21 Nisan 2012 Cumartesi

Uluslararası İstanbul Kukla Festivali 15. yılını kutluyor

Bu yıl on beşincisi gerçekleştirilecek olan Uluslararası Kukla Festivali 3-13 Mayıs tarihleri arasında yapılacak. Festival 15. yılını 13 farklı ülkeden kukla gruplarını ağırlayarak kutlayacak.
15. Uluslararası İstanbul Kukla Festivali 3-13 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Festival 15. yılını 13 farklı ülkeden kukla gruplarını ağırlayarak kutlayacak. On bir gün boyunca pek çok farklı mekanda gerçekleştirilecek festival kapsamında iki sergi, konferans ve atölye çalışması da yapılacak.
Cengiz Özek’in Sanat Yönetmenliğinde 3–13 Mayıs arasında gerçekleştirilecek festival, masa kuklasından ipli kuklaya, gölge oyunundan video performanslarına, gelenekselden moderne, zengin içeriğiyle seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor.
15’inci Uluslararası Kukla Festivali bu yıl, yaptığı araştırmalarla ‘Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun genç kuşaklara kalmasını sağlayan ve ‘Karagöz’ adlı kitabıyla Karagöz geleneğini ölümsüzleştiren ünlü edebiyatçı Cevdet Kudret anısına düzenleniyor. Ayrıca festivalin Onur Ödülü günümüzün en iyi tasvir yapımcıları arasında yer alan ve kukla sanatını yeni kuşaklara sevdiren Ali Kıyak’a verilecek.
13 ülkeden kukla grupları İstanbul'da
Kukla Festivali 15’inci Yılında 13 ülkeden seçkin gruplarla Mayıs ayında Fransız Kültür Merkezi, İtalyan Kültür Merkezi, Kukla İstanbul, Kozzy Kültür Merkezi, AFL Kültür Merkezi-Göztepe,Caddebostan Kültür Merkezi, Kenter Tiyatrosu, Pera Müzesi, Oyuncular Sahnesi, Maya Sahnesi, İstanbul Metrosu – Taksim girişi, Halkalı Kültür ve Sanat Merkezi, Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi Forum İstanbul, Başakşehir Kültür ve Sanat Merkezi, Marmara Forum ve İstanbul sokaklarında şehri renklendiriyor.
Festival, İtalyan Kültür Merkezinde İtalya’nın en beğenilen kukla gruplarından Walter Broggini’nin ölmek isteyip, bir türlü ölemeyen kuklanın başına gelen komik olayların sahnelediği Solo adlı performansla açılışını yapıyor.
Festivalde ayrıca ABD’den Company Scoot Land modern varyete şovu, Kolombiya’dan El Bau de la Fantasia masa kuklası tekniği, Peru’dan Jose Navorro yerel özelliklerini içinde barındıran ipli kukla tarzındaki A la Carte adlı varyete, kuklanın başkenti sayılan Çek Cumhuriyeti Prag’tan Karromto grubunun ipli kukla tekniğindeki inanılmaz görsellikteki sirki, Hollanda Lichtbende adlı grubun dev ekranda şiirsel gölge oyunu, Singapur’dan Mascots and Puppets Specialists grubunun pırıltı ve ışıltılarla dolu varyete tekniğindeki gösterisi, Fransa’dan insan ve kukla ilişkisini mükemmel bir görsellikle seyirciyle paylaşan Rue Barree grubu, Romanya’nın köklü kukla tiyatrolarından Tandarica’nın Voltaire’in Candide adlı eserinden hareketle hazırladıkları, büyüklere yönelik, zaman zaman cinsellik kokan, eğlenceli oyununu, Şili’den Teatrapo grubunun tango yapan şuh ve cilveli kuklası, İspanya’nın Titeres Cachirulo grubundan masa kuklası tekniğinde enerjik kuklaları Ole Ole yer alıyor. Ayrıca bu yıl ülkemizde Çin yılı olması nedeniyle Pekin Gölge Tiyatrosu, festivale çok özel bir gölge oyunuyla konuk oluyor.
Türkiye’den ise Tiyatro Tem, Übü ve Lahana Sarması, Ahşap Çerçeve, Dona Rosita’nın Dokunaklı Güldürüsü, Hamlet, Semaver Kumpanya’dan uzun yıllardır sahnelerde kalan Hoca Nasrettin, Bülent Aksu’dan modern bir Karagöz uyarlaması, Kültür A.Ş. Gösteri Sanatları Merkezi'nin sahnelediği Leyla ile Mecnun adlı halk hikayesini , Trup adlı grubun son oyunu Küçük Bir Kukla Süiti, Tiyatro Yeniden’den Küçük Prens ve Çiçek’i, Cengiz Özek gölge tiyatrosundan dünyada bir çok ödüle layık görülen, Büyülü Ağaç ve Çöp Canavarı adlı modern yaklaşımlı Karagöz gösterileri yer alıyor.
Festivalle ilgili ayrıntılı bilgi http://www.istanbulkuklafestivali.com/ adresinden ya da 0212 234 16 02 –0212 nolu telefonlardan alınabilir.
(soL)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var