22 Nisan 2014 Salı

Marmara için büyük tehlike

Marmara Denizi, Tuna nehri üzerinden gelen atıklarla ve çevresindeki sanayi atıklarıyla kirlendiği yetmiyormuş gibi, şimdi de bor atıkları tehlikesiyle karşı karşıya. Bandırma’da deniz kıyısına yakın bir bölgede yıllardır depolanan bor atıklarının, denize akma tehlikesinin olduğu ortaya çıktı.

ETİ Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü, bor işletme faaliyetleri sonucu ortaya çıkan katı atıkların depolandığı, Bandırma Ağıldere Atık Barajı’nın yarattığı riskin tespit edilmesi için ihale açtı. 'Bandırma Ağıldere Atık Barajı Etüdü' adıyla açılan ve 26 Mart 2014 tarihinde yapılan ihale sonuçlandı. 'Belli İstekliler Arasında' yöntemiyle yapılan ihale sonucu 18 Nisan 2014 tarihinde yayımlandı. 3 firmanın teklif verdiği ihaleyi, merkezi Ankara’da bulunan Ce-Harita Petrol Yapı Müh.İnş.Gıda Turizm Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şirketi kazandı. Ce-Harita, 1 milyon 300 bin TL’ye üstlendiği işle ilgili yapacağı çalışmaları 7 Aralık 2015’e kadar tamamlayacak.
‘ATIKLAR DENİZE ULAŞACAK’
Bor maden işletmesi sonucu çıkan katı atıklar günümüze kadar, 1995 yılında devreye alınan Bandırma Ağıldere Atık Barajı’nda depolandı. Bandırma Limanı’nın yaklaşık 3 kilometre doğusunda ve kıyıya oldukça yakın bulunan Ağıldere Atık Barajı şimdi Marmara Denizi için büyük bir risk oluşturmaya başladı. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün, ihale teknik şartnamesinde mevcut durum şöyle tanımlandı: “Ağıldere Atık Barajı'nın şev stabilitesinin bozulması ve heyelan oluşması durumunda heyelanın şiddetine bağlı olarak baraj rezervuarı içine sürüklenen katı atıklar, baraj seddinin yıkılmasına sebep olabilecek veya settin üzerinden taşarak Marmara Denizi'ne ulaşabilecektir. Bu durum, istenilmeyen çevresel etkilere yol açabilecektir. Yapılacak araştırma sonucunda hazırlanacak uygulama projelerine göre alınacak önlemlerle hem şev stabilitesi sağlanacak hem de tabii afet durumunda atık baraj setinin yıkılmasının veya taşmanın önüne geçilecektir.”

 ‘TEREDDÜTLER OLUŞTU’
2008 yılı başından itibaren katı atıkların, kamyonlarla taşınarak barajın bulunduğu vadinin yamaçlarına düzenli olarak depolanmaya başlandığı, depolanan bu malzemenin yerinde sağlam durup durmayacağı konusunda tereddütler oluştuğu vurgulanan şartnamede tehlikeye şu ifadelerle dikkat çekildi: “Depolanan katı atık malzemenin stabil (sağlam) durup durmayacağı konusunda tereddütler hasıl olmuştur. Tumba (atık malzeme) yüksekliği arttıkça, menfi vedi eğimi ve tabanda biriken basıncın yanı sıra, sel deprem, yağış gibi doğal olaylarla atık şev stabilitesinin bozulabileceği ve heyelanların meydana getirebileceği risk nedeniyle, söz konusu sahanın heyelan risklerinin etüt ettirilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır.

Yurt Gazetesi/Mehmet Demirkaya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var