12 Ağustos 2018 Pazar

Emlakta Açıklayıcı Derinlik Yanılsaması veya Algı Yanılsaması Nedir?









Can Yücel'in dediği gibi ' Her şeyi öğrendiğiniz kadar bilir'siniz. Soru sormuyorsanız, nedenini niçinini merak edip öğrenmiyorsanız, sizin için her şey şekilden, görüntüden ibarettir.

Bu da yanıltıcıdır. Bu öyle bir yanılgıdır ki kendi çıkarınıza olmayan bir fikri, bir düşünceyi benimser, bundan zarar gördüğünüzde asıl suçluyu gözden kaçırırsınız. Bilmediğinizin farkında olamamanızın nedenin adı Açıklayıcı Derinlik Yanılsamasıdır.
Bu bir optik, görsel yanılsama ile sınırlı değildir.

İnsanların iletişimde yaşadıkları en önemli sorunlardan biri budur.  Açıklayıcı Derinlik Yanılsaması, bir diğer deyişle Algı Yanılsamasıdır,
Bilmediğimiz şeyleri hararetle savunmamızı sağlayan da budur. Algı Yanılsaması.
İnsanlar aşina oldukları her şeyi bildiklerini düşünürler. Oysa bildikleri şey gördüklerinden, duyduklarından, kısaca zannettiklerinden ibarettir.

Üst başlığı bilmek ama içeriğini bilmemek! Bildiğini sanmak, zannetmek! Bu bir önyargıdır. Bir şeyin adını bilmek ama mekanizmanın nasıl çalıştığını bilmemek! İçerik bilgisi üretememek!

Sorun da zaten budur. Bilgi zannetme ile sınırlı kalınca kişi her şeyi bilen insan, maliyetsiz yüksek bir konfora sahip olmaktadır. Entellektüel kapasitenin yerini alan mesleki hurafe, mesleki ezber her şeye kadir, kıymeti harbiyesi olmayan ama kerameti kendinden menkul bir değere dönüşmektedir.

Bilmedikleri konusunda da aşırı ısrarcı, iddiacıdırlar ve çok iyi bildiklerinden de çok emindirler. Yaptıkları iş ahkam kesmektir. Bu insanlar gerçek bilenlere de görülmemiş bir dirençle karşı koyarlar.

Bu sadece yaşadıkları olaylarla sınırlı olmayıp, eşyanın bilgisinden ilişkide oldukları insana kadar her konu için de geçerlidir. Yüzeysel ilişkiler, görüntüden ibaret algıya yol açan davranış ve sözler kişiyi besleyen bilgi kaynağı olunca ortaya özgüveni yüksek bilgi 'robocop'u ve 'terminatör'ler çıkıyor.

Görüşlerini (kast edilen mesleki hurafe ve ezber) ısrarla ve inatçılıkla savunanlardan, düşüncelerini kağıda dökmenizi istediğinizde acaba kendilerinden bu kadar emin olabilecekler mi? Acaba incir çekirdeğini doldurmayacak fikirlerini iddia etmekte ısrarlı olabilecekler mi? Yazdıklarını okuduklarında (kendiniz de dahil) bildiklerinden emin olabilecekler mi? Emin olamadıklarında görüş değiştiren kendileri olabilecekler mi?

'Doğru kabul edilen birçok yargının aslında yanılsama olduğunu' yani algı yanılsaması olduğunu görebilecek mi?
Acaba eğitim tam da bu nedenle mi şart?

Bildiğiniz şeyi ne kadar çok biliyorsunuz?


Emlak sektöründe de 'kafa koparmak' deyimini sıkça duymuşsunuzdur? Acaba böyle midir?

Uzmanlık bölgesi size 'vaat edilmiş topraklar' mıdır? Size hedefinizi gerçekleştirme imkanı sunuyor mu?
Gayrimenkul de ülkenin değişen dinamikleri sonucu terndler, beklentiler sürekli değişiyor mu? Ezberler bozuluyor mu? Alıcılar 'standardın dışında heyecan verici unsurlar' mı arıyor?
Taktik, stratejik ve kreatif yollar arayışı, ‘konforlu ve elit yaşamı’ ve'fiziksel ihtiyaçların yanı sıra psikolojik ihtiyaçları' öne çıkaran arayış giderek güçleniyor mu?

Çok bilinenin aksine emlak işinin bireysel bir iş olmaktan giderek çıktığı, 'başından sonuna bir ekip çalışması' olduğu gerçeğiyle mi karşı karşıyayız?

Başarının püf noktası müşteriyi tanımak mıdır?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var