10 Temmuz 2015 Cuma

Sare Davutoğlu: Kadına şiddet demek konuyu büyütüyor



















Sare Davutoğlu AKP’nin kadın politikalarına değindiği röportajda şiddet konusuna yaklaşımını “Kadına şiddet demek konuyu büyütüyor” sözleriyle ifade etti. 2015’te 141 kadının öldürülmüş olmasını dikkate almadı

Tayyip Erdoğan’ın “Kadına şiddet abartılıyor” ve Ayşenur İslam’ın “Kadın cinayetlerini sağır sultana duyurmaya gerek yok” sözlerinin ardından bir “kadın cinayetleri abartılıyor” söylemi de Sare Davutoğlu’ndan geldi. 2015’in ilk altı ayında 141 kadının katledilmesini kayda değer görmeyen Davutoğlu, kadına şiddet konusuna yaklaşımını “Kadına şiddet demek konuyu büyütüyor” sözleriyle ifade etti.
İşçi değil anne ölümü
Sare Davutoğlu Milliyet’e verdiği röportajda kadına yönelik şiddet konusuna ve Manisa’da iş cinayetinde hayatını kaybeden 13 mevsimlik tarım işçisi kadına değindi. Kadın cinayetlerini “kadın cinayeti” demenin artırdığını söyleyen Davutoğlu, işçi cinayetinin ise “anne ölümü” olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
AKP’nin kadını anne rolüne hapsetmesinin ve karşılıksız bakım emeğinin kadının temel rolü olarak görülmesinin bir yansıması “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı” iken; Davutoğlu’nun 13 işçi hakkında yaptığı açıklama da başka bir yansıması oldu. “Bu kazadaki ölümler de bir anne ölümü gibi değerlendirilmeli. O 13 kadınımızın ölümü, insan kaybının ötesinde bir şey ifade ediyor. Evlatları, eşleri, baktıkları yaşlılar var” diyen Davutoğlu, kadının esnek ve güvencesiz çalıştırılmasını AKP döneminde sağlanan bir başarı olarak ifade etti: “Kadın istihdamı ile ilgili çok şey yapıldı. Çocuk sahibi olmak kolaylaştırıldı. Hem işe devam etmesiyle ilgili hem belli alanlarla ilgili önleri açıldı. Evinde bir şey üreten her kadın aslında çalışıyor.”
‘Kadına yönelik şiddet büyütülüyor’
Davutoğlu, “Kadın cinayetleri dedikçe cinayetler neredeyse arttı, bana öyle geliyor” diyerek sorunun çözülmesinin ise şiddeti bütün olarak ele almakla mümkün olacağını belirtti. Özgecan’ın katledilmesinden sonra kadın cinayetlerinin arttığının tartışılmasına da AKP’li Öznur Çalık “Sadece görünürlüğü arttı” diyerek karşılık vermişti.
Aile Bakanlığı kadınları koruyor mu?
Birçok kadının koruma talep etmiş ve koruma verilmemiş ve birçoğunun da koruma altındayken öldürülmüş olmasına rağmen, Davutoğlu “Şiddet görüp, yardım istemeye gelenler oluyor mu?” sorusuna, “Mitinglerde yardım isteyenler oldu. Aile Bakanlığımıza bildiriyoruz” diyerek cevap verdi.
‘İşsiz kadın yok, kadınlar çalışmak istemiyor’
Türkiye’de 4 milyon genç işsiz kadının varlığını değerlendiren Davutoğlu, “Bu rakam işinden memnun olmayanları da kapsıyor. Belki bu 4 milyonun içinde hepsi çalışmak da istemiyor” diyerek bir kez daha kadınların olmaları gereken yerin “ev” olduğuna işaret etti.
‘Kadınların ev dışında çalışmasına gerek yok’
AKP’nin kadınların çalışma hayatına yönelik politikalarını da değerlendirdi Davutoğlu anneliği ve kadınların karşılıksız bakım emeğini yücelterek kadınların güvencesiz ve esnek çalışmasını şu sözlerle savundu: “Mikro kredilerle işini kurmuş çok kadın gördüm. Evinden çalışıp, ürettiği şeyi pazarlayan kadınlar gördüm. Çünkü kadının bazen evinin dışında para kazanması zor olabiliyor. Engelli evladı, yaşlısı olabiliyor. Bazen o noktaya getiriyoruz ki sanki her kadın evinin dışında da çalışmalıdır. O zaman çocuklarının annesi, ev kadını olarak katma değer üreten kadınlar da kendilerini kötü hissediyorlar.”



cumhuriyet.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var