31 Ekim 2012 Çarşamba

Sit alanları konusunda iki bakan el sıkıştı

Hem tarih hem tabiat açısından önemli 'sit'lerde yetki karmaşasına karşı iki bakan 'centilmenlik anlaşması' imzaladı. Tarihi Likör Fabrikası bu karmaşa sayesinde 1 ay içinde yıkılmıştı.
Radikal
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, sit alanları ile ilgili centilmenlik protokolü imzaladı. Tabiat varlıkları ile kültür varlıklarının çakıştığı sit alanlarında hangi koruma kurulunun karar vereceği tartışma konusuydu. Bu protokole göre kültür ve tabiat varlıklarının çakıştığı alanlarda kültür varlığı açısından bölge koruma kurullarının görüşü alındıktan sonra son söz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda kaldı. 
Kültür varlığının restorasyon , restitüsyon, rölövesi ile ilgili kararlar ise Koruma Kurulu’nca alınacak. İki bakan arasındaki 11 maddeden oluşan sözleşme tüm koruma kurulu üyeleri ile bölge komisyon üyelerine gönderildi. 

Topkapı Sarayı’nda son söz kimin? 
Yaklaşık 1 yıl önce kültür ve tabiat varlıkları koruma kurulları ikiye ayrıldı. Doğal sit alanları ile tescilli tabiat varlıklarının bulunduğu alanlarda imar, çevre düzenlemesi, yenileme gibi değişikliklere bakmak üzere tabiat varlıklarını koruma bölge komisyonları kuruldu. Kültür varlıkları, arkeolojik, tarihsel ve kentsel sitlere bakmak üzere ise kültür varlıkları bölge koruma kurulları oluşturuldu. Ancak hem doğal hem arkeolojik sit alanlarında kararı kimin vereceği belirlenmemişti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca hazırlanan bir genelge ile sit alanlarının çakıştığı noktalarda kararı tabiat varlıkları komisyonunun vereceği ilan edildi. 
Bunun anlamı şuydu; Topkapı Sarayı’nda bir restorasyon yapılacak olsa bahçesinde anıt ağaçlar bulunduğundan kararı kültür varlıkları değil tabiat varlıkları kurulu verecekti. Bunun en somut örneği Şişli Likör Fabrikası’nda yaşandı. Bina tarihiydi ama bahçesinde de anıt ağaçlar vardı. 2. No’lu Kültür Varlıkları Koruma Kurulu tarihi binanın yıkılmasına izin vermiyordu. Yıllarca kurul direnmişti ama iki sit alanı çakıştığı için yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı İstanbul Tabiat Varlıkları Komisyonu’na geçince tarihi fabrikanın yıkımına izin veren karar 1 ay içinde çıkmıştı.
Protokol deklare edildi
Çiftbaşlılık yaşanması, kültür varlıkları koruma kurullarının pek çok alanda sıkıntı yaşaması üzerine Kültür ve Turizm Bakanı Günay ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar bir araya geldi ve ortak protokol imzaladı. 11 maddeli protokol iki bakanlıkça kurul üyelerine deklare edildi.
Protokolde neler yapılacağı adım adım sayıldı 
İşte o protokol: 
Çakışan alanlara ilişkin başvurular öncelikle kültürel değerler yönünden ilgili koruma bölge kurulunca değerlendirilir. Kültürel açıdan alınan karar ile birlikte doğal değerler açısından da değerlendirme yapılarak koruma bölge komisyonunca nihai karar alınır.
Doğal sit alanında veya tabiat varlığı parselinde bulunan tescilli kültür varlığının rölöve, restitüsyon, restorasyon, rekonstrüksiyon projeleri, onarımı, tescil, tescil kaydının irdelenmesi vb. gibi doğal değerleri etkilemeyecek şekilde yapının kültür varlığı niteliğinden kaynaklanan müdahalelere yönelik işlemler için nihai karar ilgili koruma bölge kurulunca alınır.
Çakışan alanlarda kazı, sondaj ve temizlik çalışmalarına yönelik ilgili koruma kurulunca alınacak karar, Kültür ve Turizm Bakanlığı ’nca verilecek izin doğrultusunda gerçekleştirilir.
Ören yerleri hariç çakışan alanlarda 2863 sayılı kanunun 13. ve 14. maddeleri kapsamında satış, kiralama, tahsis, devir, intifa hakkı gibi konularda görüş; kültürel değerler açısından Kültür ve Turizm, doğal değerler açısından Çevre Bakanlığı’nca mülkiyet sahibi kuruma iletilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var