17 Nisan 2014 Perşembe

Brezilya:Bu kupa kimin için?

Brezilya'da gecekondulara Dünya Kupası işgali


Copa pra quem?
Brezilyalı emekçilerin, yoksulların, gençlerin geçtiğimiz hazirandan bu yana en çok sorduğu soru bu, yani, “Bu kupa kimin için?”
Haziran 2014’te Brezilya’da gerçekleştirilecek FIFA 2014 Dünya Kupası organizasyonu kamu hizmetlerindeki yetersizlik ve gittikçe derinleşen gelir uçurumu ortadayken, bütçeden Kupa’ya ayrılan milyon dolarların ortaya çıkmasıyla birlikte halkın tepkisinin de merkezinde.
Gezi direnişi ile aynı günlerde, haziran 2013’te toplu taşıma ücretleri gibi başka temel taleplerin yanı sıra dile getirilen kupa tepkisi zaman zaman yine yükseliyor.
Kupa ve 2016 Olimpiyatları için hızlandırılan “kentsel dönüşüm” planları “favela” denilen en yoksul gecekondu mahallelerine yönelik polis baskınları, tahliyeler ve binlerce yoksulun evsiz kalması gibi sonuçlarla devam ediyor.

MAHALLEYE ORDU BASKINI

Bir başka baskın da geçtiğimiz hafta Kupa organizasyonunun merkezi olan turistik kent Rio de Janeiro’da gerçekleştirildi. Rio’nun en büyük gecekondu bölgesi olan Complexo do Mare, bizzat Brezilya silahlı kuvvetlerine bağlı özel bir tim tarafından işgal edildi! Bölgede 15 ayrı favelada 130 bin yoksul Brezilyalı yaşıyor. Askerlerin burada 31 Haziran'a kadar “güvenlik” gerekçesi ile kalacağı söyleniyor. İşgalin gerekçesi Dünya Kupası maç ve etkinlikleri boyunca “toplumsal huzuru” sağlamak!
La Mare favelası haziran ayında milyonlarca Brezilyalının sokakları doldurarak yaptığı eylemlerin hemen ardından özel polis timlerince basılmış ve 16 ve 42 arası değişen yaşlarda 10 kişi polis tarafından vurularak öldürülmüştü. Yetkililer o  zaman “üç masum ölüm” olduğunu açıklayarak diğer 7 kişi için bir anlamda “hak ettiler” demişlerdi!
Belli ki Brezilya polisi de “destan yazmak”ta pek maharetli...

KUPA ÖNCESİ GERİLİM ARTIYOR

Brezilya’da askeri diktatörlüğün kuruluşunun (1964-1985) 50. yılı nedeniyle protestolar, diktatörlüğü lanetleme eylemleri yapılırken ordunun Dünya Kupası gerekçesiyle yoksul ve çoğunlukla siyah Brezilyalıların yaşadığı mahallelere operasyonlarını artırması dikkat çekiyor. Complexo do Maré’ye 2 bin askerin, helikopterler ve 17 zırhlı araçla ile operasyon düzenlemesi toplumsal gerilimi arttıracak gibi görünüyor.  
Bu operasyonun bir başka özelliği ise federal hükümet, ordu ve yerel yönetimin ortak kararı olması.
118 kişinin gözaltına alındığı operasyon için gerekçeler ise yıllardır değişmiyor: Genel olarak suç örgütleri ve uyuşturucu çeteleri. Öte yandan operasyon sırasında çıkan çatışmalarda mahalleli bir gencin de silahla vuralarak yaralandığı belirtiliyor.
Bu arada La Mare’nin bulunduğu bölge üç ayrı anayolla Antonio Carlos Jobim Uluslararası Havalimanına, yani Dünya Kupası için binlerce turistin ülkeye giriş yapacağı yere bağlanıyormuş meğer, bu yüzden burada yaşayan yoksul Brezilyalılar, Dünya Kupası organizasyonu için potansiyel tehlike olarak değerlendiriliyorlar.
“Suçu önleme” iddiasıyla yıllardır favela baskınları yapan özel polis timlerinin kendi işledikleri suçların dosyası da kabarık. Bugün işi ordu üstlenmiş olsa da normalde favelalara baskınla görevi polis ekipleri Özel Operasyon Taburu (BOPE). 2007 yılında yine el BOPE, Panamerikan Oyunları gerekçesiyle bu kez Complexo do Alemáo isimli mahalleyi basmış, geride 43 ölü ve 81 yaralı bırakmıştı.


DÜNYA KUPASI İÇİN ÖZEL SİLAHLI TİMLER

Öte yandan geçtiğimiz Aralık ayında Savunma Bakanlığı kararnamesi ile Dünya Kupası ve yine Brezilya’da düzenlenecek 2016 Olimpiyatları’nda görevlendirilmek üzere özel silahlı güçler oluşturulması kararı alındı. Barış/Huzur Gücü isimli bu özel timlerin generali olan Ronaldo Escoto, “Devletin varlığını yeniden yerleştireceğiz” diyerek demokrasiyi huzursuz edecek bir açıklama yapmıştı.
Şunu da hatırlatmakta fayda var. Brezilya’da polis, Silahlı Kuvvetlere bağlı. Sadece bu bile üzerinden kaç yıl geçerse geçsin askeri devlet yapılanmasının hala yaşadığının en önemli kanıtlarından biri.
En baştaki soruya geri dönersek, bu kupa kimin için?
Brezilya’nın kupa kazanabilmesinin neredeyse tek garantisi olan siyah yoksullar için olmadığı ortada.

www.evrensel.net
Elif Görgü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var