28 Mayıs 2014 Çarşamba

Üçüncü yol var mı?




Üçüncü yol var mı?


Var diyorum ve kendimle tartışıyorum. 
3. yol yok sayılmak!
Bazen 3. Yol sıfır sayılmak! Yaşarken ölü yerine konulmak! Yaşadığı kabul edilmemek hali.

Sıfır(nötr) 3. yol mudur? 3. yol var mıdır?


En azından fizik yasalarında yoksa bile toplumsal yasalarda karşılığı var, gibi görünüyor. Nötr olmak, tarafsız olmak! Araf da kalmak gibi belki ama değil.
Birinci yol: Gerçekleri görememek. İkinci yol: Gerçekleri görmek. Üçüncü yol: Gerçekleri görmezden gelmek. 

Atom çekirdeğinde (-) yüklü elektron, (+) yüklü proton bir de yüksüz nötron var. Fakat nötron bu kadar da masum ve tarafsız değil. Nötron bozunduğunda (+) proton, (-) yüklü elektron ve anti-nötrinoya bozunur. Yüksüz kabul edilen nötron içinde bir (-) bir de (+) yük vardır. Yani nötr olan, tarafsız görünen ortama göre, o an ki çıkar veya şartlar neyi gerektiriyorsa, kim güçlü ise onun lehine kararlı hale gelebilir.

Latinler(Romalılar) de bu soruyu kendilerine sormuşlar ve Tertium non datur. Kısaca 'Üçüncü yol yoktur' demişler. Bunu diyenlerin gerçeğin yanında durdukları muhakkak.

Fakat Roma'nın egemenleri ve dalkavuk yazarları gerçeğe kayıtsız kalmayı bir 'erdem' olarak kabul etmişler.
Bu yüzden  In medio stat virtus. Erdem ortada durur, uçlarda değil, diyerek 3.yolu göstermiş, telkin etmişler. 1. yol suç işlememek, 2. yol suç işlemek, 3. yol ise tanık olduğu, bildiği, gördüğü halde göz yummak, örtbas etmek olmuş ve bunun adına 'erde' demişlerdir. Erdemli olmak gerçeğin yanında olmak demektir.

Sınıflar mücadelesinde, doğa ve toplumsal kanunlar söz konusu olduğunda  üçüncü yol yok demişler! Ama Status quo(statüko)'dan yana olanlar için en doğru yol In medio tutissimus ibis yani 'Orta yol en güvenlisidir' (Ovidius) Demişler. 
Erdemi orta yolda görenler, yani 3. yolda arayanlar, statükodan yana olanlar, tarafsız imiş gibi görünenler, gerçeğin farkında oldukları halde bir çıkar birliği etrafında kümelenip gerçeği görmezden gelenler, gerçeği örtbas etmekle kendilerini dolaylı ya da dolaysız görevlendirmiş veya görevlendirilmiş olanlar, gerçeği çarpıtmak, çıkarlarıyla uyumlu hale getirmek için çalışanlar bunda bir 'erdem' görebilirler.

Bir de 
Omnibus viis Romam pervenitur. Bütün yollar Roma'ya çıkar, demişler. Roma imparatorluğunu kutsayan bir deyiş! Emperyalist jargon!



3. yol bir ruh hali midir? Çaresizlik, kişinin düşüncesizlik hali de diyebilir miyiz? Düşünme yeteneklerini kaybettiği, bedenini bir mezarlık olarak kullandığı bir ölüm hali diyebilir miyiz? Bile bile… Mecburen… Göz göre göre…

Günlük hayatımızda da kendi aramızdaki istemediğimiz, sevmediğimiz insanları yok saydığımız, hastalıklı ruh hali midir 3.yol? Yok sayarak, görmezden gelerek kişileri  ölümcül yalnızlığın kucağına atmış olursunuz.  Belki bu insanların en nefret ettikleri şeylerden biridir. 3. yol kibrin uygulanmış yüksek dozudur. Gerçeklere kör bakmak, nefret etmek… Gerçeklerin ortaya çıkması söz konusu olduğunda, belgeleri yada savunucuları söz konusu olduğunda 3 maymunu oynamak!

Kaybetmek ve Kazanmak söz konusu olunca bir 3. yoldan bahsedebilir miyiz? Varsa hangisidir?
Sürekli kazanmak, sürekli kaybetmek 3. yol olabilir mi? Güçlülerin yenildiği, yok olduğu, yerle bir olduğunu tarih bize defalarca göstermemiş midir?
İktisadi yasalar sanki bize içinde bir yanılsama ve yanılgı barındıran 3. yola işaret ediyor gibi görünüyor. Hiç kaybetmemek, hep kazanmak üzerine kurulu bir oyun var mıdır? Örneğin birbirine düşman biri güçlü, diğeri zayıf iki ülke arasındaki savaşta hep kazanan silah tekelleri değil midir? Her zaman her koşulda kazanan veya kaybeden biri bulunur mu?

 'To be or not to be' Olmak yada olmamak! Dışında bir yol? İkisinin arası! Yaşarken yok sayılmak! Yani fizik olarak var ama ruhen yok! Var ile yok arası bir durum. Esamisi okunmayanlar!

3. Yol susmaktır. Susmak bazen öfke biriktirmek olarak anlaşılsa da genelde yapılana sesini çıkarmamak, onaylamak anlamına geldiğinden güçlü lehine ölümcül sonuçlar doğurur.


Biz ileri gitmeyi pek sevmeyiz.

Riski görünce ürker, korkarız. Korku doğal ve insanidir ama biraz fazla korkuyoruz!  Bunun doğal korku ile bir ilişkisi yoktur. Gölgelerin gücüne mi sığınmak yoksa gölgelerin karanlığında mı kaybolmaktır, 3. Yol?

Önden gitme arkada kalma, ortadan git! Diye hep kendimizi korumaya alırız. Önde başkası olsun, arkada başkası olsun! Başkası yansın! Darbe yiyecekse başkası yesin! Riski sevmeyiz!

Bunun kökü tarihin derinliklerinde yatıyor. Demek bu kaygı eskiden de varmış.

Latinler ‘Orta yol altın yoldur’ demişler. Bu yüzden ‘Orta yolculuk’ her dönem riski sevmeyenlerin, dışlanmayı göze alamayanların yolu olsa gerek. Suçlanmak pek istemeyiz. İstemeyiz değil hiç sevmeyiz! Suçlayandan nefret ederiz.

22.05.2014


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var