcıları yine iş başında. Boş dairelerin fotoğrafını çekip satılık ev ilanı veren dolandırıcılar şüphe çekmemek adına kaparo istiyorlar. Evi satın almak isteyenlerden hesap numarası vererek para yatırmalarını talep eden dolandırıcılar parayı aldıktan sonra telefonu iptal edip ortadan kayboluyorlar.
sikayetvar.com’a gelen şikayetlere göre bu dolandırıcılık yöntemi ile birçok vatandaşın canı yandı. İşte benzer şikayeti yaşayanların şikayetleri şöyle:
Evi Görmeden Para Yatırmayın
“İnternetten satılık ev ilanlarını gezerken çok uygun fiyata sahibinden ev satıldığını gördüm. Dairenin fotoğraflarını incelediğimde ilan çok cazip geldi. Hemen verilen telefon numarasını aradım. Daireye çok fazla alıcının olduğunu ve eğer kapora yatırırsam evi bana satacağına inandırdı. Daireyi kaçırmak istemedim ve verdikleri hesap numarasına hemen parayı yatırdım. Parayı yatırdıktan sonra teyit ettirmek için tekrar aradığımda ulaşamadım. Daha sonra ise telefon numarası iptal oldu. Aynı evin fotoğraflarının kullanıldığı başka bir ilan gördüm verilen telefon farklıydı. Hemen aradım telefonlarımı açmadılar sonra o numaraya d ulaşamadım. Organize bir dolandırıcılık var aman dikkat. İnternetteki satışlara kanuni düzenleme getirilmesi lazım. Evi görmeden para yatırmayın.”
Evinin Fotoğraflarını Görünce Şok Oldu!
“İnternet tokatçılıklarına dikkat edin. İnternet üzerinden verilen sahte ev ilanları ile ne yazık ki binlerce kişinin canı yanıyor. Aylar önce evimi satmak için internete ilan vermiştim. Bugün internette kendi evimin fotoğraflarını bambaşka bir ilanda gördüm. İnsanları farklı evlerin fotoğraflarını yayınlayarak kandırıyorlar. Hemen ilanda verilen iletişim numarasını aradım. Karşıma çıkan kişi ilk önce inkar etti sonra pişkin pişkin ilandaki dairenin fotoğraflarını daha çekmedikleri için böyle bir uygulamaya gittiklerini belirtti. İlandaki fotoğrafın kaldırılmasını istedim. Bu bir yanıltmacadır. Araştırdığımda bu tür ilanlarla birçok vatandaşın dolandırıldığını öğrendim. Aman dikkat.”
Milliyet

Osman Özgüven başkanlıktan düşürüldü

Suyu 10 metreküpe kadar ücretsiz yaptığı için yargılanan ve beraat eden İzmir’in Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, başka bir davada 8 yıl 4 aylık hapis cezasının onanmasının ardından başkanlık görevinden düşürüldü. Özgüven’in yerine geçecek kişi konusunda Başkanvekili Yusuf Altıparmak’ın adı ön plana çıktı.




















Hapis cezasının ardından İsveç’e giden, cezasının onanması üzerine başkanlık görevi düşen Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven’in yerine kimin geçeceğinin arayışı sürüyor. Özgüven ailesi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, Başkanvekili Yusuf Altıparmak’ı destekliyor. Emekli öğretmen Altıparmak, parti grubunda da sevilen bir kişi olarak destek görüyor. Altıparmak’tan sonra adı en çok konuşulan bir başka isim Meclis Üyesi İsmail Tınay. Altıparmak destekçilerinin, adaylığını açıklayan Meclis Üyesi Sema Akıncı’yı ikna ettikleri öne sürüldü.
CUMA GÜNÜ BEKLENİYORDikili Belediye Meclisi, cuma günü yeni başkanını seçecek. Mecliste CHP’nin 7, Ak Parti’nin 3, MHP’nin 1 koltuğu bulunuyor. CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, adayın uzlaşma içinde belirlenmesi ve fire verilmemesi için perşembe günü Dikili’ye gidecek. Engin, dün gece Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın ile görüştüğünü ve durumu aktardığını belirterek, "Perşembe günü uzlaşma sağlarız, cuma günü de seçim yaparız. Arkadaşlarımızla konuşup değerlendireceğiz. En uygun kişiyi başkan seçeceğiz" dedi.


Suyu bedava dağıtan başkana hapis'Babam kaçmadı izin kullanıyor'Dikili'de Özgüven'e miting gibi destek

Gayrimenkul listesi dudakları uçuklatıyor!

İşte o gayrimenkuller...

Çınar ÖZER / ANKARA   12 Eylül paşalarının malvarlığını araştıran MASAK’ın raporuna göre, beş generalin gelin ve damatlarının üzerine birçok ilde çok sayıda gayrimenkul kayıtlı

MASAK’ın (Mali Suçları Araştırma Kurumu) Kenan Evren, Ali Tahsin Şahinkaya, Nurettin Ersin, Nejat Tümer ve Osman Sedat Celasun’un 1 Ocak 1977-24 Eylül 2012 tarihleri arasındaki mal varlıklarıyla ilgil hazırladığı raporda, emekli komutanların damat ve gelinlerinin “gayrimenkul zengini” oldukları ortaya çıktı. MASAK’ın, hazırladığı rapor, talep üzerine Evren ve Şahinkaya’nın yargılandığı 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkemenin taraf avukatlarına vermediği rapora göre, Evren’in kızı Miray Emine Evren’le evli olan damadı Maksut Süleyman Göksu’nun gayrimenkulleri şöyle:

- Ankara Çankaya’da 3 adet A.B.C. nolu betonarme kargir bina ve müşterekleri

- Erzurum Aziziye’de arsa

- Ankara Gölbaşı İncek’te imarlı 4 arsa

- Hatay Belen Karapelit’te 10 adet arsa

- İskenderun’da 7 adet arsa

- Marmaris Turunç’ta arsa 90 dubleks bina...

Evren’in diğer damadı Erkan Gürvit ise, İstanbul Sarıyer’de 41 bloklu kargir apartman ve arsası ile Şişli’deki rezidansa sahip.

Rapor’a göre, Şahinkaya’nın kızı Sema Şahinkaya ile evli olan damadı Mustafa Cemil Kartal, Kocaeli Gebze’de üzerinde kereste fabrikası olan tarla, Yalova Çiftlikköy’de 90 adet betonarme dubleks blok bina ve 3 adet betonarme tek katlı işyeri, kafeterya ve arsaya sahip olduğu, oğlu Serdar Şahinkaya’nın ise İstanbul Kadıköy’de daire sahibi olduğu raporda yer aldı.

Raporda Nurettin Ersin’in bir gelinin Ankara ili Yenimahalle ilçesi Çayyolu semtinde 14 bloktan oluşan kargir apartmana, bir başka gelininin İstanbul Bebek’te 4 katlı 13 mezkenli, bahçeli, kargir apartmana ve Etiler’de bir banka şubesinde 300 bin, 165 bin, 140 bin ve 156 bin liralık hesaba, eski gelininin ise İstanbul Beyoğlu’nda 6 katlı, 9 daireli kargir apartmana sahip olduğu belirtildi.

Osman Sedat Celasun’un bir gelininin, Ankara Çankaya’da 224 daireli, 5 katlı, 28 bloktan oluşan kargir apartmana sahip olduğu, Nejat Tümer’in gelininin İstanbul Etiler’de 543 bin, 126 bin, 81 bin liralık banka hesaplarına sahip olduğu belirtildi.

Ersin’in bir oğlunun, Ankara Ayrancı semtinde kargir apartman, Bodrum Gökçebel’de 29 blok, 169 bağımsız bölümden oluşan binalar, Bodrum Karakaya’da avlulu kargir eve, kızının Ankara Çankaya’da kargir apartman, Ankara Ayrancı’da kargir apartman, Bodrum Göçebel’de bahçeli 29 blok 169 bağımsız bölümden oluşan binalara sahip oldukları kaydedildi.

Haliç'e karşı çürüyor!

Mimar Sinan’ın Balat’ta inşa ettiği Ayakapı Hamamı, bakımsızlıktan harabeye dönmüş durumda. Kubbesinde incir ağaçlarının büyüdüğü hamam, bugünlerde kereste deposu olarak kullanılıyor. Fatih Abdülezel Paşa Caddesi üzerinde bulunan hamama sonradan ilave edilen eklentiler de, bu tarihi eseri tanınmaz hale getirmiş.
Hamamın bugünkü sahibi Hasan Yıldırım, Mimar Sinan’ın tarihi eserinin yıkılmak üzere olduğunu söylüyor. Restore ettirmek için maddi imkana sahip olmadığını belirten Yıldırım, Hamamın her geçen gün biraz daha yıprandığını dile getiriyor. Yıldırım, “Müracaatlarımız ne yazık ki karşılıksız kaldı. Hamamı tek başıma onaracak ekonomik gücüm yok. Bize ağır gelir. Hepimizin isteği bu tarihi yapının günümüze kazandırılmasıdır” diyor. Üç yıl önce hamamı 3 milyon dolara satılığa çıkarttığını ifade eden Yıldırım, “Bu fiyatı belgelere dayanarak çıkarttık. Hamamı satılığa çıkarttığımız için eleştirildik. Keşke bağışlayabilecek gücüm olsa da bağışlasam, ama yok. Sonuçta bu tapu, satın alınarak elimize geçti. Tapuyu bir yerlerden almadık” şeklinde konuştu.

AYAKAPI HAMAMI’NIN TARİHİ
TARİHİ hamam, II. Selim’in eşi Nurbanu Valide Sultan tarafından 1582 yılında Mimar Sinan’a yaptırılmış ve 1930’lara kadar da hamam olarak kullanılmış. Hamam tarih boyunca “Çıfıt Hamamı”, “Valide Sultan Hamamı”, “Havuzlu Hamam”, “Yenikapı Hamamı” gibi isimlerle anılmış. 1997 yılında ise, Mimar Sinan’a ait olduğu anlaşılmış ve tescillenmiş. Sadece erkeklerin kullanabileceği şekilde tasarlanan hamam, Yahudi inancındaki durgun suda banyo yapma geleneğinden hareketle içinde “çıfıt batağı” denilen özel bir havuza da sahip. Dış duvarları kesme taş ve tuğladan yapılan hamamın soyunmalık kısmının üzeri ise kubbe ile örtülmüş. Kubbe üstünde şu anda bulunmayan bir aydınlık fenerinin olduğu söyleniyor. (İstanbul/CİHAN)

27 Kasım 2012 Salı

Bu köydeki ev fiyatları yalılarla yarışıyor

Edremit Körfezi'nde bulunan eski Rum köyü Adatepe'de arsasıyla yıkık bir ev, manzarasına göre 1 milyon liraya varan fiyatlarla satılıyor
Kazdağları’nın eteklerindeki köyde, 300-400 bin liraya alınan yıkık bir evin Anıtlar Kurulu onayıyla mimariye uygun yeniden inşa edilmesi ise 1 milyon 300 bin liraya ulaşabiliyor. Evin, köyün mimarisine uygun restore edilip oturulabilir hale gelmesi için de yüz binlerce lira harcanabiliyor.
Kazdağları eteklerinde bulunan Adatepe, Rum ve Osmanlımimarisiyle yapılmış tarihi yapılarıyla biliniyor. Pers, Atina,Roma, Selçuklu ve Osmanlı hakimiyetlerini görmüş Adatepe, yüzyılların birikimini barındıran taş işçiliğin en güzel örneklerini oluşturan evleri, Arnavut kaldırımlarından oluşan yolları, ormanlık alanları, otantik yapısıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
DENİZ MANZARASI YOK
Özellikle 1989 yılında sit alanı olarak ilan edilmesinden sonra mevcut mimarisi korunan köy, Edremit Körfezi’nin kuzey ucunda, Ayvacık’a 35 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Bölgeye gidenler, Küçükkuyu beldesinin içinden rahatlıkla ulaşılan köye, körfezin eşsiz güzelliğini seyrederek ulaşıyor.
Selçuklu mimarisiyle yapılmış tarihi camisi, Taş Mektep’i de bulunan köy, günübirlik ziyaretlerle bile haftanın stresinden kurtulmak için önerilen cazip mekanların başında geliyor.
Deniz manzarası bulunmayan köyün, Alpler’den sonra dünyanın en fazla oksijen üreten Kazdağları’nın eteklerinde kurulu olmasından dolayı temiz havası, şehir stresinden uzaklığı, sessizliği ve otantik yapısıyla özellikle son yıllarda yüksek gelirli ailelerin gözdesi olduğu belirtiliyor.
1940’lı yıllara kadar 500 evin yanı sıra hamam, fırın, kahvehane, kunduracı, kasap, berber, zeytinyağı fabrikalarının bulunduğu ancak yaşanan göçün ardından parmakla sayılacak kadar binanın kaldığı köyün kaderinin, 1989 yılında sit alanı olarak ilan edilmesinden sonra değiştiği söyleniyor.
HARABESİ BİLE 1 MİLYON LİRA
1989’dan sonra kalıntıları üzerine köyün mimarisine uygun tekrar inşa edilen, bugün yaklaşık 300 haneye ulaşan köydeki evlerin fiyatlarının, gösterilen talebin etkisiyle ciddi rakamlara ulaştığı belirtiliyor. Fiyatları adeta İstanbul Boğazı’ndaki manzaralı villalarla yarışan evleri satın almak için yüz binlerce hatta 1 milyon liranın üzerinde parayı gözden çıkarmak gerekiyor.
Köyde her bina, Anıtlar Kurulu’ndan alınan onayla restore edilip, kullanılabilir hale getirilebiliyor. Adatepe’de 300-400 bin liraya alınan yıkık bir evin Anıtlar Kurulu onayıyla mimariye uygun yeniden inşa edilmesi, 1 milyon 300 bin liraya ulaşabiliyor.
Küçükkuyu’da emlakçılık yapan Ercan Kaymakçı, köyün özellikle İstanbul’un zenginlerinin gözde mekanlarından olduğunu belirterek, " Arsasıyla 220 metrekarelik bir yıkık binanın satış bedeli 350 bin lira. Köyde, sahip olduğu alana, manzarasına ve bulunduğu konuma göre yıkık binaların fiyatları 1 milyon liraya kadar çıkabiliyor" dedi.
AA

İstanbullunun geliri barınmaya gidiyor

İstanbullular, 2009-2011 döneminde gelirlerinden en fazla payı barınma giderlerine ayırdı.
a.a.
Ankara - Türkiye İstatistikKurumu'nun (TÜİK) Bölgesel Hanehalkı Tüketim Harcamalarıverilerinden derlediği bilgilere göre,İstanbulluların konut ve kira giderlerine ayırdığı pay, bu dönemde yüzde 32,6 olarak belirlendi.
 
İstanbul, toplam harcamalar içinde konut ve kiraya ayrılan pay açısından ilk sırada yer alırken, bu harcama kalemini yüzde 17,6 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 14,1 ile ulaştırma izledi.
İstanbul'un ardından harcamalardan konut ve kiraya en fazla pay ayıran bölgeler yüzde 26,7 ile Batı Anadolu ve Ege oldu.

Barınmada zengin-yoksul ayrımı yok

Gelir seviyeleri açısından değerlendirildiğinde de İstanbul'da yaşayanlar arasında en düşük gelir seviyesine sahip yüzde 20'lik dilimde yer alanlar, gelirlerinin yüzde 40,5'ini konut ve kiraya, en yüksek gelir elde eden yüzde 20'lik kesim de gelirinin yüzde 28,1'ini aynı harcama kalemine ayırdı.
Gıda ve alkolsüz içecekler yüzde 22,1 ile en yoksul kesimin ikinci harcama kalemi olurken, zengin kesimin harcamalarında ulaştırma yüzde 18,2 ile ikinci sırada yer aldı.

Alkol ve sigara harcaması eğitim ve sağılığı geçti

Öte yandan 2011 yılı sonu itibarıyla yurt genelinde en az harcama yapılan alanlar eğitim ve sağlık olarak gerçekleşti.
Doğu Marmara yüzde 2,2 ile toplam harcamalar içinde sağlık harcamalarına ayrılan pay açısından ilk sırada bulunurken, Doğu Marmara'yı yüzde 2,1 ile Batı Marmara, Ege ve Doğu Karadeniz izledi.
İstanbul ise yüzde 2 ile Batı Karadeniz ve Kuzeydoğu Anadolu ile beraber 3. sırada kendisine yer buldu.
Söz konusu dönemde sağlığa en az para harcayan bölgeler ise yüzde 1,8 ile Batı ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri oldu.
Eğitim harcamaları açısından değerlendirildiğinde İstanbul, bu kategoride yüzde 2,6 ile ilk sıraya yerleşirken, İstanbul'u yüzde 2,5 ile Batı Anadolu, yüzde 1,9 ile Doğu Marmara takip etti.
Kuzeydoğu Anadolu ve Batı Marmara yüzde 1,1 ile eğitime en az harcama yapan bölgeler olarak kayıtlara geçti.
Bu arada İstanbul'da yaşayan en zengin ve en yoksul kesimler arasındaki eğitim harcamaları açısından oluşan 3,8 puanlık fark dikkati çekti.
Buna göre, İstanbul'da yaşayan en yoksul yüzde 20'lik kesimin gelirlerinin yüzde 0,9'unu eğitim masraflarına ayırırken, aynı oran en zengin yüzde 20'lik kesim için yüzde 4,7 olarak hesaplandı.
Alkol ve sigaranın toplam harcamalar içindeki payı, tüm bölgelerde eğitim ve sağlık harcamalarını geride bırakırken, harcamalarda alkollü içecek ve sigaraya en fazla payı ayıran bölge yüzde 5,8 ile Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi oldu.

Bol yandaşlı dönüşüm

Toplam 20 yıl içinde yaklaşık 6.5 milyon konutun elden geçirilmesi planlanan kentsel dönüşüm projesi kapsamında çalışacak mühendis, mimar, şehir plancısı, uzman  ve avukatlar, KPSS yerine Bakan Erdoğan Bayraktar’ın belirlediği komisyon tarafından seçilecek.
Cumhuriyet Ankara Büro - Başta Devlet Memurları Yasası olmak üzere diğer çeşitli yasalardaki sözleşmeli personel çalıştırılmasına ilişkin hükümleri yok sayankarar uyarınca uygulamalarla ilgili konularda en az dört yıllık üniversite bitiren ya da denkliği tanınan yurtdışındaki üniversitelerden mezun olanlar sözleşmeli personel olabilecek. Bu çerçevede 150 mühendis, 75 mimar, 75 şehir ve bölge plancısı, 50 avukat ve 30uzman olmak üzere 380 kişilik bir kadro oluşturulacak.
Bakanlık, personel seçimi için KPSS yerine kendi çapında sınav yapacak. Sınav, bakanlık tarafından uygun görülecek zamanlarda gereksinim duyulan öğrenim dallarında yapılacak. Ancak Türkiyede ya da yurtdışında öğretim üyesi olarak görev yapmış olanların istihdamı için sınav şartı bile aranmayacak. Sınavın yapılması, sonuçlarının değerlendirilmesi, itirazların incelenerek karara bağlanmsı da komisyon tarafından yapılacak. Bu komisyon ise bakanın onayı ile belirlenen bir başkan ve dört üyeden oluşacak. Bakan ayrıca asıl üyelerin en az yarısı kadar yedek üye belirleyebilecek.
Sınavlar yazılı-sözlü ya da sadece sözlü olarak yapılabilecek. Sözlü sınavda adaylarda aranacak nitelikler de dikkat çekici. Adaylarda aranan temel özelliklerden biri de ikna kabiliyeti ve inandırıcılık olacak.
Ek mesai yok
Kararla alıncak personele devlet memurları için belirlenen çalışma süreleri uygulanacak. Ancak belirli bir sürede bitirilmesi gereken işler söz konusu olduğunda sözleşmeli personel fazla mesai yapacak, tatil günlerinde çalışacak. Bu çalışmalar karşılığında ayrıca ücret ödenmeyecek.

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var