Soru: Tebligat zarfında borçlunun ismi ve adresi bulunmasına rağmen ödeme emri ekindeki kambiyo senedinde sadece imzalar bulunmakta olup, borçlunun ismi ve adresi bulunmamaktadır. Fakat borçlu görünen kişi imzaların kendisine ait olmadığını ileri sürmektedir.
Borçlu İcra’da imzaya itiraz etmiş ve haksız takipten dolayı % 40 tazminat talebinde bulunmuştur. İmzada bir tereddüt olmadığı için ödeme emri iptal edileceğini düşünen ‘borçlu’ ya % 40 tazminat ödenir mi?
CEVAP: Bononun zorunlu unsurları arasında borçlunun ismi değil; imzanın varlığı aranmaktadır. Eş söyleyişle asıl olan imzadır. İmzanın kime ait olduğu tespit edilebiliyorsa ismin yazmaması kambiyo vasfını ortadan kaldırmıyor.
Şayet imza icra borçlusuna ait değilse imza itirazı ile borçtan kurtulabilirsiniz.
Tazminat talebine gelince alacaklı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için takibin haksız olmasının yanında takip alacaklısının açıkça kötüniyetli olması da gerekmektedir.
Kötüniyet soyut bir durum olduğunan kötüniyetin varlığını somut olarak ortaya koymanız gereklidir. Somut olayda bunun mümkün olabileceğini düşünüyorum. Alacaklı zarar vermek ve/veya tahsili kolaylaştırmak adına borçlu olmadığını bildiği halde işlem yapmış ise bu açık bir kötüniyetttir. Bu arada senetde adres kısmının da boş olduğunu belirtmişsiniz. Esasında adres zorunlu unsurlardan değildir. Ancak adresin önemikeşide yerinin tespit edilmesi noktasında önem arz etmektedir. Şayet senette keşide yeri yazılı değilse adres kısmı da boş olduğundan senet kambiyo vasfında değildir.Bu sebeple de icra mahkemesine itirazda bulunabilir ve takibin iptalini sağlayabilirsiniz.
Kambiyo, para ya da para yerine geçen belgeler'in değiştirilmesi işlemidir. Para alım ve satımı ile ilgili işlemleri kapsar.
Kambiyo senedi ise, kıymetli evrakın tüm özelliklerini taşıyan ve kıymetli evrak için yukarıda yapılan açıklamaların tümünü içeren ve uygulamada en yaygın olarak kullanılan kıymetli evrak çeşididir.
Kanunen emre yazılı olarak düzenlenen,içerdikleri hak bakımından mutlaka bir para alacağını konu edinen, ekonomik alanda çok işlem ve etki gören önemlerine binaen Türk Ticaret Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiştir.
Bunun yanında Kambiyo İktisat literatüründe "döviz","efektif" anlamlarında da kullanılmaktadır.
Ülkeler arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesi için, kambiyo hukukunun birleştirilmesi gerekmiştir. Bu amaçla, 7 Haziran 1930'da İsviçre Cenevre'de üç sözleşme kabul edilmiş, bu sözleşmeler 1 Ocak 1934'te yürürlüğe girmiştir.
Türkiye de 1957 yılında, Ticaret Kanunu sayesinde bu sözleşmelere taraf olmuştur.
Türk Ticaret Kanunu'nda "kambiyo senetleri" terimi altında poliçe, emre muharrer senet ya da bono ve çek örnek olarak verilmektedir. Türkçe jargonda "ticari senet" olarak da geçebilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder