9 Kasım 2012 Cuma

Pişmiş aş insan evriminde büyük rol oynuyor


Besinleri pişirerek yemek insan beyninin evriminde büyük rol oynuyor...
İnsan, içlerinde, orangutan ve goril gibi canlıların da bulunduğu primat ailesinde, en büyük beyne sahip olma ünvanını taşıyor. Buna karşın, vücut büyüklüğü kıyaslandığında, goriller insanın üç katı cüsseye sahip olabiliyor. Evrimsel olarak birbirine yakın durumda bulunan primat üyeleri arasında ortaya çıkan bu özel durum bilim insanlarının araştırmalarında önemli bir yer tutuyor. İnsanın evrimi ve ilişkili olarak beynin büyüklüğündeki artış, insanın evrimleşmesi için önemli veriler barındırıyor.
Bu konuda yakın zamanda yapılan bir çalışma, primat beyinlerinin büyüklüğü ile vücut büyüklüğü arasındaki ilişkiye dair önemli ipuçları ortaya koydu. Brezilyalı bilim insanları tarafından yürütülen ve sonuçları Amerikan Bilim Akademisi dergisinin (PNAS) 6 Kasım tarihli sayısında yayınlanan çalışmada, beslenme şekilleri ve buna bağlı metabolik fonksiyonların beynin kütlesel büyüklüğünün şekillenmesinde belirgin bir etkisi olduğu ortaya kondu. Çalışmada özetle, insan beyninin enerji ihtiyacının, beyindeki sinir hücresi sayısıyla orantılı olduğu bilgisinden hareketle, beynin kütlesindeki artışın, insanın yiyecekleri pişirerek tüketmeye başlamasıyla oluşan beslenme biçiminden kaynaklandığı fikri savunuluyor.
İnsan beyni, dinlenme halindeki vücut enerjisinin yüzde yirmisini (%20) tüketirken, kütle olarak sadece yüzde ikisini (%2) kaplıyor. Buna karşın diğer primatlarda tüketilen enerji %9’a düşüyor. Beynin büyüklüğü ile bu işin enerji maliyeti arasındaki ilişkiyi ele alan araştırmacılar, beyin büyüklüğü ile canlı metabolizması arasında bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor.
Bu amaçla, 11 primat türünden veriler toplayan araştırmacılar, üç değişkenin karşılıklı ilişkisini incelediler: Vücut büyüklüğü, beyindeki sinir hücresi sayısı ve beslenme için harcanan süre (vücudun enerji alımı). Vücut büyüklüğü arttıkça vücudun enerji alımının arttığını gözlemleyen araştırmacılar, ikinci olarak, beyindeki sinir hücresi sayısıyla, enerji alımı arasındaki ilişkiyi incelediler. Belirli vücut büyüklüğündeki bir canlının elde ettiği enerji ile ne kadar sinir hücresinin ihtiyacının karşılanabileceğini farklı primat türlerinde inceleyen araştırmacılar, pişirilmemiş yiyeceklere dayalı bir beslenme biçiminde, vücut/beyin büyüklüğü ile elde edilen enerji arasında bir yenişme olduğunu ortaya koydular.
Aşağıdaki şekilde sonuçları özetlenen karşılaştırmada, grafiğin sol dikey ekseninde sinir hücresi sayıları verilirken, yatay ekseninde vücut büyüklüğü veriliyor. Bu karşılaştırmaya göre, beyin hücresi sayısı ilk etapta artış gösterirken, belirli bir tepe değere ulaştıktan sonra, vücut büyüklüğünün artmasına bağlı olarak azalmaya başlıyor. Bu ilişkide vücut büyüklüğü, beslenme için kullanılan zamana bağlı olarak da artış gösteriyor.
sekil1_0.jpg
İnsan türü dışındaki primatların beyin sinir hücre sayısı ve vücut büyüklükleri arasındaki ilişki
Ortaya çıkan bu tür bir kısıtlamanın, insan beyninin evriminde önemli bir itici güç olduğunu vurgulayan araştırmacılar, bu amaçla insan soyunda yer alan ama soyu tükenmiş diğer insansıların verilerini de kullanarak bu karşılaştırmayı tekrar yaptılar. Aşağıda sonuçları gösterilen, çiğ besin tüketimine dayalı yapılan bu karşılaştırmada Homo neanderthalensis (neandertal) Homo sapiens (insan) gibi primat türleri için 9 saati aşan beslenme süreleri gerekeceğini, Homo erectus ile başlayan homo soyunun vücut büyüklüğü ile sinir hücresi sayısını pişmemiş yiyecek tüketimine dayalı bir beslenme ile gerçekleştirmesinin mümkün olamayacağını vurguladılar.
sekil2_0.jpg
İnsan türü ve diğer soyu tükenmiş insansıların sinir hücre sayısı ve vücut büyüklükleri arasındaki ilişki. İnsan (H.sapiens) ve diğer insansıların (H.erectus, H.neanderthalensis ve H.heidelbergensis) çiğ et tükettikleri koşullarda, beslenme sürelerinin olağandışı düzeylere ulaştığı görülüyor (10 saat).
Sonuç olarak, insanın evrimi sürecinde besinlerin pişirilerek yenmesi, vücudun enerji kullanımında büyük bir avantaja dönüşüyor. Araştırmacılar, beslenme süresinin azalması ve besinlerden kalori temininin daha etkili hale gelmesinin yanı sıra, ortaya çıkan boş zamanın, sosyal ve bilişsel aktivitelerin gelişmesi için kullanılmış olabileceğini, bunun da beynin gelişimi yönünde pozitif bir itki sağlamış olabileceğini ifade ediyor.
(soL - Bilim)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var