Emlak Terimler Sözlüğü

Düzenleyen: Hayber Gürsoy


A



ACİR: Kiraya veren kimse
ADA: Çevresi kamuya ait cadde, sokak, yol, kanal, ark, dere, göl, deniz gibi doğal ve yapay sınırlarla, kadastro çalışma alanı sınırı ile veya Devlet Demir Yolları arazisi ile çevrili parseller topluluğuna kadastro adası denir.
ADİ KİRA: Kiraya verenin, belli bir ücret karşılığında bir şeyin kullanılmasını kiracıya bıraktığı sözleşme
AİLE KONUTU: Aile konutu, ailenin devamlı olarak ikametine ayrılan konuttur. Medeni Kanunun 19. Maddesinde aile konutunun bulunduğu yere "yerleşim yeri" adı verilmiştir. Buna göre; yerleşim yeri, bir ailenin sürekli kalmak niyetiyle oturduğu yerdir. Bir ailenin aynı zamanda birden fazla yerleşim yeri olamaz. Demek ki, bir ailenin birden fazla aile konutu olamaz. Medeni Kanunun 19. Maddesinde sözü edilen yerleşim yerindeki konut, "aile konutudur." Bir aile pek çok yerde konut sahibi olabilir, ancak bunlardan sadece birisi medeni kanunun aradığı anlamda aile konutudur.
AİLE YURDU: Bir kimsenin bir evi veya tarıma veya sanayiye elverişli taşınmazları eklentileri ile beraber ailesine tahsis ederek ailesini koruyucu bir tesis (yurt) oluşturmasıdır. Aile yurdu kurulduğu tapu kütüğünün şerhler sütununa yazılır (MK.386).
AKAR: Taşınmaz mal; kiraya verilen ve gelir sağlayan şeyler
AKİT: Tarafların karşılıklı beyanların alındığı resmi senet tanzimine tabi işlemine denir.
AKİTLİ İŞLEMLER: Tapu sicil müdürlüğünde resmi senet düzenlenerek yapılan işlemlerdir. Satış, bağış, taksim, ölünceye kadar bakma akdi, ipotek ve irtifak hakları akitli işlemlere örnek gösterilebilir. Tapu Kanununun 26. Maddesinde mülkiyet ve mülkiyet dışındaki ayni hakların kurulması ve devri için tapu sicil müdürlüğünde resmi senet düzenleneceği belirtilmiştir. Şahsi haklar için resmi senet düzenlenmez.
AKİTSİZ İŞLEMLER: Tapu Kanununun 26. Maddesinin dışında kalan, ayni hakların kurulması ve devri ile ilgili olmayan kişisel hakların şerhi, terkin, düzeltme, değişiklik, ayırma, birleştirme, mirasın intikali gibi hak sahibinin veya malikin tek taraflı iradesi ile tapu sicil müdürlüğünde yapılan işlemlerdir. Akitsiz işlemler için resmi senet yerine Tescil İstem Belgesi düzenlenir.
ALENİYET: Açıklık; kamuya açık olunması 
ANA SİCİLLER: Ana siciller tapu sicilinin asli unsurlarıdır ve şunlardan oluşur: a) tapu kütüğü b) kat mülkiyeti kütüğü, c) yevmiye defteri, d) resmi belgeler (resmi senet, plan, mahkeme kararı ve diğerleri)

APLİKASYON (YER GÖSTERME): Kadastro paftalarındaki parsel köşe noktalarının yeniden zeminde belirtilmesidir. (BÖHYY. 262. 19 Sy. M.83). Parselin zemindeki sınırlarının gösterilmesidir.
ALTYAPI: Mesken, iş veya diğer amaçlı kullanılan bina ve bölgeleri destekleyen kanalizasyon, yol, elektrik, su, gaz, telekomünikasyon ve arıtımdan oluşan yapı bütünüdür.
ANAGAYRİMENKUL: Kat mülkiyetine konu olan taşınmazın bütünü
ANAYAPI: Kat mülkiyetine konu olan taşınmazın esas yapı kısmı
ANAHTAR TESLİM: Bir yapının tüm gereç ve işçiliğinin yüklenici tarafından karşılanıp, bütünüyle bitirilmiş olarak mal sahibine teslim edilmesini öngören sözleşme şekli.
ANTRE: Bir binanın veya apartman dairesinin ilk girilen bölümü, giriş.
ANTREPO: Gümrüklere gelen ticari eşyanın konulduğu, korunduğu yer; ardiye; ambar 
ARAZİ: Sınırları yeterli vasıtalarla belirlenmiş, yatay ve düşey sınırları bulunan zemin parçasıdır.
ARAZİ-İ HARACCİYE: Haraca bağlı arazi 
ARAZİ-İ MEMLUKE: Mülk; timar toprağı; mülkiyet yolu ile tasarruf olunan yerler
ARAZİ-İ METRUKE: Halkın gereksinimi ve kullanımı için terk edilen arazi
ARAZİ-İ MEVAT: Hİç kimsenin tasarrufu altında olmayan ve halka terk ve tahsis edilmemiş bulunan,yüksek sesli bir kimsenin sesi işitilmeyecek derecede köy ve kasabalar gibi yerlerden uzak bulunan kıraç, taşlık gibi yerler
ARZAİ-İ MEVKUFE: Geliri belirli bir konuya tahsis olunan yer; vakıf olunmuş arazi
ARZAİ-İ MİRİYE: Devlete ait arazi
ARAZİ-İ ÖŞRİYE: Ürününden onda bir Devlet payı alınan ve üzerinde her türlü mülkiyet tasarrufları bulunan arazi 
ARSA:  Belediye sınırları içinde veya köy yerleşik alanlarında, belediye tarafından parsellenerek üzerine inşaat yapmak için ayrılan arazi parçası 
ARSA PAYI: Kat mülkiyetinde arsanın, kanunda belirtilen esasa göre bağımsız bölümlere ayrılan ortak mülkiyet payı 
AYNİ: Aynî - mala ilişkin; eşyaya bağlı; malın mülkiyeti ile ilgili; herkese karşı ileri sürülebilen 
AYNİ HAKLAR:  Üzerinde doğrudan doğruya mutlak egemenlik yetkisi veren ve herkese karşı ileri sürülebilen haklar  Kişilerin eşya üzerinde doğrudan doğruya hâkimiyetini sağlayan ve bu nedenle herkese karşı ileri sürülebilen haklardır.
B
BAĞIMSIZ BÖLÜM: Bir yapının Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerine göre bağımsız mülkiyete konu olan bölümlerden her biri.
BAHÇEKENT: Sağlık ve konfor koşullarına uygun bir yaşam sağlamak amacıyla tasarlanmış, tarıma ayrılmış bir toprak parçasıyla çevrili uydu kent.
BALKON: Bir binanın üst katlarından dışarıya doğru çıkmış, önü ve yanları korkulukla çevrili yer.
BA TAPU : Tapulu; tapu ile tasarruf olunan
BEYAN: Üçüncü kişileri aydınlatmak, bilgilendirmek ve özellikle uyarmak amacıyla tapu kütüğündeki özel sütununa işlenen taşınmazın hukuki durum ve akıbetini gösteren belirtmelerdir.
BEYANNAME: Bir makama veya kamuoyuna yapılan açıklama belgesi 
BANLİYÖ: Büyük bir kentin yakın çevresinde bulunan yerleşim birimi.
BİLİRKİŞİ: Çözümlenmesi özel veya bilimsel bilgiye dayanan konularda düşüncesine başvurulan kimse, uzman, ehlihibre, ehlivukuf, eksper
BLOKE ÇEK: Keşideci tarafından anlaşmazlığın çözümüne kadar ödemenin durdurulduğu çek türü
BONO: Bir kimsenin diğer bir kimseye veya onun emir ve havalesine, belirlenen vadede, belirli bir tutarı ödeme taahhüdünü içeren, özel biçim ve hükümlere tabi ticari senet; emre yazılı senet 
BÜTÜNLEYİCİ PARÇA: Bir eşyayı tamamlayan ve asıl eşya zarar görmeden ondan ayrılmayan parça. Bkz. Mütemmim cüz.
C
CARİ: Uygulanan; yürürlükte olan 
CEBRİ İCRA: Kendi istekleriyle borçlarını ödemeyen borçluların, borçlarını Devlet kuvveti ile ödemelerinin sağlanması; ilgili icra dairelerinin, (gereğinde) zor kullanarak, borçluyu borcunu ödemeye zorlamaları 
CEBRİ SATIŞ: Üzerinde haciz veya ipotek kaydı bulunan borçluya ait taşınmaz malın borcu tahsil amacıyla icra müdürlüğü veya alacaklı kamu idaresi kanalıyla satılarak, ihale alıcısı adına tescili işlemidir. Malikinin isteğine bakılmaksızın, resmi makamlar tarafından yapılan satım 
CEPHE: Bir binanın yüzlerinden her biri, özellikle ön yüz.
CEZAİ ŞART: Ceza şartı; ceza koşulu; alacaklının zararını karşılama şartı 
CİNS TASHİHİ: Tapu kütüğünde kayıtlı bir taşınmazı niteliğinin değiştirerek, bir başka nitelikteki tapu kütüğünde tescil edilmesine denir.
CİNS DEĞİŞİKLİĞİ: Bir taşınmazın cinsinin yapısız iken yapılı veya yapılı iken yapısız hale, bağ, bahçe ve benzeri iken arsa ve arazi, arsa ve arazi veya yapılı iken bağ, bahçe ve benzeri duruma dönüştürmek için paftasında ve tapu sicilinde yapılan işlemdir.
ÇIPLAK MÜLKİYET: Kuru mülkiyet - Yararlanma hakkı başkasının olan bir mal üzerindeki sahiplik durumu 
D
DAİRE: Yapılarda aynı çatı altında birden fazla yapılan bölümlerden her birine denir.
DENİZ TAPUSU: Kadastro ölçümüyle kaydedilen bu tapular tapu sicil müdürlüklerinde ada pafta şeklinde belirtiliyor.Tapularda çifte mülkiyet olarak belirtilen tapuların sahipleri hem özel kişiler hem de devlet olarak görünüyor. Dalyan tapular için 1971 yılında yapılan Su ürünleri Kanunu'nun 12. maddesi ile sürekli kullanım şartı getiriyor. Kanuna göre 5 yıl boyunca sürekli kullanılmayan dalyan ve voli yerlerinin devlet tarafından kamulaştırılacağı belirtiliyor. İstanbul Boğazı'nda 40 tane olmak üzere toplam 59 tane dalyan ve deniz tapusu bulunuyor.
DEPOZİTO: Bir sözleşmeden dolayı doğabilecek zararlara karşı verilen teminat; bir taahhüt sırasında yatırılan güvence parası
DERECE: İpoteklerin tescil edildiği sıralama. İpoteklerin bir birine üstünlüğü tarih ve yevmiye numaralarına göre değil, tapu kütüğünde işgal ettiği derece ve sıraya göre belirlenir. İpoteklerin diğer haklara üstünlüğü ise tarih ve yevmiye numarasına göre belirlenmektedir. Bkz.İpotek derecesi.
DEVRE MÜLK: Belirli devrelerde kişilerce kullanılarak belirli zaman içinde diğer halk sahiplerine devredilen mekâna denir.
DEVLETLEŞTİRMEK: Kamu yararı için devlete mal etmek, devlet eliyle işletmek, kamulaştırmak.
DEVRETMEK: Bir malın mülkiyetini, bir mal üzerindeki hakkı başkasına geçirmek
DÖNÜM: Eni ve boyu kırkar arşın olan eski bir yer ölçüsü, yaklaşık 1000 m2.
DUBLEKS: İki katlı, ikinci katına içten merdivenle çıkılan konut.
E
ECR-İ MİSİL: Emsal ücret. Bir malın kullanılmasından doğan yararların para ölçüleriyle takdiri 
EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİ: Eşler sözleşme ile hiçbir mal rejimini seçmemişlerse Medeni Kanun gereği eşler arasında uygulanacak yasal mal rejimidir (MK.218).
EKLENTİ: Bir konutun veya bir binanın kullanılış amaçlarından herhangi birini tamamlayan ya da kolaylaştıran yapı
EKSPERTİZ: Bir arsaya veya yapıya belli ölçütlere göre değer biçme işi.
ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ: Birden çok kişinin bir taşınmaz mal üzerinde pay oranları açıkça gösterilmeden malik olmaları demektir. Bkz.İştirak halinde mülkiyet.
EMLAK: Mülk ve maldan oluşan emlak kelimesi ev, arsa, bağ, bahçe, tarla ve arazi gibi taşınmayan malların orta adına denir.
EMLAK BEYAN DEĞERİ: Emlak Vergisi Kanununa göre genel beyan dönemlerinde taşınmaz maliki veya hissedarları tarafından belediyelere verilen emlak beyannamelerinde belirtilen değerdir. Bu değere kayıtlı değer de denir. Tapu harçlarına esas matrah hesaplanırken, bu değere sonraki her yıl için belirlenen yeniden değerleme oranı uygulanarak bulunacak değerden aşağı olmamak üzere taraflarca müdürlüğe bildirilen değer üzerinden harç hesaplanır.
EMLAK BEYANI: Şahıs, kurum ve kuruşlarca sahibi olduklarını ispatlayarak bulundukları bölgedeki bağlı oldukları belediyelere makbuz karşılığı verilen belgeye denir.
EMLAK VERGİSİ: Konusu bina ve arazi olup, bu bina veya arazi malikinin, intifa hakkı sahibinin, her ikisi de yoksa malik gibi tasarruf eden kimsenin, bina ve arazinin değeri esas alınarak kanunda belirtilen oranlara göre ödediği vergi 
EMLAK-İ SİRFE: Yeri ve üzerinde binalar ve ağaçları mülk olan taşınmaz mallar
EMSAL: Bir yapı veya konutun satış ya da kira bedelinin, benzerleriyle karşılaştırılmasıdır.
EMVAL: Mallar; mülkler 
EMVALİ MENKULE: Taşınır mallar;taşınabilir mallar 
ENKAZ: Bina yıkıntıları; yıkıntı; moloz; eski hayvanların bakiyeleri
ENKAZ BEDELİ:
EVKAF: Vakıflar
EVLİLİK BİRLİĞİ: Karı ve kocadan oluşan topluluk
F
FBK.: İpoteklerin tescilinde kullanılan fekki (terkini) bildirilinceye kadar anlamına gelen kısaltmadır. Alacaklının terkin istemi üzerine ipotek sicilden terkin edilir. Üç ay, bir yıl gibi süreli ipoteklerde de sürenin bitiminde ipotek müdürlükçe kendiliğinden terkin edilmemekte yine alacaklının talebi aranmaktadır.
FERAİZ: İlk Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği, 1926 yılından önce ülkemizde uygulanan mecelle isimli kanunun miras hükümleri. Feraizde taşınmaz malın tarla, bağ, bahçe, ev gibi vasfına göre kızların ve erkeklerin alacağı miras payları farklıdır. Genelde kızlar yarım, erkekler tam pay alır.
FERAĞ: Devir; devretme; bir hakkı birine geçirme; mirî veya vakıf arazinin yararlanma hakkının satışı  Sahiplik hakkını başkasına devredip ilişki kesme; bu iş için tapuda yapılan resmi işlem.
FESİH: Devam etmekte olan bir hukuki ilişkiyi, tek taraflı olarak ve ileriye dönük olmak üzere sonlandıran bozucu yenilik doğurucu irade beyanı 
FRANSIZ BALKONU: Döşemeye değin inen ve kapı gibi açılan, önü korkuluklu pencere.
FERAGAT: Bir haktan bedelli veya bedelsiz vazgeçme.
FOTOGRAMETRİK HARİTA: Uçak veya uydu ile çekilen fotoğrafların kıymetlendirilmesi sonucu oluşan, arazinin eğimini (eşyükseklik eğrilerini) de gösteren haritalardır.
FUZULİ İŞGAL: Bir taşınmaz malı sahibinin izin ve rızası olmadan ele geçirmek, kullanmak
G
GABARİ: Yapılacak bir binanın belediyece öngörülen azami yüksekliği.
GAİPLİK KARARI: Bir kimsenin ölümüne kesin gözüyle bakılacak bir durumda olmamakla beraber, ölüm tehlikesi içinde kaybolmuş veya kendisinden uzun süredir haber alınamamışsa mirasçılarının talebi üzerine mahkemece verilen ve kaybolan kişiyi ölmüş sayan karardır. Gaiplik kararı üzerine veraset senedi alınarak, mirasın intikali yapılabilir.
GASIB: Başkasının birşeyini elinden veya tasarrufundan zorla haksız yere alan kimse. gasp eden
GAYRİMENKUL: Arazi, arsa, bağımsız bölüm gibi bir yerden bir yere taşınamayan, yerinde sabit duran şeylerdir. Bu nedenle taşınmaz mal da denmektedir.
GAYRİMENKUL MÜKELLEFİYETİ: Bir taşınmaz malikinin, sahip olduğu mülkü nedeniyle ve özellikle o taşınmaz (gayrimenkul) teminat olmak üzere, diğer bir kimse lehine bir şey yapmaya veya vermeye zorunlu tutulması 
GAYRİMENKUL SATIŞ VAADİ: Kanunen resmi şekilde yapılması (noterlerce tasdik edilerek) gereken ve sözleşmede, taşınmaz sahibine, belli bir bedel karşılığı sahip olduğu taşınmazı, sözleşmenin diğer tarafına (alıcıya) satma yükümlülüğü, alıcıya da bedelini ödeme zorunluluğu getiren iki taraflı sözleşmedir. Buna göre yinede, gayrimenkul satışı ancak tapu dairesi eliyle yapılarak geçerli olduğundan noterde yapılan sözleşme taşınmaz gayrimenkulün satıldığı sonucunu değil sadece taşınmaz malikine taşınmazını sözleşmenin diğer tarafına satma mecburiyeti yükler. Bu sözleşme resmi şekilde yapılmamışsa, adı ne olursa olsun geçersiz olduğundan gayrimenkukün satımı sonucunu doğurmadığı gibi malike satma mecburiyeti de yüklemez. Ancak resmi şekilde yapıldığında taşınmazın alıcısı olarak sözleşmede görünen kişi bedeli ödediğini ispat ettikten sonra ve malik tapuda işlem yapmaya yanaşmıyorsa ya da ölmüş veya kayıp ise taşınmazın malikten alınarak adına tescil edilmesini mahkemeden talep edebilir.(tescile icbar) Bu durumda mahkemece ilk talep edilecek belge gayrimenkul satış vaadi sözleşmesidir.
GAYRİMENKUL TELLALLIĞI: Taraflar arasında (hiçbirine sürekli olarak bağlı olmaksızın), taşınmaza ilişkin sözleşmelerin (kira, satım vb.) yapılması hususunda ücret karşılığında aracılık etme mesleği; emlakçılık
GECEKONDU: Hazine arazileri üzerinde izinsiz ve yetkisizce çok kısa sürede yapılan derme GEÇİCİ ŞERH: Yapılacak olan bir tapu işleminde ayni hakkını ispat veya eksik belgesini tamamlaması için ilgilisine süre verilerek mevcut hakları tehlikeli bir gelecekten kurtarma düşüncesine dayanan bir hukuki müessesedir. atma kaçak yapılara denir.
GEÇİT HAKKI: Bir taşınmaz üzerinden başka bir taşınmaz malikinin geçebilmesi için kurulan bir ayni hak 
GİYDİRME CEPHE: Çok katlı bir yapıda, döşemelerin önünden geçerek devam eden, bunlara veya kolonlara asılan, taşıyıcı olamayan, çoğu camlı dış duvar.
GÖTÜRÜ: Bir yapı işinin baştan kararlaştırılan sabit bir tutar karşılığında bir yükleniciye yaptırılması ilkesine dayanan sözleşme türü.

H

HACİZ: Borçlunun, borcunu kendi arzusu ile ödememesi durumunda, alacaklının talebiyle, borçlunun (borca yetecek miktardaki) mal ve haklarına devlet aracılığıyla (icra dairesi tarafından) el konulması  Bir alacağın ödenmesi için borçlunun parasına, aylığına veya malına icra dairesi tarafından el konulması.İhtilaflı işlerden doğan pürüzün çözümü için konulan şerhe denir.
HACZETMEK: Bir alacağın ödenmesi için borçlunun geçim ve mesleğinde gerekli olan şeyler dışında kalan para, aylık veya malına icra dairesi el koymak 
HAKKI ŞUFA: Önalım hakkı
HAKSIZ İKTİSAP: Bir kimsenin malvarlığında, haklı bir nedene dayanmaksızın başka bir kimsenin malvarlığı aleyhine meydana gelen artma ya da azalmama durumu
HALEFİYET: ardıl, yerine geçme, yerine geçen
HARİTA: Coğrafya olgularının dağılımını bir plan üzerinde gösteren ölçekli çizimdir.
HASILAT KİRASI: Kiraya verenin, bir bedel karşılığında, hasılat veren bir malın veya hakkın kullanımını kiracıya bıraktığı sözleşme; ürün kirası.
HAYMATLOS: Vatansız, hiçbir ülkenin vatandaşlığında bulunmayan kişi.
HİSSELİ TAPU: Birden fazla kişinin sahip olduğu belgeye denir.
HİSSE: Bir taşınmaz malın tam mülkiyetinin bir kısmına karşılık gelen paydır. Müşterek ve iştirak halinde mülkiyette maliklerden her biri taşınmaz malın bir miktar hissesine sahiptir.
HİSSE TEVHİDİ: Bir taşınmaz malda hissesi olan bir kimsenin aynı taşınmaz üzerinde yeni bir hisse iktisap etmesi halinde önceki hisseyle sonra alınan hissenin birleştirilerek tapu kütüğüne tescil edilmesi demektir.
HİTAM: Son; bitim; tükenme; nihayet
HULUL: Gelip çatma; girme; borcun vadesinin gelmesi
İ
İBKA: Kalmış, bırakılmış;genellikle tapu üzerinde,kendinden öncekilerin miras bıraktığını ifade eder.
İCAR: Kiraya verme; kiraya verilme
İFRAZ: Tapu kütüğünde kayıtlı bir taşınmazın birden fazla parsel haline getirilmesidir.
İHTİYARİ İHALE: Bir idarenin kendi isteği ile 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre yaptığı ihale işlemidir. İhtiyari ihalede mülkiyet tescilsiz olarak kazanılmaz. İhale kararının kesinleştiği aranmaz. İhale taraflarının tapu sicil müdürlüğüne müracatı ile resmi senet düzenlenir. Bir borcun ödenmemesi nedeniyle icra dairesi, alacaklı kamu idaresi veya mahkemece yapılan satışlara ise cebri ihale denir.
İMAR AFFI: Kaçak yapıların ya da imar kurallarına uygun yapılara kaçak eklenmiş bölümlerin aklanması.
İPOTEK: Alacaktan kalan kısmı için konan şerhe denir.
İRTİFAK HAKKI: İki emlaktan diğerine geçiş hakkı tesisine denir.
İFRAZ: Tapu kütüğünde kayıtlı bir taşınmazın birden fazla parsel haline getirilmesidir.
İKAME: Yerine koyma; yerine kullanma; dikme;yerine geçme; kaim olma; dava açma
İKAMET ETME: Bir yerde yerleşme iradesi ve niyetiyle oturma.
İKAMETGAH: Bir kimsenin yerleşme kast ve niyetiyle oturduğu yer
İLAM: Mahkeme kararı demektir. Yargılama sonucunda mahkeme tarafından verilen karar yazılarak taraflara imzalı ve mühürlü olarak verilir. Bu yazıya “ilam” adı verilir. İlamın son bölümünde verilen kararın kesin olup olmadığı, karar hakkında hangi merciye kaç günlük bir süre içerisinde başvurma hakkınız olduğu yazılır. Karar ancak bu belirli süre içerisinde davanın tarafları kanun yollarına başvurmazsa kesinleşir. İlam yargı bildirisi,ilan edilmiş bağlayıcı karar demektir.
İLAMLI İCRA TAKİBİ: Para veya paradan başka bir şey içeren konularda, önce bir mahkeme ilamı alınıp, ilamlara özgü icra takibi yapılması.
İLAMSIZ İCRA TAKİBİ: Elinde bir mahkeme ilamı bulunmayan veya bulunmasına rağmen ilamlı icra yoluna başvurmayan kişilerin, alacaklarını elde etmek için başvurdukları icra yolu.
İNŞAİ HAK: Yenilik doğuran hak; bir hukuki durumun ortadan kaldırılması, değiştirilmesi veya yeni bir hukuki durumun yaratılması için kişinin kullandığı hak
İNTİFA HAKKI: Yararlanma hakkı; başkasına ait bir malda, kullanma ve ürünlerinden yararlanma yetkilerine sahip olmayı içeren irtifak hakkı çeşidi. Başkasına ait bir mal (hak) üzerinde, kullanma ve ürünlerinden yararlanma yetkilerine sahip olmayı içeren irtifak hakkı çeşidi.
İPKA: Kalma; yerinde bırakma; görevinde bırakma; yenileme
İPOTEK: Temin edilen bir kredi veya doğması muhtemel bir borca güvence olarak bir gayrimenkul gösterilmesi halinde borç miktarı kadar alacağın, varsa faizi ile beraber taşınmazın tapu kütüğünün ilgili sütununa tescili işlemidir. Hak sahibine, alacağını, bir taşınmaz malın değerinden elde etme yetkisini veren sınırlı bir ayni hak.
İPOTEK AKİT TABLOSU: İpoteğin kurulması sırasında tapu memuru tarafından düzenlenen ve ipoteğin durumunu gösteren resmi senet.
İPOTEK BELGESİ: Tapu sicil müdürlüğü tarafından verilen ve ipotek akit tablosunun özetini içeren belge.
İPOTEKLİ BORÇ SENEDİ: Taşınmaz rehini ile güvence altına alınmış kişisel bir hak nedeniyle, yetkili tapu görevlilerince ilgili taşınmaza değer biçilerek, taşınmaz değerinin bağlandığı (sürümünün kolaylaştırıldığı) kıymetli evrak.
İRTİFAK: Hacet talep etme; ihtiyaç duyma; yükümlenim
İRTİFAK HAKLARI: Bir taşınmaz üzerinde, bir kullanma ve yararlanmaya rıza göstermeyi veya mülkiyete özgü bazı hakların kullanılmasından kaçınmayı gerektiren ve diğer bir taşınmaz veya kişi yararına ayni hak olarak tesis edilen hukuki işlem.
İSTİMLAK: Kamulaştırma; Devlet veya kamu tüzel kişilerinin, kamu yararının gerektirdiği durumlarda, bedelin peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmazın tamamına veya bir kısmına kanunda gösterilen yöntemlere göre kamu yararına el koyması
İŞGAL: Tapu kütüğüne göre sahipsiz mal durumuna geldiği anlaşılan taşınmaz malları edinme yolu.
İŞTİRA: Alım hakkı; satın alma hakkı; hak sahibine istediği zamanda bir şeyin malikinden, o şeyin mülkiyetinin kendisine kararlaştırılan bedel karşılığında devrini isteme yetkisi veren hak
İŞTİRA HAKKI: Hak sahibine, istediği zamanda, bir malın malik
İŞTİRAK HALİNDE MÜLKİYET: Kanundan veya sözleşmeden ötürü birbirlerine ortaklık bağı ile bağlı bulunan kimselerin, bu ortaklıkları nedeniyle bir malın mülkiyetine elbirliğiyle sahip oldukları ve her birinin hakkının, o malın tamamını kapsadığı mülkiyet biçimi.
İŞTİRAKİN FESHİ: Miras veya diğer sebeplerle oluşan iştirak halinde mülkiyetin sona erdirilerek, hissedarlık (müşterek mülkiyet) esasına geçilmesi işlemidir.
İVAZ: Karşılık; bedel; eder; karşı bedel; mukabil eda; fiyat
İVAZLI AKİT: İki tarafa borç yükleyen sözleşme
İVASIZ AKİT: Tek tarafa borç yükleyen sözleşme
İZALE-İ ŞÜYUU: Herhangi bir malın kendisinin veya satılarak bedelinin paylaştırılması suretiyle, bu mal üzerindeki ortaklığın (paydaşlığın) giderilmesi.
K
KADASTRO: Her çeşit arazi ve mülklerin, alanını, sınırlarını ve değerlerini belirtip plana bağlama işi. Arazilerin ve arsaların yerini, alanını, sınırlarını ve sahiplerini belirtip plana bağlama işi.
KAT İRTİFAKI: Bir arsa üzerinde ileride kat mülkiyetine konu olmak üzere yapılacak ve yapılmakta olan bir veya birden çok yapının bağımsız bölümleri için, o arsanın maliki veya ortak malikleri tarafından, Kat, Mülkiyeti Konunu' na göre kurulan irtifak hakkıdır.
KÂGİR: Betonarme, ahşap veya kerpiç olmayan demektir.
KAMULAŞTIRMA: Devlet veya kamu tüzel kişilerinin, kamu yararının gerektirdiği durumlarda ve karşılığını (bedelini) peşin ödemek koşuluyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunda gösterilen usullere göre mülk edinmesi.
KANUNİ İNTİFA HAKKI: Kanun tarafından bazı kişilere tanınan ve hakkı doğuran olayın ortadan kalkmasıyla son bulan; hak sahibine, başkasına ait bir mal (hak) üzerinde kullanma ve ürünlerinden yararlanma yetkisi veren bir irtifak hakkı.
KANUNİ İPOTEK HAKKI: Kanunun öngördüğü bazı durumlarda, bazı kişilerin (kanun gereği) sahip olduğu ipotek kurma hakkı.
KANUNİ ŞUF’A HAKKI: Kanundan (müşterek mülkiyet hakkından) doğan ve hissedarlık (paydaşlık) devam ettiği müddetçe varlığını koruyan, hak konusu şeyin bir üçüncü kişiye satılması halinde hak sahibine o şeyi öncelikle satın alma yetkisi veren hak.
KAT KARŞILIĞI ANLAŞMASI: Taraflar arasında şekil, biçim adet (yüzde ) karşılığı bedel ödemeksizin Tapu Sicil Müdürlüğü'nce senet altına temlik şeklidir.
KOORDİNELİ ÇAP: Kadastro pafta üzerinde ilgili parselin koordinatlarının bulunduğu vesikaya denir.
KAT İRTİFAKI: Yapılmakta veya ileride yapılacak olan bir binanın yapımı borcunu ve bina tamamlandığında da kat mülkiyeti kurulması yükümünü doğuran bir irtifak hakkı.
KAT MALİKLAR KURULU: Kat mülkiyetine konu taşınmazdaki bütün kat maliklerinin oluşturduğu kurul.
KAT MALİKİ: Kat mülkiyeti hakkına sahip özel ya da tüzel kişi.
KAT MÜLKİYETİ: Bir yapının bağımsız bölümleri üzerinde kurulan, arsa payı ve ana gayrimenkuldeki ortak yerlerle bağlantılı özel bir mülkiyet hakkı.Bir ya da daha çok kişinin, bir yapının belirli bir bölümüne sahip olabilmesi.
KAYNAK HAKKI: Hak sahibine, bir başkasının arazisindeki kaynağın sularını almak ve kendi arazisine akıtmak (kullanmak) yetkisi veren bir irtifak hakkı.
KEFALET: Kefil olma; kefillik, bir kimsenin alacaklısına karşı, o kimsenin borcunun yerine getirilmesini sağlamak yükümlülüğü altına girmek.
KİŞİSEL HAKLAR: Kişinin maddi ve manevi tüm varlığı ile ilgili bulunan ve bu varlığın serbestçe geliştirilmesi amacına yönelik olan hak ve hürriyetlerdir
KONTRAT: Mukavele; sözleşme
KÜTÜK: Arazi, bağımsız bölüm, müstakil ve daimi irtifaklar ile bunların üzerinde kurulabilen hakların yazıldığı büyük boy defterlere kütük denir.
KURU MÜLKİTET: Bir mal üzerinde, (malikin sahip olduğu ayrıcalık ve yetkilere zarar gelmemek üzere) bir başkasına tanınan intifa veya sükna gibi fiili kullanma hakkının varlığı durumunda malikin sahip olduğu mülkiyet hakkı.
KROKİ: Bir bölgenin veya parselin üzerindeki yapı ve tesisleri de gösterecek şekilde bir altlığa yaklaşık biçimde çizimi.

L
LEBİDERYA: Kesintisiz deniz manzaralı daire.
LÜKS: Bir dairenin en temel öğeler dışında, konfora yönelik daha fazla detaylarla donatılmış olması.
M
MAHZURLU: Herhangi bir işlem veya uygulamaya elverişli olmayan.
MAHFUZ: Saklı,gizli
MAL BİRLİĞİ: Eşlerin, (evlilik sözleşmesinde birliğe dahil olmayacaklarını belirttiği mallar istisna olmak üzere) evlenme zamanında her birinin malik olduğu ve evliliğin devamı süresince mülk edindiği bütün malların dahil olduğu birlik üzerinde kocanın (karının şahsi malları hariç olmak üzere) mülkiyet hakkına sahip olduğu mal rejimi.
MAL ORTAKLIĞI: Eşlerin, ortaklığa girecek mal ve gelirleri sınırlandırmamış olduğu ve bunlar üzerindeki mülkiyet hakkını ortaklaşa kullanarak hiçbir payında bağımsızca tasarruf edemediği mal rejimi.
MALİK: Mülkiyet hakkı sahibi; bir şeye sahip olan kişi.
MAMELEK: Malvarlığı
MATRAH: Bir verginin miktarını belirtmek için esas alınan değer.
MECUR: Kiraya verilen şey;kiralanan
MENİ EDİM: Borçlunun bir şeyi yapmamak şeklinde icra edeceği edim türü.
MENİ MUARAZA DAVASI: Bir mal üzerinde;başka bir kimse tarafından ileri sürülen hak veya yapıların el atmanın önlenmesi isteğiyle açılan dava
MENKUL: Bir yerden başka bir yere taşınabilen, taşınır.
MERA: Bir veya birkaç köy veya beldeye ayrı ayrı veya ortak olarak,hayvanları otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya öteden beri bu amaçla kullanılagelen arazi
MERHUN: Rehnedilen mal
MER’İ: Yürürlükte;geçerli
MERKEZİ ISITMA: Bir binanın çeşitli bölümlerinin, bir merkezden borularla sevk edilen sıcak su veya buharla, ya da kanallarla sevk edilen sıcak hava ile ısıtılma sistemi.
MERKEZİ YERDE: Bina ya da konutun, bulunduğu semt veya kentin merkezi sayılan bölümüne; çarşı, pazar ve ulaşım araçlarına yakın olması.
MESKUN: İçinde insan oturan; oturulan; yerleşilmiş
MORTGAGE: Mortgage kelimesinin kaynağı faiz almanın çok büyük bir günah sayıldığı Ortaçağ İngiltere’sidir. Alacaklılar faiz alamadıkları için verdikleri borç karşılığı borçlunun taşınmazının zilyetliğini de teslim alıyorlardı. Alacak ödendiğinde söz konusu taşınmaz borçluya tekrar iade edilirken taşınmazın kullanım nedeniyle borçtan herhangi bir tenkisat(indirim,azaltma) yapılmamaktaydı. Böylece dolaylı olarak faiz alınmaktaydı. Borçlunun taşınmazı alacaklının elinde olduğu dönemde ölü bir yatırım olduğu için bu uygulamaya “ölü rehin” anlamına gelen “mort-gage” denilmiştir.
MÖBLELİ: İçinde eşyası bulunan daire.
MUACCEL: İvedi; peşin; vadesi (eceli) gelmiş; ödenmesi gereken hale gelmiş.
MUHAMMEN: Tahmin edilen
MUHDESAT: Bir arazi üzerinde arazi sahibinden bir başkasına ait bulunan yapı veya ağaç demektir.
MURİS: Kazandıran; veren; miras bırakan, ölümüyle, hakkında miras hukuku hükümlerinin uygulandığı kişi; miras bırakan.
MUVAZAA: Danışıklı işlem
MÜCAVİR: Komşu olan; yanında bulunan
MÜDAHALENİN MENİ: Taşınır veya taşınmaz bir mala karşı yapılan maddi elatma veya sataşmanın, ayni hakka dayanılarak önlenmesi.
MÜKELLEFİYET: Yükümlülük; bir kimseye veya bir şeye yükletilen yüküm; görev
MÜLKİYET HAKKI: Kişiye, kanunların öngördüğü sınırlar içinde, sahibi olduğu maldan ve malın hukuki ve doğal ürünlerinden yararlanma ve o mal üzerinde tasarruf etme yetkisi veren egemenlik hakkı.
MÜRTEHİN: Rehin alacaklısı; ipotek hakkına sahip
MÜRUR HAKKI: Geçit hakkı
MÜRURU ZAMAN: Zaman aşımı; bir davanın açılması veya hükmün yerine getirilmesi için kanunen belirli zamanın geçmesi
MÜSPET EDİM: Borçlunun, belli bir şeyi yapmak ya da vermek şeklinde olumlu bir davranış biçimi ile yerine getireceği edim türü
MÜSTAKİL TAPU: Tek konut için verilen tapu.
MÜŞTEMİLAT: Eklenti
MÜŞTEREK MÜLKİYET: Birden çok kişinin, kanun veya hukuki işlem nedeniyle, bir mala, fiilen bölüşmedikleri belirli paylar oranında malik olmaları.
MÜTEAHHİT: Taahhüt eden; yüklenici; belli bir inşaatı (eseri) yapmayı üstlenen
MÜTEKABİLİYET: Karşılıklılık
MÜTEKABİLİYET ESASI : Bir devletin, başka bir devletin vatandaşlarına uyguladığı hukuki veya fiili bir davranış biçimine karşılık, diğer devletin de aynı şekilde davranması.

MÜTEMEMMİM CÜZ: Tamamlayıcı parça; mahalli örf ve adete göre, bir nesnenin esaslı unsuru olan, o nesne yok edilmedikçe veya parçalanmadıkça yahut niteliği bozulmadıkça ondan ayrılması mümkün olmayan parçalar, o nesnenin tamamlayıcı parçasıdır.
N
NAZIM PLANI: Bir kentin haritaları üzerine çizilen ve arazi parçalarının kullanış biçimleri ile başlıca bölge tiplerini belirten, yani kentin gelecekte alacağı biçimi gösteren plan.
NİZAM: Binaların yan yana sıralanış düzeni; ayrık nizamda aralarında toprak parçası vardır; bitişik nizamda duvarları ortaktır.
NEV'İ: Türü, cinsi, vasfı. Tapu kütüklerinde bulunan nev’i hanesine taşınmazın bir vakıfla ilişkisinin olup olmadığı yazılmaktadır.
O
ORMAN KADASTROSU: Devlet ormanlarının, kamu tüzel kişiliklerine ait ormanların, özel ormanların ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayin ve tespit edilerek haritaya bağlanması işlemidir.
ORTAK YERLER: Kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulmuş binalarda bağımsız bölümler dışında kalıp, korunma ve ortaklaşa kullanma veya faydalanmaya yarayan yerlere ortak yerler denir.
OTOMASYON: Tapu ve kadastro bilgilerinin bilgisayar ortamına aktarılması suretiyle hizmetlerin tümünün bilgisayar yardımıyla vatandaşlara sunulmasıdır.
Ö
ÖLÇEK: Bir harita veya çizimde görülen uzunluklarla bunların imlediği gerçek uzunluklar arasındaki oran.
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA AKDİ: Taraflardan birinin, ölünceye dek bakma ve kendisini görüp gözetme koşuluyla, malvarlığını veya bir kısım malları öbürküne geçirme (intikal ettirme) borcu altına girdiği sözleşme.
ÖN BAHÇE DERİNLİĞİ: Binanın ön yüzünden kendi parselinin ön sınırına kadar olan en yakın dik uzaklık.
ÖN CEPHE: Yapının yola bakan yüzü.
P
PAFTA: 1. Üzerine proje çizilen levha. 2. Büyük haritaları meydana getiren ayrı parçalardan her biri. Kadastrosu yapılan yerlerin ada ve parsellerinin, belli ölçülerle çizilmiş haritaları.
PARSEL: Belli bir amaç için ayrılıp sınırlanmış arazi parçası, bir adanın parçalarından her biri.
PAYDAŞ:  Bir bütünün belli bir kısmından (paydan) yararlanan; hissedar.
PLAN: Belli bir yerin bir ölçekte kuşbakışı çizimidir.
R
RESTORASYON: Aslını bozmadan onarma.
RAKABE: Kuru mülkiyet, çıplak mülkiyet. Devri ve devir alınması olanaklı bulunan şeyin kendisi; örneğin tarla,köle gibi; mala(şeye) hakim olabilme kudreti; çıplak mülkiyet  
RAYİÇ: Sürüm değeri; geçerli olan
RAYİÇ DEĞER: Bir iktisadi kıymetin, değerleme günündeki normal alım-satım değeri; piyasa değeri.
REHİN: Bir borcun yerine getirilmemesi halinde, alacaklarının teminatı olmak üzere ve paraya çevirtme hakkıyla birlikte alacaklı lehine verilen taşınır veya taşınmaz mal güvencesi.
RESEN: Kendiliğinden
RESİM: Devlet daire ve kurumlarında görülen hizmet ve yapılan giderlerin karşılığı olarak, sadece o işle ilgisi bulunan kişilerden alınan bir gelir.
RESMİ SENET: Taşınmaz mülkiyetinin veya mülkiyetten başka ayni hakların kurulması ve devri için tapu sicil müdürlüğünde görevli bir memur tarafından düzenlenip, taraflar ve gerekiyorsa tanıklar tarafından imzalanan, müdürce imza ve mühür ile tasdik edilen resmi bir sözleşmedir.
RÜCU: Dönme; geri dönme; cayma; sözünden dönme; sözünü geri alma; bir ödemede bulunan kimsenin, bu bedeli, asıl ödeme yapması gereken kişiden istemesi;
RÜÇHAN: Öncelik; üstünlük; imtiyaz
RÜSUM: Resimler; devlet dairelerinde ve diğer kamu kuruluşlarında görülen hizmet ve harcamaların karşılığı olarak alınan vergiler

S
SAHİBİNDEN: Bir mülkün, arada herhangi bir aracı olmadan, doğrudan doğruya sahibi tarafından satışa veya kiraya sunulması.
SANDIK ODASI: Genellikle penceresi olmayan, evdeki fazla eşyaların konulabileceği küçük oda.
SELAMLIK: Eskiden büyük konaklarda erkeklerin bulunduğu ve erkek konukların alındığı bölüm.
SERVİS GİRİŞİ: Büyük binalarda yan hizmetler için kullanılan ikinci derecedeki giriş.
SIFIRDA: Yeni bitmiş ev, daire; hiç kimse tarafından kullanılmamış.
SOSYAL ALTYAPI: Sağlıklı bir çevre meydana getirmek amacıyla yapılması gereken eğitim, sağlık, kültürel ve yönetsel yapılar ile park, çocuk bahçeleri gibi yeşil alanlara verilen genel ad.
SÖZLEŞME: İki veya daha çok kişinin, aralarında bir hukuki bağ yaratmak, bu bağı değiştirmek veya ortadan kaldırmak amacıyla, karşılıklı ve birbirine uygun iradelerini beyan ederek yaptığı hukuki işlem; akit.
SÜKNA HAKKI: Bir evde veya evin bir bölümünde oturma hakkı veren kişiye bağlı bir irtifak hakkı; oturma hakkı, bir evde veya evin bir bölümünde oturma imkanı veren bir irtifak hakkı.
SÜREKLİ EDİM: Borçluyu belli bir süre, belli davranış ya da davranış biçimleri ile bağlı bulunmakla yükümlü kılan edim
STÜDYO: Aynı zamanda oturma, yatma ve yemek için kullanılan oda.

Ş

ŞAHSİ EDİM: Borçlunun bizzat bedeni ya da fikri gücü ya da yeteneği ile icra edeceği edim türü
ŞAHSİ HAKLAR: Ayni hakların aksine, herkese karşı ileri sürülemeyen haklar; kişisel haklar.
ŞALE: İsviçre çobanlarının kulübelerine ya da dağ evlerine verilen ad.
ŞİRVAN: Çatı arasında bulunan basık oda.
ŞAHSİ HAKLAR: Kişilere eşya üzerinde bir başkasının ayni hakkına dayanarak, hâkimiyet imkânı sağlayan bu nedenle sadece hukuki ilişkinin muhatabına karşı ileri sürülebilen haklardır.
ŞERH: Gayrimenkul malikinin temlik hakkının yasaklanması, kısıtlanması veya kişisel hakların kuvvetlendirilmesi amacıyla üçüncü kişileri uyarıcı mahiyette tapu kütüğünün şerhler sütununa yazılan hususlardır. Kişisel hakların, devir sınırlamalarının ve geçici tescilin, tapu siciline yazılmasını gösteren terim
ŞUFA HAKKI: Önalım hakkı; mükellefin, hakkın konusu olan şeyi bir üçüncü kişiye satması durumunda, hak sahibine tek taraflı bir irade beyanı ile satılan şeyin mülkiyetinin kararlaştırılan bedel karşılığında öncelikle kendisine devrini isteme yetkisini veren haktır, yenilik doğuran haklardandır.

T
TAHLİYE: Boşaltma; salıverme; serbest bırakma.
TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ: Kiracının, kiralananı belli bir tarihte boşaltacağına ilişkin yaptığı yazılı irade beyanı.
TAKYİT: Sınırlama; kayıtlama; şarta bağlama; kısıtlama
TAVANARASI: Çatı ile son kat döşemesi arasında kalan boşluk.
TEKNİK ALTYAPI: Elektrik, gaz, içme ve kullanma suyu, kanalizasyon, her tür ulaştırma, haberleşme ve arıtım gibi hizmetlerin sağlanması için yapılan tesisler ile açık ve kapalı otopark kullanışlarına verilen ad.
TEMİNAT: Belli bir hukuksal durumu (genellikle borcun ödenmesini) sağlamak için verilen garanti.
TERAS: 1. Oturup hava almaya yarayan, düz ve çevresi açık yüksekçe yer, taraça. 2. Üstü gezinmeye elverişli düz dam.
TERKİN: Silme; çizme; resmi kütük veya defterde yazılı bulunan bir konunun (şerhin) çizilmesi
TESCİL: Resmi kütük veya defterlere bir konunun (hakkın) yazılması, kayıt düşülmesi.
TEVHİT :Arapça kökenli bir sözcük olan Tevhit, birleştirme anlamına gelirken, tapu kütüğünün, ayrı sayfalarında kayıtlı, birbirine bitişik, iki ya da daha fazla parselin tek bir parsel numarası altında birleştirilmesi işlemidir. 1993/2 numaralı genelge ile Tapu Kadastro Müdürlüklerine başvurularak gerçekleştirilir.

TOPLU KONUT: Sosyal ve fiziksel altyapısıyla birlikte gerçekleştirilen çok sayıda konut birimini anlatmakta kullanılan terim.
TAPU: Arazinin belirli bir parçasının veya üzerine inşa edilmiş bağımsız bölümün malikini gösteren, tapu sicil müdürlüğünce verilmiş, aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli resmi bir belgedir
TEMELLÜK: Mülk edinme, mülk alma.
TEMLİK: Mülk olarak vermek, mülkiyeti bir bedel karşılığında başka birine nakletmek.
TRAMPA: Bir malın başka bir malla değiştirilmesidir. Değiştirilecek mallar taşınır veya taşınmaz mal olabilir.
U
UYGULAMA İMAR PLANI: Onaylı halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plandır.
UYRUK: Tabiiyet, bir ülkenin vatandaşı olmak.
ÜST HAKKI: Taşınmaz malikinin, bir başkasına, arsasının üstünde ya da altında inşaat yapma veya mevcut inşaatı koruma (ona sahip olma) yetkisi verdiği irtifak hakkı.
V
VAKIF: Gerçek veya tüzel kişiler tarafından yeterli mal veya hakları belirli ve sürekli bir amaca tahsis edilerek, mahkeme kararıyla kurulan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarına vakıf adı verilir.

VAKIF TAVİZ BEDELİ: Vakıf malların mülke dönüşümü tasarruf edene intikali için bir bedel öngörülmüş olup, bu bedele taviz bedeli denilmektedir.
VEFA HAKKI: Satanın, sattığı taşınmaz malı müşteriden geri satın alma hakkını saklı tutmasıdır. Vefa hakkı tapu kütüğüne şerh edilir.

VERASET BELGESİ: Mirasın, mirasçılara intikali için tapu sicil müdürlüğünce aranan, sulh hukuk mahkemesinden alınmış, vefat eden malikin mirasçılarının kimler olduğunu gösteren, hasımsız, aksi sabit oluncaya kadar geçerli bir belgedir.
VERESE: Mirasçılar

Y
YALI: Düzlük ve açıklık su kıyısına yapılmış köşk.
YAPI ALACAKLISI İPOTEĞİ: Bir yapıyı yapanların, o yapıdan doğan alacaklarını teminat altına almak için koydurdukları gayrimenkul rehni
YAPI KULLANIM İZİN BELGESİ: İskân belgesi
YASAL MAL REJİMİ: Edinilmiş mallara katılma rejimidir.
YENİ ARAZİ OLUŞUMU: Birikme, dolma, toprak kayması veya kamuya ait suların yatağında ya da seviyesinde değişme gibi sebeplerle sahipsiz yerlerde yeniden oluşan yararlanmaya elverişli arazidir.
YENİDEN DEĞERLEME: Vergi matrahının hesaplanmasıyla ilgili ekonomik kıymetlerin takdir ve tespiti; paranın değer kaybı gözönüne alınarak, bilançolardaki stoklar, sabit varlıklar gibi kalemlerde düzeltmeler yapılması.
YENİLEME: Teknik sebeplerle yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden veya eksikliği görülen tapulama veya kadastro paftalarının yenilenmesi ile buna uygun olarak tapu sicilinde düzeltmeler yapılması işlemidir.
YERLEŞİM YERİ: Bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. İkametgah.
YETKİ BELGESİ: Tapu Kanununun 2. maddesi uyarınca tapu işlemleri sırasında tüzel kişilerden istenen ve tüzel kişinin gayrimenkul tasarruflarına izinli olduğunu ve temsilcisinin kimler olduğunu belirtir belgedir.
YEVMİYE: Tapu siciliyle ilgili olarak tapu sicil müdürlüğünde yapılan her işlem ile red edilen istemlerin tarih ve sıra numarasına göre kaydedildiği deftere yevmiye defteri; bu defterden alınarak tapu kütüğünde yapılan tescil veya terkinin yanında belirtilen tarih ve numaraya da, yevmiye tarihi ve numarası denir.
YIKMA RUHSATI: Bir yapıyı yıkmak için ilgili belediyeden alınan izin; yıkma izni.
YOLA TERK: İmar planlarının uygulanışı sırasında taşınmaz mal maliklerince bedelli veya bedelsiz olarak imar planına uygun biçimde taşınmazın tamamının veya bir kısmının kamu yararına (yola, yeşil alana, parka) terk edilmesi işlemidir.

YÖNETİM PLANI: Kat mülkiyeti kurulmuş apartman ve sitelerde bina veya sitenin nasıl yönetileceğini, kat maliklerinin hak, borç ve sorumluluklarını düzenleyen ve tüm kat maliklerince imzalı olan bir belgedir.
Z
ZABIT DEFTERİ: Kadastrosu yapılmamış taşınmaz malların kaydedildiği ve üzerinde kurulacak hakların takip edildiği defterdir.
ZAMANAŞIMI: Bir hakkın kazanılması veya kaybedilmesi için geçmesi gereken hukukça öngörülmüş süre anlamına gelir.
ZAYÎ: Bir belgenin kaybolması veya yok olmasıdır. Tapu senedi veya ipotek belgesinin kayıp edilmesi halinde, zayiinden yenisi çıkartılabilir.
ZİLYETLİK: Bir eşya (mal) üzerinde zilyetlik iradesine dayanarak fiili hakimiyet kurma eylemine zilyetlik denir.
ZİRAİ İPOTEK: Tarım kredi kooperatifleri ile T.C. Ziraat Bankasından çiftçilerin talep ettiği kredilere karşılık teminat olarak taşınmaz malın gösterilmesi halinde tesis edilen ipotek işlemidir.
ZORUNLU DEPREM SİGORTASI: Mesken, ev, bağımsız bölüm nitelikli yerlerin, depreme karşı, yetkili sigorta şirketleri tarafından sigortalanmasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var