22 Nisan 2014 Salı

Kyme Antik Kenti: Sit Koruması 3.Dereceye Düşürüldü

Aliağa Çevre ve Kültür Platformu, “Turizm Haftası” dolayısıyla etrafı sanayi kuruluşları ile çevrilmiş olan Kyme antik kentinin durumuna dikkat çekmek üzere bir gezi düzenledi.
Aliağa’da sanayi kuruluşları ve Nemrut Limanı ile çevrelenmiş olan Kyme antik kenti, 3 bin yıllık bir geçmişe sahip. Prof. Dr. Ömer Özyiğit çıkan buluntuların tarihinin Yontma Taş Çağı’na kadar gittiğini ifade ediyor.



SİT DERECESİ DÜŞÜRÜLDÜ  

Kyme’nin 12 kentten oluşan Ailos Birliği’nin en büyük kenti olduğu ifade ediliyor.
Kyme’nin geniş bir alana yayılan 1. derece sit koruması, zaman içerisinde düzlükte kalan ve sanayi kuruluşu yapılmaya ya da tesisleri genişletmeye elverişli alanları 1. dereceden 2. ve 3. dereceye düşürüldü.
Kyme antik kentinin ilk kazıları 1925 yılında Çekler tarafından gerçekleştirilmiş ve çıkartılan eserler Prag’a götürülmüş. Sonraki yıllarda Ekrem Akurgal, Baki Ögün, Hasan Tahsin Uçankuş, Vedat İdil ve Orhan Bingöl kazı çalışmaları yapmış. 1985-2007 yılları arasında ise İtalyan Kazı Heyeti Başkanı Ord. Prof. Dr. Sebastiane Lagona tarafından yönetilmiş. Günümüzde Lagona’nın öğrencisi Antonio La Marca başkanlığında çalışmalar yürütülüyor. Kazılarda çıkan buluntular İzmir Arkeoloji ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulunuyor.  
MS. II. yy. da Kyme’lilerin bastırdıkları sikkeler üzerinde Ephesos Artemisi’ne benzeyen bir Anadolu tanrıçası kabartması, tunç atlet heykeli ve Artemis başı en önemli buluntular arasında.

‘ANTİK KENTLER LİSTESİNE GİRMELİ’

ALÇEP’in düzenlediği gezide Kyme ören yeri ile ilgili Arkeolog Kıray Kıroğlu’nun yaptığı bilgilendirmenin ardından platform adına yapılan açıklamada konuşan Siteler Mahallesi Muhtarı Sedat Okşar, Kyme antik kentine gereken önemin verilmesini istedi. Kyme Antik Kentinden çıkarılan eserlerin sergilenmesi amaçlı olarak yapımına başlanan, ancak 17 yıldır bitirilemeyen Aliağa Müzesinin bir an önce tamamlanması gerektiğini ifade eden Okşar, “İstanbul, İzmir ve Prag’daki tarihi ve kültürel mirasımızın; ait olduğu yerde, Aliağa Müzesinde sergilenmesi gerektiği açıktır” dedi. Okşar, kazı çalışmalarına da gereken önemin verilerek, hızlandırılması gerektiğini dile getirerek, “Kyme Antik Kenti’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı Antik Kentler listesinde yer alması için başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere tüm yetkilileri göreve davet ediyor ve bunun takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz” dedi. (İzmir/EVRENSEL)
www.evrensel.net

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var