9 Kasım 2012 Cuma

Ağaoğlu 2. Kastelli mi?

Şişli Belediyesi CHP’li Meclis Üyesi Dursun Çaltı, halen davalık olduğu Ağaoğlu’nun Maslak 1453 projesini ve arazinin ihale sürecindeki pazarlıkları YURT’a anlattı. Çaltı, “İkinci Banker Kastelli olayı Ağaoğlu’yla gerçekleşecek” dedi.
HABER MERKEZİ (Caner TAŞPINAR)- Müteahhit Ali Ağaoğlu’nun “Maslak 1453” projesi kamuoyunda hukuksuzluklarıyla tartışılmaya devam ediyor.  Yıllardır Şişli Belediyesi Meclisi’nde cesaretle hukuksuzluklara karşı çıkan CHP’li Meclis Üyesi Dursun Çaltı Ağaoğlu’nun projesiyle ilgili kulislerde yaşanılanları anlattı.
İşte CHP’li Çaltı’nın çok konuşulacak ifadeleri:
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMİSİ’NE GİDECEĞİZÇaltı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) eski Meclis Üyesi Hüseyin Sağ, Ağaoğlu’nun Maslak 1453 projesinin yer aldığı araziye ilişkin İBB’ye ve Şişli Belediyesi’ne dava açtı. İstanbul 1. İdare Mahkemesi davayı reddederken Çaltı ve Sağ, temyiz dilekçelerini Danıştay’a gönderdi.
CHP’li Çaltı bu davaya ilişkin “Danıştay, yürütmeyi durdurma kararı vermezse biz bu davamızı önce Anayasa Mahkemesi’ne oradan da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağız” diye konuştu. Ağaoğlu’nun hem Büyükşehir Belediyesi’nde hem de Şişli Belediyesi’nde tüm isteklerini jet hızıyla geçirdiğinin altını çizen Çaltı, “Bu talana ve hukuksuzluğa izin vermeyeceğiz” dedi. Çaltı, Ağaoğlu’yla ikinci Kastelli olayı yaşanacağı iddiasında da bulundu. Çaltı, “Maket üzerinden dairelerin yarısı satılmış. Biz diyoruz ki bu ikinci Kastelli’dir. Çünkü hayal satıyor” diye konuştu.
KELEŞEOĞLU İHALEDE BİRİNCİ SIRADAYDI, ÇEKİLDİYURT’un 5 Kasım’da gündeme getirdiği “Ağa’ya Erdoğan kıyağı” manşetini doğrulayan Çaltı, şunları anlattı: “Ağaoğlu, almadan önce 322 dönümlük bu arsanın bir bölümü askeri alan, bir bölümü yeşil alan, bir bölümünde de gecekonducular vardı. İlk ihalede burayı Keleşoğlu İnşaat’ın sahibi Mustafa Keleşoğlu aldı.
AĞAOĞLU-ERDOĞAN DOLMABAHÇE GÖRÜŞMESİAğaoğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’la Ankara’da da Dolmabahçe’deki ofisinde de görüştü. Ağaoğlu, Başbakan’a burayı istediğini söylüyor. Bir gerekçe uydurularak Keleşoğlu’nun aldığı ihale iptal ediliyor. Gerekçe de şu, buranın askeri alan olması. Bu durum tapuda şerh yarattı ve Keleşoğlu ihaleden çekildi. Peki, Keleşoğlu İnşaat buna nasıl razı oldu? Ayazağa’da EVYAP’ın 300 dönümlük bir arazisi, Vadi İstanbul adıyla Keleşoğlu İnşaat’a verildi.”



AĞAOĞLU’NA VAR, GECEKONDUCUYA YOK!İhale Ağaoğlu’na kaldıktan sonra askeriyenin “Burada plan değişikliği yapılabilir” diye yazı verdiğini belirten Çaltı, “Sonra Ağaoğlu gecekonducuları topladı. Gecekonduculara ‘Yeşil Maslak Koru Kooperatifi’ diye bir kooperatif kurdurdu. Bu kooperatif sözde ihaleye girdi, burayı 11 milyon TL’ye Ağaoğlu aldı. Gecekonducuların talebine rağmen onlara izin vermeyen TSK, nedense Ağaoğlu’na bu izni verdi” dedi.
Çaltı, Ağaoğlu’nun araziyle ilgili sorunları çözdükten plan değişikliği için İBB’nin kapısını çaldığını ifade etti: “İBB öyle bir plan değişikliği yapıyor ki Ağaoğlu buraya 2.5 emsal alıyor. 2.5 emsal demek, 2.5 tan büyüklüğünün çarpımı kadar inşaat yapabilir demektir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden sonra Şişli Belediyesi’nden de bu geçirildi” dedi.
BANKER KASTELLİ KİMDİR?"Banker Kastelli" olarak tanınan Sürmeneli işadamı Abidin Cevher Özden, Türkiye'ye bankerliği ilk getiren kişi olarak biliniyor. 1980'li yıllarda çok sayıda insanın parasının battığı banker faciası "Banker Kastelli olayı" olarak hafızalarda yer aldı. 1982’ye kadar 550 bin kişiden 2.5 milyar dolar toplayan Özden, vatandaşların vadesi gelen ana para ve borçlarını "durgunluk" ve "kriz" nedeniyle ödeyemeyince yurtdışına kaçtı. Özden, 1982’de yurtdışında yakalandıktan sonra Türkiye'ye getirilerek tutuklandı. Davası uzun yıllar süren Özden, suçsuz bulundu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var