7 Haziran 2014 Cumartesi

İnşaat, konut ve Erdoğan’ın Faiz İndirim Telaşı


Balon şişiyor, şişmeye devam ediyor! Balonun inmeye niyeti yok!
Balon ekonomideki işlerin aslında iyi gitmediğinin işareti olarak, siyasetin yalanlardan örülü şalı ile üzerinin  örtüldüğünü, dünyanın bilmem kaçıncı istikrarlı ekonomisi olduğunun gerçekle bir ilgisi olmadığını görüyoruz.
Aç ölmez, gözü kararır; borçlu ölmez, benzi sararır.
Çalışabilir nüfusun yarısının asgari ücretle çalıştığı bir ekonomi, reel ücretlerde gerileme, sendikasızlaştırma, ucuz işçilikle kalkınma stratejisi, 2 milyonu aşan taşeron işçisi, özelleştirme ve taşeronlukla elde edilen aşırı kar hırsının getirdiği sonuçlar…
İşgüvenceniz yok! Bir sabah borçlu vatandaş işsiz!  Vatandaş gırtlağına kadar borçlandırılmış! Herkes ama herkes borçlu! Bir borç sarmalı, girdabı hızlı bir şekilde dönüyor!
Borçluya konut üretmek!
Kime konut üretiyorsunuz? Lüks, üst gelir gruplarına, zenginlere…  Bunların da yüzlerce konutu yatırım stoku yapacak halleri yok ya!
Görece bir istikrar görece bir zamanla sınırlıdır. O da geçiyor!...
Sizn anlayacağınız konutta tehlike var! Anlayana alarm zilleri çalıyor!
Konutta talep daralması denen bir olay yaşanıyor ve 1 milyon üzerinde konut fazlası var!
TUİK verileri bunu söylüyor.  Bundan bir süre önce Newyork Times yazdı.
Bu risk konut alıcılarından, inşaat firmalarına, bankalardan sokaktaki bakkala kadar herkesi etkileyecek gibi görünüyor.
Erdoğan iktidarının sürekliliğinin sebebi sayılan inşaat sektörü konutta yolun sonuna gelmiş görünüyor. Bu nedenle tıkanan kanallar, kentsel dönüşümle aşılmaya çalışılıyor ama bu tarafta da işler istendiği gibi gitmiyor.
İlk 4 aylık TUİk verileri ne diyor?
Konut satışları yüzde 7,5oranında gerilemiş…
Konut kredileriyle konut satışında düşüş yüzde 33’ü aşmış! Önceki oran 42 idi.
İnşaat sektörünün bankalara borcu 95 milyar!
Türkiye insanı şaşırtan değişikliklerin yaşandığı bir ülke!Yarın ne olacağı belli olmuyor. Bu borçla dönen çark bir bakmışsınız ki durmuş!
İstanbul’da konut fiyatları yüzde 65 artmış! Türkiye genelinde ise yüzde 48 artmış! Enflasyon ise yüzde 34 artmış! Gördüğünüz gibi hem Türkiye konuttaki prim artışı hem İstanbul’daki artış, enflasyonun üzerinde!
İstikrara bakın! Satış yok, reklam çok!
İşaat sektörü son 10 yılda aldığı krediler 23 katına çıkmış!
Şimdi siz; niye Erdoğan’ın Merkez Bankası’na baskı yaptığını anladınız mı? Faiz indirimi isteyerek inşaat sektöründeki riski atlatmak istiyor. Ama Merkez Bankası’nın faiz indiriminin bir yere kadar etkili olacağı, piyasanın artık iyice ısındığı, bunun da çok etkili olmayacağı söyleniyor.


Hayber Gürsoy
Gayrimenkul Danışmanı- Konut Değerleme Uzmanı- Mortgage Broker

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var