30 Kasım 2015 Pazartesi

Arkeolojik kazıda bulunan 800 yıllık tohumları eken sürpriz ile karşılaştı


Arkeolojik kazıda bulunan 800 yıllık tohumları eken araştırmacıları büyük bir sürpriz bekliyordu.

 
Kanada’daki Winnipeg Üniversitesindeki öğrenciler bir arkeolojik kazıda buldukları küpün içinden çıkan tohumları ekmeye karar verdiler. Büyük ihtimalle bir şey çıkmayacak derken karşılarında birden bire yüzlerce yıldır soyu tükenmiş olan bir bitkiyi ve de onun meyvesini buldular. Tohumların yenilebilip yenilemediğini bilemesek de karşılarına çıkan Kabak mükemmel tadıyla süper lezzetliydi.

Wisconsin'in Menemonee bölgesindeki kazıda bulunan çömlek, bu tohumlar çömleğin içindeydi.
Wisconsin’in Menemonee bölgesindeki kazıda bulunan çömlek, bu tohumlar çömleğin içindeydi.

İçerisindense bu 800 yıllık tohumlar çıktı.
İçerisindense bu 800 yıllık tohumlar çıktı.

Bütün hepsi filizlenmese de aralarından bazıları bu devasa ve soyu yüzlerce yıl önce tükenmiş kabağı üretti
Bütün hepsi filizlenmese de aralarından bazıları bu devasa ve soyu yüzlerce yıl önce tükenmiş kabağı üretti

Öğrenciler kabaklarına Get-e-Okosomin adını vermişler
Öğrenciler kabaklarına Get-e-Okosomin adını vermişler

Büyüklüğü hiç de fena değil
Büyüklüğü hiç de fena değil

Ayrıca artık tohum sıkıntısı da çekmeyeceğe benziyorlar
Ayrıca artık tohum sıkıntısı da çekmeyeceğe benziyorlar

Her arkeologa buldukları tarihi eserleri yemek nasip olmaz. Arkadaşları tebrik ediyoruz.
Her arkeologa buldukları tarihi eserleri yemek nasip olmaz. Arkadaşları tebrik ediyoruz.

bilimhayat

26 Kasım 2015 Perşembe

Kimler kiracıya tahliye davası açabilir?


6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun (GKKK) (K.mad.7/a) Tahliye davasında davacı Kiralayan, Kiralayan ölmüşse mirasçılarıdır. Kiralayan olmayan malikin dava hakkı yoktur. Davalı ise kiracıdır. Dava açma süresi; yazılı taahhüt tarihinden itibaren (1) aydır.

İhtiyaç Sebebiyle Tahliye nasıl yapılır?


 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun (GKKK)K.mad.7/b-c)
Ev veya işyeri sahibi kiralayan; kendisi veya eşi veya çocuklarının mesken veya işyeri ihtiyacı için kira sözleşmesinin bitiminden itibaren (1) ay içinde Tahliye davası açabilir.
Tahliye davası açabilmek için kiraya veren sıfatına sahip olmak gerekir. Bu davayı kiralayanın yanı sıra malik ve intifa hakkı sahibi de açabilir.

Tahliye davası kimlere karşı açılır?


Tahliye davası Kiracıya karşı açılır; eğer Kiracılar birden fazla ise, davanın hepsine birden açılması gerekmektedir.
Tahliye borcu, bölünebilecek nitelikteki borçlardan değildir. Kira sözleşmesinin bitiminden itibaren bir ay içinde dava açılacaktır.
Dava açılacağı daha önceden veya bir aylık süre içinde Kiracıya bildirilmişse, davanın bildirimini takip eden dönem sonuna kadar açılması mümkün hale gelecektir.
Dava açıldıktan  veya ihtar çekildikten sonra Kira parasının ihtirazı kayıtla alınıp alınmamasının önemi yoktur. Bu durumda Kira bedeli alınabilir.
Bu davada mahkemece aranacak en önemli husus ihtiyacın samimi olup olmadığı hususuolup, ihtiyaç iddiası her türlü delille ispatlanabilir.

Yeni ev sahibi ihtiyacı sebebiyle kiracıyı tahliye edebilir mi?


Konutun veya işyerinin satışı, el değiştirmesi durumunda yeni malik ihtiyacı sebebiyle kiracıyı tahliye edebilir mi?
6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun (GKKK) (K.mad.7/d) :
Bu davada yeni malik iktisap tarihinden itibaren bir ay içinde iktisap durumunu, ihtiyacını, tahliye isteğini ve aksi halde tahliye davası açacağını kiracıya bildirmek kaydıyla, gene iktisap tarihinden başlayarak altı ay sonra tahliye davası açabilecektir.
Diğer ihtiyaç sebebiyle açılan davada söylenenler bu dava içinde geçerlidir.

Aile Konutu Şerhi Yoksa Eşiniz Evinizi İzinsiz Satabilir Mi?

Eşiniz nakit sıkıntısı ya da üzerindeki borcu yüzünden yaşadığınız evi, sizin rızanız olmadan elden çıkarabilir ya da ipotek altına sokabilir. Aile konutu Şerhi, bu durumda devreye giriyor ve eşlerin mağduriyetini önlemek için bir yaptırım uyguluyor.

Eskiden kumar borçları yüzünden birçok insan bu nedenle evsiz kalabiliyordu. Şimdi durum bir nebze değişse de yine de eşlerden birinin, diğerinin haberi ya da rızası olmadan, yaşadıkları gayrimenkulü satıp yeni bir mağduriyet doğurmasına rastlanıyor. 

Boşanmaların bu kadar sık yaşandığı günümüzde, eşlerin mallarının paylaşımı konusu da oldukça gündemde. Peki bir boşanma halinde, ya da evlilik sırasında eşiniz, sahip olduğunuz mülkü satabilir mi, devredebilir mi? Hangi malları nasıl koruyabilirsiniz?

Siz sahip olduğunuz gayrimenkulü güvenceye almak için ne yapmak gerektiğini biliyor musunuz? YTT Uluslar arası Hukuk Bürosundan Avukat Mert Yalçın ve Avukat kortan toygar bize bu konuda rehberlik etti. İşte detaylar...

Bengü Öner: Aile konutu Şerhi nedir? Biraz açıklayabilir misiniz?


Ads by Keep NowAd Options
Mert Yalçın: Şimdi Aile konutu Şerhi, yeni medeni kanun 01/01/2002 tarihi itibariyle hayatımıza girmiş olan ve Türk Hukuku için devrim niteliğinde olan bir kavram. Çünkü eski gelenek ve göreneklerimize baktığımızda, modern Türkiye'nin geleneklerine uymayan bir takım kurallar vardı. Bu yeni kanunla beraber yeni bir düzenleme yapıldı. Aile konutu Şerhi, Türk Medeni Kanunu 194 maddesinde esas olarak düzenlenip, ilgili maddeleri de 240, 254 ve 652. maddeler. 194. madde der ki, "Eşlerden biri, diğerinin açık rızası bulunmadıkça, Aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini fesh edemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Şimdi bu emredici bir hüküm, aksi kararlaştırılamaz. 

Bengü Öner: Aile konutu Şerhi için aranan şartlar neler? Hangi şartlarda getirilebilir?

Mert Yalçın: Öncelikle evliliğin devam ettiğini kanıtlayan vukuatlı nüfus cüzdanı örneği ya da evlilik cüzdanı ile, konutun aile konutu olduğunu belirten muhtarlık kaydı ya da apartman yönetiminden alınan bir belge ile, tapu kadastro müdürlüklerinin aile mahkemesi kararıyla, bir konut üzerine aile konutu şerhi konulabilir. 

Benim şahsıma göre Aile konutu Şerhi koymanın temel nedeni, eşin, çocukların ekonomik olarak teminat altına alınmasıdır. Çünkü zamanında kumar borcu yüzünden evi ipotek verme olaylarıyla çok sık karşılaşıyorduk. Özellikle kumarhanelerin açık olduğu dönemlerde... Ayrıca, erkek egemen toplumdaki bu düzeni de bertaraf ediyor bu uygulama. Yani bu kanun tek taraflı bir işlem yapılmasını engelliyor.

Bengü Öner: Nasıl bir başvuruyla yapılabilir?

Mert Yalçın:  Yeni düzenlemeye göre Aile konutu Şerhi, tapuda eşlerden birinin, ilgili belgelerle birlikte başvurusuyla yapılabiliyor. Eskiden mahkeme emri isteniyordu şimdi ise çok daha kolay şekilde yapılabiliyor. 

Bengü Öner: Kiralanan konuta aile konutu şerhi getirilebilir mi peki?

Mert Yalçın: Şöyle konulabilir. Yine 194. madde der ki; "Kiralık gayrimenkulde, kiralayana yapılacak başvuru ile birlikte, diğer eş de kiracı konumundaki eş gibi sorumluluk alarak, o sözleşmenin tarafı olup; bundan sonra o konuta ilişkin yapılacak olan bildirimlerin her iki eş tarafından da yapılması sağlanabilir. Her iki eş de müteselsil yani ortak sorumlu olabilir.
Özellikle çalışmayan, evde oturan eş için Aile konutu Şerhi, bizim mutlak olarak tavsiye ettiğimiz bir uygulama. Çünkü sonuçları, ailenin refahı için etkili olabiliyor.

Bengü Öner: Bu şerhi uygulayan kişilerin kazancı ne olur?



Mert Yalçın: Kötü niyetli eşin izinsiz mal kaçırması bu şekilde engellenmiş oluyor. Boşanma durumunda eşler bu ortamı savaş alanına çevirebiliyor. Mal varlığı her zaman bir numaralı silahtır. Boşanmak isteyen eş, genel olarak -ani bir durum yoksa- son 3 ayını mal varlığı planlaması yaparak geçirir. Bunun en önemli şekli de mal varlığı transferidir. Biraz kurnazlık yapıp, 3 ay dişini sıkıp, yıllık gelirlerini borçlu halde bile teslim edebilir. Kendisini kredi borçlu gösterebilir. Bütün bunlar bir senaryonun parçası aslında. Aile konutu şerhi, ekonomik olarak güçsüz olan eşin korunması için çok önemli bir unsurdur. Varlığı özellikle Türk kadınına bir güvence teşkil eder. Azınlık da olsa Türk erkekleri de tabi ki yararlanıyor.

Bengü Öner: Bir taşınmazın aile konutu şerhi altına girmesi için hangi nitelikte olması gerekir?

Ads by Keep NowAd Options
Mert Yalçın: Aile konutu şerhi aslında yukarda bir kavram. Yargıtay’ımızın çok güzel kararları var. Yüce Yargıtay der ki; " konutun aile konutu olarak kabul edilmesi için, eşlerin çocukları ile birlikte yaşamaları zorunlu değildir. Kanunda her ailenin bir aile konutunun olabileceği kabul edilmiştir. Yazlık ev, yayla evi, dağ evi gibi ikinci nitelikli konutlar aile konutu olarak sayılmamaktadır. " Dolayısıyla burada konsantrasyonumuz, ailenin yaşam ve ortak oturma ihtiyacını karşılayan konut kavramı olacaktır. Yazlık evin, geçici yaşam olduğu için aile konutu şerhi kapsamına girmez. Kanun şunu da söylüyor, ortak yaşama dair apartman yönetimi ya da ilgili amirin bir deklarasyonu, beyanı ya da muhtarlıktan alınacak belge ibrazını zorunlu tutuyor. 

Bengü Öner: Evlilikten sonra alınan mallar, boşanma durumunda nasıl değerlendiriliyor?

Mert Yalçın: Çiftler 1/1/2002 tarihinden sonra evlendilerse, mal rejimleri, mal ortaklığı şeklinde değerlendirilir. Şu an, aksi kararlaştırılmadığı sürece evlilikle birlikte uygulanan mal rejimi, edinilmiş mallara katılım rejimidir. Yani evlilik birliği içerisinde tarafların edindiği mallar, miras gibi kendi özel malları haricinde olanlar, eşlerin yeni edindiği mallarda bir ortak yaşam var ise bir aile konutu
şerhi konulabilir. 



kortan toygar: Yalnız bir tane konuta, yaşanan konuta aile konutu şerhi konulabilir. 

Mert Yalçın: İkametgah ilmuhaberi istenmesinin nedeni de bu zaten.

kortan toygar: Ben bir ekleme yapacağım. Aslında bu kavramlar yaklaşık gibi görünse de ayrı kavramlar. Aile konutu şerhi, tamamen insanların oturduğu, yaşadığı evi koruyan bir şerh, mesela kiracıysa o sözleşmenin eşlerden biri tarafından fesh edilmemesi, sokakta kalmamaları için. Ya da sahip oldukları evleri, eşlerden birinin borcu yüzünde, nakit darlığı yüzünden ipotekle ellerinden alınmaması için uygulanıyor. 

Edinilmiş mallara katılım apayrı bir şey. 2002'den sonra evlilik içinde bir mal alınmışsa, bu ev, araba, arsa olabilir. Bir boşanma halinde bunlar eşlere eşit oranda paylaştırılır. 

Mert Yalçın: Toparlarsak, bizim tavsiyemiz, herkesin yasal haklarını bilmesi ve bunları uygulaması dolayısıyla daha rahat bir hayat sürmesidir.

Milliyet

Yeniden İnşa Veya Esaslı Onarım Sebebiyle Tahliye mümkün müdür?



6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun (GKKK)(K.mad.7/ç) :
6570 Sayılı Kanunun konuya ilişkin mad. 7/ç hükmüne göre taşınmazı yeniden inşa veya imar maksadıyla esaslı bir surette tamir, genişletme veya düzenleme için çalışma esnasında içinde ikamet veya faaliyet mümkün olmadığı fennen anlaşıldığı takdirde kira akdinin sonunda kiraya veren Tahliye davası açabilir.
Bu dava da kira süresinin bitiminden itibaren bir ay içinde açılmalıdır.
davayı kiralayan açar. Fakat ihtiyaç sebebiyle Tahliye davalarında olduğu gibi, kiralayan  olmayan malikinde bu davayı açma hakkı bulunmaktadır. Aynı şekilde bu dava için de önceden ihtar gerekli değildir.
Ancak gerekmemekle birlikte ihtarname gönderilmişse, bu durumda bu davada dönem sonuna kadar açılabilir. Bu davada en önemli özellik, yeniden inşaya, esaslı tamir ve tadilata ilişkin olarak hazırlanan tadilat projesinin mahkemeye sunulmasıdır.
Keşif sırasında teknik bilirkişiler, söz konusu tadilat sırasında taşınmazda kiracının bulunmasının fennen mümkün olmadığınıbildirilerse, mahkemece Tahliyeye karar veriliyor.
Dolayısıyla yapılacak tamir ve tadilatın esaslı surette olması ve bunlar yapılırken mecurda kiracının oturmasının fennen mümkün olmaması gerekmektedir.

Kirasını ödemeyen kiracı nasıl çıkarılır?


Kira sözleşmesine göre:
Her iki taraf da borç yükümlülüğü altındadır.
Ev sahibinin borcu evini kullandırma borcudur. Kiracının borcu da kullanma bedelidir.
Ev sahibi borcunu yerine getiriyor, kiracı da bu yeri kullanıyor,
Ama kiracı kullanma bedelini ödemiyor.
Bu durumda ne yapmak gerekir?
Sırasıyla yapılacak ilk şey kiracıya noterden bir ihtarname göndermektir.
 İhtarname ile kiracıya borcu olan kira bedelini ödemesi için 30 gün süre tanınır.
İhtarnamenin tebliğinden itibaren 30 gün kira bedelinin ödenmesi için beklemek gerekiyor. 30 gün dolduğunda kira hâlâ ödenmedi ise hemen sulh hukuk mahkemesine başvurup 'temerrüt' nedeni ile tahliye davası açacaksınız. Bu dava süresince kira yine ödenmezse ne olacak? Konu sadece tahliye talebi ise aynı şey tekrarlanacak.


Tahliye taahhütnamesi neden gereklidir?




Kiralayan kiracı ile tahliye taahhütnamesini neden yapmalıdır? kiracının herhangi haklı bir nedenle tahliyesi gerektiğinde:
Taahütname bir özgür irade beyanıdır. kiracı belirlenen tarihte herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın evi tahliye edeceğini kendi iradesi ile imza altına almış oluyor. Tahhüt başka bir kanıt ve niyet aranmasının gereksizliğini ortaya koyuyor. 
tahliye taahhütnamesini imzalayan ancak buna rağmen evi tahliye etmeyen kiracılar hakkında dava açılabilmesi veya icra takibi yapılabilmesi için, taahhüt tarihinden 30 gün önce kiracıya ihtar çekilmiş olması gerekiyor.  
 tahliye taahhütnamesinin noter huzurunda düzenlenmesi şartı gerekmemektedir...
tahliye taahhüdünün noterden yapılması bir yasal zorunluluk değildir. Adi yazılı şekilde verilen taahhüt söz konusu olduğunda tarihe itiraz edilmesi ve (eve veya dükkana henüz girilmeden verilen taahhüdün) baskı altında verildiği iddiası halinde Yargıtay noterde düzenlenmiş taahhüt aramaktadır. Bu anlamda elinizdeki taahhütnameye ve tarihine bir itiraz gelmez ise tahliye mümkündür.
 Mahkeme kararı:
'davalının kiralananda otururken verdiği tahliye taahhüdü serbest irade mahsulü olduğundan geçerlidir. Çünkü taraflar arasında bir kira ilişkisi bulunmaktadır ve davalı mecbur olmadığı halde tahliye taahhüdü vermiştir. Borçlar Kanunu 'nun 31. maddesine göre taahhüdün iptali de istenmediğinden davalı taahhüdün geçerliliğini kabul etmiş durumdadır.'
tahliye Taahhütnamesi Örneği


TAAHHÜT EDEN(KİRACI)

ADI SOYADI: 

...........................



TC KİMLİK NO: ...........................

MAL SAHİBİ (KİRALAYAN)

ADI SOYADI: ...........................

TCKİMLİK NO: ...........................

TAHLİYE EDİLECEK MECURUN ADRESİ: ..................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................

..................................................................................................................................................



TAHLİYE TARİHİ

......./........./......

Kiracıyı tahliyede en seri, en hızlı yol nedir?



İcra yolu… İcra takibi... Peki bu nasıl yapılır?

30 günlük ihtarı noterden göndermek yerine icra dairesinden 30 günlük ihtarlı ödeme emri göndermek en hızlı çözüm yoludur. Bunu icra yoluyla icra takibi yapmak suretiyle profesyonelce kiracıyı tahliye etmek mümkündür.

İcra takibi kesinleştiğinde bir taşla iki kuş vurulmuş olur.  Alacağın tahsili için haciz işlemi başlatmakla birlikte tahliye talebi ile dava açmak mümkün hale gelir. Bu yol biraz profesyonellik gerektirdiği için avukat marifetine ihtiyaç vardır. Bu yol kiracının tahliyesi için en kısa yoldur.

Burada şu soru akla gelebilir. ‘İhtarnamenin iki tane olması gerekmez mi?’ İki tane ihtarname olması gerekmiyor. Tahliye için tek bir ihtarname de yeterlidir. İki ihtarname ile de tahliye davası açılabilir fakat sözleşme kira döneminin sonunda açılabilir. Bu uzun zaman ister ve işlemi farklıdır.

Kiracı iki ihtarla tahliye edilir mi?


Bir Kira Yılı İçinde İki Haklı İhtar Sebebiyle Tahliye Yapılır mı?
6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun (GKKK) (K.mad.7/e)
Buna göre, kira bedelini ödemediğinden dolayı bir yıl içinde iki defa haklı olarak yazılı ihtarnameye sebep olan kiracı aleyhine kira sözleşmesinin  sonunda (hitamında), kiralayan tarafından tahliye davası açılması mümkün bulunmaktadır. Buradaki bir yıl tabiri bir kira yılı şeklinde anlaşılmalıdır İki haklı ihtar sebebiyle tahliye davası da, kira süresinin bitimini izleyen bir aylık süre içinde açılmalıdır. Bu dava için
a-Kiracının iki haklı ihtara sebebiyet vermesi,
b-Bu iki ihtarın bir kira döneminde ve bir yıl içinde başka başka aylara ait olması,
c-İhtarların muaccel olan kira bedellerini kapsaması,
d-Davanın kira süresinin hitamını takip eden bir ayın içinde açılmış olması gerekmektedir.

25 Kasım 2015 Çarşamba

Kiracının evi varsa tahliye nedeni midir?


kiracının veya eşinin aynı belediye sınırları içinde meskeni varsa tahliye davası açılabilir mi?
6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun (GKKK) (K.mad.7/son) göre:
kiracının kirada oturduğu yer ile aynı belediye sınırları içinde meskeninin bulunması halinde kiralayan her zaman tahliye davası açarak, kiracının tahliyesini isteyebilir. Bu dava süreye bağlı değildir. Ancak her zaman kiracının aynı belediye sınırları içinde meskeninin bulunması her zaman tahliye sebebi olamaz Gerçektende, bu hususta tahliye davasına muhatap olan kiracının sağlık durumu, sosyal, ekonomik ve kültürel şartları mutlaka dikkate alınmalıdır.

Örneğin romatizmal hastalıkları bulunan kiracının aynı belediye sınırları içinde çok rutubetli bir bodrum kata sahip olması, onun tahliyesi için yeterli sebep oluşturmayacaktır.
6570 sayılı K. mad. 7/2 hükmüne göre tahliye davasını açmaya sadece malikin yetkili olduğunu da belirtmeliyiz .
Oysa buraya kadar incelediğimiz tahliye sebeplerinde dava açma hakkı, kural olarak, kiraya verenlere tanınmıştı.
Ancak bu dava, malik tarafından her zaman açılabilecektir.
Demek ki malik sıfatına sahip olan kiraya veren, incelemekte olduğumuz tahliye davasını açmak için süresin sonunu veya iktisap tarihinden itibaren altı ayın geçmesini beklemek zorunda değildir.

Kiracı Fuzuli İşgal Sebebiyle Tahliye Yapılabilir mi?


6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun (GKKK) (K.mad.12)
6570 sayılı kanun, kira sözleşmelerinde aksine açıklama olmadıkça, kiralanan yerin kiracı tarafından başkasına kiraya verilmesine (alt kirayı) veya kiracının kiracılık hakkını devretmesini (kiranın devrini) caiz görmemiştir.
 kiracının terk ettiği taşınmazı başkasına herhangi bir sebeple işgal ettirmesi de yasaklanmıştır.
Fakat sözleşmenin asıl amacı itibariyle başkalarına kiraya verilmesi gereken veya mutat olan otel, pansiyon öğrenci yurdu gibi yerler ise, bu hükmün dışındadır. Ne var ki, taşınmazın tamamının başkasına kiraya verilmesi veya taşınmazın tamamı için kiranın devri gene yasak kapsamına alınmıştır.
İşte, belirtilen yasaklara aykırı davranılmışsa, taşınmaza kiracı veya devralan sıfatıyla girenler ya da taşınmazı herhangi bir sebeple işgal edenler aleyhine hiç bir ihtara hacet kalmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye davası açılabilecektir.
Bu takdirde devreden kiracıya akde aykırılıktan, işgal edene karşıda fuzuli işgallikten dolayı birlikte veya ayrı ayrı dava açılabilir.

Kira sözleşmesine aykırılık tahliye nedeni midir?



Kira sözleşmesine bir aykırılık varsa bu nedenle tahliye davası açılabilir mi? Borçlar Kanunu mad.256 ’ya göre:
BK md. 256 genel bir hüküm olup, hem BK, hem de GKKK kapsamına giren yerler için uygulanır. Bu maddeye göre kiracının akde aykırı davranması durumunda, kiraya veren süre sonunu beklemeden sözleşmeyi hemen feshedebilecektir. Malikin bu davayı açma hakkı yoktur.
Kiraya verenin bu yola başvurabilmesi için, evvela kiracıya akde aykırılığı gidermesini ihtar etmesi ve münasip bir mehil vermesi gerekir. Bu ihtar, herhangi bir şekle tabi değildir.
Eğer kiracı, kiralananı açıktan açığa fena kullanarak kiralanana daimi bir zarar verirse , ihtara da gerek yoktur.
Eğer yapılan ihtar amacına ulaşmışsa, yani kiracı ihtar üzerine, yani kiracı ihtar üzerine sözleşmeye ve kanuna aykırı davranışlarına son vermişse, artık kiraya verenin sözleşmeyi feshetme hakkı mevcut olmayacak, akde aykırılık giderilmediği takdirde ise tahliye davası açılabilecektir.

Temerrüt nedeniyle kiracıya tahliye davası açılabilir mi?



Borçlar Kanunu mad.260’ye göre:
kiracı muaccel olan kira bedelini altı ay ve ya daha fazla süreli kira sözleşmelerinde otuz günlük; daha az süreli sözleşmelerde altı günlük süre içinde ihtarname tebliğine rağmen ödemezse temerrüde düşmüş olur. Buna göre, kiraya veren, muaccel kira+bedeli-haberleri">kira bedelini ödemeyen kiracısına bir ihtarda bulunacak ve bu ihtarla hem ödeme için 30 günlük süreyi bildirecek, hem de süre sonunda sözleşmeyi feshedeceğini açıkça belirtecektir.
Ayrıca ödenmeyen kira miktarının da ihtarda gösterilmesi gerekir. kiracı, verilen mehilin sonunda kira borcunu öderse, mesele kalmaz. kiralayan ihtarnamede fazla kira talep etse dahi, kiracı ihtilafsız kira+bedeli-haberleri">kira bedelini 30 günlük süre içinde ödemek zorundadır. Aksi halde temerrüde düşecektir. Dava 30 günlük sürenin sonunda açılabilir. kira süresinin sonunu beklemeye gerek yoktur

Sürenin Dolması veya Feshi İhbar Üzerine Sona Erme ile Tahliye Olur mu?


Eğer kira sözleşmesi belirli süreli ise , süre bitiminde her iki taraf da sözleşmeyi sona erdirme imkanına sahiptirler.
Kira sözleşmesinin belirsiz süreli olması durumunda ise, sözleşmenin nasıl sona erdirileceği probleminde ise her şeyden önce taraflar arasındaki sözleşmeye itibar edilmiştir.
Eğer karşı tarafla ihbar-haberleri">feshi ihbar konusunda bir düzen kabul edilmiş ise, ona uyulacaktır.
Şayet taraflar arasında bu hususa değinilmemiş ise, belirsiz süreli kira sözleşmelerinin sona erdirilmesi şu şekilde olacaktır:
Mefruş olmayan apartmanlar, yazıhane, tezgah, dükkan, mağaza, mahzen, samanlık, ahır ve bu gibi yerler, mahalli adet başka bir dönemde tayin edilmiş değilse, altı aylık sürenin bitimi için ve her halde üç ay önce yapılması gereken bir ihbar ile feshedilebilecektir.
(BK262/2f) Mefruş apartman, yahut müstakil odalar yahut süknaya mahsus Mefruşat ancak bir aylık dönemin bitimi için ve iki hafta önce yapılması gereken bir ihbar ile feshedilebilecektir.
(BK262/2f2 Diğer menkul şeyler her istenilen zaman için ve üç gün evvel yapılması lazım gelen bir ihbar ile akdi feshedebilirler.

Kiracı nasıl çıkarılır? Kiracı nasıl tahliye edilir?


Kiracıların haklı nedenlerle kiraladıkları evden çıkarılması, tahliye edilmesi,  evi boşaltması her zaman karşılaşılacak sorunlardan biridir. 
Bu konuda ayrıntılı bir dosya derledik Aşağıda konu ile ilgili çözümler bulabilirsiniz. .
Kiracı tahliyesi 2 türlü olmakla birlikte nedenleri fazladır. Kiracının tahliyesi sözleşme sonrası bir tahliye taahhütnamesi imzalayarak söz konusu olabildiği gibi, kira sözleşmesinin süresinin sona ermesi veya kira süreci içindeyken ortaya çıkan bazı haklı nedenlerden dolayı da söz konusu olabiliyor.

Kiralayan ne demektir?


Gayrimenkulü kiralayan kiracıya kiraya veren kişiye kiralayan denir. kiralayan gayrimenkulün gerçek sahibi olabileceği gibi malik adına yetkili kılınmış biri de olabilir.
İki türlü kiralayan var: 
1-Malik olmayan 
2- Malik olan
Malikten, kiralayan yetkisi almak, yazılı şekle tabi değildir.
Sözlü de olabilir.
Uygulamada Malik Baba oğluna, malik eş karısına bu yetkiyi sözlü olarak verebilir. Geçerli kira sözleşmesi yapmak için malik olmak, gayrimenkulün sahibi olmak gerekmez. Vekaletname ile yada sözlü yetkili kılınmış kişi de olabilir. kiralayanın kiralanan gayrimenkulün sahibi olması gerekmez, yeter ki kiralananı kiralama hakkına sahip olsun... Bu bir emlakçı olabileceği gibi alt kirac%C4%B1-haberleri">kiracı da olabilir...

Kiracının kira süresi dolmadan tahliyesi mümkün müdür?




Kiralanan bir taşınmazı, kira süresi dolmadan önce kiracının tahliye etmesi halinde kira ilişkisi de kendiliğinden sona ermez. Her ne kadar kiracı taşınmazı tahliye etmiş olsa da kiracılık sıfatı devam etmektedir.

Kira döneminin bitiminden önceki yasal süreler içerisinde kira sözleşmesinin devam ettirilmeyeceği husus kiralayana bildirilmek zorundadır. Ancak her ne kadar bu durum bir zorunluluk olsa da, kiracı kira dönemi devam ederken haklı bir sebep ile taşınmazı tahliye etmek isteyebilir.
Bu durumda olan bir kiracı durumu ihtarname ile kiralayana bildirmek ve anahtar teslimini de yapmak zorundadır. Durumu kiralayana bildirmeksizin taşınmazı tahliye eden kiracı kira döneminin sonuna kadar olan kira ücretinin tamamından sorumludur.

Kiralanan taşınmazı, kira süresi sona ermeden Kiralananı tahliye eden ve durumu da ihtarname ile kiralayana bildiren kiracının iyi niyetli olduğu kabul edilir ve kiracının bu iyiniyeti hukuk tarafından korunarak, kira dönemi sonuna kadar ödemesi gereken kira parasından hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde indirim yapılmasını talep edebilir.
Kiralayanın ise, kendisine durumun bildirilmiş olması karşısında, taşınmazın kendisine teslim edilmediğinden bahisle ya da başka bir sebep ile kira sözleşmesinin devam ettiği iddiası ile kira parasının tamamının kendisine ödenmesini istemesi, Türk Medeni Kanununda düzenlenen dürüstlük kuralına uymamakta ve hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmektedir. Çünkü kendisine taşınmazın boşaltıldığı haber verilen kiralayanın taşınmazı kiraya verme gayreti içerisinde olması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilmiş olan durumlarda kiracı kira bedelinin ödenmesinden tamamen kurtulamayacağı gibi, kiralayan da kira ücretinin tamamını talep edemez. Bu durumda her somut olayın özelliğine göre mahkemece takdiri indirim yapılır.
adliyesarayı

50 bin kitap karar bekliyor


TÜBİTAK’ın yıl içinde Türk kültürüne ve manevi değerlere ters düştüğü gerekçesiyle 50 bin kitap için toplatma kararı vermesi yeni bir tartışma başlattı. “Yerlilik ve kültürel uyum” kriterlerine göre incelenen kitaplar sakıncalı bulunursa imha edilecek.

    
TÜBİTAK, 17-25 Aralık operasyonunun ardından popüler bilim kitaplarıyla ilgili yeni bir çalışma başlattı. Kurumdaki geniş çaplı yeniden yapılanmayla birlikte popüler bilim kitaplarına ‘yerlilik ve kültürel uyum’ gibi iki kriter getirildi. TÜBİTAK Başkanı’nın talimatıyla 2014 yılında yeni bir yasal düzenlemeye gidilerek özellikle yabancı eserleri Yayın Kurulu’nun titizlikle incelemesi dönemi başladı. 50 bin kitabın toplatılması ve satışının durdurulmasıyla alevlenen tartışma da yeniden yapılanma kapsamında gerçekleşti.

Buna göre özellikle çocuklara ve gençlere yönelik evrimle ilgili popüler bilim kitapları TÜBİTAK Yayın Kurulu’nun denetim ve incelemesinden geçiriliyor. Yerlilik ve kültürel uyum diye açıklanan iki kritere uymayan kitaplar için anında piyasadan toplatma kararı veriliyor. Yapılan incelemelerden geçemeyen kitaplar ise imha ediliyor. Alınan bilgiye göre 2015 yılında toplatılmasına karar verilen 50 bin kitabın akıbeti henüz belli olmadı. Yayın Kurulu’nun incelemelerinin ardından bu kitaplar sakıncalı bulunursa imha edilecek.

Uygulama devam edecek
Toplatıldığı için kamuoyunu ayağa kaldıran bu kitaplarda bir olumsuzluğa rastlanmazsa piyasaya yeniden sürülecek. Söz konusu uygulamanın bundan sonra da devam edeceğine dikkat çekilirken, iki kriter kapsamında Türk kültürüne ve manevi değerlere ters düşen kitapların piyasadan toplatılabileceği belirtiliyor.

Darwin de sansürlenmişti
TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Dr. Çiğdem Atakuman, Evrim Teorisi’nin kurucusu Charles Darwin’i dergide kapak konusu yaptığı gerekçesiyle görevden alınmıştı. Atakuman, Bilim ve Teknik Dergisi’nin Mart 2009 sayısının kapak konusu olarak belirlediği Darwin’le ilgili yazılara yer vermişti. Ancak dergi basım aşamasındayken son anda bu yazılar dergiden çıkartılmıştı. Darwin’in yerine Küresel İklim Değişikliği kapak konusu olarak belirlenmişti.
(HÜRRİYET)

Cumhuriyet ve Yıldıztabya mahallelerinde “riskli alan” kararlarına yürütmeyi durdurma!


Mahalleler Birliği’ni kurucuları arasında yer alan Sultangazi ilçesi Cumhuriyet ile Gaziosmanpaşa ilçesi Yıldıztabya mahallelerinin dernekleri öncülüğünde verdikleri hukuki mücadelede önemli gelişme yaşandı: Danıştay iki mahalle için de “riskli alan” ilanına “yürütmeyi durdurma” kararı verdi. 
Cumhuriyet mahallesinde ne olmuştu?
Sultangazi Cumhuriyet mahallesi 2013 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile 6306 sayılı yasa kapsamında “riskli alan” ilan edilmişti. Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle 2003 yılında hazırlanan raporda zemini sağlam olarak belirtilen Cumhuriyet mahallesi sakinleri, mahalle derneğinin öncülüğünde “riskli alan” kararını mahkemeye taşımıştı. Danıştay 14 Daire’de görülen davada karar “yürütmenin durdurulması” yönünde verildi.
Yıldıztabya mahallesinde ne olmuştu? 
Gaziomanpaşa Yıldıztabya mahallesi de Bakanlar Kurulu kararı ile riskli alan ilan edilen yerleşimlerdendi. “Riskli alan” adı altında mahallelerinin ranta açılmak istendiğini belirten mahalle sakinleri mahalle derneğinin öncülüğünde, Gaziosmanpaşa’da kendileriyle benzer sorunları yaşayan ve riskli alan edilen Sarıgöl, Yenidoğan, Pazariçi, Karayolları ve Mevlana mahalleleriyle birlikte hareket ederek kararı mahkemeye taşımışlardı.  Danıştay 14 Daire’de görülen davada karar “yürütmenin durdurulması” yönünde verildi.
Bu sevinçli haberi kutluyor, darısı riskli alan davaları devam eden diğer mahallelerimizin başına diyoruz.
 mahallelerbirliği.com

24 Kasım 2015 Salı

Kiracı tahliyeye nasıl engel olur?


Soru:
Babam yurtdışında olduğundan vekalet ile dayımı bize ait dükkanı kiralamakla yetkilendirdi.  Dayım malik olmayan kiralayan sıfatıyla dükkanı kiraya verdi. Dayım bir süre sonra kira parasının ödenmemesi sebebiyle icra takibi ve itiraz üzerine tahliye davası açtı. Bu dava sürerken babam yurtdışından gelip kiracı ile konuştu ve  taşınmaz maliki sıfatıyla, mevcut kiracı ile yeni bir kira sözleşmesi düzenledi. Fakat mahkemenin  hakimi, kiralayanın malik olmasının şart olmadığı gerekçesiyle tahliyeye kararı verdi. Bunun  yargıtay kararlarına göre doğru olduğu söyleniyor. Avukat  kiracının 3. Şahıs olmadığı gerekçesiyle İİK m.276/1 de işletilimedğini söyledi.
Peki bu durumda malikin mülkiyet hakkına aykırı olarak, mecurun tahliyesi durumu sözkonusu,
dükkan sahibi  olan babam yada kiracı bu tahliyeye nasıl engel olabilir?
Cevabı birden fazla olan sorudur. Aşağıda bu konuda çeşitli görüşler ve olasılıklar dahilinde cevabı aranmaktadır.
1-Malik kiralayan olarak babanız kiralayan olarak dayınıza bir ihtar çekerek,''ihtarın tebliğinin ardından kiralayan sıfatının sona erdiğini bildirir'' ve bu ihtar kiralayanın eline geçtiğinde, kiralayaynın kiralayan sıfatı sona ererecektir. ( malik olan babanız kiralayan dayınıza vekaletname vermişse ihtar dışında azilnamede gönderebilir. )
2-kiralayan olarak dayınız tahliye kararını icraya koymuşsa, malik veya kiracı; kiralayanın icra dosyasında taraf sıfatı kalmadığına ilişkin (azilname, ihtar sunarak) talep açarak tahliyeyeyi geçersiz kılabilir.
3-Çünkü malik yetki verdiği için, kiralayan taşınmazı kiraya vermiştir. Malik bu yetkiyi sona erdirdiğinde ise kiralayanın kiralayan sıfatı ortadan kalkacaktır.
Ayrıca malikin, kiralayanın kiralayan sıfatına son vermeden, kiracıyla imzaladığı kira sözleşmesi geçersizdir. Malik yetkiye son verdikten sonra yeni sözleşme yapmalıydı.
4-tahliye kararı zımnen infaz edilmiştir. Zira tahliye kararına konu kira kontratı sona ermiş bulunmaktadır. Yeni kira kontratı söz konusu olduğundan evin tahliyesi için yeni kira kontratına dayalı olarak tahliye kararı alınması gerekecektir. Her ne kadar kiracı değişmemiş ise de davaya konu kira kontratı değişmiştir. Dolayısıyla tahliye kararının infazının hukuken sağlanamaz
Malik olmayan kiralayanın yaptığı sözleşme geçerlidir.
Çünkü:
1-kiralayanın Kira sözleşmesinde imzasının bulunması
2-Malikin dava açılana dek ses çıkarmayıp kiracı veya kiralayana kira bedellerinin tarafına ödenmesi için ihtar çekmemesi,
3-kiralayanın kira bedelini almasına ses çıkarmak yerine tahliye davası devam ederken kiracıyla yeni kira akdi imzalaması,
4-( dava devam ederken müdahale edebilirdi ) kiralayana yetki verdiğinin zımnen kabulü ve ispatıdır.
5-Malikin kiracıyla yeni sözleşme akdetmesi dahi o tarihe kadar kiralayana yetki verdiğinin fakat o günden itibaren bu yetkiyi aldığının göstergesidir.
6-Malik kira sözleşmesini  sonlandırmakta yanlış yol izlemiştir. kiracıyla yeni sözleşme yaparak değil kiralayana ihtar çekerek sona erdirmesi gerekirdi. Malikin sözlü olarak verdiği kiraya verme yetkisini, ispat hukuku bakımından sonlandırmanın uygulamadaki şekli ihtar çekmektir.
Görüş: 2. Kira sözleşmesi 1. Sözleşmeyi geçersiz kılmıştır
İlk kira sözleşmesine bağlı olarak alınan tahliye kararı konusuz kaldığı, ikinci kira kontratı yapılarak ilk kira sözleşmesi zımnen sonlandırılmış ve tahliyeden zımnen vazgeçildiği,tekrar tahliyeyi sağlamaları için 2. kontrata bağlı olarak yeniden tahliye kararı almaları gerektiği... yeni kiracının tahliyesine karar verilen kiracı olması durumu değiştirmeyeceği…
Şayet tahliye kararı icraya konu edilmişse tahliyeye gelen memurlara yeni sözleşme gösterilerek meşru olarak kiracılık hakkına sahip olunduğunun ispatı tahliyeyi engellemede yeterli olacaktır. Alınan tahliye kararının yeni kiracıya her hangi bir etkisinin olması söz konusu değildir.
Görüş: İcra memuru kiralayana boş olarak teslim etmesi gerekir.
tahliye kararını infaz edecek olan icra memurunun bir tahliye tutanağı tutması ve kiralananı kiralayana boş olarak teslim etmesi gerekir. Aksi halde tahliye kararı infaz edilmiş olmaz. 

tahliye kararını infazla görevli icra memurunun yeni sözleşmeden haberi bulunmamaktadır. Bu nedenle tahliye tutanağı düzenlemek ve kiralananı tahliye etmek için kiralanana gelecektir. Geldiği zaman icra memuru iki seçenekle karşı karşıyadır: 

1- Malik olmayan kiralayan kira sözleşmesini yaparken malikten yetki almamıştır. 
2- Malik olmayan kiralayan kira sözleşmesini yaparken malikten yetki almıştır. 

1- Malik olmayan kiralayan kira sözleşmesini yaparken malikten yetki almamışsa yeni kira sözleşmesi gösterildiğinde icra memuru teslim ve tahliye işlemlerini kağıt üzerinde yapar ve dosyasını kapatır. Bir başka deyişle zımnen tahliye olmaz ama kağıt üzerinde tahliye yapılabilir. 

2- Malik olmayan kiralayan malikten yetki almışsa bu durum icra memurunun biraz daha düşünmesini gerektirecektir.

Görüş: kiralayanlar birden fazladır.
Olayda iki kiralayan var: 
1-Malik olmayan 
2- Malik olan 

İkincinin yaptığı kira sözleşmesi birincinin yaptığını ortadan kaldırmaz. Çünkü geçerli kira sözleşmesi yapmak için malik olmak gerekmez.

Görüş: İcra memuru 2. Sözleşmeye mi yoksa mahkeme ilamına mı bakar?
tahliyeye ilişkin bir ilam var. İcraya konulmuş ise icra memuru tahliye için kiracının adresine gittiğinde, kiracının göstereceği kira sözleşmesine mi bakar yoksa  mahkeme ilamına mı? kiracı malike ait imzalanmış  2. sözleşmeyi  icra memuru gösterdiğinde, kiralayan (malikin) imzasını inceleyecek veya sözleşmedeki imzanın mülk sahibinin olduğunu tetkik edecek durumda değildir.
İcra dosyasının alacaklısı ile kira sözleşmesinin kiralayanı ise farklı bir kişi (malik) .
Gösterilen Sözleşmede kiralayanın imzası bulunsa belki dikkate alınabilir çünkü dosya alcaklısı ile kira sözleşmesi tarafı aynı olacağı için icra memeuru yeni sözleşme yapıldı diyerek belki dikkate alabilir. Bu durumda memur itirazınızı yazılı olarak dosyaya yapın o vakit deyip kiracıya süre verebilir.
kiralayanın veya kiracının belge sunarak tahliye kararının tarafı ve kiralayanın, taraf sıfatının kalmadığını belirtmeleri gerekir. Bu durumda dosya alacaklısı tahliye işlemine devam etmez.
Görüş: İcra memuru tahliye yapmak zorundadır.
İcra memuru her durumda tahliye yapmak zorundadır. İcra memuru tahliye konusunda yargılama yapmaz. Ancak icra memurunun seçeneği şudur: 
1- Eşyaları fiilen sokağa çıkararak mı tahliye yapacak? 
2- Kağıt üzerinde mi tahliye yapacak? 

Eğer malik olmayan kiralayan kiraya vermekte yetkili değilse ve bu nedenle ikinci kira sözleşmesi geçerliyse birinci kira sözleşmesi nedeniyle eşyaları fiilen sokağa çıkararak tahliye yapmaya gerek bulunmamaktadır. Çünkü kiracı ikinci kira sözleşmesine dayanarak yine kiralanana girecektir. 

Eğer malik olmayan kiralayan kiraya vermekte yetkili ise ve bu nedenle ikinci kira sözleşmesi geçerli değilse (malik olmayan kiralayanın yetkisine dayanarak kiralananı yeniden kiraya vereceğini düşünerek) icra memuru eşyaları sokağa çıkaracaktır. 

Sonuç olarak, birinci kira sözleşmesiyle ilgili tahliye fiilen veya kağıt üzerinde mutlaka yapılmalıdır. tahliye yapılmasının hukuki sonuçları doğmalıdır. tahliye için eşyaların yed-i emine bırakılması ve kiralayana boş olarak dairenin teslimi ile uygulamada kapı kilitinin de değiştirilip kiralayana yeni anahtarın verilmesiyle tahliye son bulur.

Malik olmayan kiralayanın yaptığı sözleşme geçerli midir?

Malik olmayanlar da gayrimenkullerini  kiraya verebilir ve sözleşme yapabilirler.
Malik olmayan kiralayanın yaptığı sözleşme geçerlidir.
Çünkü:
1-kiralayanın Kira sözleşmesinde imzasının bulunması,
2-Malikin dava açılana dek ses çıkarmayıp kiracı veya kiralayana kira bedellerinin tarafına ödenmesi için ihtar çekmemesi,
3-kiralayanın kira bedelini almasına ses çıkarmak yerine tahliye davası devam ederken kiracıyla yeni kira akdi imzalaması,
4-( dava devam ederken müdahale edebilirdi ) kiralayana yetki verdiğinin zımnen kabulü ve ispatıdır.
5-Malikin kiracıyla yeni sözleşme akdetmesi dahi o tarihe kadar kiralayana yetki verdiğinin fakat o günden itibaren bu yetkiyi aldığının göstergesidir.
6-Malik kira sözleşmesini  sonlandırmakta yanlış yol izlemiştir. kiracıyla yeni sözleşme yaparak değil kiralayana ihtar çekerek sona erdirmesi gerekirdi. Malikin sözlü olarak verdiği kiraya verme yetkisini, ispat hukuku bakımından sonlandırmanın uygulamadaki şekli ihtar çekmektir.

Emlakçılara para verdiyseniz dikkat!

Sokakta gördüğümüz ancak bir daha karşılaşmayacağımız bir insana para verme fikri çılgınca gelebilir. 

Ancak kayıt dışı emlakçılara para verirken, yaptığımız hatayı hiç sorgulamıyoruz. Sonrasında da mağduriyetlerin doğması kaçınılmaz oluyor.
Hayatımızda aldığımız en önemli kararlardan biri olan ev alma ya da yaşayacağımız evi kiralama aşamasında, bize kimin nasıl yardım edeceğini seçebiliriz. Kötü niyetli kişilere de prim vermeyerek hem kendimizi hem paramızı hem de piyasayı korumuş oluruz.
İstanbul emlakçılar Odası Başkanı Nizamettin Aşa, seçileli 3 hafta olmasına rağmen, kayıt dışı emlakçılara savaş açmış durumda. İşte sektörün hali, hangi evlerin daha çok satılıp kiralandığı, ikinci el konut fiyatları ve emlakçılığın durumu hakkındaki söyleşimiz...

FİYATLAR YÜKSEK

Bengü Öner: İkinci el piyasası şu an ne durumda?

Nizamettin Aşa: Piyasa çok canlı değil, sıkıntılı bir piyasa var. Özellikle 0 konutların satışı oldukça düşük. Ana merkezlerdeki konutların haricinde, merkezden uzak olan semtlerde satışlar oldukça az. İkinci el piyasası da buna uymuş vaziyette. Zaten şu an herkes kendini seçime endekslemiş vaziyette. Seçim sonrasına bırakılıyor. Gelen Belediye Başkanına göre yatırımlar değerlendirilecek.
Emlak piyasası işleyen bir mekanizma. Genel durgunluk ya da canlılık genele yansıyor. Şu anki durum da ikinci ele de yansımış durumda. İkinci elde çok cazip bir fiyat olmadıkça satış olmuyor. Özellikle merkez ilçelerde durum farklı. Çünkü merkezin alıcısı satıcısı bellidir. Fiyatlar da olması gerekenden yüksek. Ancak piyasa oldukça durgun.
Bengü Öner: Kiralamalarda durum nasıl? Fiyatlar sizce uygun mu?
Nizamettin Aşa: Kiralamalar devam ediyor. Ancak fiyatlar yaz sonundan beri yüksek.
Bengü Öner: Fiyatlar neden yükseliyor?
Nizamettin Aşa: Bunun birçok sebebi var. Ancak krediyle ev almak isteyen birçok kişi vazgeçti. Kira yerine ev alıp ödemeyi düşünenler vazgeçti. Fiyatların ve faizlerin yüksek olması nedeniyle ev almaktan vazgeçtiler. Kiralamaya döndüler. Ayrıca Suriye'den gelen akım da dengeyi bozdu.
Piyasa yaz döneminde ve Kasım sonuna kadar hareketli olur genellikle. Ancak bu durumlar dengeyi bozdu. Şu anda İstanbul'da 100 binden fazla sanırım Suriyeli var. Ve bu sayı dengeyi bozdu. Kiralık ev de azaldı dolayısıyla. Bu da fiyatları artırdı.
Bu bahsettiklerim merkezler için geçerli yoksa İstanbul'un merkezine uzak olan semtlerde fiyatlar bu derece etkilenmedi.
Bengü Öner: Sektörün tekrar hareketlenmesi için ne gerekiyor peki?
Nizamettin Aşa: Fiyatlar düşecek. Fiyatlar yüksek, balon. 1 milyona yakın stoktan bahsediliyor şu an. Bu stok bitmeden yenisi geliyor kentsel dönüşümle ve 2B ile birlikte. Bunların hepsi mevcut stoku artırmaktır. Alıcı kitlesi az, olan belli, fiyat limiti belli. Genelde metrekaresi 2000 liradan fazla vermek istemiyor ya da toplamda 300- 350 bin liradan fazla ödemek istemiyor bir eve. Gücü o kadar. Piyasadaki genel alıcı profili bu. Müteahhitler buna göre konut yapmalı. Ama hep lüks inşaat yapılıyor.

MÜTEKABİLİYET İŞE YARAMADI

Bengü Öner: Mütekabiliyet işe yaradı mı?
Nizamettin Aşa: Mütekabiliyete de yabancı beklenen ilgiyi göstermedi. Gösterse de zaten iç piyasada olduğu gibi kötü niyetli kişiler tarafından uygulanan yanlış politikalardan etkilendiler. Yabancı gelince yakasına herkes yapışıyor çünkü kanuni bir düzenleme yok. İnşaat sektörü ve emlakçılıkla ilgili bir düzenleme gelmesi lazım. Suistimaller var. Her önüne gelen emlakçılık yapmaya çalışıyor. Kanun düzenlemesi şart. Teknik ve hukuki düzenleme olmadığı için 6 aydan önce satış yapılamıyor zaten.
En az 200 bin satış bekleniyordu mütekabiliyetin ilk yılında ancak 11 bin satışta kaldı.
Stok büyüyor, inşaatlar artıyor, alıcıya uygun olmayan fiyatlar var. Bunun düzelmesi lazım.
HANGİ EVLER SATILIYOR?

Bengü Öner: Hangi evlerin sirkülâsyonu daha fazla?
Nizamettin Aşa: Merkezlerde 0 konutlar hemen satılıyor. İkinci ellerin fiyatı yüksek olduğu için nazlı gidiyor. Merkezlerde kiralık fiyatı yüzde 25-30 yükseldi ancak uzak semtlerde yükselmedi.
İkinci ellerde fiyat düşerse hemen satılır ancak yüksek fiyatlar isteniyor.
Bengü Öner: Alıcı kitlesi nasıl? En çok hangi kesim ev alıyor?
Nizamettin Aşa: Alıcı kitlesi genelde orta gelir grubu. Genelde aylık ödemesi ortalama 2000 lirayı aşmayan, toplam ödemesi de 300-350 bin lirayı aşmayan evlerin alıcı var. Bu tip satışlar hemen olabiliyor.
Ama merkezden uzakta, ulaşım, altyapı olmayan semtlerde zor satılıyor. Mutlaka bir cazibe olmalı. Ancak lüks cazibe değil. Yolu, ulaşımı olmayan yerde yapılan projenin albenisi olması lazım.
Müteahhit arsa bulamadığı için fiyatlar yüksek olduğunu söylüyor ancak, yapılan evler yüksek fiyatlara satıldığı için de arsa sahipleri de fiyatları yukarı çekiyor. Bu karşılıklı.
Müteahhit hangi kesime hitap ettiğini bilmiyor. Değerleme uzmanları fizibilite çıkarıyor, şerefiye hesaplanıyor, hangi tip gayrimenkul yapılacağı belirleniyor, fiyatlar, ev tipi hepsi buna göre belirleniyor. Ama bizde tüm bunları müteahhit yapmaya çalışıyor. Sonra konutlar satılamıyor.
HANGİ emlakÇIYA GÜVENMELİYİZ?
Bengü Öner: emlakçılık çok sıkıntılı bir konu. Sektör neden bu şekilde? Yapanı çok, anlayanı az?
Nizamettin Aşa:  emlakçılık tüm Türkiye'de çok sıkıntılı bir konu. Aslında kolay gözükse de çok zor bir iş. Bir masa, sandalye koyan emlakçıyım diyor.
Aslında emlakçılık; tapu bilgisi, belediye bilgisi, hukuk bilgisi, vergi mevzuatı bilgisi, pazarlama, psikoloji bilmeyi isteyen bir iş. Portföy oluşturmayı bileceksin. Kayıt dışı emlakçılar genelde vatandaşı mağdur ediyor.
Bunun için hudutları çizecek bir kanun oluşturulması lazım. Önüne gelen heres bu işi yapmaya çalışıyor. Ben 28 yıldır emlakçıyım, iktisat mezunuyum, değerleme uzmanıyım halen bilmediğim birçok şey var. Yeni başlayan bir kişi, 3 gün bir yerde çalıştı diye emlakçı sayılmaz. Biz kayıt dışına savaş açtık.
3 haftadır görevdeyim, eski başkanın döneminde çözüm makamı, engel makamına dönüştü. Biz bu engelin başını açtık ve artık bu kayıt dışıyla mücadeleye başladık.
En büyük iş bizim emlakçımıza düşecek. Çünkü kanunlar, vatandaş bize yardımcı olmuyor.
emlakçıya anlatacağız, bilinçlendireceğiz ki mağduriyetler son bulsun.
Vatandaştan daha fazla kayıtlı, eğitimli emlakçılar da mağdur oluyor ve durumda başvurabileceği hiçbir merci yok. En ufak hatasında kendini savcılıkta ya da odada bulabiliyor.
Bengü Öner: Vatandaş ne yapabilir? Hangi emlakçıya güvenebilir?
Nizamettin Aşa: Kapısında sadece emlakçı yazan, kolunun altında ajanda taşıyan kişiye parasını emanet ediyor. Bunu yapmasın. Vatandaş,  vergi levhası olmasına, İTO ya da emlakçılar Odası kaydı olup olmadığına bakacak. Ev almak, ev kiralamak çok önemlidir. Kimliğini, paranı teslim edeceğin kişiyi, muhatap olacağın kişiyi seçeceksin. emlakçını araştıracaksın. Kaydı olan emlakçı yanlış yapamaz, onu kontrol eden bir mekanizma var. Sorumlu olduğu bir kuruluş var. emlakçılar Odası'nı arayıp destek de alabilirler. Vatandaş seçtiği emlakçıyla sözleşme yapsın, bir nüshasını da mutlaka kendi alsın.
Aynı zamanda mevcut standartlar uygulanmalı, kanun çıkmalı, vatandaş bilinçlenmeli. Tüm bunların hallolması durumunda mağduriyetler de yaşanmaz, sektör de daha güvenli bir yer haline gelir.
Milliyet

Kira Sözleşme Örneği




Kira sözleşmesi hazırlanırken açık, net, anlaşılır olmasına dikkat edilmelidir.




KİRA SÖZLEŞMESİ

DAİRESİ


MAHALLESİ


SOKAĞI NUMARASI


KİRALANAN ŞEYİN CİNSİ


KİRAYA VERENİN ADI SOYADI


KİRAYA VERENİN İKAMETGAHI


KİRACININ ADI SOYADI


KİRACININ İKAMETGAHI


KİRACININ İŞ ADRESİ VE TEL



BİR AYLIK KİRA KARŞILIĞI
RAKAM
İLE


YAZI İLE


BİR SENELİK KİRA KARŞILIĞI
RAKAM
İLE


YAZI İLE

KİRANIN NE ŞEKİLDE ÖDENECEĞİ


KİRA MÜDDETİ


KİRANIN BAŞLANGICI

KİRALANAN MECURUN ŞİMDİKİ DURUMU

KİRALANAN MECURUN NE İÇİN KULLANILACAĞI


KİRALANAN ŞEY İLE BERABER TESLİM ALINAN DEMİRBAŞ BEYANI




1/7/1984 tarih ve 488 sayılı Damga vergisi Kanununu değiştiren 29/7/1970 tarih ve 1318 sayılı Finansman Kanunu gereğince: Mal sahibi ve kiracı için %1, kefil, %5 olmak üzere, mukavele müddetine göre bütün kira bedellerinin binde altısı nispetinde damga pulu yapıştırılacaktır. Pullar tarih ile beraber imza ve mühür konuşmak suretiyle iptal olunacaktır. İki pul için bir iptal muamelesi kabul edilebilir. Bu kira sözleşmesi 210 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince 200 TL lik Damga Pulu yapıştırınca geçerlidir.

TESLİMAT

  1. Kiracı kiraladığı şeyi kendi malı gibi kullanmaya ve bozulmamasına, evsaf ve meziyetlerini şöhret ve itibarını kaybetmesine meydan vermemeye ve içinde oturanlara (varsa) onlara karşı iyi davranmaya mecburdur.
  2. Kiralanan yerin su, elektrik, doğalgaz, yakıt masrafları, kapıcı parası kiracıya aittir.
  3. Kiracı kiraladığı şeyin kiralanan kiracı tarafından üçüncü şahsa kısmen veya tamamen kiralanıp ta taksimatı ve ciheti tahsisi değiştirilir veya herhangi bir suretle tahrip ve tadil edilirse mal sahibi kira akdini bozabileceği gibi bu yüzden vukua gelecek zarar, ziyanı protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kiracı tazmine mecburdur. Vaki zararın üçüncü şahıs tarafından yapılmış olması al sahibinin birinci kiracıdan talep hakkına tesir etmez.
  4. Kiralanan şeyin tamiri lazım gelir ve üçüncü bir şahıs onun üzerinde bir hak iddia ederse kiracı hemen mal sahibine haber vermeye mecburdur. Haber vermezse zarardan mesul olacaktır. Kiracı zaruri tamiratın icraına müsaade etmeye mecburdur. Kiralanan şeyin alelade kullanılması için menteşelemek, cam taktırmak, reze koymak, kilit ve sürgü yerleştirmek, badana gibi ufak tefek kusurlar mal sahibine haber vermeden ve münasip müddet beklemeden kiracı tarafından yaptırılırsa masraflar mal sahibinden istenemez.
  5. Kiralanan şeyin vergisi ve tamiri mal sahibine, kullanılması için lazım gelen temizleme islah masrafları kiracıya aittir. Bu hususta adete bakılır.
  6. Kiracı kiraladığı şeyi ne halde buldu ise mal sahibine o halde ve adete göre teslim etmeye mecburdur. Kiralanan gayrimenkul içinde bulunan demirbaş eşya ve aletler kontrat müddetinin bitiminde tamamen, iade ile mükelleftir. Gerek bu demirbaşlar ve gerek kiralanan şeyin teferruatı zayi edilir veya kullanmaktan dolayı eskirse kiracı bunları kıymetiyle tazmine ve mal sahibi talep eylediği halde ödemeye mecburdur.
  7. Kiracı kiraladığı şeyi mukaveleye göre kullanmış olması hesabıyla onda ve eşyasında husule geleneksizliği ve değişiklikten mesul olmayacaktır. Kiracının kiraladığı şeyi iyi halde almış olması esastır.
  8. Kiracı mukavele müddetinin son ayı içinde kiralanan şeyi görmek için gelen taliplerin gezip görmesine ve vasıfların tetkik etmesine karşı koyamaz.   
  9. Kira müddeti bittiği halde kiralanan şeyi boşaltmadığı taktirde kiracı mal sahibinin bundan doğacak zarar ve ziyanı tazmin edecektir.
  10. Kontratoya yapıştırılması icap eden damga pulları ve kontrat bedel harçları ve belediye ve noter dairelerine ödenecek harç ve resimler kiracıya aittir.
  11. Kiracının yahut kendisiyle birlikte yaşayan kimselerin yahut işçilerin sıhhati için ciddi bir tehlike teşkil edecek derece ve mahiyette bulunmayan şeyler kiracı için kiralanan şeyi tesellümden imtina ve kira müddeti içinde zuhuru halinde kontratı bozmaya ve kiradan bir miktar kesmeye talepte bulunamaz.
  12. Kiracı kiralanan şeyin içinde ve dışında yaptıracağı tezyinat masrafları kendisine ait olacak ve mukavele müddeti bittiğinde yapılan her türlü masraf için tazminat istemeye hakkı olmamak ve bu gayrimenkul inşaatın tamamı mal sahibinin olacaktır.
  13. kiracı mal sahibinin rızasını almadan masrafı kamilen kendine ait olmak üzere şehir suyu havagazı ve elektrik alabilecek ve apartmanda umumi anten tesisatı yoksa hususi anten takabilecektir.
  14. bu sözleşmede yazılı bulunmayan hükümlere ihtiyaç duyulduğunda 6570 sayılı kira kanunu, Medeni Kanunu, Borçlar Kanunu, 634 sayılı kat mülkiyeti kanunu ve diğer yürürlükteki alakalı kanun ve Yargıtay kanunları uygulanır.


Kiracı                                                                          Kiraya Veren

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var