Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) yaptığı şimdiye kadarki en kapsamlı küresel eğitim araştırmasında Türkiye 76 ülke arasında 41. sırada yer aldı.
Sıralamada ilk beş sırada Asya ülkeleri, son beş sırada ise Afrika ülkeleri var.
Singapur'un başı çektiği sıralamada, İngiltere 20'inci, ABD ise 28'inci sırada.
OECD yetkilileri, 76 ülkedeki sınav sonuçlarını temel alarak yapılan kıyaslamanın, eğitim ve ekonomik büyüme arasındaki bağlantıyı gösterdiğini söylüyor.
OECD Eğitim Direktörü Andreas Schleischer "Bu araştırmayla ilk kez küresel düzeyde eğitim kalitesini ölçtük. Amacımız zengin ve yoksul ülkelere kendilerini dünyanın eğitim liderleriyle kıyaslama fırsatı vermek, zayıflıklarını ve güçlü yanlarını görmelerini sağlamak ve eğitimde kaliteyi arttırmanın uzun vadeli ekonomik yararlarını göstermekti" dedi.
Listede başı çeken Singapur'un 1960'lara düşük okuma yazma oranlarıyla girdiğini söyleyen Schleischer, bu durumun ne kadar ilerleme kaydedilebileceğini gösterdiğini vurguladı.
ABD, Vietnam'ın gerisinde
Matematik ve Fen Bilimleri sınavlarından alınan sonuçlarla yapılan sıralamada OECD'nin görece sanayileşmiş ülkelerde yaptığı Pisa testlerinden çok daha kapsamlı bir küresel eğitim haritası görülüyor.
Dünya ülkelerinin üçte birinden fazlasının yer aldığı listede, İran, Güney Afrika, Peru ve Tayland gibi ülkelerin uluslararası alanda nasıl bir performans gösterdiği ortaya çıkıyor.
Listede ABD'nin başarılı Avrupa ülkelerinin gerisinde kaldığı ve Vietnam'ın da ABD'yi geçtiği görülüyor.
Liste OECD'nin Pisa testlerinin yanı sıra ABD'de uygulanan TIMSS testleri ve Latin Amerika'daki TERCE testlerini temel alıyor.
Araştırmadaki bulgular gelecek hafta Güney Kore'de yapılacak Dünya Eğitim Forumu'nda sunulacak. Forumda BM'nin küresel eğitime dair 2030 hedefleri belirlenecek.
Stanford Üniversitesi'nden Eric Hanushek ve Münih Üniversitesi'nden Ludger Woessmann'ın ortaklaşa yazdığı araştırma raporunda "eğitim standartlarının ülkenin uzun vadedeki refah üretimine dair güçlü bir gösterge olduğu" vurgulanıyor.
Raporda, "Kötü eğitim politikaları ve uygulamaları çok sayıda ülkeyi sürekli bir ekonomik durgunluğa sokuyor" deniyor.
Schleicher de "eğitimi geliştirerek elde edilecek ekonomik yararların çok büyük boyutlarda olduğunu" söylüyor.
Türkiye'nin büyüme potansiyeli 'yüzde 400'
Örneğin listenin sonundaki Gana tüm 15 yaşındakilerin temel kabiliyetlerini geliştirebilirse, ülkenin GSYH'si bu gençlerin yaşamı sırasında 38 kat artabilir. Türkiye'nin aynı koşullardaki büyüme potansiyeli ise yüzde 400'ye yakın.
Güney Kore'deki Dünya Eğitim Forumu dünya liderlerinin milenyum eğitim hedefleri koymasından 15 yıl sonra yapılıyor.
Tüm çocuklara ilkokul eğitimi sağlamak gibi milenyum eğitim hedeflerine tamamen ulaşılamadı.
Ancak toplantıda gelecek 15 yılı kapsayan yeni hedefler belirlenecek.
1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.
Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...
Avukat 1
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.
- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş
- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.
Papaz utana sıkıla mırıldanmış.
- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.
Avukat gülümsemiş.
- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.
Avukat 2?xml:namespace>
George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:
Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"
George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.
Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.
"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".
Avukat 3
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:
“İki kere iki kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
''Kaç olmasını istersiniz?''
Avukat 4
Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:
Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.
Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.
Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.
“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''
Avukat 5
Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat açtı ağzını:
“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti.
Sadece:
“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.
Avukat onun sözünü keserek devam etti:
“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”
Günün Sözü
Homo sum,humani nil a me alienum puto
İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder