30 Temmuz 2015 Perşembe

Karabağlar kentsel dönüşüm projesi rant için hazırlandı

 


Dönüşüm projesi rant için hazırlandı

 
 
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Karabağlar’daki 540 hektarlık alanın 101 hektarlık kısmıyla ilgili kentsel dönüşüm projesini açıkladı. Projelerin hazırlandığı süreçte kendi görüşlerinin alınmadığını dile getiren Karabağlılar projenin halk için değil rant çevreleri için hazırlandığını dile getirdi.
Sürece başından beri karşı olduklarını ifade eden Songül Gürsel, “Çünkü bizim dahil edilmediğimiz bir süreç. İnsanların görüşü alınmadı. Onun için baştan sonuna kadar direneceğiz, karşıyız. 1980’den bu yana ben burada ikamet ediyorum. Bütün iyi kötü anılarımız buralarda geçti. Burada tuvalet çukurlarında çocuklar boğuldu. Bunların vebalini kim verecek? O zamanlar neredeydiniz, asıl o zaman ihtiyaç vardı. Şimdi buranın hiç ihtiyacı yoktur. Gerçekten burada yaşayan halklar, bizler bugün burayı çok güzel bir düzeye getirdik” dedi.
Gürsel sözlerine şöyle devam etti: “İstemediğimiz bir şeyi bize zorla dayatmasınlar. Buradan seçilip de 26 milletvekili gitti. Şu riskli alandan mecliste önerge versinler, burayı önce riskli alandan çıkartsınlar. Buradaki halkların taleplerini dile getirsinler. Tek başına da olsa bir kişi de kalsak asla yerimizden yurdumuzdan olmayacağız.”
‘BİZ BU PROJEYE ONAY VERMEDİK’
Diğer bir Cennetçeşme sakini Bayram Yıldız da, “Sonuna kadar direneceğiz. Topluma sorulmayan hiçbir projeye onay vermeyeceğimizi defalarca söylemişizdir. Bundan sonra halkın olmayan bir projeyi buranın halkı kabul edemez. 30-40 sene burada oturan var. Biz  su bulamadık, dışarıdan su getirdik, araba bulamadık, yürüye yürüye çıkardık evlerimizi. Çocuklarımıza ekmek, yemek yediremedik, giysi giydiremedik, yeter ki bir barınak kuralım çocuklarımıza, çocuklarımız yaşasın diye” dedi.
‘ELİMİZDEKİ TEK VARLIĞIMIZ, EVLERİMİZ’
Ellerindeki tek şeylerin evleri olduğunu aktaran Yıldız şunları dile getirdi: “Başka bir şeyimiz yoktur. Yani bu toplum, burada yaşayan 85 bin kişinin bir tek geleceği yoktur. Bir tek evleri gelecektir. Onun için devlete de sesleniyoruz, halkın içinde olmadığı bir projeyi biz kesinlikle kabul etmeyiz. Riskli alan diyorlar, ben burada 40 senedir oturuyorum. Başka yerlerde deprem oluyor, evler çatlıyor. Bizim burada hiçbir şey olmuyor, biz hissetmiyoruz. Neden riskli alandır?”
‘AFET DEĞİL RANT SÖZ KONUSU’
Limontepe Salihomurtak Mahallesi sakini Zeynep Gökçe de, “Evlerimiz elimizden alınmak isteniyor fakat biz buna tamamen karşıyız. Çünkü İzmir Körfezi”ne hakim bir yer bölgede oturuyoruz. Evlerimizin bulunduğu yerler kayalık ve asla bir afet söz konusu değil fakat rant konusu maalesef gündemde” dedi.
‘HALK KORKUTULUYOR’
Fatih Kılıç (Cennetçeşme Sakini): Halkın gözünü korkutmak, yeni bir yer açmak, yeni inşaat şirketlerine peşkeş çekmek isteniyor burası. Halk burada memnun, kendi istediklerini her türlü şekilde yapabiliyor. Ben mesela apartmana alışmış bir insan değilim. Burda kendi evimiz var ve bize ‘Yasal olarak sizin daha önce bir hakkınız var, biz bu hakkı sizin elinizden alıyoruz, imarı bozmuşsunuz, size yeni bir  tabu vermiyoruz’ diye bir şey uyduruyorlar şu anda. Ama bunun yasal bir gerekçesi yoktur.
Yeter Demirsoy (Bahriye Uçok Mahallesi): 30 yıldır burada oturuyorum. Ben başka yerden değil evimin olduğu yerde ev verilmesini istiyorum. Benim 3 katlı evim var, karşılığında yine 3 katlı ev verilecekse kabul ederim, yok tutup da benim senelerce olan emeğime karşılık bir daire verirse ve de beni başka bir yere gönderirse ben razı gelmem. Herkes karşı bu dönüşüme. Evlerimizin yerine villalar yapacaklar. Kimsenin mağdur olmasını istemiyoruz.
Metehan UD
İzmir
www.evrensel.net
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var