12 Kasım 2012 Pazartesi

Artık daha çok hasta olacağız!

Sağlık alanını Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) yeniden düzenleyen AKP hükümeti, sağlıkta dönüşüm uygulamalarını bir bir hayata geçiriyor.
Sağlıkta dönüşümün bir ayağı olan “Sağlık kampüsleri” uygulaması sebebiyle boşaltılan Etlik İhtisas Hastanesi’nin Ankara’nın dört bir yanına gönderilen hekimleri arasında yapılan anket, hekimlerin çalışma şartlarının kötüleştiğini, uzmanlık eğitimlerinin aksadığını, gelirlerinin azaldığını ortaya koyuyor.
Ankara Tabip Odası (ATO) Ankara’nın en yeni hastanelerinden olmasına rağmen boşaltılan Etlik Hastanesi’nin çalışanlarının yaşadıklarını yaptığı anket üzerinden değerlendirdi.  ATO Genel Sekreteri Selçuk Atalay’ın açıkladığı anket sonuçlarına göre, hekimlerin yüzde 57’si eskiye oranla daha kötü şartlarda hizmet verdiklerini, yüzde 54’ü kampüs hastanelerine geçişle birlikte hekim ve sağlık çalışanları için şartların daha da kötüleşeceğine inanıyor. Ankete katılan hekimlerin yüzde 68’i aylık gelirlerinin eskiye oranla düştüğünü, Etlik İhtisas Hastanesi’nde eğitim alan asistanların yüzde 66’sı hastane değiştirmenin uzmanlık eğitimlerinin niteliğini düşürdüğünü belirtiyor.
Hekimlerin yüzde 66’sı hastanenin boşaltılması ile birlikte hastaların sağlık hizmetlerine erişiminin engellendiğini düşünüyor. Hekimlerin yüzde 31’ine göre dönüşümden en büyük zararı hastalar görecek. Anket sonuçlarına göre, dönüşümden en karlı çıkan kesim, sağlık sektörüne giren sermaye grupları ve ardından siyasal iktidar. Ankete katılanlar arasında dönüşümün sağlık çalışanları açısından yarar sağlayacağını düşünen kimsenin bulunmaması da dikkat çekiyor.
HASTANELERİN PARASI VATANDAŞTAN
Atalay sağlıkta dönüşüm sürecini de değerlendirdiği açıklamasında, KHK’lerle Kamu Hastane Birliklerini sınıflandıran kalite kriterlerinin ‘hastanelerin ne kadar çok hastaya ne kadar zamanda baktığı, az kaynak kullanımı, hasta başına düşen personel sayısı, mali durumla’ ilişkisine dikkat çekti. Atalay, beş yıldızlı bir hastane olabilmek için en dikkat çekici ve en yüksek puanlı kriterin  “net borç/ net hizmet tahakkuk tutarı” olduğunun altını çizerek, hastanelerin parasının halkın cebinden çıkacağını söyledi.
‘YÜZDE 70 DOLULUK GARANTİSİ VERDİ’
Toplanan puanların hastanelerin karnelerine işlenip, karnesi bozuk olan CEO’ların görevden alınacağını belirten Atalay, “Hastaneler notları yüksek tutmak için çok hasta bakacak, çok hasta yatıracak, çok tetkik, çok ameliyat yapacak ve bütün bu işleri az zamanda yapacak, dışarıdan hizmet satın alacak, iyi bir otelcilik hizmeti verecek ve mali dengeyi korumak için az harcayarak ama çok kazanacak” dedi.
Bu karne uygulamasının hastane çalışanları için aşırı çalışmak ve az ücret almak anlamına geldiğini ifade eden Atalay, hastane çalışanlarının hastane birlikleri içerisinde nerede gereksinim varsa orada görevlendirilebileceğini söyledi.
Bu uygulamayla bir hastanın bir kez gittiği doktoru bir daha bulamayacağını belirten Atalay, hastaların nesneleştiğini ve hastane çalışanlarının da niteliksizleştirildiğini vurguladı. Atalay, Sağlık Bakanlığı’nın insanları korumak yerine onların hastalanması üzerinden yaşayacak bir sağlık sistemini dayattığını vurguladı. Atalay, Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamayı hatırlatarak “Sağlık Bakanlığı kamu özel ortaklığı ile yaptıracağı sağlık hastane kampüsleri için şirketlere yüzde 70 oranında doluluk garantisi verdi. Oranın yüzde 70’in altına düşmesi durumunda ortaya çıkan farkı ödemeyi taahhüt etti” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İki güzellik bir arada

İki güzellik bir arada

Ya üçüde olmasaydı

Ya üçüde olmasaydı

Mehmet Akif Ersoy'dan

Mehmet Akif Ersoy'dan

Gezi Parkı

Gezi Parkı

Ne Denilebilir!...

Ne Denilebilir!...

Gezi

Gezi

Günün Fıkrası

Deli

1960'lı yıllar,Elazığ Akıl Hastanesinden her nasılsa 423 akıl hastası kaçar ve Elazığ'ın cadde ve sokaklarına dağılır.



O zamanın ünlü doktoru Mutemet Tazıcı hastanenin başhekimidir. 'Doktor bey,ne yapalım?' diye akıl danışırlar.



Mutemet Bey personeline;'Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin!'der.



Doktor önde birkaç personeli arkasında düt düt diye trencilik oynayarak Elazığ'ı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girip vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde sayı 612 kişidir...



Avukat 1




Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor, biri papaz, diğeri avukat olan üç yakın arkadaşını yanına çağırarak bir ricada bulunmuş.

- 300 bin dolar kadar bir tasarrufum var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Ama kimseye de güvenemiyorum. Şimdi size 100'er bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin...

Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş

- Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin koydum.

Papaz utana sıkıla mırıldanmış.

- Maalesef ben de aynı günahı işledim paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum.

Avukat gülümsemiş.

- Ben sözümü aynen yerine getirdim, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.




Avukat 2




George ve Harry balonda Atlantik Okyanusu’nu geçmektedirler. George Harry'ye döner ve “Biraz alçalıp nerede olduğumuzu anlayalım” der. Harry sıcak gazı biraz kısar ve balon alçalmaya başlar. George "Hala nerede olduğumuzu anlayamadım biraz daha alçalalım ve şu aşağıdaki adama soralım" der. Harry adama bağırır:

"Hey bayım nerede olduğumuzu söyleyebilir misiniz lütfen. "

Adam geri bağırır: "Bir balondasınız ve 100 metre yukardasınız"

George Harry'ye döner ve "Bu adam bir avukat" der.

Şaşırır Harry, "Nasıl anladın?" der.

"Çünkü" der George "Verdiği bilgi %100 doğru, fakat faydasız".




Avukat 3




Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup, sormuşlar:

“İki kere iki kaç eder?”

Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kâğıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ''Eminim ki dört eder.''

Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra : ''Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2'lik bir hata payı olabilir.'' demiş

En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:

''Kaç olmasını istersiniz?''




Avukat 4




Ceza davalarına bakan avukat bir arkadaşım anlatmıştı:

Yoksul bir babanın oğlu şoförlük yaparken ölümlü bir kazaya neden olmuş. Olayda tam kusurlu. Şoförün babası avukata başvurarak hukuki yardım istiyor. Arkadaşım adamın yoksulluğuna bakarak hiçbir ücret talep etmeksizin davayı takip ediyor.

Ancak bütün deliller aleyhte. Yapılacak bir şey yok. Şoförün mahkûmiyetine karar veriliyor.

Şoförün babası büroya gelerek yakınıyor.

“Yoksulluğun gözü kör olsun. Paramız olsa da iyi bir avukat tutsaydık bunlar başımıza gelmezdi.''




Avukat 5




Hayırsever vakıflardan birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler. Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:

“Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 $. Ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”

Avukat açtı ağzını:

“Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi? Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkûm olduğunu? Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”

Görevli yerin dibine geçmişti.

Sadece:

“Hayır, hiç bir bilgim yoktu...” diye mırıldanabildi.

Avukat onun sözünü keserek devam etti:

“Pekâlâ, ben onlara zerre kadar para vermezken, size niçin vereyim?”



















Günün Sözü

Homo sum,humani nil a me alienum puto

İnsanım,insana özgü hiç bir şey bana yabancı değildir.

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında

Şişli Merkez Mh,Esen Sk Saruhan İşhanında
Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Hayatımızdan sessiz sedasız çekilmişler

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli

Sinema Tarihinin Zaman Tüneli
Siyah Beyaz Hayatımızdan Renkliye...

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar

Sinema Tarihinden Siyah ve Beyazlıklar
Zamanın belleği var