20 Kasım 2012 Salı

Öyle bir torba yasa hazırladılar ki çok tartışılacak!

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan 68 maddelik torba yasa, bugüne kadar pekçok kez kamuoyunun gündemine gelen ancak bir türlü hayata geçirilemeyen çok kritik düzenlemeler içeriyor

Gülümhan GÜLTEN / VATAN
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kamuoyunda çok tartışılması muhtemel, İmar Kanunu, Mera ve Orman Kanunu ile Kıyı Kanunu’nda radikal değişiklikler içeren Torba Yasa Taslağı hazırladı.

Kıyılara yeni bir imar affı getirilecek. Sahillerde 10 metreye kadar yapılaşmaya izin çıkacak. Evinin değeri artan devlete para ödeyecek. Site ve AVM’lerde mescit zorunlu olacak.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Yapı Denetimi Kanunu’nun yeni baştan yazılması amacıyla başlayan çalışmadan 68 maddelik bir torba yasa çıktı. Kısa süre önce taslağı tamamlanan torba yasa, İmar Kanunu, Mera ve Orman Kanunu, Kıyı Kanunu başta olmak üzere çok sayıda yasada kritik ve çok tartışmalı değişiklikler öngörürken, kamuoyunda büyük tartışma yaratacağı tahmin ediliyor. 2013 bütçesinin görüşmelerinin tamamlanmasının ardından en kısa sürede Meclis’e sevkedilmesi planlanan Torba Yasa Taslağı’nda bugüne kadar zaman zaman zaman gündeme gelen ancak bir türlü hayata geçirilemeyen bir dizi değişiklik öngörülüyor.
92’den önce yapılan kaçak yapılara af

Yasa taslağının en tartışmalı hükümlerinden biri kıyalarda 1992 yılına kadar yapılmış kaçak yapılara af getirmesi oldu. Buna göre yasa taslağı, özellikle kıyı ve sahil şeridinde 11 Temmuz 1992 tarihinden önce inşa edilmiş yapıların korunmasını ve bunlara yapı ruhsatı verilmesini öngörüyor.
Taslağın bu haliyle yasalaşması halinde, özellikle Bodrum, Antalya, Marmaris gibi turizm bölgelerinde çok sayıda yapı kaçak olmaktan kurtulacak, bu yapılara af getirilmiş olacak.

Kıyılar doldurulacak santral yapılabilecek

Kıyı Kanunu’nun “Yapı yasağı ve kıyıda yapılacak yapılar” başlıklı kıyıları koruyucu ve yapıları yasaklayıcı hükümleri değiştirilerek, sahillere artık enerji santrali kurulabilmesine olanak sağlanıyor. Mevcut yasadaki, “Kıyıda, imar planı kararı ile iskele, liman, barınak, yanaşma yeri, rıhtım, dalgakıran, köprü, menfez, istinat duvarı, fener, çekek yeri, kayıkhane, tuzla, dalyan, tasfiye ve pompaj istasyonları gibi, kıyının kamu yararına kullanımı ve kıyıyı korumak amacına yönelik alt yapı ve tesisler yapılabilir” hükmü genişletildi. Bu hükme, “Ulaşıma yönelik yapı ve tesisler ile park ve açık alan düzenlemeleri, üretim, teşhir, pazarlama, depolama ve yetiştirme tesisleri kamu kurum ve kuruluşlarında işletilen akaryakıt istasyonları ve enerji tesisleri” de eklendi. Böylece hükümet, yasal olarak da bir engel kalmayacağından kıyılara büyük depolar, istasyonlar ve en önemlisi enerji santralleri kurabilecek. Bu düzenleme, özellikle hükümetin nükleer santral projeleriyle ilişkilendiriliyor. Yine aynı taslakta, kıyıları doldurma ve bu alanı kullanma hakkı genişletilirken, Şehircilik Bakanlığı’nın yetkisi genişliyor.

Silahlı Kuvvetler’in arazileri Maliye’ye

Torba yasa taslağının 18. maddesiyle İmar Kanunu’nun 11. maddesinde değişiklik yapılarak, askeri bölgelerle ilgili radikal bir düzenlemeye gidiliyor.

Buna göre mevcut yasada imar planlarında meydan, yol, park, yeşil saha, otopark, toplu taşıma istasyonu ve terminal gibi umumi hizmetlere ayrılmış yerlere rastlayan yerler, Hazine ve özel idarenin teklifiyle belediyelere devredilebiliyor. Ancak bu durumdan “Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait gayrimenkuller ile askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ile ülke güvenliği ile doğrudan doğruya ilgili Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait harekat ve savunma amaçlı yerler” hariç tutuluyor. Yani askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ile ülke güvenliği ile doğrudan doğruya ilgili TSK’ya ait harekat ve savunma amaçlı yerlerin, Hazine ya da özel idarenin teklifi de olsa hiçbir şekilde belediyelere devredilmesi mümkün olamıyordu. Yeni taslakta ise, askeri yerlerin hariç olmasını sağlamayan hükmü kaldırıyor. Böylece “askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ile ülke güvenliği ile doğrudan doğruya ilgili Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait harekat ve savunma amaçlı yerler” de aynı prosedürle belediyelere devredilebilecek.

Meralar kentsel dönüşüme açılıyor

Bir veya birkaç köye ve beldeye hayvanlarını otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya öteden beri bu amaçla kullanılan araziler, yeni taslak bu haliyle yürürlüğe girerse, büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalacak. Köylünün mera alanları kentsel dönüşüm için Şehircilik Bakanlığı tarafından kamu yararı” gerekçesiyle alınarak, başka kurumlara tahsis edilebilecek.

Yeni taslakla, mevcut Mera Kanunu’nun “Tahsis amacı değiştirilmedikçe mera, yaylak ve kışlaktan bu Kanunda gösterilenden başka şekilde yararlanılamaz” hükmüne ekleme yapılıyor. Taslakta, kentsel dönüşüm için rezerv alan oluşturmak amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “kamu yararı” kararı alınarak, 15 gün içinde bu alanların mera vasfının değiştirileceği ve ilgili kurum ile kuruluşlara devredileceği, hüküm altına alınıyor.

Değeri artan evden ekstra yüzde 45 pay

Mevcut taslak, daha önce de gündeme gelen değer artış payının da hayata geçirilmesini öngörüyor. Buna göre yapılan yatırımlarla bir bölgedeki taşınmazlarda değer artışı olursa, o bölgede taşınmazı olan vatandaşlardan, artan değerin yüzde 45’i kadar para alınacak. Değer artış payı denilen bu paranın yüzde 30’unu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı alacak. Geri kalan yüzde 70’i plan değişikliğini onaylayan idareye aktarılacak. Ancak eğer plan büyükşehir belediye sınırları içindeyse, bu tutar büyükşehir belediyesi ve ilgili ilçe belediyesi arasında eşit olarak paylaştırılacak. Eğer değer artışına yol açan plan değişikliği bakanlıkça onaylanmışsa, değer artış payının tamamı bakanlığa ödenecek. 

Site ve AVM’lere zorunlu mescit

Yasa taslağının en dikkat çekici hükümlerinden biri de çok konut içeren sitelerde, mescit kurma zorunluluğu getirilmesi. Taslak bu haliyle yasalaşırsa, bağımsız bölümü 100’den fazla olan konut kullanım alanlarında, park ve spor alanı gibi mescit kurma zorunluluğu getirilmiş olacak. Taslakla, mevcut İmar Kanunu’na şu madde ekleniyor: “100’den fazla bağımsız bölümü bulunan konut alanlarında, alışveriş merkezi, işhanı, bür, yönetim binası gibi umumi ve resmi binalarda, sanayi tesislerinde düğün salonu , lokanta, gazino, sinema, tiyatro, müze, kütüphane ve kongre merkezi, yurt binaları, spor tesisleri gibi sosyal ve kültürel yapı ve tesislerde eğitim yapılarında hastane ve benzeri sağlık tesislerinde havaalanı liman terminal, tren garı, metro istasyonu gibi ulaşım yapı ile tesislerinde oteller ve benzeri turizm tesislerinde çalışanların ve müşterilerin ihtiyaçlarının amacıyla mescit, bebek emzirme yeri, çocuk bakım ve oyun alanı; milli park, tabiat parkı, bölge parkı, mesire alanı piknek alanı açık spor alanları gibi yerlerde ise mescit, bebek emzirme yeri ve umumi hela için gerekli mekan ayrılır.”

50 metrelik kıyı çizgisi 10’a iniyor

Bugüne kadar çok tartışma yaratan benzer düzenlemelerin Anayasaya aykırılık nedeniyle yüksek mahkemeden dönmesine rağmen, söz konusu taslakta radikal bir adım atılarak, sahil şeridi imara açılıyor. Mevcut Kıyı Kanunu’nda, “Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir” hükmü değiştirilerek, yeni taslakta sahil şeridinde, kıyı kenar çizgisine 10 metre mesafede yapılaşmaya izin veriliyor. Taslakta yer alan düzenleme şöyle: “Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar, kıyı kenar çizgisinden kara yönünde en fazla 10 metrelik mesafede genel olarak deniz seviyesine göre 5 metre yükselen yerlerde veya dar kıyılarda kıyı kenar çizgisine en fazla 20 metre, diğer alanlarda en fazla 50 metre yaklaşabilir.“

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var