14 Kasım 2012 Çarşamba

Ağaoğlu 'orman'dan atıldı!

Orman Bakanlığı, Ali Ağaoğlu'nun da hissedarı olduğu Fatih Ormanı işletmecilerinden AKC Petrol'ün sözleşmesini feshetti.
Haber: NURİYE DOĞU - nuriye.dogu@radikal.com.tr / Arşivi
İşadamı Ali Ağaoğlu’nun Maslak 1453 projesi için atını ormanda gezdirdiği reklamlarla başlayan tartışma, sözleşme iptaline kadar uzandı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı önce reklam çekimleri için izin alınmadığını açıklayarak sürece dahil oldu, ardından 9 Kasım 2012 itibariyle Fatih Ormanı B Tipi Mesire Yeri’nin işletmeciliğini yürüten AKC Petrol Ürünleri’nin sözleşmesini, idareden izin almaksızın bir başka gruba hisse devri yaptığı gerekçesiyle feshetti. Hisse devrinde usulsüz bir durum yaşanmadığını ancak yine de bunun kararını bakanlığın vereceğini belirten Ali Ağaoğlu ise gelişmeler üzerine, “Bu iptalin 1453 ile hiçbir ilgisi yok. Ormanı Hyde Park, Central Park gibi yapacaktım. Ama bakanlık iptal ediyorsa, alsın kendisi yapsın, hayırlı olsun. Gerekirse orada yaptığım yatırımları da kendilerine bağışlarım” dedi. 
‘Parkorman’a da baksınlar’ 
Fatih Ormanları’nın projeden tamamen bağımsız olduğunu ancak orada işletme hakkına sahip oldukları bölümü halka açarak park yapmayı planladıklarını belirten Ağaoğlu, “Bizim projemizi etkilemez. Ancak o zaman Parkorman’a da bakmaları lazım. Biz daha önce Parkorman için Serdar Bilgili ile görüşmüştük ancak parada anlaşamadık” diye konuştu. AKC Petrol’deki hisse devrini usule uygun olarak ‘iki yıl sonra’ gerçekleştirdiklerini iddia eden Ağaoğlu, bundan sonra bakanlık ne diyorsa yapacaklarını, 1453’te kendi yollarına devam edeceklerini söyledi. 
Süreç nasıl başladı? 
Her şey bir sabah 
TV kanallarında ‘Bu değil, bu olmaz’ diyerek beyaz atıyla ormanda hayalinin peşinde koşan Ali Ağaoğlu reklamları ile başlamıştı. Özellikle ağaç kesildi tartışmalarıyla sosyal medyada büyüyen tepki, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nı harekete geçirdi. Bakanlık “Fatih Ormanı’nda proje için herhangi bir tahsis söz konusu değildir.Tanıtım filmi için bakanlığımızdan izin alınmamıştır. Vatandaşlar yanıltılıyor” dedi. Ardından Ağaoğlu’ndan bir açıklama geldi: “320 bin değil tek bir ağaç dahi kesilmemiştir. İspat edilirse etek giyerim.” 
Devir ihaleye aykırı 
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın son hamlesine giden yol şöyle gelişti: 
Dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı Bölge Müdürlüğü ile AKC Petrol Ürünleri arasında 9 Aralık 2009 tarihinde Fatih Ormanı Tabiat Parkı ile ilgili olarak, ‘ İstanbul İli Fatih Ormanı B Tipi Mesire Kapı Girişi Ücretlerinin Tahsili ve Tesislerin İşletmeciliği ile Genel Saha Temizliği İşleri İşletmeciliği İhale Sözleşmesi’ imzalandı.Son günlerdeki tartışmalar üzerine Orman ve Su İşleri Bakanlığı inceleme başlattı. Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden, şirkette sermaye tutarı ve ortaklık durumunda değişiklik olduğunu öğrendi. Muammer Akıncı, Nurten Bayır’a ait hisselerin, 24 Aralık 2010 tarihinde Ali İbrahimağaoğlu’na devredildiği ortaya çıktı. 
İhale sözleşmesine göre ise işletmeciliğin ihale sürecinde ihaleyi alan gerçek veya tüzelkişilikler tarafından yürütülmesi gerekiyordu. İşletmeci söz konusu tesislerin ve sahanın tamamını, bağımsız bölümlerini veya herhangi bir bölümünü idareden izin almadan devredemez, ortak alamaz, amacı dışında kullanamaz.Yukarıda belirlenen kurallara aykırı ortak alınması durumunda ve bu durumun tespit edilmesi halinde hiçbir ikaza gerek kalmaksızın sözleşme feshedilir. Depozito ve teminatları gelir kaydedilir. Bu durumda işletmeci sözleşme konusu tesisleri ve sahayı idareye teslim edeceğini peşinen kabul eder. 
İdarenin bilgisi dışında ortak alınması durumunda idare sözleşmeyi fesheder. 
Bakanlığa devredilecek 
Orman Bakanlığı, sözleşmeyi 9 Kasım’da feshetti. Fesih, noter ile işletmeci şirkete de bildirildi. İşletmeci, 10 gün içinde tesisi ve sahayı boşaltarak hasarsız her türlü borçlardan ve işletme bedelinden borçsuz olarak karşılıklı imzalanacak devir teslim tutanağı idareye teslim edecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var