Yorum:
Bir hukuksal işlemin Yorumlanması,onu kuran irade açıklamasının gerçek anlamının tespitidir. BK.18/I:Bir akdin şekil ve şartlarını tayininde,iki tarafın gerek sevhen gerek akitteki hakiki maksatları gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmayarak, onların hakiki ve müşterek maksatlarını aramak lazımdır. Beyanlar arasında gizli bir uyuşmazlık varsa,sözleşme hükümsüzdür. Yorumda objektif iyiniyet uygulanır,ayrıca hal
icapları Yorumlamada önemli bir yer tutar. Bunlarla birlikte ticari örf ve teamüllerin de etkisi olur. Tarafların ortak niyetlerini objektif olarak tespit etmek gerekir.
Bir sözleşmenin yapılmasında bazı noktalar açık bırakılması halinde kanundaki tamamlayıcı kurallara başvurulur,bu Yorum değildir.
Muvazaa:
Açıklanan irade ile gerçek irade birbirine uyuşmaması durumunda iki ihtimal vardır:
Tarafların gerçek maksatlarını gizleyerek,ortaklaşa hareketle,iradeleri ile beyanları arasında uyuşmazlık yaratmaları halidir. Amacı belirli bir çıkar sağlamak veya 3. kişilere karşı bir aldatmaca olarak meydana getirmişlerdir. Ortada gözüken sözleşmenin gerçek bir sözleşme olmaması,yani tarafların gerçek iradelerine dayanmaması teşkil etmektedir.
Mevsuf Muvazaa halinde yalnız zahiri değil,gizli sözleşmenin de hükümsüz olması ihtimali vardır. Eğer ikisi de şekle bağlı işlemse ikisi de hükümsüz olur. Aile hukukundaki bazı sözleşmelerde Muvazaa ileri sürülemez.
Kanun koyucu hukuksal sebepten yoksun olan kazandırmaları genel olarak caiz saymamakta ve sebepsiz olarak işlem yapıldığı takdirde,bunun yapılmasından önceki durumun muhafazasını veya geri dönmesini istemektir. Yapılan kazandırmanın,sebepten yoksun olduğu için bir hükmünün olmadığı kabul edilir ve hükümsüz sayılır. Yada hukuksal sebepten yoksun kazandırma hüküm doğurur;fakat,kazan kimse neyi kazanmışsa onu,tersine bir kazandırıcı işlem yaparak geri verir ve eski duruma geri dönülür.
Bu konudaki düzenleme alış-veriş hayatında güvenin sağlanması ve korunması esasına dayanır. Bir kimse Muvazaa ile 3. kişiler için riziko yaratıyorsa,bu rizikoyu 3. kişi değil, Muvazaayı yaratan çekmelidir. 3. kişilerin bu hükümden yararlanması için iyiniyetli olması gerekir.
İnançlı işlem:
İnançlı işlemde taraflar belirli bir hukuksal durumu geçici olarak ihdas ederler;amaçları,yine bir görüntü yaratmak ve bu yoldan bazı hedeflere ulaşmaktır. Muvazaanın aksine gerçekten istenmiş ve meydana gelmiştir. Ancak taraflar istedikleri amaca ulaştıktan sonra,meydana getirdikleri bu durumu bozacaklarını birbirine taahhüt etmişlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder